yaklaşık 16 aydır uzattığım saçlarımı, çok azıcık kısaltıp, biraz toplatmaktı tek isteğim. berbere, son derece anlaşılır ve düzgün bir türkçeyle, saçlarım çok dağılıyor, birazcık kısaltın, dedim.

berber saçlarımı kesmeye başlamıştı. söylediğimi anladığından emin olmak için, çok kısaltmayın yani, dedim. bir nevi önlem amacıyla söylemiştim bunu.
- tabi abi, nasıl istersen, dedi olabildiğince esnaf tavırla.
ufaktan ufaktan muhabbetimiz de başlamıştı. akp hakkında konuştuk, amerika hakkında konuştuk, obama'nın çok iyi adam olduğunu, rusların pis bir millet olduğunu, üçüncü dünya savaşının herkesin düşündüğünün aksine israil değil çin yüzünden çıkacağını söyledi. onun söylediklerini ben kabul ediyordum. o ise benim kabul etmeme aldırmadan devam ediyordu.

muhabbetimiz ilerlerken, sürekli aynada kendime bakıyordum. normalde, aynada kendime çok uzun süre bakmam. bu yüzden, berberlerde hayatı çok sorgularım, kendime uzun süre bakmak zorunda kaldığım için.
şu an üniversite öğrencisiyim, kırmızı-sarı karışımı keçi sakalım, uzunca bıyığım ve darmadağınık saçlarım var(dı). aynada lisedeki kendimi görmeye başlamıştım berber bana amerika'yı kötüledikçe.
- abi, dedim.
daha da hararetlendi ve kürt açılımının akp'nin yaptığı en yanlış politika olduğunu söyledi.
- abi saç, dedim.
mhp'nin akp'nin oylarını alacağını ve başa mhp geldikten sonra kürt-ülkücü çatışmasının çıkacağını, iç çatışmaya düşeceğimizi söyledi.
- abi saçları çok kıs-... "abi saçları çok kısaltma" diyecektim. ama bu ülkedeki olacak her şey daha yüz yıl önceden planlanmıştı dedi, yüksek bir ses tonuyla ve noktayı da koydu.
her şey önceden planlanmıştı...

- haydi sıhhatler olsun abi.

16 aydır uzattığım saçlarımın üzerine basıyordum. tıraş bitmişti.

- ee, nasıl olmuş aabbiiicim. daha iyi di mi?

samimiyetimiz de vardı artık.
parayı uzatıp, hayırlı akşamlar da diledikten sonra evime doğru yola çıktım. rüzgar, artık saçlarımı dalgalandırmıyor, direkt kafa etime şap diye çakıyordu. kötü huylu bir lise arkadaşının yaptığı, boktan bir el-kol şakası gibiydi rüzgar. tüm nostaljisi gitmişti, adeta çektiği otuz biri anlatan bir yavşağa dönmüştü.

yaklaşık bir haftadır telefonumu açmıyorum. sokağa da çıkmamaya çalışıyorum. gerçi geçende bir arkadaş beni bim'de gördü. olm ne yaptın saçlara, diye sordu. o an nasıl olduysa, çok moralim bozuk olum, hiçbir şey yolunda gitmiyor saçlarım bile ağır geliyor artık, diyerek, sanki bunalımda olduğum için saçlarımı kestirmişim gibi bir imaj bıraktım.

bazen dışarı çıkıp, berberin olduğu sokaktan geçmem gerekiyor. göz ucuyla, gizlice içeriye bakıp yine onu görüyorum. başka bir müşterisine yine bağıra bağıra bir şeyler anlatıyor. müşterinin suratındaki ifadeye bakıyor, kendimi görüyor; ağlıyor ve koşa koşa eve geliyorum.
berberlerin nasıl yapalım diye sormalarına rağmen, sonuçta kendi istedikleri gibi kesmeleri durumudur. bitince de yok yok böyle güzel oldu demeyi ihmal etmezler.
istisnasız tüm berberlerde değdirmeyle birlikte görülen 2 klasik hareketten diğeri.
o berberi(kuaförü) eşşek sudan gelinceye kadar dövme isteği oluştan durumdur. "saçımı kısaltın", "azıcık kestirmek istiyorum" lar yerine "kırıkları alınacak, şekline ve boyuna dokunulmadan" denmesi gayet yeterlidir *. ha tabi bir de gözünü elinden ve saçından ayırmamak gerekir ki berber(kuaför) durumun ehemmiyetini iyice kavrasın.
berberliğin aynı kalecilik gibi çok yavşak bir meslek olduğunun kanıtıdır.

bir kere berber olmak için, düzeltiyorum, iyi bir berber olmak için, müşterinin istediği kısalığı, modeli çok iyi kavraman lazım. anlamazsan kötü berbersin işte, arkandan da küfürü yersin. pezevenk seni.

bir de bazı ilginç tipli müşterileri vardır berberlerin. adam ne istediğini bilmez, saçının nasıl olması gerektiğine dair pek bir fikri yoktur. "nasıl keselim?" sorusuna, "saçı biraz kısalt abi, yanları da topla, enseyi de çok kısaltma." diye cevap verir. şimdi ilk kez gittiğin bir berberse bu berber, nerden bilsin senin biraz tarifini? biraz ne lan? o birazı biraz geçse "eşşoğlu eşşek, tavuk götüne çevirdi kafamı." diye zınaracaksın, istediğinden az kısaltsa "10 lira para verdik, makasın ucuyla kesti anuna koduğum." diyeceksin. e adam napsın lan? nedir o birazın ölçüsü.

neticede, her berberin kendine özgü bir stili vardır aslında ve siz ne derseniz deyin üç aşağı beş yukarı aynı modeli yapar berber.

