bugün

bir yazarın akıl hastası olmasıdır. yani ruhsal açıdan hasta olmasıdır. benim içinde bulunduğum durumdur.
(bkz: anne ben manyak oldum)
DÜŞÜNEBiLMEK VE YAZABiLMEK iÇiN SIRADAN OLMAMAK GEREKiR. NORMAL iNSANLAR BU DURUMA AKIL HASTALIĞI DER.
(bkz: ruhi koş bizi çağırıyorlar)
entrylerine fazlasıyla yansıtmadığı sürece problem olmayacak meseledir.
akıl hastalığından kasıt sadece delilik değilse, birtakım (biyolojik) ruh ama özellikle akıl hastalıkları kapsamına giren (ki orijinalinde mental illness olarak geçer. buna bipolar ya da şizofreni gibi hastalıklar dahildir) geçirmiş yazarlar vardır. hoş bunlardan bazılarına şüpheli yaklaşırlar ama büyük ölçüde varlığı kesinleşmiş hastalıklara sahip yazarlar vardır.

(bkz: Richard Brautigan)
(bkz: Truman Capote)
(bkz: Patricia Cornwell)
(bkz: Philip K Dick)
(bkz: Charles Dickens)
(bkz: Stephen Fry)
(bkz: Allen Ginsberg)
(bkz: Graham Greene)
(bkz: Franz Kafka)
(bkz: Uuno Kailas)
(bkz: Jack Kerouac)
(bkz: Aleksis Kivi)
(bkz: Primo Levi)
(bkz: Fernando Pessoa)
(bkz: Sylvia Plath)
(bkz: Thomas Parker Sanborn)
(bkz: David Sedaris)
(bkz: Anne Sexton)
(bkz: Sidney Sheldon)
(bkz: Harri Sirola)
(bkz: Dylan Thomas)
(bkz: Leo Tolstoy)
(bkz: Maria Vaara)
(bkz: Lauri Viita)
(bkz: Kurt Vonnegut)
(bkz: Mark Vonnegut)
(bkz: David Foster Wallace)
(bkz: Mika Waltari)
(bkz: Kenneth Williams)
(bkz: Tennessee Williams)
(bkz: Virginia Woolf)
(bkz: edgar allan poe)
olaylara daha derin yaklaşan, ayrıntıdaki şeytanı fark edebilen yazarlardır.