bugün

BiRECiK'iN COĞRAFi KONUMU :

Birecik,Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Orta Fırat Bölümünde, Şanlıurfa iline bağlı Fırat Nehri kıyısında bir ilçedir. Birecik ilçesi doğudan Arat ve Babadağları, güneydoğudan Suruç sınırında Beko Dağı ve kuzeybatıdan da Kalazan Dağı ile çevrilidir. Fırat Nehri üzerindeki konumu, yerleşmenin tarih boyunca önemli bir merkez olmasına neden olmuş, özellikle Anadolu ve Mezopotamya arasındaki ticarette bir bağlantı noktası olma özelliğini, 19.yüzyılda yakın çevreden demiryolunun geçmesi ve Ortadoğu'nun siyasal yapısındaki değişimlere değin korumuştur. Yörede hem kara hem de nehir ticareti önem kazanmıştır. Fırat Nehri hem nehir taşımacılığına, hem de açtığı dar vadi ile kara ulaşımına olanak sağlamıştır. Fırat Nehri'nin özellikle Birecik ile Basra Köprüsü'nün arasındaki bölümünde nehir taşımacılığı yapılmıştır. 1956 yılında Fırat üzerinde Birecik Köprüsü'nün yapılmasıyla yeniden ticaret ve tarımsal etkinlik gelişme göstermiştir.
BiRECiK'iN TARiHi:
1894 yılında J.E.Gautier tarafından Surtepe ve Yelvez arasında bulunan bir baltayla Birecik ilçesi'nin tarihinin paleolitik çağlara değin uzandığı görülmüştür. M.Ö. 2000 yıllarında Hititlerin egemenliğine girmiştir. M.Ö.840 yılında Asurların eline geçen kent, daha sonra Pers egemenliği altına girmiştir. Helenistik Dönemin başında Makedonya Krallığı'nın topraklarına katılmıştır. Daha sonra sırasıyla Seleukos Devleti(MÖ 222-187),
Roma imparatorluğu(MÖ 30- MS 395), Bizans imparatorluğu(MS 395-637), Araplar ve Bizans imparatorluğu(MS 637-780/788), Abbasi Devleti(MS 788-1030), Bizans imparatorluğu(1096-1098), Urfa Haçlı Kontluğu(1098-1144), Zengi Devleti(1144-1145), Artuklu Devleti(1150-1240), Eyyubi Devleti(1260) tarafından yönetilmiştir. 1260 yılında Memlûk Devleti'nin eline geçen Birecik 15.yüzyılın sonlarına değin Memlûk yönetiminde kalmıştır. 15. yüzyılda kısa sürelerde de olsa Akkoyunlu ve Karakoyunlu Beylikleince de yönetilmiştir ve 1517 yılında Osmanlı imparatorluğu'na katılmıştır. 20.yüzyılda 1919 yılında önce ingilizler, sonra da Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. 13 Haziran 1922'de işgalden kurtulan Birecik 21 Ekim 1922 tarihli Ankara Antlaşması sonucunda Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarına katılmıştır.
Kentin bilinen en eski anıtsal kalıntısı, Birecik iç Kalesi'dir. Fırat Nehri kenarında yükselen doğal kayalık tepe üzerine kurulmuş olan Birecik iç Kalesi'nin MÖ. 2000'den sonra bir yerleşmenin odağı olduğu düşünülmektedir. II.Salmaneser (MÖ 859-824)bu kaleyi onartarak kendi adını vermiştir. Kale son biçimini 133.yüzyılda almıştır. Birecik Kenti bir surla çevrilidir. Kentin surlarının ne zaman yapıldığı kesinlik kazanmamıştır. Memlûk Dönemine ait iki yazıt 1482-84 tarihlidir. Surun Meydan Kapısı, Urfa Kapısı, Meçan Kapısı ve Bağlar Kapısı olmak üzere dört kapısı vardır. Bu surun büyük bir bölümü yıkılmıştır.
Ortaçağda Birecik, kara ve deniz ticaretinin merkezi olma özelliğinin yanı sıra, hem Hıristiyanlar hem de Müslümanlar için büyük önem taşıyan Hac yolu üzerindedir. Osmanlılar zamanında Birecik'te 16.yüzyılın ikinci yarısında Basra ve çevresini korumak üzere yaptırılan tersanenin kurulmasıyla önemi giderek artmıştır. 19.yüzyılda yerleşmenin ticari hayatını etkileyen en önemli olay, buharlı gemi taşımacılığının 1840 yılında gerçekleşmesidir.
