bugün

shooter filminin baş karakteri.
(bkz: mark wahlberg)
(#29079092)

çabuk nik altı dediğim yazar. hoşgeldin, iyi halt yedin.
(bkz: am peşine adanan hayatlar)

koştursun efenim.
mütemadiyen siklenmeyen yazar
Ben iplerim yavrum.
tanımadığım yazar.gerçi ben hangi yazarı tanıyorum ki?neyse hoş gelmiş yazar. ağzı bozuk ama olur o kadar devir kötü.
muhabbetini çok sevdiğim torunum. komik bir genç. karışan olursa bana gelsin. beraber dayak yeriz.
nick altına yeterince entry girilmediginden yakınan yazar.
Nickaltina Entry girince mutlu olucak yazar.
Çok iyi atışları olan karakter.
doğrudur. shooterdaki mark whalberg. idolumsün.
john wick gibi köpeğine aşırı düşkün bir karakterdir. inşallah ilerleyen yıllarda expendables 'ın yeni versiyonunda john wick ile beraber aksiyon starı olarak görmek istediğimiz karakter.
muhabbeti içten ve sıcak bir yazar kardeşimdir.
Yanlış hatırlamıyorsam 2007 yılı yapımı shooter filminin karakteridir. Sağlam filmdir izleyin.
eleştirileriyle beyin jimlastiği yaptığım ,faydalı yazar. sözlükte sayılarının artması dileğiyle.
Hukuk okuduğunu düşündüğüm ayrıca güzel entryleri ile beğenilere mazhar olan 11. nesil yazarımızdır.
öncelikle beni cemaatçi veya dindar biri sanmış arkadaş , toplam 2 sure bilen , şu yaşına kadar 4 tane namaz kılmış , cemaat'e yapılan operasyonları da zevkle izleyen bir hukukçudan fazlası değilim , savunduğum görüşler de x dini y dini , z parti q parti doğrultusunda değil , hukuk doğrultusundadır

hukukta yerel örf ve adetlerin de ön planda olduğunu , bu yüzden iran'ın uyguladığı şeri hukukun veya ingiltere'nin uyguladığı anglosakson hukukun burada bir hükmü olmayacağını söylüyorum , fikrimin de arkasındayım , her koyun kendi bacağından asılır , her ülke kendi gelenekleri çerçevesinde bir hukuk düzeni kurar.

tüm yasalar mükemmel değildir , olanı eleştirmek yerine daha iyisi sunulduğu takdirde ben buna karşı çıkmam , senin beğenmediğin türk ceza kanunu'nu hazırlayan komisyonun üyesiyle ben 200 kişinin önünde suçlunun topluma geri kazandırılması mı doğru yoksa yok edilmesi mi diye tartışmış insanım , o kişi (taşşaklı bir okulun en taşşaklı ceza hukuku profesörü) suçlunun kazandırılmasını savunurken ben kazandırılmasının bir faydadan ziyade zarar vereceğini savundum ve bir çıkar yol bulamadık , o dedi ki 100 suçlunun 1 i bile kalan hayatına düzgün devam edecekse o 1 in hakkını teslim etmek gerekir , ben dedim ki suçlulardan kalan 99 u başka bir 99 kişinin hayatını karartacaksa daha önce suç işlemiş olan o 1 in hayatının yanması daha önce hiç suç işlememiş 99 un hayatının yanmasından iyidir , bir sonuca varamadık ama bu tartışmanın sonucu dönemdeki tek aa harf notunu benim düşürmem oldu

konuya tekrar dönersek bak dostum , o kanunu koyan kafirmiş illuminatiymiş cartmış curtmuş benim öyle bir iddiam yok , bunu sen kendi kafandan uydurup üstüme yıkmaya çalışıyorsun ki bu çok saçma , ben sana diyorum ki hukuk anlamında ne kadar şey biliyorsun , ben bunun 4 yıldır ihtisasını alıyorum , anam ağlıyor çalışmaktan , sen daha tecavüzle cinsel istismar arasındaki farkı bilmiyorsun , sen 'in dubio pro reo' nedir onu bilmiyorsun , kast nedir taksir dedir onu bilmiyorsun , bu ülkede kimlerin başı bu iffet iftiraları yüzünden yandı onu bilmiyorsun , şüpheli nedir sanık nedir mahkum nedir arasındaki farkı bilmiyorsun , hala bana laf konuşuyorsun.

