bugün

felsefi lafdır.ben aslında burda yoğum yoğum.
zaten yaşananların hepsi koca bir rüyaydı. mecnunu leyla'ya bağlayan kör gözleri, yarım aklıydı. ferhat dağları aşkı için delmedi. insanların canlarını feda ettikleri şeyin adı aşk değil. mevlana o şiirleri yazdıran ilahi aşkından yazmadı. aşktan titremedi o yürekler.

kabul et ya da etme ama itiraf et aşk var.
ya vardir ya yoktur aşk hislere baglidir materyalden uzak oldugu gibi..
her bitişte söylediğimiz sözdür... bir benzeri için:

(bkz: ben aşka inanmam)
(bkz: üçyüzbeşyüz)
bu sözcükleri sarfedenlerin % 99,9 unun kuyruk acısı çektiği, isviçreli bilim adamlarınca kanıtlanmıştır.
(bkz: i don t believe in love)
yanlış önerme.

aşk diye bir şey vardır ve o da allah aşkıdır. cümle şöyle düzeltilmeli: allah aşkı haricinde aşk diye bir şey yoktur.

--spoiler--
Faniyim,
fani olanı istemem.

Acizim,
aciz olanı istemem.

Ruhumu Rahman'a teslim eyledim,
gayr istemem.

isterim,
fakat bir Yar-ı Baki isterim.

Zerreyim,
fakat bir şems-i sermed isterim.

Hiç ender hiçim,
fakat umum mevcudatı beraber isterim...
--spoiler--
şu koskoca alemde yalnız bir kulum
aşk olmasa hiçbir işe gelmezdi gün ışığı.

(bkz: 800)
aşkın yokluğu âşığın yokluğundandır. âşık için hayat baştan başa aşktan ibarettir. amma nefsani arzularını, tutkularını, ihtiyaçlarını aşk diye isimlendiren zaten en başından kaybetmiş*, vahşi bir ormanda eli apış arasında can havliyle ne yapacağını düşünerek kalakalmıştır. ona aşkın yokluğu falan koymaz ki zaten onun için aşk yoktur. içine düştüğü durumdan sıyrılamadıkça onun için tek önemli şey hayatın en alt basamağı olan açlığını gidermek için avlanmak ve postu deldirmemek, düşmemektir.
(bkz: *popo ile gülünesi şeyler.)
(bkz: aşka inanmayanlara inat)
e vardır da aşkın bir ömrü vardır, ölür aşk zamanla. ne o, siz aşkı hiç bitmeyecek br şey mi sanmıştınız? dünyada öyle bir şey var mı ki aşkın üzerine bu kadar ağır bir sorumluluk yüklüyorsunuz? *
vardır, canlı bir şeydir: doğar, büyür, yaşar, ölür..
aşk hakkında herşey doğru, herşey yanlıştır. hakkında söylenecek hiçbir şeyin saçma olmadığı tek şey aşktır.
"kapat gözünü, görmüyorsun diye, dünya yok mu?"

hadi işimize gelmeyen, canımızı sıkan her şeyi inkar edelim. hadi aşk dediğimiz şeyi insanlardan esirgeyip, onu bilinmez alemlerdeki çok yüce lordlarımıza saklayalım. hadi mantıklı(!) olalım.

doğru soru: aşkın ne olduğudur.

alemlerin ötesindeki gaybları bilmem de bu dünyada aşktan daha mantıklı bir şeye daha rastlamadım. aşkla karşılaştırıldığında her şey ona göre daha saçma ve daha mantıksız geldi.

neden aşık olunan kişiyi görünce bünyede çeşitli salgılar salgılanıyor? (bkz: glutokortikoid) bilim adamları bile kimyasını çözmüş hacı.

aşk insanın sonsuzluğu istemesidir. onun hayat öğretmedir. ne kadar yalama-yavşak, cıvık insan varsa dikkat edin, ya hiç ya da samimi bir aşk yaşamamıştır.

aşk insanın bu en uzak isteği olan sonsuzluk güdüsünü simgelerken nasıl yoktur, nasıl mantıksızdır, nasıl gayr-i beşeridir.
insan sex yapmadan bile yaşayabilir, en fazla abazan olur ya da ne bileyim işini eliyle görür ama aşık olmadan hakkıyla tam bir insan bile olamaz. olursa da, tek ödevi, hayatını devam ettirecek ihtyaçlarını karşılamak olan hayvan gibidir.

ha ama sen bu aşk değil, erkekliğin/kadınlığın tabiatıdır dersen, bir şey diyemem. dedim ya, doğru soru: aşkın ne olduğur; çünkü verilen cevaplar her zaman bu yönde olacak.
(bkz: ne kadınlar sevdim zaten yoktular)
(bkz: yoksa neyi tartışıyoruz o zaman)
(bkz: sol frame nin dili olsa da konuşsa)
vardır. onu gördüğünde karnında cıvılcım gibi bir şey oluşur. basur değilsen hissedersin. sonra o cıvılcım yukarı doğru kalbe ulaşır. kalp hızlı hızlı atmaya başlar.
aşkı hayatında yaşamamış, tatmamış insan söylemidir.

(bkz: yaşayan bilir ancak tatmayan ne bilsin)
(bkz: bu kadar insan yalan mı söylüyo len) *
Ya dört yıl boyunca, olmayan bişeyin acısını mı çektim?
hani nerede ? sorusunu aklıma getiren cümledir.
doğru olduğuna katıldığım bir önermedir. bunu anlamak için önce aşkın tanımına bakalım; bir insanı sürekli düşünmek, yanında olmasını istemek, onu "o" olduğu için sevmek, hayatının sonuna kadar ona yüksek sadakatle bağlı kalmak, gözü ondan başka kimseyi görmemek. aşk budur peki çevremizdeki insanlara baktığımızda bu duyguları ölümsüz bir şekilde yaşayıp yaşatabilen kaç kişi var? uzun süre evli kalmış ortayaş üstü çiftlerimiz bile eşini "aşık olduğu kişi" değil "hayat arkadaşı" olarak görüyor, tutku, istek, romantizm hiçbirşey kalmamış ve sadece hayat karşısında yükleri ve çeşitli görevleri paylaştığı kişi olarak görüyorlar.

Gençlerimize baktığımızda baştan seni seviyorum sana aşığım diyen kızlar herşeyi yerine oturtsanız ve her istediğini yapıp onun mutluluğu için ne kadar kendinizi parçalasanız dahi zamanla sizden mutlaka sıkılıp yeni arayışlar içine girmeye başlar. aşık kalabilme süresi maksimum 7 aydır. o zaman demekki aşk aslında gelip geçici bir hevestir, sadece yeni maceralar yaşama isteğidir. fakat çoğu edebi eserde "aşk" adına yazılmıştır, neden gelip geçici birşey için bu kadar eser verilsin ki? o zaman demekki aşk aynı zamanda insanın hayalini kurduğu sürekli öyle hissettirebilecek birinin varlığına inanmak istemektir, yani tamamen hayalperestliktir.

edit: 2.paragraftan itibaren sadece kızlardan bahsettim, erkeklerde aynı şekilde bıkar, cinsiyetle alakasızdır.