19.yüzyılda seyahatnamelerde Birecik yerleşmesiyle ilgili bilgilere ulaşılmaktadır. Yüzyılın ilk çeyreğinde Birecik'i ziyaret eden Buckingham, 400 hanesi 3000-4000 nüfusu olduğunu ve 5 camii, 1 hamam, küçük bir pazar yerinin olduğunu yazmaktadır. 1837-39'da Birecik'i ziyaret eden Mareşal von Moltke kentten ayrıntılı olarak bahseder. 1883 tarihli yapıtında Sachau, 6000 haneli ve 30.000 nüfuslu bir kent olduğunu kaydeder, zengin bir ticaret bölgesi olduğuna değinir. 1873 Halep Salnamesi'nde, Birecik nüfusunun 18.722'si Müslüman, 888'i Hıristiyan, 116'sı Musevi'dir.
19.yüzyılın sonları-20. yüzyılın başlarına ait Salnamelerde adı geçen yapılarla bugün mevcut olan veya yöre halkının yıkıldığını bildiği yapılar karşılaştırıldığında çok sayıda yapının ortadan kalktığı anlaşılmaktadır. Salnamelerde geçen 1 hükümet konağı, 10 sübyan mektebi, 4 iptidai mektebi, 1 rüştiye, 1 medrese, 1 kütüphane, 1 karakol, 1 silahhane, 1 tıraşhane, 3 kilise ve 1 manastır günümüze ulaşmamıştır. 19 cami ve mescitten günümüze 8 cami ve 3 mescit olmak üzere 11'i, 8 tekkeden 2'si, 9 handan 5'i, 20 değirmenden 2'si gelebilmiştir. Ayrıca tersane, köprü ve iskelenin 19.yüzyıl sonlarından önce ortadan kalktığı sanılmaktadır. 17.yüzyıl sonlarına ait bir kaynakta tepenin eteklerinde bir çeşmeden söz edilmektedir.
Yine kaynaklarda ticaret hayatının hareketliliğinden söz edilmektedir. 1883 tarihli kitabında Sachau, Birecik pazarında hemen hemen her türlü ticari malın bulunduğuna değinmektedir. Yolcuların yanı sıra köylüler, çiftçiler ve bedevilerin buradan çeşitli gereksinmelerini karşıladıkları, her türlü yiyecek ve giyecek dışında deri işleri, yünlü ve değişik türde çanak-çömleklerin hatta palaska, kılıç kayışı ve urgan gibi gereçlerin bulunduğundan söz eder.
Anadolu'da demiryolu ağının kurulması Birecik'in tarihsel durumunu etkilemiştir; çünkü demiryolu kente uğramamakta, belirli bir uzaklıktan geçmekteydi. Bu nedenle Birecik tarihsel ticaret merkezi olma özelliğini yitirmiştir. 1957 yılında yapılan Birecik Köprüsü ticaret ve sanayideki gelişmeye belirgin bir ivme kazandırmakla birlikte, tarihsel kent dokusunun değişmesinde de önemli bir etmen olmuştur. Atatürk Barajının yapımı ise bu değişimi hızlandırmıştır. Günümüzde Birecik nüfusunun 20.yüzyıldaki durumuyla 19.yüzyıldaki durumu karşılaştırıldığında ve yok olan yapılar değerlendirildiğinde, kentin 20. yüzyılda, önceki yüzyıllardaki bölge içi etkinliğini yitirdiği anlaşılmaktadır.
Birecik ilçe merkezindeki sit alanları ve taşınmaz kültür varlıkları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı tarafından tespit edilip, 16.09.1982 tarihli A-3781 nolu kararıyla tescil edilmiştir.
(Birecik-Suruç Türkiye Kültür Envanteri Pilot Bölge Çalışmaları, T.C.Kültür Bakanlığı Türkiye Bilimler Akademisi Yayını
http://www.birecik.gov.tr
http://www.birecikdernegi.com
patlıcanı meşhurdur. alinazik de, balcan kebabı da en iyi bu balcanla olur.
gaziantep sanliurfa otobaninin an itibariyla yapilmayan nizip-birecik firat köprüsü kisminin bulundugu sanliurfa ilcesi. gaziantepin nizip ilcesine 15 km mesafededir.
bir hafta kaldığım güzel ve şirin urfa ilçesi.