buyur , eldeki kanunlardan daha iyisi varsa koy ortaya konuşalım , haklıysan haklı demeyi de biliriz.

ek olarak ; in dubio pro reo denen ilkenin sana ne kadar bıçak sırtı olduğunu şununla anlatayım , a b ve c isimli 3 şahıs birbirlerinden habersiz olarak hasımları d şahsını vururlar , kurşunlar d nin kafasına omzuna ve bacağına isabet eder ve d orada ölür , adli tıp raporu ve balistik incelemeler sonucunda da kafaya giren kurşunun hangi silahtan hakkında bir sonuç çıkmaz , şimdi olayda ortak bir suç işleme kararı olmadığından bunları müşterek fail konumuna koyamazsın , hepsini müstakil fail olarak değerlendireceksin , şimdi bu 3 adam da kasten öldürme suçunu işleme niyetinde mi , evet , lakin öldüren kurşun 1 şahıstan çıkmış , bu durumda 2 failin işlediği suç teşebbüs aşamasında kalmıştır , kafadan vuran suçu tamamlamıştır buraya kadar okey miyiz ? devam ediyorum şimdi suçu tamamlayan fail belli değil , bu durumda ya 3 ünü de kasten öldürme suçunun tamamlanmış halinden yargılayacaksın ki bu hukuka aykırı zira 2 kişi öldürmemiş , yani 1 kişinin işlediği suçtan dolayı 3 kişiyi cezalandıracaksın ki bu yanlış.peki 3 ünü de teşebbüs aşamasında kalmış kasten öldürme suçuyla yargılarsak (ki yapılacak olan bu) , bu durumda da katil olanın cezasını eksik vermiş oluyorsun , işte burada hukuk fazladan ceza vermek yerine az ceza vermeyi tercih ediyor , şüpheden sanık yararlanır diyor 3 ünü de teşebbüs aşamasında kalmış kasten öldürme ile cezalandırıyor.doğru mudur , bana göre değil , 3 tane ahlak pusulası bir kişinin canını kastedecek kadar şaşmış kişinin hakkı yense ne olur yenmese ne olur diye düşünüyorum ben , ama hukuk öyle düşünmüyor , hukukun dediği de mantıklı geliyor kulağa , yani sen ister liberal hukuku savun bana ister x hukukunu ister y hukukunu , varsa eğer ilahi adalet denen bir kurum ancak o doğru cezayı kesebilir burada.işte bu yüzden hukuk fakültesinde gerekçesini yapabildiğin her cevabın doğru kabul edilir , zira kanunları koyan da uygulayan da insandır , insanlar farklı düşünebilirler ve bu düşüncelerini doğru temellendirirsen karşındaki farklı düşünse bile seni haklı bulur , şimdi ben seni dinliyorum , anlat bakalım.
insan dünyanın her yerinde aynı insan olamadığı için devletler var , sen olması gerekeni savunuyorsun ben olanı aradaki fark bu , sen ütopik bakıyorsun ben realist

misal bugün malezya'da evlenmeden önce damadın arkadaşları gelinin meme ucunu sıkarak sözde bir kutlama yapıyorlarsa , bunun bu ülkede yapılması 8 ölü 36 yaralı şeklinde bir sonuç doğuracaksa ben dünya üzerinde insanın aynı insan olduğuna inanmam , kimse kusura bakmasın her milletin kendine has gelenekleri vardır ki bundan doğal bir şey de göremiyorum açıkçası , zaten dediğin gibi bir şey olsaydı farklı diller farklı gelenekler farklı devletler ortaya çıkmazdı

ve yine üstüne basa basa söylüyorum , evet hukuk evrenseldir , tüm dünyada kabul edilmesi gereken yaşama hakkı , mülkiyet hakkı , seyahat hakkı gibi hak ve özgürlükler evrenseldir , fakat evrensel olduğundan daha çok yereldir çünkü bunlar sadece hukukun planını belirler , hukuk bir bina gibidir , evrensel ilkeleri plan olarak düşün , yahut sadece güçlendirme demirleri gibi gör , bunlar her binada var , ama kimi bina betondan yapılıyor kimi başka bir maddeden , kiminin rengi kırmızı kiminin mor , sen diyorsun ki bunların hepsi aynı olmak zorunda , değil arkadaşım değil bu kadar basit , her millet kendi malzemesini kendi rengini kendine göre seçiyor , böyle de olması gerekiyor zaten.

