bugün

Normal yaşantımızda görüşmediğimiz konuşmadığımız hatta selam bile vermediğimiz insanlar ile sırf bayram diye samimiyetsiz ortamlarda öpüşme merasimi yapılmasıdır. Eski bayramların tadının kalmadığını düşündüğümdendir.
Eski coşkusunu veremiyor oluşu. Çocukken ertesi gün bayram ise heyecandan uyuyamazdım, bayramdan önceki arefe günü babaannem sırayla bütün torunlarını yıkardı boyumuzun uzayacagina dair bir batıl inancı vardı. Çok güzel günlerdi. Zamanla görüşecek akraba dahi kalmadı. Evi temizliyoruz gelen giden yok kendimiz oturuyoruz evde. Şeker alıyoruz kendimiz yiyoruz ikram edecek bayramlasacak insan yok çünkü.
Malak malak evde oturmak.

Sıkıntıdan ölmek üzereyim.
Misafir misafir misafir. Yiyorla iciyorlar bulasik birikiyor dağ gibi. Ya gelin cay icip defolun gidin ya da gelmeyin. Nefret ediyorum sarma birakmiyorlar!!!
zorla yedirilen tatlılar.
Sevmediğin akraba ve insanlarla bayramlaşmak zorunda olmak.
çabuk bitmesi ve artık çocuk olmamamız. çocukken güzeldi heyecan verirdi. öyle bayram harçlığı alacağız bilmem ne diye değil. başka bir şeydi. bugünün 20 lirası falan bir para verilirdi aile büyüklerinden onunla soluğu 90 ların meşhur lahmacun salonlarında alırdık. 2 şer lahmacun yerdik yanına birer gazoz içerdik. yediğimizin lezzeti işin yüzde 30-40 ı idi. yüzde 60-70 kadarı o yanımızdaki diğer 3 kişilik arkadaş grubu ile yemekti. hem bayramın neşesini hem akşamın kör karanlığına kadar sürecek maceralardı sevilen kısımları.

hee şimdiki bayramların ne suçu var ki sevmiyoruz ? bir suçu yok elbette ama işte insan doğası kabullenemiyor bunlardan vazgeçmeyi.
Trafik.
nesi iyi ki.
Öpüşme merasimi.
bayramda insanların yapmacıklaşması ve herkesin birer sevgi pıtırcığına dönüşmesi.
Misafir dolu bir odaya sonradan girmek. O nasıl bir çiledir bilir misiniz?

Bir de misafir çocukları ve mıç mıç öpüşmeler.
Bayram olması.
Evin tek kızı olarak durmadan gelen misafirlerin hizmetinde olmak, tamam çok hoş hizmet etmek ama sürekli bir şey oluyor ve boş durulmuyor. tatlısıydı, suyuydu , kolonyasıydı, biten tatlı tabakları, bir kişiye verince herkesin su istemeye başlaması, bazen yemeğe kalmaları, hepsinin bulaşığı. Anlayacağınız oturamamak, her işe koşmak bir süre sonra "şeker tadındaki" bayramı tatsız kılıyor.
Bir hevesle başlayıp aynı sıradan gün olarak süregelmesidir.