bugün

ben bir şarkıyı dinlerken aklıma sen gelmiştin. sana yolladım. sen aşık oldun şarkıya, bayıldın. ama neden? çünkü o şarkı sana başkalarını hatırlattı, içini acıttı. sen beni hiç sevmedin.

yalarım.
önümde bir bolçi kutusu kokolin kaplı krokan yazanından, her bir tanesinde ayrı birer tebessümle hatırda kalmak dileğiyle.*ha unutmadan ilerideki günlerde dile düşmemen, tamamen senin haşhaşlı katmer yapabilme olasılığına bağlı. böyle de tehdit eder, dil çıkarır lööö yaparım.* olmaz olmaz deme, işte o vakit "olmaz" hakkaten olmaz.ayrıca krep ve katmer 2si farklı şeyler alakası yok.illa ispat ettircek, illa ispat etcek diyor birde.saadettin teksoy yağmurluğu alcakmış bana.*
aptal sarışın! piç!
bana o uşağın yanında dediğin lafları yutturacam sana.
bak sarışının yanındaki piç! dostum dediğim piç!
lan seni kim bu hale getirdi? iki kelimeyi bir araya getiremezken seni kim ortama soktu lan? şerefsiz.
açığımı bulunca nasıl da sevindin, nasıl yerden yere vurdun beni.
yok, dünyada dost diye bir tür yok.
benim de öğrenmem lazım bu dost nasıl satılır' ı.
seni hala bekliyorum.sakın şüphelenip de gelmemezlik etme.hep bekliyorum.hep.
yalnızlıklarına anlam katan o insanlar. belki üç sigara içimi, belki kuş uçuşu (göçmen olanlarından), belki çayların müesseseden olmadığı molalar verilen bir otobüs yolculuğu. hepsi de bir yerlerde senden uzakta. kantinde, sınıfta, büroda, dükkanda, kışlada, barda, evde, sokakta. o anlık dalmalarda gelirler aklına bir kez daha. farkedersin ki çok dalmaya başlamışsındır bu aralar. nefesdaşlık mıydı dersin birlikte anlamlandırılan solunum fonksiyonuna. aynı anda omuz omuza bağırmalara küfretmelere. sevmelere ve o sevmeleri usanmadan dinlemelere.

onlar asla gitmezler. çünkü aslında onlardan ibaretsindir tepeden tırnağa. her yeni memnun oldum da bir daha da memnun olmuştumdur onlar. seni yeni tanıyacak herkesin farkında olmadan tanışacağı kişiler de onlardır. bir sigara yakarsın. belki de aynı anda başka bir yerde o da sigara yakmıştır. eğer hava soğuksa üstelik sigara ve alkol kullanmıyorlarsa benim ne işim var ulan burda derler o zamanda biryerlerde.

eğer o yokkende hala onunla beraber gülebiliyorsan. yalnızlıklar çokta tek kişilik değildir. anlarsın ki yalnızlık paylaşılır… kaldır düşsel kadehini uzaklardan…

http://www.youtube.com/watch?v=uO3IG-oRpisnull
seni kocaman kocaman seviyorum. bu kadaaaaa........rrr ..
ne bok yediğin belirsiz sevgilim. unutamıyorsun işte benim seni unutamadığım gibi. mesajlaşmayalım konuşmayalım fakat facebook'ta arkadaş olarak kalalım diyorsun. bi siktir git çay koy amk.
ayrıca seni üzende yerin dibine batsın. ben de batıyım. üzmesin kimse seni. görmesin, dokunmasın, konuşmasın. ikimiz olsak sadece.. sadece ikimiz..

