bugün

aşk ve şiirin birbiriyle örtüştüğünü kanıtlayan örnekleri olduğu gibi hayali bayanlara yazılan şiirler de yok değildir. hayali olmayan gerçek bir bayana şiir yazılmışsa bu aşktır denilebilir kanımca. dolayısıyla şiir ve aşk arasında anlamlı bir ilişkiden söz edilebilir.
-bunu anlatan bir şiir yazmıştım, şöyleydi:

zaten olamazdı aşk

nasırlaşan yürektir
ürkek bakışların sükun bulduğu
derinden ince bir sızı
yürek ağrısı
vahim yalnızlığımın bitmeyen arayışıdır biryerlerde
benim de tam bilmediğim sonlara giderken
üç noktalanıyorum artarak...
sana uzanıyorum sözde

başat bir duygudur
yokluğuna alışmıştır acı çekerek
fakat asla kopartmadan seni
ardın sıra gelmiştir
ardın sıra ağlayarak

şiir bile yazmamalıymışım
ama nasıl olur
nasıl?
bir kere burcum izin vermez buna
bir şekilde senle olmalı
hiç olmazsa şiirlerde
zaten olamazdı aşk
olmasaydın şiirlerde
şiir, aşkın sonucudur.
aşık olan hemen hemen herkes yazar bi şiir. ama aşkı şiirden kurtarmak gerek yada * bu işi üstadlarına bırakmak gerek.aşık olunca insan kendinin baki, nabi yada karacaoğlan olabileceğini falan zennediyor. aşk bitince de yazılan şiirler şarkı sözü olarak değerlendirilmeye çalışılıyor. olan tabi eski aşığın zavallı yakın arkadaşlarına oluyor.
bazen olmayan ilişkidir. hem sevgiliniz hem de siz şiir sevmiyor ve yazamıyorsanız.
üzerine söz söylerken 70 sefer durup 80 sefer tekrar düşünmek gereken, fakat hiç de öyle olmayacak ilişkidir.

(bkz: buralar hep iki cümlelik tespitlerle dolacak)
sonucunda şair'in doğduğu ilişkidir. ancak şair ne aşka benzer , ne şiir'e.
her şair aşktan etkilenmez. şiirlerde sadece aşkı anlatmaz fakat tabiki en çok kullanılan ham meyva aşktır. aşkı ressam gibi yaşar insanlar . her ressam kendine bir renk seçer ya da hissetmek, yaşamak istediği hayalı canlandırmak ister, kendi aşkını boyar. şairde işte kelimelerin ressamıdır. aslında hissettiklerini, yaşamak istediklerini ve yaşadıklarını kağıda dökerek dil verir kelimelere ve kelimelerin ressamı olur. duygularıysa fırçası..
her şairin aşktan etkilenmediği doğrudur ancak her aşık şiirlerden etkilenir. hatta bu iş aşığın kendini şair olarak görmesine kadar gider...
aşkı tadanın dilinden dökülendir dizeler. oturup düşünmekle yazılmaz şiir.
canınızın acıması gerek, kafanız güzel olmalı biraz dokunsalar ağlayacak gibi olmalısınız.
aşk yaşayan hemen herkesin gerçekten de var olduğunu sandığı ilişki çeşidi.
Kimi aşık çaldığı müzik aleti ile kimisi sesi ile kimisi yaptığı resimle kimisi de yazdığı şiirle anlatır aşkını.
şiir, aşkın somut; aşk da şiirin soyut halidir... birbirlerini bu şekilde tamamlar ve anlamlandırırlar. bir bakmışsınız şiir aşk, aşk da şiir olup karşınıza çıkıvermiş...