bugün

babamın, ben doğduğum günkü yaşından 5 yaş büyük olmama rağmen hala ne evliyim, ne de çocuğum var.

babam bana erkekliği de öğretti, kız tavlamayı da, kavga etmeyi de, insanlara verilecek en büyük cezanın onları umursamamak olduğunu da...

en çok insanları sevmeyi öğretti, onların şartlarını düşünmeyi, kendi penceremden değilde diğerlerinin yerine koyarak düşünmeyi öğretti.

her ne olursa olsun, her şeyin bir insanı sevmekle değişeceğini öğretti.

bodrum katta penceresiz kapıcı dairesinde kira ödeyemezken benim harçlığımı eksik etmeyen babam, kendi işini kurup evini aldıktan sonrada, milyarları önüme serip, "gez, toz, eğlen" demedi.

bir baba ki, "üstü kirlenmeyenin karnı doymazmış" der hep... bir baba ki, belki binlerce kitap okumuştur ama oğlunun yazdığı 3 satırı evirip çevirip tekrar okur...

hayatta bir sürü başarısızlık gösterse de oğlu, hala ona inanmaya devam eder. oğlunu hukuk fakültesine kayıt ettirirken ağlamamışsa da; askere gideceği zaman birliğine teslim ettiği gün 2 damla süzülmüştür gözlerinden...

babam, oğlu doğduğu gün askere gitmiş... ertan koymuş adını, şafak saymaktan değil de işte, o gün başka güzel doğmuş güneş onun gözüne...

devrimciymiş zamanında bizim ki, sonra durulmuş... korkmuş belki, belki de çocuğunu doğuracak kadın durdurmuş... sonra, çalış babam çalış... sonra, sonrası yok işte.

ben babamın yüzüne bakmaya utanıyorum. küfrettiğim, sövdüğüm insanlar televizyonların karşısındalar ve elim kolum bağlı geliyor. babam "git oğlum hayatını istediğin gibi yaşa" dese de... ben gidemiyorum. ve her gidemeyişimde daha çok utanıyorum kendimden.

beni bugünlere getiren, benim "ben" olmamı sağlayan, beni "ben" olduğum için seven, benim "ben"liğimi değiştirmeye çalışmadan anlayan, biricik, bir tanem, babam...

babacım seni çok seviyorum...
babasına işi düşmüş yavşayan kızın erkek versiyonu.
babasına bir kez olsun sevi seviyorum demeyen, kendi egosu yüzünden babasıyla hep tartışan "delikanlı"dan daha erkektir; en asil duygunun insanıdır.
babasına; babacım,
annesine; annecim,
dayısına; dayıcım,
halasına; halacım,
kayınçosuna; kayınçocuğum,
sabri'ye; sabrisarıoğluşum der.

teyzelere çükünü gösterir.
orospunun evladıdır. bunu mu istiyorsun yani?
babasından birşey istemek üzere olan evlat.
babasına 'peder' diyen erkek evlattan daha hayırlı olan erkek evlattır. baba sevgisi görmüştür. saygıda kusur etmez. asker arkadaşıyla konuşur gibi konuşmaz babasıyla.
- babacim naber?

+ iyidir oglum senden?

- iyiyim iste babacim, yuvarlanip gidiyoruz.

+ yuvarlanmana sasirmadim cocugum..

- anlamadim babacim?

+ belli.. hala babacim diyosun.

- ifinim babacim?

+ lan bi git..

- ama babişkoo..

+ ohaa artik... daş yok mu lan daş.
tek örneğini eski ev arkadaşımda görmüştüm.para isterken 'nasılsın babacım' şeklinde yavşardı işi bittikten sonra 'görüşürüz gündüz' diyerek kapatırdı.(kendisini yollamamız doğru kararmış galiba!)
yavşak bi tip olma ihtimali de göz önünde bulundurulası kişidir. hani o feminen imajı silin kafanızdan yavşak bi tip düşünün. cem yılmaz'ın zaman zaman kullandığı biçimde sesleniyor olabilir mesela.

- "ya babacım" ver şu kumandayı maç başladı ama yaa. *
Ne mutlu o babaya.
babasının geri kafalı, öküz olmadığını anladığımız, aile terbiyesini iliklerine kadar almış, feminen diyen tiplere 5 posta gidebilecek güce ve özgüvene sahip erkek evlattır. kıçına aşiret reisi kaçmış feodal götoshlar üzerinde pek de güzel sonuçlar elde edemeyeceğimiz aşikardır. bu adamlar özellikle evladı insanlan saymaz, yemekte sofraya bile oturmaları onlar için saygısızlıktır.

(bkz: alayının amk)

(bkz: öküz olacağıma apartman çocuğu olurum)
yağ çekip birşey istiycek olan evlattır.
apartman kapıcısına da kapıcım diye hitap ediyorsa, bir doktora göstermekte fayda var.
zengin ve ters bir ihtiyar ile, yaşını aşağı yukarı almış ancak sap bile olamamış, çulsuz ve hayırsız erkek evladın arasında geçen diyalogdur. tamamen geçim sıkıntısından ortaya çıkmıştır.
babadan bir şey istemek ile alakası olmayan durum. Eşek kadar adam oldum ben hala babacım derim. benim için yaptığı fedakarlıklar gösterdiği karşılıksız sevgi aklıma gelir. tabi aynı şey annem için de geçerli. insan yetiştirmek kolay şey değil.

hem her şeyi geçtim. ne zaman öleceğimiz belli değil. annenize babanıza hala fırsatınız varken güzel davranın. sonra çok vicdan azabı çekersiniz.
(bkz: cıvık babacım afedersin)
kral adamdır. Oturmamış karakterlerini gizlemek için ciddiyet gibi nemli ve loş bir sığınağa kapanmayan, insan olduğunu sonuna kadar hisseden insandır. Çakma delikanlı değil, ambalajı delikanlı olan değil, yüreği delikanlı olandır. Çünkü benim babam da babacım, canım babam hem de.
Dağılın şimdi...
babişko yada kısaca bişko diyenleri vardır çok tehlikelidirler...
- babacım...
+ oğluşcuk...
- baba ne yaptık biz, bozduk iyice kendimizi?
+ hakkat lan! tavlayı getir ordan keraneci, alayım boyunun ölçüsünü.
- ha şöyle be.
2 ila 9 yaşları arasındaki erkek evlattır. daha sonra malesef erkek çocuklar babalarından uzaklaşır.
nadir bulunan bir erkek evlattır.
-ezel biz şimdi senle baba oğul olduk.
-gel babacığına ezel.
-ne babacım be kaç yaşında adam olduk. git bu şakaları babana yap.
(bkz: babacık)
daha kötüsü için
(bkz: kayınpederine babacım diyen evlat)