dediğin gibi sen hiçbir zaman olamayacak olan doğruları savunuyorsun , bense olabilecek olanın en iyisini , ortak bir paydada buluşmamız zor *
hangi ülkede hukuk tam olarak sağlanabiliyor ? bakın italyan kökenli ceza kanunları , isviçre kökenli medeni kanunları kullanıyoruz , ceza hukukunda alman ekolünün de etkili olduğunu söyleyebilirim ayrıca

ülkesinin her ferdi futbol ile yatıp kalkan almanya gibi bir ülkede , karl heinz rummenige gibi bir adam (f.c. bayern münchen icra kurulu başkanı ve almanya'nın efsanevi milli forvetlerinden biri) pasaport sırası bekleyebiliyor , hatta polis kendisini bir süre alıkoyabiliyor , aynısını fatih terim'e yapabilme olasılığınız kaç ? %0.0001 i geçmez , hatta polisler bir hatıra fotoğrafı çektirirler ve olay kapanır

hukuk sisteminden kastınız hukuku uygulamakla görevli fertler ise evet o konuda sıkıntı olduğu aşikar , 10 yıl içinde bu ülkenin genelkurmay başkanı ve paşaları içeri atılıp teröristlik ile itham ediliyorsa ve sonraki süreçte deliller yalandı denip dışarı salınıyorsa ve sırf tamamen politik bir nedenden dolayı bunlar gerçekleşiyorsa sıkıntılı olduğumuz bir gerçek , hukuk uygulanamıyor bizim ülkemizde , bu asliye ceza mahkemesinden tutun yargıtay ceza genel kuruluna kadar böyle , bunu yalanlamıyorum

lakin ben diyorum ki kanunların sistematiğinde bir sıkıntı yok , kanunlar cidden uyulduğunda ve uyulması sağlandığında oldukça yeterli ve caydırıcı , benzeri kanunu almanya uyguluyor bak gördüğün gibi ağa babasını bile ensesinden tutup alırlar içeri

sorun hukuk falan değil kardeşim , sorun adamını kayırmak , geçen gün ekşi'de bir başlık vardı 'türkiyelilerin en sahtekar millet çıkması' şeklinde , güvenilirlik testinde sonuncu çıkmışız yani , altına da 'adamını bulsak birinciyiz aslında' şeklinde bir yorum atmışlardı ve debe olmuştu , biz buyuz işte bunu kabullenmemiz gerekiyor , a parti b parti c parti x görüş y görüş hiç fark etmez , kim başa gelirse , kim gücü alırsa adamını kayırıyor , bu en ufak yerden en büyük yere kadar geçerli , bu bugünün sorunu da değil 300 yıldır süregelen bir sorun , osmanlı'yı bitiren de buydu bizi bitirecek olan da , liyakat sisteminden uzaklaşıp kendi adamına mevki verirsen hiçbir işin düzgün olmayacağı gibi hukukun da düzgün olmaz.

ama yine dediğim gibi , kabahati uygulayanlara bulun kanunlara değil , cidden oldukça iyi kanunlara sahibiz kıymetini bilin.

edit : bu kadar da batı hayranlığı fazla be kardeşim , sanki orada yaşanmıyor hiç böyle şeyler amk , suç orada da var ki adam ona uygun ceza kanunu çıkarmış , orada da suç işleniyor yani , bizim burası bok çukuru da oralar gül bahçesi değil merak etme.
ben tam tersini düşünüyorum , düzgün bir ekonomiye sahipsen hukukunu uygulaman kolay olur

ekonomin düzgünse , refah seviyen yerindeyse gasp gibi adi suçlar işlenmez , hırsızlıksa gider banka soyarlar kumarhane soyarlar , 5 lira için adam öldürmezler gider anders breivik gibi keyfi 77 kişiyi öldürürler , adamların suçları bile büyük , neden çünkü para denen şeye olan ihtiyaçlarını gidermişler , ne hakimleri 10.000 lira için dava satıyor , ne 10 lira için birileri öldürülüyor , insanları ne kadar doyurursan o kadar huzuru sağlarsın bu iş böyledir