bir gün alıcam seni taaa uzaklara götürücem. * * **
ipleri eline aldığını falan sanıyorsun ya, ben o ipleri boynuna dolayacağım bir gün inşallah...
çok şey kattın bana hayatımın 5 yılı 18-23 yaş arası senle geçti çok şey kattın ama giderken daha fazlasını götürdün be sevgilim orda sadece sen gitmedin hayatım gitti,hayallerim gitti,amacım gitti,yaşam sebebim gitti orda sadece ilişki bitmedi,hevesim bitti,ben bittim.ilk olarak her şeyimi senle yaşadım sende benle,el el tutuşmayı bile ilk birbirmizle yaşamıştık değil mi gözlerin gülüyordu şimdi ise elimden tutan yok ve ben düşüyorum,düşüyorum ama nereye bilmiyorum haa bide çok üşüyorum aslında buz gibi havada bile yanarım bilirsin,sanırım bu üşüme fiziksel değil ruhum üşüyor.etrafımda ki herkesi sen sanmaya herkeste seni aramaya başladım ama kimsede bulamıyorum,haa güzel kız yok manasında demiyorum var güzel ama sen yoksun aslında sadece sen değil bende yokum.

şimdi geri dönme ihtimalin ufakta olsa sevindiriyor beni hani ailelerin tanışıyor olması,gidip isteriz diyorum evet der herhalde doğru düzgün sorun bile yoktu aramızda,gerçi hayır desende görürüm seni,çok hakkımız var birbirimizde sırf öbür tarafta görürüm di mi sevgilim.
konuşmamayı seçiyorum senle. Değil yüzüne karşı içimden bile konuşmuyorum artık. Aklıma geldiğin an mantık sınırlarından defederim yine kendimi. Koşar gelirim, masum kalmış bikaç duygu dökülü verir dilimden, ellerimden. hayal kuramıyorum, senle bir olmuş ben için bile. bir gün sonrasını düşünmüyor, düşlemiyorum. eski ben olsa o hikayeden o hikayeye koşan hayallere sürüklerdi bizi. eski sen olsa yüzünde küçük bir tebessümle önce izler, sonra peşim sıra gelirdin benle. sensiz var olmaya çalışıyorum, yapamıyorum. sana ne git diyecek ne de kal diyecek gücüm var. araf denilen bu olsa gerek. içimdeki eksiklerle adım atmaya da gücüm yok. içimdeki kırıklıklar her gün sana, kendime binbir türlü zarar veriyor. söylenmiş sözler yapılmış hareketler zihnimin içine sabahtan akşama bombalar yağdırıyor. güzel günler her gün biraz daha uzaklaşıyor benden oysa benim içimden her şeyi kenara koyup sana sarılmak gelirken. bir nefes alımı bile soluklanamıyorum sende. o kadar izlerle doluyuz ki birbirimize.
ben bu yazıyı sana yazdım. rahatlamasam da halimi belki de kendim görmek için.bunu okuyor olman pek olası olmadığı için, sana olan sevgimi artık sana karşı dile getirmekte güçlük çektiğim ama aslında seni hala çok sevdiğim için.
Artik gercekten unuttum ben seni. Seni dusundugum zaman icim acimiyor. Dahasi var artik seni dusunmemek icin ugrasirken kendimi seni dusunur bulmuyorum. Be seni unuttum oglum.
çok yoruldum. artık biliyorum ki sen etrafta olduğun sürece kimseye dönüp bakmayacağım. gel beni kurtar sensizlikten. gereğinden çok yoruldum.
bazı insanlar kendine ait rahatsızlık verici özelliklerini, hali hazırda sorunları olan insanlara sanki onların özellikleriymiş gibi yüklerler. üçüncü şahısa anlattıkları hikayelerde asıl kusurlu kendileriyken, tam tersiymiş gibi aktarırlar. ve bu insanlar her ne kadar "stabil" kalmadıklarını iddia edip her hatalarında veya haksız suçlamalarında değiştiklerini söyleseler de, yaptıkları sadece pislikleriyle dolu defterlerinden en ufacık bir beyaz boşluğu da karalamak üzere yeni pislikler doğurmaktır.

