bugün

bok gibi şehirdir. tarihi mekanları bilmem neleri palavradır. her şeyin pahalı olması bi yana çıkıp dolaşıcak bir heykel vardır. onda da aynı kasıntı aynı yapmacık tipler aynı kırolar vardır.
Sessiz,sakin,herkesin kendi halinde olduğu şehirdir.2 sene öncesi kadar orda yaşıyordum fakat şimdi çok özlüyorum.istanbuldan taşınan bi tanıdığımın ayy ne kadar sakin ve huzurlu bi şehir demesi.iskender kebap,melike,akuğur,fsm bulvarı unutulmaz yerlerdendir.Hatırlıyorumda çok küçüktüm o zamanlar metro alışveriş merkezi çok önemliydi herkes oraya giderdi.hey gidi günlerr
uludağsözlüğün en güzel zirvelerinin düzenlendiği yer, tüm yazarlar imrenmekte bu duruma.
bir eskişehirli olarak bu duruma el koymak istedim, tamam bursa güzel bir şehir, yeşili ve beyazı ile bir doğa harikası.

peki ya eskişehir ?
biz güzel bir şehir değil miyiz ?
yılmaz büyükerşen şehrimize çağ atlattı ama zirvelerimizde yeni yüzleri göremedik nedense.

buradan yetkililere sesleniyorum, eğer eskişehir'de güzel bir zirve düzenlemez ve eskişehir'in diğer yazarlarını aramıza katmazsanız, tesüf ederiz.
(bkz: bursa modern bursa da)
yıllardır herkes şehrine "canum şehrim, bi tanem muck" yazdı durdu. yazdı da ne oldu? soruyorum size ne oldu? bi bok olmadı. okuyanlar "çok kişisel lan bu" duygusuyla okudu. o kadar. ya da "hakkaten lan canım benim" dedi o da.

işte neyse efendum. sosyal mesajım şu ki: şehrimizi o kadar da övmeyelim. gerenk yok.

ben şeyi anlatacağım size. bursa'yı ve kenar mahallerini. bırakın heykeli, tarihi yerleri, yeşili ormanı. şehri şehir yapan en alt tabakalarıdır. hah işte bilimsel gibi tespit de geldi. daha ne ister bir okur bir yazıdan. bilemem.

efendum ben bursa adlı güzide şehrimizin kenar mahallerinde oturuyorum ve buralar çok hoş değil. tabii hayatım burada geçiyor otobüse binip şehir merkezine gitmediğim zamanlarda. her türlü etnik grup var. ve karmaşa var gibi. hep bir bağırış çağırış. kardeş falan da olmayınca. kankalar da iyice kenar mahalle tikisine bağlayınca. yalnız kalıyosun. okula gidip geliyosun. bilgisayar-tv-dergi üçgeni içinde yaşıyosun. sözlük okuyosun, yazıyosun, amerikan dizilerini izleyip okuldaki arkadaşlarına "hacı lost'taki kara duman aslında şeymiş" diyosun, teori şov yapıp, dünyanın en entelsel ortamında konuşuyosun, kurtlar vadisi pusu izleyip tiki arkadaşlarına onu anlatıyosun. net bir kimlik bunalımı. bu durumdan sıkılıp okulu ve lost'u seçtim. 4 sene yatılı okulda okudum ve şimdi kurtlar vadisinden tamamen uzağım. sokak köşelerinde bu 4 senede bir nesil atlanmış. bizim arkadaşlar saçlarına şekil vermiş. karı kız yapmış. beni tanımaz olmuşlar. tanısalar da konuşacak konu kalmamış. ha konu hep aynı bursaspor ve kv pusu ama ben ara verdim kv pusu'ya. oyüzden msn muhabbetine dönüyo:

-sa.
-as.
-nbr?
-iidir, senden?
-ben de ii.

bu kadar işte her şey.

kenar mahallerde ne sevdalar vardır. umutsuz sevdalar vardır. aslan yürekler vardır. iş ararken kahvelerde. umutlu gözlerin vardı. al işte ayna. ne güzel anlatmış. isteyen gelinciği dinlesin. ya da banane.