yunanistan , güllük gülistanlık ülkeydi , ekonomi bir battı hak hukuk kalmadı insanlar yağmaya çıktı , ukrayna ona keza öyle , ispanya yine benzer şeyler yaşadı , buralar hukuksuz muydu ? hepsi avrupa ülkesi , hepsinin insanları bizden kat kat medeni , ama para bittiği anda insanlar yaşamak için bir şeyler yapmak zorunda kalıyor , ben suçu da suçluyu da yerinde görüp tanıdığım için sana şunu diyebilirim ki suç işleyen kişilerin sebeplerinin %50 sinden fazlası maddi , suç işleyen insanların %99 unun psikolojisinin bozulmasında da maddiyat bir etken , bunları çıkarırsan ortalama olarak suçları %70 oranında önlemiş olursun zaten , %70 in suç işlemediği bir ortamda kalan %30 u da daha iyi zaptedeceğinden %5 i kendiliğinden cayacaktır , 4 te 1 e indirirsin suç oranını sadece ekonomi ile , aslında ekonomi direkt tetikler demeyelim de ikisi bir bütün , ikisi de birbirini destekliyor , mutualist yaşamlar gibi

işte senin anlamak istemediğin husus şu , buraya hangi düzeni getirirsen getir , ister şeriatı getir istersen anglosakson hukukunu komple al getir , tutmaz abicim tutmaz bu ülkede hiçbir şey tutmaz , ne zaman ki cepler dolar , ne zaman ki kafalar değişir , ne zaman ki şu amcamın oğlu mecburen onu alıcaz demek yerine şu işini iyi yapıyor onu alalım denir , o zaman istiyorsan en boktan kanunları kullan yine bir nebze düzelme olur

değişmesi gereken 2 şey var , 1 ekonomi 2 eğitim , bunları değiştirdikten sonra hukuk zaten rayına oturacaktır canınızı sıkmayın *
kavga değil tartışma arkadaşlar , biraz sert girdik ama fikirlerimizi çarpıştırıyoruz sıkıntı yok *
yazin yazin cok zevkli oluyor, izliyor okuyoruz diyerekten;

bir ülkede ekonominin iyi olmasının yegane şartı, hukuk sistemi ve denetim sisteminin doğru işlemesinden geçer diyorum.

isviçre, japonya, kanada, abd gibi ülkelerde ekonominin gelişmesi, devlet sistematiği içerisinde sorgulanabilirlik-denetlenebilirlik ve yargı bağımsızlığının tam olmasindan kaynaklıdır.

13 yıldır ekonomi dış yatırımlardan çok, mısır-libya-dubai-arabistan gibi ortadoğudaki petrol şeyhlerinin bankalarimiza para yatirmasi ve kendi ülkelerinden cok türkiye'de mülkiyet satin alması ile ayakta durabiliyor.

sektörel bazda, hala kendi üretimimiz herhangi birşey yokken vergilerden geçiniyor resmen hazinemiz.

4 tane önemli bakanına soruşturma açan savcıyı görevden alır, hoşuna gitmeyen işler yapan hakimleri ve savcıları hatta avukatların bile paralelci yaftası ile içeri alıyorsan ya da mesleklerinden ihraç ediyorsan, yargı'da bağımsızlığı zedeliyorsun demektir.

ve hiçbir ülke yoktur ki yargı bağımsızlığı olmadan ayakta durabilsin..

adaleti dağıtmayı başaramazsanız, toplumlar kendi adaletlerini oluşturmaya başlar.
isyandan, iç savaşa doğru gidebilecek kapasitedeki bu oluşumlar ekonomi'nin e'sini ülkeden siler atar alimallah.
Yazdıklarını okuyorum ama araya kendi reklamını almasa fikirleri daha ön plana çıkacak.
selam ben geldim. *

"bir ülkede ekonominin iyi olmasının yegane şartı, hukuk sistemi ve denetim sisteminin doğru işlemesinden geçer diyorum."

katılmıyorum. şöyle ki;

dünya tarihi bize göstermiştir ki zenginlikle birlikte gelen bir doyum olmadan eğitim ve hukuk sağlıklı bir yapıya ulaşmaz. şöyle ki; ülkelerin hukuki-dini anlamda reformlar yapabilmelerinin yegane koşulu nedir? (bakınız: milano fermanı, hoşgörü fermanı): özgür düşünce ortamıdır!

