asıl adı Edward Michael Grylls olan ve ultimate survival programının çiğ et yiyen psikopat sunucusu. eski bir ingiliz donanması paraşütçüsüymüş kendisi.
yeni sezonun ikinci bölümü olan
sibirya 2'de artık ipi sapı koparmış insandır yok yok başka bi'şeydir.

tamam çiğ et yenilebilir,
tamam çiğ karaciğer de yenilebilir, sonuçta ölüm var ucunda...
tamam çiğ işkembe de bi' şekilde

ama abi kan içip göz yemek n'oluyo ya bi söyle ya!?

(bkz: ultimate survival)
(bkz: discovery channel)

ayrıca eksi otuz santigrat derecede yüzme yeteneğine sahip nadir insanlardandır.
eksi bilmemkaç derecedeki sulara cıbıldak girip hipotermi geçirmeme yeteneğine sahip, uzaktan bakılınca "ne var la döverim ben bunu ahauahaua" diyebileceğiniz amma velakin yaptıklarını iki katı cüsseye sahip 70 adamın birleşseler yapamayacağı psikopat bi adam, bir nevi iyi huylu rambo.
ıssız adada hayatta kalma dersleri verdiği programında çiğ yılandan bilumum böcek türüne kadar herşeyi yiyerek, taze manda kanından kendi idrarına kadar herşeyi içerek allah'a verdiği nimetler için daha da şükretmemizi sağlayan insan ötesi kişilik.
1974 doğumlu ingiliz. babası muhafazakar parti milletvekiliymiş.
marsa koysan orda hayatta kalabilecek insandır.

"bunun içinde bir pirzolanın 4 katı protein var, ooh" diyerek öküz gibi örümcekleri böcekleri yer.

hayatta kalma konusunda masterdır. inanılmaz çok şey bilir.
programın bir bölümünde fil dışkısının suyunu içmişliği bile vardır.

inanmıyorsanız bakınız;

http://www.youtube.com/watch?v=6vlEavUH9ng
oldukça bilgili ve profesyonel olmasına rağmen yine de aktörlükten başka birşey yapmadığını düşündüğüm insan. Gideceği yer hakkında önceden oldukça derin bir araştırma yapıyor, bölgede bulunması muhtemel hastalıklara karşı düzenlenmiş ve vücudunu güçlendirecek minerallerin bulunduğu aşılar oluyor. arkasında 7-8 kişilik bir çekim ekibiyle geziyor. zira adamın amacı şov yapmak değil. ancak orda kaybolan kişinin yaşayacağı psikolojiyi izleyiciye veremiyor. (bkz: behind of the scenes)
tükiye'ye de uğramış saygı duyulası abimiz. yediği önünde yemediği arkasında.
sayesinde öğrendiğimiz bilgilerle izci kapmına katılabiliriz.
önünde saygıyla eğilmek gereken insandır. kız olunsa verilesi ilk insandır.
discovery channel türkçe dublaj ekibine kafa atma isteği uyandıran kişi.

Adamın ismi "bear" olm, neden "ayı grylls" diyorsunuz lan?

ismi "ırmak" olan birine ingilizler "river" mı diyorlar?

başımı ağrıttınız be.
mecbur kalmadığınız sürece bunu yapmayın diyip yılan derisi içine yaptığı çişini kafaya diken,tiksinti ve hayranlık uyandıran insan.askerlik yapmış *
sky türk'teki piknikçi türk benzerinin aksine hayatta kalma konusunda gerçek bir uzmandır.
doğada aranan adam. ''olm git dövme mövme yap sen de ami'ler gibi ne işin var dağın başında ormanda bi başına'' diye öğütte bulunulmak istenmektedir.

