bugün

entry'ler (903)

en iyi ikililer

heves ve kursak.

ergenleri üniversiteye yerleştirmenin yanlışlığı

Universiteyi ancak 30'unda kazanabilmiş insan sözü.

sözlük yazarlarının itirafları

Bazı insanların üzerinde milyonlarca hayal kurdum ve onları, gerçekleştirmemekle suçlayarak usul usul yıktım. Pişman mıyım? Yıktıklarım için değil, kurduklarım için.

ben bu yazıyı sana yazdım

(#16361143) no'lu entry'ye cevap:

Siz bilmezsiniz, belki de hiçbir zaman bir zaman bilemeyeceksiniz.

Siz böylesiniz işte!

Çok mutlu, çok beraber, çok TAM.

Bir arkadaşım var, siz bilmezsiniz, belki de hiçbir zaman bir zaman bilemeyeceksiniz.

Oturmuş dizi izliyordum, bilmiyorum belki mutluydum. Başkalarının rolleriyle mutlu olmayı biliyorum, epey oldu öğreneli. Sonra bir fısıltı, bir dürtü, aç şu siteyi, gir bak. Hem de dizinin ortasında. Biliyor musun? Siz bilmezsiniz, ben hissediyorum. Olanı da olamayanı da. Ama en çok olmak isteyeni, en çok.

Lanet olası bildirimlere baktım, bakarım ben. Kocaman bir yazı.

Kocaman ama.

Siz bilmezsiniz, bir müzik yazmış ki oraya daha ilk notasında ağlamaya başladım. Hala ağlıyorum. içimi çekiyorum bazen, burnum da akıyor ama umursamıyorum bile. Şimdi hiçbir şey, hiç kimse umurumda değil biliyor musun? Siz bilmezsiniz. Bilemezsiniz. Ben yine de ağlıyorum.

Şarkı kısa, bittikçe başa sarıyorum. Güzel, çok güzel.

Uzun zamandır ilk defa ağlayarak yazı yazıyorum. Birileri, birisi, sizin acınızı, anınızı paylaşmadıkça nasır tutar, siz bilmezsiniz. Bana “başkalarının iyilik meleği ol” demiş, ben olmak istemedim ki. Ben hep kaçış yolu aramak istedim birkaç pedal çevirip yağmurda ıslanmak için. Hep istedim ki insanlar arkamdan salak dese de ben, ben olayım. Ben büyümek istemedim, siz bilmezsiniz, belki de hiçbir zaman bir zaman bilemeyeceksiniz. Biz çok ama çok çabuk büyüdük. Bana demiş ki, benim yaşadıklarımı hiçbir çocuk yaşamasın diye tüm dünyanın sorumluluğunu üstüme alabilirdim. Demiş… Bana demiş… Nasıl yaşıyorum onun kelimelerini biliyor musun? Yok, yok, sen bilm…

Gittikten sonra haftalarca fotoğraflara bakamadığımı söylemiş miydim?

Ama siz bilmezsiniz.

Sizin bıraktıklarınızın hala devam ettiğine inanamazsınız. Onlar da inanamamış, biliyor musun? Sen, herkes mutlu sanarsın, ben öyle sanıyordum. Seni özleyen birinin olması ne demek biliyor musun? Siz bilmezsiniz.

Seni özleyen birinin olması demek, her gece tavana bakarken aklında dolanan onlarca tilkinin bir sahibi var demek. Sen arkadaş ne biliyor musun? Bilmezsin, ben burnumu çekip dururken sen gülüyorsun çünkü. Biz böyleyiz işte.

Allah aşkına şu şarkı bitmesin.

Olmayan mükemmel gecem böyle son bulacaksa, hep böyle olsun, hep. Hayat bazen içinden taşanları toplamaya çalışırken, yanlışlıkla içindekileri de ortaya saçıvermek. Hep ortaya bırakamıyorsun, öyle değerli ki.

Şimdi odama gidip o küçük pembe şeyi bir sağa bir sola sallayıp kokusunu içime çekicem. Çünkü bana Onlar’ı hatırlatıyor. Ben gittim ama onları da getirdim. Keşke bilseniz… Bu yazıyı doğrudan onlara da yazamıyorum çünkü ağlarım, çok ağlarım. Ben zamanında çok ağladım.

“Sakın bitti sanma. Sizi çok özledim.”

“Sakın beni unutma.”

“Sakın benim yerimi başkalarıyla doldurma.”

Çünkü ben ağlarım. Artık ağlamıyordum ama, sen beni yine ağlattın, hep yapıyorsun, hep yapıyorsunuz.

Bir fotoğrafım var ayrılırken çekilmiş, en sevdiklerimden. ilk defa haberim olmadan çekilen bir fotoğraf. Gözlerim, umutlarım, istediklerim hep aşağıda sanki. Bir fotoğraf var, hepimiz kadrajdayız ama, nasıl gülüyoruz.

Ben hep o fotoğraftan bir tane daha çekmek istiyorum ama daha fazla gülmek şartıyla, kendime söz veriyorum. Daha fazla mutlu olmalıyız, çok daha fazla! Bütün bir ayrılık boyu içimizi doyuracak kadar, bizi tüketmeyecek kadar. Soğuk kışlar için.

Çok teşekkür ederim demiştim değil mi?

Beni ağlayana kadar güldürüp bu yazı bitene kadar ağlattığın için, seni öyle çok seviyorum ki. Uzak olduğumuzdan bile fazla.