iftiraların ve yalanlarından bıktım artık. sen, bedenini pisliklerle dolu yaşamını sürdürmek için satan insanlardansın.
sevişmenin, aşkın, sevginin kendi ağzından çıkan en özel anlamını bile bir saatlik zevk uğruna para karşılığı satan bir insansın.
gözüne kestirdiğin erkekleri ağına düşürmek için dışarıdan namuslu, duygusal ve kırılgan gözükmeye çalışan, ama kalbinin içi küf tutmuş bir insansın.
bilimum cinsel organlarını para veya isteklerin uğruna satan bir insansın.

ve asıl küçük olan sensin kızım. gözümde o kadar küçüksün ki, geçmişin ve hala kendini ucuz bir şekilde savunabilmen seni küçük düşüren. sana iyi niyetle yaklaşan erkeklerin bile yatağına girmek için türlü taklalar atan bir insansın sen.

hayatımızın en ufak bir köşesinde bile iyi-kötü anılarla hatırlanacak bir yerin yok. ve bunun seni delirttiğini bilmek hiçbir şey hissettirmiyor bize. bu nedenle;
"artık mesaj atmaya son ver."
Keser döner sap döner gün gelir hesap döner derler ya doğruymuş.Çektiğim bütün triplerinden ve saçmalıklarından sonra seni cidden sildim,az önce sana hayatının ayarını verdim sanırım.Reddeden taraf olmak gerçekten haz veriyor tatlım.Yaşayabileceğimiz ama senin yüzünden yaşayamadığımız bütün güzel anıların şerefine.
sensiz geceler çoğalmakta..bense kanamaktayım..uzaklarda bir çocuk ölmekte. midemde yangınlar var. küçücüğüm şimdi biliyor musun? özlediği için suçlu, aşık değil saplantılısın denilerek suçlanmış, elinde hayalleriyle kalakalmış haldeyim. bilmiyorsun ki, bilmeyeceksin de belki. sensiz yaşamam demiştim ya sana. sen, bir şekilde yaşanıyor demiştin. ben de o yaşamak değil en fazlası nefes almaktır demiştim sana sevgili. nefes almak falan istemiyorum ben. bir büyük votka ve adını bilmediğim bişeyler içtim. aradım açmadın. uyuyorsundur sen. uyumazsam seni kırarım demiştin bana. uyudun. kırılmadım ben de. öldüm sadece. açsaydın ya, sadece seni seviyorum diyecektim. başka ne denilebilir ki sana? beni bu gece yalnız bırakmamalıydın sevgili, bu gece zor, ben bu gece yalnız kalmamalıydım. bak şimdi nasıl düzelecek herşey? sen uyuyorsun. herkes uyuyor. " ben uyursam herkes ölür" demiştin bir gece telefonda. dakikalarca gülmüştük. sen uyudun ben öldüm. herkes uyudu ben öldüm. ben öldüm.
ben bu yazıyı sana yazdım.

benden hoşlandığınla ilgili şüphemi söylediğimde beni itin götüne soktun. aylarca küstük. büyüklük bende kalsın dedim. zeytin dalı uzattım. ama arkadaş olarak. tüm arkadaşlarım farketti. senin gereksiz ,alakasız ilgini. yok dedim. artık öyle şey yapmaz dedim. o beni kankası olarak görüyor dedim! Ne kadar gerizekalıyım di mi.

grupça arkadaşlarla dışarı çıktık. hepsi "kanka ayağı göt ayağı isyankarbumerang" dediler. çünkü beni biliyorlardı. ve senin aptal facebook, ve diğer sosyal ağ manyaklıklarını gördükleri için beni uyarıyorlardı.

içtik o akşam. hem de baya bir. onlar "bu, sana aşık. iddiasına varız" dediler. hayır dedim. ve mesaj çekmeye başladım.
kabak çiçeği gibi açılmak, gerçek yüzünü göstermek böyle bir şey işte.

beni yalancı durumuna soktun, bir şey demedim. barıştık kanka ayağına yattın, bir şey demedim. şimdi bunu okuyunca yine hakaretler edeceksin kişiliğin öyle çünkü. yine bir şey demeyeceğim.