(bkz: miami ink)
hayatta kalmada moralin önemini kanıtlayan şovmen. koyun bokundan pastırma yaparken bile neşelidir. insanı neşe hayatta tutar.
sanıldığı gibi doğada tek başına ve ekipmansız değildir. atıldığı her maceraya sağlam bir ekiple gitmektedir, zaten programın girişindede bu açıklanmaktadır. ama boku sıkıp suyunu içiyomu içiyo.

farklı bir versionu için:

(bkz: survivorman)
avustralya macerasında sıcaktan korunmak için donunu kafasına geçirmiş, idrarını içmiş adam. bu adam türk olsaydı beyaz slipi geçirecekti kafaya ama olmadı nasip değilmiş.
manyak, psikopat, rahatsız. başka söze gerek yok. tadına bakmayacağı şey yoktur dünya üzerinde. biz sırf ağzımızın tadı bozulmasın diye yemek seçerken bu adam böcek, çiğ et, solucan , dışkı yiyor; kan ve idrar içiyor. saygı mı duyayım, takdir mi edeyim, iğreneyim mi karar veremiyorum. halinden de memnun ipne.
televizyon denen zımbırtıda kaçırmadığım tek program. tabi ki yardım aldığı belli, zaten söyleniyo program başlarken ki yazıda. umarım yakında ''10 adımda kusmama yöntemleri'' diye bi kitap çıkarır.
aslında bi zaman jackass vardı, discovery channel ve diğer belgesel kanallarının çoğundaki programlar son yıllarda jackass'e benzemeye başladı gözlemlediğim kadarıyla.
"protein protein" diye çığlıklar atan adam. yiyecekleri tatlarına göre değil protein ve vitamin olmalarına göre ayırıyor. öyle olunca da iğrenç bir dürüm çıkıyor tabi.

geçen hurda araba buldu çölde. "demir demir" diye yemesini bekledik filoca ama yemedi. *
doğadaki her şeyi protein, karbonhidrat ve yağ olarak gören bir adam olduğu için yemediği hiç birşey bulunamayan adam.

http://thevitaminm.files....om/2009/04/3552_large.jpg
hayranı olduğum discovery kanalında; fantastik şeyler deneyip hayatta kalmaya çalışan, zamanında amerikan donanmasında paraşütçü olarak eğitilmiş bir adamdır.

ultimate survivor adlı programından aklımda kalan bir kaç sahneyi söylemek gerekirse; susuzluktan fil bokunu sıkıp yemesi*, çölde yılan derisinin içine işeyip kendini serinletmesi,ölü bufalo leşinin işkembesini yarıp içindeki yeşilimsi samanı sıkıp suyunu içmesi ve sümüklü böcekleri afiyetle yemesi aklıma ilk gelenler.

duyumlarıma göre bir bölümünde kamera hatası sonucu, kahramanımız hayat mücadelesi verirken yandan otoban geçiyormuş. yani herşey kurgu olabilir. *
bir röportajında kendisine sorulan soruya verdiği cevapla yaran adamdır...

Soru: Hayatında ağzına attığın en iğrenç şey neydi?
Bear: Bir zamanlar eve bir kız atmıştım....
bu adama özenip kendimi dağlara, vadilere atmışlığım var. çok çeşitli faça izlerim oldu sayesinde. ufacık bi de kurtçuk yedim, az da yağmur suyu toplayıp içtim.

ayrıca bi ingilizle konuşurken ondan bahsedin, muhabbet açar.
+ vans he hed itın a cayınt sılag.
- aww ded vas diskasting.
+ hehe.
türlü türlü hayvanı sadece yapabildiğini göstermek için yakalayıp öldüren kişi.
sonucta grylls'in programı sadece hayatta kalma tavsiyeleri içeren bir şov.
çoğu zaman ormanda, dağda uyur gibi görünüp aslında ekibiyle motellerde kaldığı , ekipten sürekli yardım aldığı bilinen bir gerçek. hatta bir ara epey ses getirmişti izleyiciyi aldatıyor diye.
oyleyse sırf yediğini gösterebilmek için kokarcaları, kaplumbağaları canlı canlı atese atmanın mantığı nedir? o hayvanları oldurmeden de izleyiciyi bunu yaptıgına ikna edebilir. ama olmaz çünkü program boyunca belki de gerçekten yaptığı kendisinin yaptığı tek şey iğrenç şeyler yiyip içmek. bu şekilde ses getiriyor. bunu da yapmazsa ne yapacak. olan zavallı kaplumbağalara oluyor.