derin bir bursaspor muhabbeti var lan burada. şehrin zenginsel kesiminin aksine bizim buralarda herkes bursasporlu doğar ve yaşar sonra ölür. herkesin ilk aşkı bursaspor'dur. her hafta maça gitme muhabbeti olur. ama yılda 2 kez gidilir en çok. olsun. muhabbeti bilem güzeldir. misal şimdi herkes uefa ihtimalini falan konuşuoy bu saatlerde köşe başlarında. tiki saçları ve kiyafetleri var. babalarına "baba" derken bırakmıştım 4 sene önce. şimdi "peder" olmuş hepsi. bi de eskiden daha naif laf atarlardı. şimdi göt üzerine yoğunlaşmışlar.

neyse. ben bunu bi ara yeniden yazıcam. doluyum bu anlar.

lost lost diye nicesine sarılsam da galiba benim aslım kv pusu'ymuş.
sabah evden elbiseyle çıkıp akşam ıslanarak donmuş vaziyette geldiğiniz günler olabilir. aynı gün sahilde yürüyen insanları ve kayak yapanların görüldüğü yerdir. eski sevgiliyle el ele geçilen yollar o kadar güzeldir ki moral bozukluğu yaratmaz. başka bir şehirde hiç bir şoför asla aynı tonlamayla "arka kapının butonuna bastın mı ki açayım evladım" diyemez. en güzel anılarımın geçtiği şehirdir, özümdür.
özellikle bazı mekanları,buram buram tarih kokan şehir.mistik bir havası var...
yepyeni değil, yepisyeni demektir.
misket, bilye değil, cilli demektir.
çay koymak değil, çay dökmek demektir.
kışları uludağ'a, yazları mudanya veya kumla'ya gitmektir.
sabahları her yeri siyah mat girintili çıkıntılı bir kaplama ile kaplanmış araçları görmektir.
gemlik'e doğru denizi görmektir.
sokaklarda, caddelerde buz gibi suları olan çeşmelerden su içmektir.
heykel'e çıkmaktır.
hünkar'da çay içebilmektir.
"heykel'deki heykelin hangi ayağı havada" diye sormaktır.
akmerkez dendiğinde asmerkez'in çağrışmasıdır.
bukart sahibi olmaktır.
tekstil ve otomotiv cennetinde yaşamaktır.
özdilek'te su böreği yemektir.
kültürpark'a gitmektir.
ulucami de dua etmektir.
başka şehirlere giderken kestane şekeri götürmektir.
mudanya korsan cafe'de sahlep içmek, sahil boyunca yürükmektir.
yıldız tepesinde yakamoz izlemek ve sevgilini öpmektir.
kozahan, pirinç han, yeşil, hünkar, tophane'de çay ve nargile içmektir.
trafik sıkışmaya başladığında bursa'ya yaklaştığını anlamaktır.
sütaş'ın günlük sütlerinden içmektir.
gerçek iskender kebap yemektir.
hayatında en az bir kez bursa'nın ufak tefek taşları eşliğinde folklör oynamış olmaktır.
kaliteli bıçakların nerede bulunduğu bilmektir.
bur-sa-lı-sın diyenleri umursamamaktır.
çok modern, çok büyük, çok gelişmiş olmasa da bursa'nın büyülü bir şehir olduğunu bilip vazgeçememektir.
uludağ yolunda içmektir.
arap şükrü'de rakı balıktır.
teleferikten korkmamaktır.
teksas deyince amerika'yı değil bursaspor'u hatırlamaktır.
bursalı olmakla gurur duymaktır.
insanlarının at gözlüğüyle dolaştığı, ulaşımının berbat olduğu, otobüs beklerken insan(!)ların sıraya bile girmeyerek öküzlük yaptığı, %90 ının türbanlı olduğu lanet bir şehir.**
tek güzel yanı; (bkz: görükle)
mükemmel olmayan bir şehir.
*
sanayinin gelişmesiyle, hava kirliliğinin artmasından dolayı yeşilliğini kaybetmeye başlamış ve yapılan göçler sebebiyle güzelliğini günden güne yitiren marmara bölgesinin ikinci, türkiyenin dördüncü en kalabalık şehridir.
bir yarim olsun bursalı olsun
şehreküstünde yoklugumu unuttursun
bir yarim olsun ela baksın
evliyalar şehri şehadet şerbetini tattırsın
ey yolcu nedir benden istegin
yar isterim yol isterim sevda isterim
gelki hüzünlerdemi kalayım
bırak kalsın;
hüzünler bulutlara emanet