her berberin de saç kesimini seven, o stili benimsemiş müşterileri vardır. onlar hiç şikayetçi değillerdir çünkü o müşterilerin tarzıdır o stil. önemli olan herkesin kendi stiline en yakın traş eden berberi bulmasıdır.

kendi stilini bulmak, insanın kendine yakışanı giymesidir.

ne saçmış arkadaş.
saçı istediğinizden daha uzun söylerseniz tam istediğin gibi keseceklerdir eminim..**
berberin işini bilmediğinin göstergesidir. azar azar keseceksin ki iki haftada bir gelecek müşteri. yoksa ayda bir bile uğramaz.
sarbi sarıoglu saç stilini akıllara getiren durum.
geri dönüşü olmayan bir yola makas ve tarakla girmektir.
saç kestirmeme sebeplerinden biridir. gören bilen de bob marley gibi gezmekten keyif aldığımızı sanacak. yok efendim ne ala, güzel kesseler böyle mi dolaşırız.
berberlerin sizi dinlemediğinin en açık göstergesidir. koltuğa oturursunuz siz anlatmaya başlarsınız ama o sıra berber hanım yada bey bir eliyle saçlarınızı inceler burun kıvırarak , bir eliyle de muhtemelen sigara içiyordur. siz daha tamamlamadan lafınızı işe koyulur o. bir 20 dk sonra ayna baktığınızda vahim sonuçla karşı karşıya kalırsınız.

-ama bu beim istediğim gibi olmamış

-güzelim ben ne yapabilrim önceki berberin ön katlarına çok girmiş

-iyi de onu da siz kesmiştiniz!*
enseleri kısaltmayalım sadece aramakasla seyreltelim demene rağmen enseleri kısaltmakla işe başlamasıyla gelişen hadise.
bu modelin size daha çok yakıştığını ikna ederek sorun tatlıya bağlanmaktadır. fakat bu devam ederse berberin bu işi ya bilmediği yada sizle taşşak geçtiğinin habercisidir.
saçın kırıklarını aldırmaya giden her insanın başına gelen durum. parmağınızla boyunu gösterseniz bile yinede kendi bildiğini yapar. bir de aynı yeri hızlı makas hareketleriyle öyle bir keser ki devamlı kısaltır gibi durur. özellikle aynadan kesimi izlerken "oha saç kalmadı!" benzeri iç ses gerilmeye sebep olur. işkencedir.
bugün başıma gelen ve bana tüm hayatım boyunca söylemediğim küfürleri 2 saattir söyleten olay.

her şey evdekilerin''çok uzun'' ''kestir''lafları ile başladı.ben seviyordum ama,evdekiler fazla ısrar edince gitmek zorunda kaldım.

neyse bugün saat 10:10 gibi girdim berbere,söyledim nasıl keseceğini her zaman ki gibi üstten azıcık dedim.

ancak dinlemedi ve gitti en kısa haline kadar kesti,yeter dedim''dur azıcık daha''dedi.

saçım şimdi çok kısa,sokağa nasıl çıkacağımı bilmiyorum.ayrıca benim saçlarım kıvırcık şimdi düm düz.bu aynadaki herifte bana hiç benzemiyor.
aynısını geçenlerde yaşadığım boktan durum.

geçtim koltuğa oturdum. benim de pis afromsu kıvırcık ve uzun sayılacak kadar uzun (he evet) saçlarım var. ama hala var uzadı çok şükür. neyse dedim ki artık bu teller beni deli ediyor. duş alıyorum bir çıkıyorum kafa derim kuru az kısaltıver bide enseleri topla. aynı durum ulan. aynı. kızlardan, üniversiteden askerlikten konuştuk. bi baktım saçımı becermiş adam. senin anuna koyayim berber.

anuna.
Gidip yanına beni yakışıklı yap da nasıl yaparsan yap diyen tiplerin kazandırmış olduğu alışkanlık.
berberin şerefsizliğinden kaynaklanan durum.
berberin kel olduğu durumdur. kıskançlığından kesiyo fazla eminim.
eğer her zaman gittğiniz berberiniz ise çok büyütmeyeceğiniz
-- naptın lan kamilll mına kodun saçların bu kadar kısalt demedim gibi bir tepki verip geçeceğiniz durumdur. ama rasgele girdiğiniz bir berberse para vermeyip oraları karıştırmanız sizi çok agresif göstermeyecektir. tabi bu durumda suç birazda bizde ne işin var lan senin bilmediğin berberde en azından git tanıdık birisi değdirsin..
benim berberim böyle bir şeyi canı küfür istediğinde yapıyor, akabinde hemen rahatlatıyorum kendisini.
kahramanımız sayet bir bakalım,bi değişiklik yapmak istemektedir.sırtının ortasındaki saçların kırıklarını aldıracak,biraz da hareketlendirmek için kat attıracaktır ve kuaföre gider,neşeyle oturur.kesimden sonra kuaför,aynayı saçının arkasına tuttuğu an şayet bir bakalım delirir.çünkü saçları ensesine kadar kısalmıştır.kuaföre anlık bir sinirle "naptın lan saçıma orospu!" diye bağırır.özet olarak hayatım boyunca saçımı hiç istediğim gibi kesmediler lan.
(bkz: elinin ayarı olmamak)
istisnasız bütün berberler yapmaktadır bunu.abi madem kafandakine göre keseceksin neden soruyorsun?sen mi müşterisin ben mi!elimden gelse kendim keseceğim ama yok işte el mahkum dedirten hareket.
her zaman olan durumdur. zira bütün kuaförler eline makası alınca şuurlarını kaybediyorlar...