bugün

kebabçı,dürümcü,dönerci farketmez,hepsinde ortak bir özlem vardır;lüks bir lokanta tadını yakalamak.böylece hem müşteri daha lüks bir yerde hissettirilir,hem de çalışanlar ve mekan sahibi egolarını tatmin etmiş olur.ama bu gavur icadı hitap şekli anadolu menşeili damak tadımızla pek uyuşmaz ve ortaya şu tarz sonuçlar çıkabilir:

-sacit bey 12 numaraya iki adana bir beyti..
-...
-sacit bey!
-...
-lan sacit!!!
-ne var la amugakodumg!*

ya da:

-ekrem bey şu masaya bakar mısınız?*
-lan mahmut bacak kadar boyunla bana bey mi diyon tarraam*
-öhömmm...ama ekrem bey..müşteri?
-sktirtme lan müşterini burda bana..piçe bah lan!

türk yemeklerinin en güzel mezelerinden biri hoş sohbet ve samimiyettir.işin özü herkesin kendisi gibi olmasıdır ve adana nın tadını ocakbaşında ustayla hoş bir sohbet ederek almaktır.bu tür yapaylıklar hem iğreti durmakta hem de beni yediğim kebabtan soğutmaktadır.*
bunların bir de kuaförde çalışan modelleri vardır,10 yaşındaki çırağa bey diye hitap etmeleri beni hep güldürür.
(bkz: shish kebab)
(bkz: kebap)
Kadıkoy rıhtımda, bi alt versiyonu olan dönerciler, tezgahtarlar da bu tiplerdendir.

+dönerci bey. abiye yarım tavuk, yeşili bol, turşusu yok.
-anladım sizi tezgahtar bey.
patronun isteğiyle bu şekilde kırım kırım kırılan kebapçılardır.
bakın biz ne kadar da kurumsalız mesajı vermeye çalışan yurdum kebapçısı repliği. Gerek yoktur çünkü yemiyoruz.
çalışanlar karı-koca ise pek yadırganacak bi durum değildir.
- hanım kıyma getir.
- tamam bey.

- hanım şişimi getir!
- fakat bey?!
böyle mekanlarda yalnız bayramlarda giyilen gibi duran takım elbiseli garsonlar,kravatı bir tarafa kendisi başka tarafa hitap eden loknata şef(!) olmazsa olmazlardandır.
sandalyeye elbise giydirerek takımı tamamlayan tiplerdir. kebapları lezzetli olsa dahi, rol yapan insanların arasında istenilen lezzet bulunamaz. canınız kebap yemek istediyse ve başka mekan yoksa, paket yaptırılır, karşı kaldırımda garsonların gözünün içine baka baka yenir.
aynı versiyonun kuaför salonlarında yaşananı da vardır. 10-13 yaşlarında, yerde ki saç kıllarını süpüren çocuklara "hasan beyyyy şu fön makinasını tutar mısınız?" diye seslenirler. bence idealdir, olması gerekendir, tadire şayandır.
-ramazan bey 3 numarali masaya bakar misiniz?
+....
-ramazan beeey?
+...
-ramazaaan?
+...
-şşş ramooo, 3 numarali masa!
+tamam bakiyoruuum!*
olması gerekendir. "3.masadakı serseri tipli, her şeyi kategorize eden lavuklara bak bakalım ne yiyeceklermiş" diye hitap edildiğinde de gömmeye gelmeyen insanlar için üretilmiş bir çözümdür. bu seferde "ay ne biçim yer burası" der kıl müşteriler. kebaptır nihayetinde yersin gidersin.
yapmacık tavırlardır.doğal olmaları kendileri için daha iyi olacaktır.
erkek cinsinden kebapçı çalışanları.
izmir'de kemeraltı'nın saat kulesi tarafından girişinde bulunan "can iskender" adlı restaurantta daha da aşılmış olan durumdur, sadece döner ve iskender satılan bu ufak yerde garsonlar birbirlerine bey diye hitap etmenin yanında zaten bir kaç çeşitten oluşmuş menüden isteklerinizi not edebilmek için masanıza elinde pda ile gelir. iskenderi şahanedir ama o da konumuzla alakalı değildir.
- sıddık bey beyefendinin bir adanası hanımefendinin de bir urfası var.
+ ...
- sıddık bey?
+ ...
- şişş sıddık bey!
+ ...
- lan davar ne böğürtüyon yarım saattir şunlara bi adana bi urfa çek.
+ tamam lan yarraam ne bağırıyon televizyona bakıyoruz!
anlayamadığım olaylardan biridir. niye kasıyosun ki abi, neysen o ol yani...
türk insanının istemeyeceği bir durumdur zira böyle bir mekanda yenen kebap tat vermez denebilir.
yaşanılması muhtemel olaylarda aslına döneceklerine inanılan samimiyetsiz hitap şeklidir.

-berk beyy bakarmısınız ?
+buyrun nihat bey.
-heriflere yedirdik acıyı, hela taşmış yeminle. git şuna bi elini sok gel. müşteri altına sıçacak monaaa hoyin.
+tabi nihat bey.
müşteri olmadığında enseye tokat göte parmak oynuyorlardır.
ne yapilsa yaranamayacak olan ve patronlari yüzünden böyle davranan emekcilerdir.
(bkz: ukte)
prezentabldır
eğer kebapçı ıso 22000 ve haccp sertifikalarına sahipse normal karşılanan durumdur.