önemli not: dini serbesti tanıyan her ferman bir hukuki fermandır da aynı zamanda.

peki özgür düşünce ortamını sağlayan yegane faktör nedir? eğitim'in özgürleştirilmesi, eğitimin özgürleştirilmesini sağlayan nedir? ekonomik kaygıların geride bırakılmış olması ve kendinden emin bir "yapıya" ulaşılmış olması. ekonomik kaygıları geride bırakmanın yolu nedir? hukuki olmayan adımlarla kolonyalizmin başını tutmuş olmaktır (bakınız: altın avı, generallerin beş çayı, ingiliz kolonyalizasyonu, çin-hindi, petrol savaşları vs vs) şimdi madem hukuktan bahsedeceğiz; o zaman sadece bireysel haklar mıdır hukuk düzeninin karşılığı? elbette hayır.

ülkeler önce gayri hukuki yollarla büyürler ve daha sonra da kendi vatandaşlarına adil davranmaya başlarlar bunun öncesinde de kimsenin kimseye hukuk falan sattığı da görülmez. ekonomik büyüme hukukun da gelişmişliğini göstermez aynı zamanda adaletin tecellisi yolunda (kısmen etkisi var ona diyecek bir şey yok ama o da temel faktörlerden birisi değil sonuçlardan birisidir) çok da etkili değildir (bakınız: abd'de 93 yılından beri açılan hapisane sayısı vs suç oranı).

ya daha açık bir ifadeyle:

dünyanın en büyük ekonomilerinden çin ve brezilyayı örnek alın ve buradaki çalışma koşullarına, yaşam koşullarına, suç oranlarına, denetime vs bakın ve hukukun yürütülebilirliği konusunda ekonominin aslında hukuka pek de etkisi olmadığını görürsünüz. hukuka doğrudan etkisi olan şey: özgür düşünce ortamıdır. bunu da yaratan ekonomidir hukuk değil.

özet: hukuk ekonomiyi düzeltmez, ekonomi dolaylı yoldan hukuku düzeltir.

ek: sabahın 6'sında hukuk tartışıyoruz ne güzel. arada ulusözlük yapıyor bunu hoşuma gidiyor.

ek 2: yazdıklarım yanlış bir çıkarımın sonuçları da olabilir işin güzel yanı orda zaten "aga senin yanlışın var şöyle ki..." diye cevap alabilmek. oh ohhh keyiflendim.

ek 3: ayetler var ayetler!!! cvklklbvdfgşilböşl
saygıyla karşılayarak ve nick altından yürüdüğümüz bob'un affına sığınarak;

ülke ekonomisi ekseninde, hukuk'un bağlayıcılığı ve katılığı olmadan, yargının bağımsızlığı olmadan, sorgulanabilirlik ve denetlenebilirlik olmadan ekonominin nasıl gelişebileceğini halen çözebilmiş değilim.

abd, çin, brezilya suç ve cezaevi oranlarını incelememekle birlikte, suç oranının fazlalığı hukuk sisteminin işlemediği anlamına gelmez..

amerikada'ki bir senatör yolsuzlukla suçlandığında nasıl bir hukuki işlemden geçiyor? türkiye'de bu işlem nasıl işliyor ona bakmak gerekmez mi bu bağlamda?..

yolsuzlukla mücadele'nin öncüsüyüz diyerek 7 sülalesini zengin eden bakanlar,milletvekilleri..
vergi kaçakçılığı başta olmak üzere, binbir yolsuzlukla zenginliklerine zenginlik katan aileler yargılanmıyorsa bu ailelerin kurduğu şirketler denetlenmiyorsa,

işin daha da açığı sayıştay raporları bu ülkede meclise getirilemiyorsa, bu ülkede hukuk işlemiyor, zenginler zenginleşmeye, fakirler fakirleşmeye devam ediyor demektir.

daha çok zenginleşen kesim ile fakirleşen kesim arasındaki uçurum ekonomidir işte.

ekonomiyi derin manalarda düşünmeden önce, en basit anlamı ile bir ailenin alım gücü ile anlatmak, anlamak lazim gelmez mi?..

bir ailenin alım gücünü, yolsuzlukla çalan güruh'a hukukişlemiyorsa, o ülkede ekonomiksel veriler iyi değil demektir.

hukuk'u iyi işlemeyen bir ülkede, ekonomik düzenin iyi olduğunu söylemek bana kalırsa doğru bir söylem olarak gelmiyor.