by myprens yazan
bursa herşeyiyle süperdir ne küçük bir sehirdir nede bir metropoll dür. ikisinin arasında kalmış bir şehir ve üstelik dünyada eşine az rastlanıcak hem kış sporu hemde yaz sporu yapılabilen yanı uludag ve marmara denizini bir arada bulunduran şehirdir.
arapların bol geldigi şehirdir.

şeftali,kestane şekeri,çatılı evleri, meşhurdur..
kışın beyazını örten kendisinin güzelliğini kıskandıran o güzel kaftanlı güzel

uludağ sözlükle ilişkisi bulunduğunu sandığım şehir.
sözlüğün amblemi olabilecek yer uludağımız diğer şehirlerin gıpta ile baktıkları güzellik.
her haliyle dört mevsim güzel bir şehir. çok özlenecek şehir...
daha önce bursaya gelmemiş olanlar bursayı karadeniz yaylaları kadar yeşil beklerler. çünkü hep en güzel ve en yeşil şehir olarak anılır. bunun yanına bu yeşilin camii yeşilinden gelmiş olabileceği eklenir ve bursalı terimi açıklanır.
ankara ve istanbuldan sonra en büyük şehir. osmanlının başkenti. göçlerle biraz bok olduğuna inanıyorum. bursayı seviyorum. ama insanlarını sevmiyorum. trafiği de gittikçe kötüleşmeye başladı sabahın 10unda izmir yolunda niye tıkansın bi yol ?
eğer heykel civarında oturuyorsanız gece 1' den sonra daha da güzelleşir. koskoca şehrin altıparmak-heykel hattına sıkışmasının hıncını gecenin ilerleyen saatlerinde çıkarırsınız.

setbaşında dürüm yedikten sonra ulu camii avlusunda saatlerce oturabilirsiniz...
sevdalısı olunacak şehir.ayrı kalmaya gelemiyorum ama 6 aydır uzak düştük.yürü be ehli bursa endamını göreyim sensiz geçen 6 ayın ecdadını nideyim..
değerini üniversiteye, başka bir şehire gittiğimde anladığım, taşı toprağı gümüş * şehrim.
(bkz: #5447652)
yeşiliyle gönlüme taht kurmuş şehir. hayatımın geri kalanını geçirmek için çok çaba harcadığım ama pek de başarılı olamadığım cennet gibi mekan. değişik bir büyüsü var bursanın. insan kendini kaybeder orada. bursada yaşamak bence bir ayrıcalıktır.
uzun zamandır uğrayamdığım özlediğim şehir.

--spoiler--
bursa zirvelerinde sürekli bulunan, kemik yazar kadrosu gittikçe genişlemekte, ismim unutulmakta. dışlanmış hissediyorum. ancak dönüşüm muhteşem olacak.
--spoiler--
an itibari ile şimşekler ve yağmur altında kalmış, bize korku film tadında güzel sahneler yaşatan mükemmel şehir. kaçın böcekler, uçun böcekler. pırrr.
2 yıl süreyle bulunduğum şehir.
"Heykel" dışında hiçbir yeri dümdüz olmayan şehir.(heryer yokuş bayır ya nefes nefese kalıyosunuz).Ayrıca Havası da pek bi berbattır.
Asıl Bursalıların beşevler-nilüfer daha çok şehrin merkezinden uzak olan yerlerde yaşadığı bir şehir.
Ayrıca bu kadar muhafazakar bir şehir daha görmedim ben.(bildiğiniz hacılar ve arkalarında 7-8 tane çarşaflı teyzeler dolaşıyor).Böyle bir şehirde -şenol heavy metal shop- olması biraz ilginçtir...
Not:ayrıca Bursa'nın yerli halkı yağmurlu havalarda hiç dışarı çıkmıyor.Bunu bir esnaftan duydum ve cidden bu böyle yani :D