Dinleyin bak, iyi dinleyin.

Ben burnumu silmeye gidiyorum.

Siz bilmezsiniz, keşke bilseniz. Keşke…

ben bu yazıyı sana yazdım

http://www.youtube.com/watch?v=T3PabQW_TiQ
Güzel şarkı, dinle.
Ben bu yazıyı sana yazıyorum, çünkü bugün doğum günün. Seninle beraber hiç doğum günü kutlayamadık. Keşke üzüldüğümüz bir şarkı bittiğinde o 2-3 saniyelik aslında mutluyum duygusu bir ömür sürse. Bitiyor ya o şarkı, sanıyorsun ki sen sadece o şarkıya üzülüyorsun. Aslında yüzlerce şey dolanıyor kafanda. Gün içinde içine attığın, gülücüklerinin arasına sıkıştırdığın o üzüntüleri biliyorum. Taşıdığın acıların bir gamze gibi ömür boyu seninle olacagını da.. Her gülüşünde bu zamanların izini taşıyacaksın. Gerçekten sorunsuz bir mutluluk bulduğunda sorun arayacaksın. Nerede ama bu işin kötü yanı diyerek. Belki biz gerçekten mutlu olmayı çok öncelerde bıraktık. Kısa süreli mutluluklar yaşıyoruz. Sana gönderdiğimiz kargoda dogum gunu kutlaman vardı. Yanında olamasak da seni mutlu etmek istedik. Sen bizi çok mutlu ettin çünkü. 1 yıl bile yetmişti senin ne denli iyi biri olduğunu anlamama. Keşke daha önce bu sonsuz iyiliği tanımış olsaydım. Gidiyorsun diye ağlamıştım hüngür hüngür. duygularımı uzun zamandır açığa vuramıyorum. çok ağladığım bir günde bana gülünmüştü. sen kim tarafından olduğunu bilirsin.. o günden beri ben saklıyorum. ben ne yaşadıysam biliyorum sen de yaşadın. ama daha şanslısın. çünkü biz hala seninleyiz. kaç ay oldu bilmem seni görmeyeli, saymam da. Acımı büyütemem. Kimi sevdiysem kaybettim. Seni çok sevmiştim. zor zamanlarda beraberdik. anlamazdık zor oldugunu gülerdik hep ama sonradan farkettik. zordu. seni çok özlüyorum. bizle bir yere gelememeni bile. en azından bilirdim seni yarın okulda göreceğimi. şimdi başkalarının iyilik meleği oluyorsun. kıskanıyorum bilemezsin. Seni öyle çok seviyorum ki. ben belki benim yaşadıklarımı hiçbir çocuk yaşamasın diye tüm dünyanın sorumluluğunu üstüme alabilirdim. zordu çünkü. herkes küçükken, çocukken daha gecelerce ağlamak zordu. biliyorum okuduğunda anlayacaksın. sosyal ağları sevmememin nedeni buydu, insanların mutluluğunu görmek acıtıyordu canımı. hala düşünürüm kimisinin hiç derdi yok diye. kıskanırım. şimdi tek isteğim seneye seni serbestçe görebilmek. yeniden beraber gülebilmek. bir yarım nerde diye düşünmeden.. ya da gülerken içimin acımaması. evinizin önünden geçerken içime akmaması gözyaşlarımın. seni çok seviyordum ben. seni çok seviyorum canımın içi. iyi ki doğdun, iyi ki her anımda desteksin, yanımdasın. belki buralardan gittin ama benden hiç gitme..

en iyi ikililer

ödüm & bokum.

klişe ramazan soruları

bak sana ne sorcam: oruç mu seni tutuyo sen mi orucu tutuyosun? *

can bonomo

müziğini bilmem ancak kalemi epey kuvvetli olan güzel sırıtışlı sempatik insan.

büyüyünce bakkal olmak isteyen çocuk

aile baskısıyla eczacı olabilir.

insana kendini bir şey hissettiren şarkılar

reamonn - tonight.

sözlük yazarlarının itirafları

ikimizi aynı cümlede kullanamayacak kadar cahilim.

aşkı sadece dizi konusu sanan biri

dizilerdeki gibi karşı cins ve replikler arayan insandır. günaydın.

sözlük yazarlarından aforizmalar

su sızdırır duygular, ben ağlamıyorum.

uyanınca düşünülen ilk şey

bugün günlerden ne

sözlük yazarlarının itirafları

bir aralar avril dinlerdik sözlük.
işte ne bileyim bi nobodys home bi when youre gone falan. geçen gün radyoda duydum "ergen şarkıları bunlar pöööf" diye mızmızlanan insanlara aldırmadan indirdim telefonuma, özlemişim biraz.
sonra arkadaşlarla yürürken * bir anda çalmaya başladı, ses de sağlam çıkıyor. herkes nerden geliyor bu diye bakmaya başladı, utandım be sözlük.
başlarım sizin güzel şarkı anlayışınıza, özlemiş olamaz mıyım? *

aceleci yaşam

içine şeytan karışması muhtemel olan yaşamdır.

balkonda kitap okumak

bu soğuk havada açılmaması gereken başlık *

sözlük yazarlarının şu an ihtiyacı olan şeyler

(bkz: haftanın beşinci günü)

sözlük yazarlarının en son aldığı kitaplar

(bkz: duyguların rengi)*

kuzey güney

Uzun bir monotonluktan sonra bikac bolumdur atak yapmis olan dizidir.