insanlarının misafirperverliği, zengin yemek kültürü ve eşsiz fırat manzarası ile hatırlayacağım ilçe.
antepten urfaya giderken geçilen , hala tarihten bir yaprak gibi duran egzotik yer . buradan geçerken 'aha işte mezopotamya burası heralde'der insan .
şanlıurfa'nın biricik ilçesi.
gayet güzel bir balık restaurantı, fena olmayan kebapçısı, tahmin ettiğimden sayıca daha fazla olan internet cafeleri, köprüsü, mağaradan evleri, fırat'ı, canayakın insanları, sıcak kışı, içine şeker konup karıştırılarak gelen çayları ve yalın ayak küçük kız çocukları...
ilk izlenim, insanlar burda nasıl yaşıyor oluyor. betondan o şahane binamsı şeyler az ya. sonra entel bir şehirli kaçıyor insanın içine. hani nerde benim fotoğraf makinem nidaları. herkes ve her şey senin için serildi ya hani gözler önüne. en doğru ve en saf duygular ise zamanla oluşuyor. o da kişiden kişiye değişiyor.
giden fırat'ın kenarında bir şişe birayı devirsin. hiç acımasın.
hasretle gözlerinden öperim.
öyle bir büyüsü var ki, bir kor gibi düşüyor gönlüme özlemi. şimdi bira ile fırat'a akmak vardı bu gece orda uyumak...
yemeklerini düşündüğümde ağlayasım gelen,bana göre lezzetin şehri..
sigara içmeye tarihi kalesinde başladım,annem orada bulamazdı beni nıhahaha!!
Şanlıurfa iline bağlı ilçe ve bu ilçenin merkezi olan kent. ilçe­nin nüfusu 58.907, yalnız ketin nüfusu 28.440 (1990). Kent, Fırat Irmağı’nın sol kıyısında dar bir düzlük ile arkasındaki yamaç üzerinde­dir. Yamaçta bir de kalesi vardır. Urfa’ya uzaklığı 83 km., Gaziantep’e 63 km.’dir. Şanlıurfa-Gaziantep karayolu bağlantısını sağlamak için Birecik’te Fırat üzerine büyük bir köprü (700 m.) yapılmıştır (1956). Doğayı koruma yanlılarınca soyu tükenmesin diye korunmaya çalışı­lan ünlü kelaynak kuşları Birecik’te yuvalanmaktadır.

Kaynak: http://www.yeniansikloped...-sanliurfa/#ixzz2ORmi8mKr
türkiyenin 3. büyük köprüsü, kelaynağı, haşhaş kebabı vb. güzellikleriyle birlikte bir kaç günlüğüne (bkz: nick kafali japon askeri)ni misafir edecek güzel şehir. Ama trafiği ne istanbulda ne de izmir de vardır öyle böyle berbat değildir yani.
Fırat nehri kenarında kebap yemenin güzel olan köy görünümlü ilçe. Nizip'ten sonra gelen ilçeye geçince şehirden köye geçmiş gibi oluyor.
http://galeri.uludagsozluk.com/r/birecik-696511/

http://galeri.uludagsozluk.com/r/birecik-696512/
Antep görünümlü diyarbakır'dır kendisi.
Urfa ile pek alakası yok.
bir bilecik değildir.
görsel
kelaynak.
Havasından mıdır, suyundan mıdır bilinmez, Soyu tükenmekte olan kelaynakların En yoğun bulunduğu ve koruma altına alındıkları ilçe.
Şanlıurfa' nın ilçesi.
ismi bilecik'e çok benzeyen urfa ilçesi.
antep'e daha yakın olan urfa ilçesi.
Çok Türkmen var ama ünlü çıkarmayı beceremediler.