bugün

entry'ler (594)

ainsley harriott

bbc'de yıllardır yayınlanmakta olan son derece popüler bir yemek yarışmasının sunucusu.
(bkz: ready steady cook)

3 2 1 pişir

kanal d'de yayınlanmaya başlanacak olan bir yarışma programı. tema yemek pişirmek ve bunu marketten belirli bir fiyata alınan malzemelerle stüdyoda belirli bir zaman dilimi içinde yapmak. yarışmanın orjinali bbc'de yayınlanan ve son derece popüler olan ready steady cook adlı program. orjinali son derece popüler olan bu program yurt dışında ainsley harriott tarafından sunulmakta. bana göre ülkemize getirilmesi konusunda geç bile kalınmış ve daha önce yapılması gereken bir yarışma bu. şayet orjinal konseptinden çok çıkılmazsa son derece keyifli bir seyir sunacağını düşünüyorum.

kanal i zasyon

evet, bazı sahneleri komik, evet, eleştirel bir yaklaşım sunarken parlak bir senaryoya sahip olduğunu gösteriyor ve evet, güldürürken düşündüren bir film olmuş. ama aslında olmamış. en önemli sebebi de tv'deki programlara eleştirel bir yaklaşım getireyim derken sonuçta ortaya çıkan filmin de eleştirdiği programlardan bir farkı kalmamış olması, yani o programlardan bir kolaj seyrediyoruz kısacası.

iş görüşmesine güneş gözlüğüyle gitmek

sadece gitmek değil, gözlükle mülakata girip görüşmeyi blues brothers modunda yapmaktır. adayın işe alınma şansını azaltacağı kuvvetle ihtimaldir *

cafe ve restoranların girişinde menü olması

uygulanması son derece makul olan durumdur. avrupa'da neredeyse her cafe ve restoranın girişinde menü ve fiyat listesi asılıdır bildiğim kadarıyla. bunun müşteriye en büyük avantajı içeri girip oturmadan karar verebilmesine olanak tanımasıdır. hem menüye bakabilir, hem de kesesine göre üç aşağı beş yukarı hesap yaparak daha sonra içeride menüye bir saat bakıp seçme derdinden kurtulabilir.

bir oturuşta 5 haşlanmış yumurta yemek

gün boyu feci kokulu osurukların habercisidir.

şişman kadın çirkindir

(bkz: bütün genellemeler yanlıştır)

kumsalda koşmak

istanbul'da yapamayacağınız şeydir. tatile gittiğinizde yapma fırsatı bulursunuz ancak onda da etrafa atılmış pet şişeleri ve çöpler yüzünden ayağınıza bir şey batma olasılığı yüksektir. bir nevi uktedir kumsalda koşup deniz havasını ciğerlere çekmek.

soğan sarımsak yiyip iş görüşmesine gitmek

genelde sürpriz gelişme sonucu oluşur. siz o günün boş geçeceğini ve mülakata çağrılmayacağınızı düşünerek öğlen abanmışsınızdır rahat yemeğe, soğana, sarımsağa, kuru fasulyeye. aradan bir saat geçer ve telefonunuz çalar, o da ne? sizi bugün iş görüşmesine davet eden ik çalışanı. gitseniz bir dert, gitmeseniz bir dert.

biscolata starz

yeni zellanda rugby takımının yaptığı haka dansını anımsatmaktadır.

derste laptop ile not tutmak

kağıt kalem yerine laptop ile not almaktır. ancak burada karşılaşılabilecek olası sorun, herkes laptop ile gelirse sınıftaki prizlerin yetmeyeceğidir.

televizyondaki bütün yarışmalara katılmak

bir rekora gitmek ve geçimini bu yarışmalardan sağlamaktır. işi gücü bırakmak gerekir zira bütün zaman bu yarışmalara hazırlanmakla geçirilir.

caffe nero

çay olarak twinings vermesi ile gönlüme taht kurmuştur.

yemek yapan baba oğul temalı bosch reklamı

oyuncuların ürünün önüne geçtiği bir bosch reklamı daha. tamam reklam yalındır, güzeldir ama bosch ile ilgili pek bir şey vulmak mümkün değildir. baba-oğulun dayanışması, yemek hazırlaması gibi temalar iyi yansıtılmış ama reklamın bosch olduğu ancak en sonda anlaşılıyor. bundan önceki reklamlarında da aynı durum ön plana çıkıyordu. biraz daha ürünlere yönelik reklamlara ağırlık verseler daha başarılı olurlar diye düşünüyorum.

sandalye kapmaca temalı garanti reklamı

halen anlamadığım reklamdır. sandalyeyi kapan evi mi kapıyor, diğer kapanlar mortgage sahibi miydi, o teypten nasıl bu kadar berrak müzki çıkıyor, neden herkes sandalye kapacağına mortgage için koşmuyor, v.s.

kadınlar osurmaz kokmaz terlemez işemez

acaba kadınların da küçükken erkekler için böyle düşünceleri var mıydı diye düşündüren önerme.

trenle dünya turu yapmak

ütopyadır. okyanusları trenle aşamayacağınız için hayalden ileri gidemez *

osurana geçmiş olsun demek

sancı ve sıkıntı veren ossuruğu salarak içinden atan bireye yönelik söylenen söz.

klasik müzik konserinde ipod dinlemek

klasik müzikten hoşlanmayan ve davet üzerine konsere gidenlerin uygulabildikleri yöntem. gerçi etrafa biraz ayıp olur ama bu sayede hem davete icab etmiş olur, hem de kimseyi rahatsız etmeden pop müzik falan dinlemiş olursunuz. ha illa klasik olmak zorunda değil, beğenmediğiniz ve arkadaş ısrarıyla gittiğiniz herhangi bir konserde de bu tarz yaklaşımlar görebilirsiniz.

var mısın yok musun da direkt kutuyu açmak

kutunuza inancınız tamdır bu durumda, karşınızdaki 24 kutuyu da açtırmadan direkt kendi kutunuzu açarsınız, hiç uzatmaya gerek yok, ben sonunda zaten kutuma gidicem dersiniz. hatta işi abartıp programa çıkar çıkmaz kutunuzu açar, çıkanı alıp gidersiniz. gerçi bu durumda programın süresi 1 dakikayı geçmez ama aslında yarışmacı oyalanmaya beis yok, ben zaten kutumu istiyorum demektedir.
(bkz: programı rezil etmek)
(bkz: var mısın yok musun ve burhan)