çünkü beni bilirsin. eğer ben birini bitirirsem, bitiririm. gözümde değilsin artık. kendi ufak dünyanda mutluluklar.

son.

edit ekleme: mesaj atarken amacım yanımdakileri haksız çıkarmaktı. çünkü seni tanımıyorlardı. öyle düşünmüştüm yani. hep içimden "şimdi ben de seni seviyorum kankam çok değerlisin benim için" diyeceğin anı bekledim. ama asıl gerçekle karşılaştım.
evet doğru arada üşürdüm ben eskiden, ama eskidendi o geçmişti, güneşine aldanıp çıkarmıştım montumu hava ısınmıştı, üşümem artık dedim, hayatımda hava her daim güneşli olacak.... şimdi ise donmaya başladım ve ben anladım ki sevgilim soğuk havada üstüme sıcak su dökerek ısıtmışsın beni, sen gidince daha çok üşümeye başladım. biliyor musun gönlümde bi yazar türedi kitaplar yazıyor her güne dair ama okuyanı yok, yüzüne bakılmayan kitaplar basıyorum, bekleyeni olmayan dergiler çıkardığım gibi...

kendime güvenimi kaybettim, sağa sola resmini astım ama gören yokmuş, zaten o ağaçlarda kayıp diye resmi asılanların kaçı canlı bulunmuş ki?kendime güvenim öldü mü sence?peki kendini güvende hissetmem oda mı öldü?
düşman gibi davranmana gerek yoktu. son bir kez daha görüşeceğiz.
anlatılması ne kadar zor bilsen.
hani düğüm düğüm olur ya için.
karanlığın ortasında bir başına haykırmak istersin geceye,
sesini duyan olmasa da umurunda değildir, ötesi ya da berisi.
çok mu saçmalıyorum dersin sarhoş cümlelerin arasında.
düşünceme kokunu veriyorsun farketmesende buram buram sen kokuyor odam. içime çektikçe her nefes de biraz daha azalıyorum,
her gözlerimi kapadığımda gözlerin düşüyor aklıma.
bir hayalden öteye gitmeyecek gözlerin.
hiç bilmezdim imkansızlığın vahşi tadını ve cezbedici bir yanı da var gelmeyişlerinin.
hayaline itaf ediyorum tüm cümlelerimi
ve yarım bırakılıyorsa beyaz sayfalar altında bütün şiirlerim bil ki seni beklediğim içindir.
uyanıyorum yoksun ve ben yokluğunu seviyorum
hiç gelmeyeceğin bir kapının eşiğine dikili gözlerim ki sen başka kapılarda mutluluk devrediyorsun yarınlara.
boş ver diyorum içimden uzunca, böylesi daha güzel.
bir kez olsun teğet geçtin hayatımdan sonsuz doğrulara inat.
korktun biliyorum, hayatın can yakan gerçekliğinden.
bense hayaller biriktirdim sana gün be gün.
sensizliği gösteren yaprak takvimler altında, yelkovanı eksik saatimde hiç tamamlanmadı zaman.
seyret bir gün gelirse imkansız bir düşünce sararsa gözlerimi sana biriktirdiklerimi aç avuçlarını topla hepsini git sonra bırak ayak izlerin kalsın hayatımda....

Ne güzel duygular miş.
bir şey daha var.

insan ne kadar saldırgan ve hazır cevap olma zorunluluğu duyuyorsa, o kadar haksızdır. bunu unutma.
Yaşamak yıldızlarda
Seninle olmak istiyorum

Sevişmek hüner değil
Yanında kalmak istiyorum

Yaşamak hüner değil
Seninle ölmek istiyorum..
geçenlerde yazmıştım bi'kağıda, son kez okudum o kağıdı ıssız yollarda sonra çöpe attım o kağıdı sildim seni aklımdan.
aptalca salakça bir yalan olayı geçtiği için aramızda çok çok çok üzgünüm. bir daha asla olmuyucak ki..
Sana ne yazsam boş artık.