en son 5 yıl önce yaptığım aktivite. zaten 4 yıldır o yok. babayla rakı içmenin zevki başkadır. diğer arkadaşların babalarından gizli içerken, senin ki gel oğlum birkaç kadeh içerim der. verir eline rakı ve meze parasını, git bir ufak al gel der. koşa koşa gidersiniz. siz dönene kadar sofra kurulmuştur. oturur, başlarsınız rakı muhabetine. konu ilk olarak illaki beşiktaş'tır. sonra baba'nın eski aşklarıdır konu. anlatır, defalarca dinlediğiniz halde yine de zevkle dinlersiniz. sonra sazı getir der. ben calarım o şiir okumaya başlar. sonra da ben türkü söylerim... sonra baba öldüğünde ne rakı içmenin eski tadı kalır ne de beşiktaş konuşmanın...
açılış entrysi nedeniyle birşey yazılamıyan, insanın boğazında birşeyin düğümlenip kalmasına neden olan, yazarı kıskanılan, yaşanılası bir deneyimi anımsatan başlık...

(bkz: babalar ve oğullar)
(bkz: entry girerken ağlamak)
sigara yakılamadığı için* tam keyfine varılamayan bir durumdur.
ege nin bütün güzelliği gözler önündeyken, denizin sesini duya duya, dalgaların kıyıya vuruşunu izleyerek, o güzel havayı da hissederek, babayla rakı içerken bir de balık yemek... vay be, pek güzel olurdu.
babayla arkadaş olabilmenin en büyük kanıtıdır. bunun için siz hiç birşey yapamazsınız babanıza bağlıdır. ne kadar hayatı özümsemiş ne kadar ders almışsa o kadar "baba"dır babanız. ne kadar süperse baba ölünce o kadar büyük bir etki yaratır bunları konuşmak ve anlatmak.
tüm dünya yıkılsın her şey bitsin kıyamet olsun yeter ki babamla tekrar rakı sofrasına oturayım dersiniz. bu öyle bişeydir ki anlamak için sadece yaşamak gerekir. hayat işte...

he bu arada sadece babası hayatta olanlar peder diye hitap eder çünkü gerizekalı bilmez babanın ne olduğunu daha, kaybettiğinde nasıl hissedeceğini... baba demenin ne büyük bir güzellik olduğunu.... kafasını taşlara çok vuracaktır ama bilmemektedir işte....
baba de ulan işte baba... bazıları bunu söylemeye bu kadar muhtaçken bazıları bunun değerini bilmez...

öyle bir azınlık vardır ki babasıyla içki ortamın girmiş.. babasıyla gerçek dost olmuş...
işte onlardan biri olmamı sağlamış babamı burada anmaktan mutluluk duyuyorum...
ve yazıyorum buraya:
Allah bile günah yazmamıştır bu mutluluğu bana yaşattırdığın için... allah bile gurur duymuştur bu kadar içten bir kul yarattığı için... allahıma şükürler olsun.....
yapmayı çok isteyeceğim şey...ne güzel olurdu babayla demlenmek,geçmişten konuşmak,keyifli geçirilen birkaç saatin huzuruyla uykuya dalmak ... (bkz: baba)
risktir. iki dubleden sonra kayhan kalhor olur, niyaz olur, iran olur, nadirşah, ismail şah olur, safeviler, avşarlar falan derken gece iki olur... şansım yaver giderse bozlak kısmına girilir dadından yenmez olur, veysel e de uğrarsak selam söylerim.
kontrollü olmayı gerektirir. kararında içmezsen ağzının ayarı kaçar.
(bkz: babayla am göt muhabbeti yapmak)
gemici olan babanın tüm kirli çamaşırlarını ortaya serdiğiniz andır.anne etrafta olmazsa daha iyidir.
babamın 5 çocuğunu sofraya toplayıp yaptığı eylemdir . o sofra kadar güzel bir yer yoktur dünyada ...
belkide en keyifli olanıdır, kadehi kaldırdığında attığı tebessüm yeter, artık özlenen, hasret duyulanda olsa...
böyle bi büyürsün babayla rakı içince. muhabbetin kralı neymiş görürsün, çalarsın söylersin ağlarsın..
baba arar, "oğlum yoldayım, atla gel özedim seni" der. anlarım, rakı içeceğiz gene. bensiz içemiyor, aslında belki de 20 yıl öceki hayaliydi bu, oğlu ile rakı içmek. belki de benim şimdiki hayalim olduğu gibi. ben geleceğim diye tekirdağ rakısı almış, değerimi anlıyorum. ama ben de 350 km yol geldim bu an için, alsın artık, ne yapalım diyorum içten içe. eski toprak olsa da, tipik bir trakya adamı, yıkarım onu çok içersem diyorum içten içe. kasmıyorum pek, tadında bırakıyorum. belki de durum icabı o ruhsal olarak sarhoş oluyor. evet, aynı hikayeyi anlatıyor yine. annemle nasıl tanıştığını, onu nasıl tavladığını, tamam biraz abartma var ama rakıya veriyorum bunu.

diyorum ya, adamın hayali, yan odada valideye sesleniyor, " hanım sizin zili çaldığımda nasıl da elindeki salatayı düşürmüştün heyecandan" diyor. annem de karşılık veriyor: "salata değildi bir kere o " falan tartışma, didişme derken bakıyorum çakırkeyf olmuşuz ikimizde, babamın en güzel gecesi gerçekleşmiş yeniden, sızıyor orda. bir tarafta oğlu, diğer tarafta heyecandan elindeli salatayı düşüren karısı, yetiyor ona. fazlasını istemiyor. ben ise hazır o uyumuşken bir duble daha içiyorum, ne de olsa öğrenciyiz, her zaman rakı içemiyoruz.
yanında balık ve roka olursa şekillenecek hadise.