bugün

ayın bölünmesi tamamen şiirden çalıntıdır. alın kültürlenin amk!

alıntıdır: kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.
ve ortaya bir ceylan çıktı,yüreğimi aldı,ve sonra kaçtı.
bembeyaz,kaliteli,uykulu gözleri,festival zamanı önümden geçti.
süslenip sanki beni vurdu ve bakışlarıda işe koyulup,birer ok gibi beni kesip geçti.

ve benden uzağa,ağıldaki kuru çöplerin duvar gibi yükseldiği köşeye kaçtı.
benden tek saat bile uzaklaşması,o an bana acı ve ağır bir yük gibi geldi.
güzellik yanaklarının her yanına,tıpkı keskin bir maskarayla yazılmış.
ay yine karanlığın içine yolculuk ediyor ve ayla birlikte gecenin seyehatini görüyorum.

karanlığın çöktüğü vakit geceye andolsunki,herşey ortaya çıktı.
yağmurlar yanaklarımdan süzülürken,kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.

imrul kays

vs kuran

şiir:kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.

sure:kamer=1:kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.

şiir:üslenip sanki beni vurdu ve bakışlarıda işe koyulup,birer ok gibi beni kesip geçti.

sure:kamer=29: derken, (kavmin en azgını olan) arkadaşlarını çağırdılar. o da işe koyuldu ve deveyi kesti.

şiir:ve benden uzağa,ağıldaki kuru çöplerin duvar gibi yükseldiği köşeye kaçtı.

sure:kamer=31:şüphesiz biz, onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik de, onlar, ağıldaki hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler gibi oldular.

şiir:karanlığın çöktüğü vakit geceye andolsunki, herşey ortaya çıktı

sure: duha=1-2: kasem olsun kuşluk vaktine. ve sâkin olduğu zaman geceye ki,

gibi gibi vb.
ay aslında sanal bir obje olduğu için ikiye bölünmesi şaşırtıcı değildir.
Peygamber Efendimizin (S.A.V.) gösterdiği BiN'e yakın mucize, in­sanlık aleminin ayları ve yıldızlan hük­münde parlayan sahabelerin gözü önünde cereyan etmiş ve yalan üzerine ittifak etmeleri imkansız olan bu nurani cemaat tarafından bütün teferruatıyla gelecek nesillere aktarılmıştır. "Benden bilerek yalan bir şey haber veren, Ce­hennem ateşinden yerini hazırlasın" mealindeki hadis-i şerifin ikazına karşı bütün zerreleriyle titreyip herkesten fazla titizlik gösteren ve yalan bir haber karşısında susmaları mümkün olmayan o iman kahramanlarından bize ulaşan hadis ve mucizeler, bugün modern ilim tarafından da tek tek tasdik edilmekte­dir. islami kaynaklarda “Şakk-ı Kamer” veya "inşikak-ı Kamer" ola­rak geçen

"Ay'ın ikiye yarılma mu­cizesi" de bunlardan birisidir.

NASIL GERÇEKLEŞTi?

Şakk-ı Kamer Mucizesi, Efendimiz (S.A.V.) peygamberlikle vazifeli kılın­dıktan sekiz sene sonra vuku buldu. Kureyş Kabilesi'nin ileri gelen müşrik­leri bir araya toplanmışlar ve Allah Resulünden, peygamberliğini ispatlaya­cak bir mucize istemeye karar vermiş­lerdi. Hep birlikte O'nun bulunduğu ye­re doğru ilerlerken gecenin ilk saatleri yaşanıyor ve Efendimiz (S.A.V.} parıl parıl parlayan ay ışığı altında Hazret-i Ali, Huzeyfe ibn-i Yeman, Abdullah Ibn-i Mes'ud, Cübeyr ibn-i Mut'im ve Abdullah ibn-i Ömer gibi büyük saha­belerle sohbet ediyordu. (1) O nur hal­kasını çevreleyen müşriklerin mucize görme konusundaki ısrarları had safha­ya varıp sabır sınırlarını zorladığında, Fahr-i Kainat Efendimiz (S.A.V.) yerin­den doğruldu ve mübarek elini, gökyü­zünde bir altın tabak gibi ışıldayan Ay'a doğru celalle kaldırdı. Yaratıldığı günden beri vazifesinden şaşmamış olan Ay, hürmetine koca bir kainatın yaratıldığı O Zat'in (S.A.V.) bu işaretiyle bir anda ikiye ayrılmış ve gerideki Mina Dağı, Ay'ın iki parçası arasında kalarak muh­teşem ve tüyler ürpertici bir manzara teşkil etmişti.

Efendimiz (S.A.V.) etrafındaki saha­belerine "Şahit olun, şahit olun" diye tekrarlarken, Kureyş kafirleri şaşkınlık­la birbirine bakmıyor ve "Bize büyü yaptı" diyorlardı.

Bir başka Kureyşli de, "Muhammed (S.A.V.) sadece bize büyü yapmış ve Ay'ı iki parça olarak göstermiş olmalı" diyerek, bu hadisenin civar beldelerden gelen kafile ve kervanlara sorulmasını istiyordu. Bu teklif, diğerleri tarafından da ister istemez benimsendi ve ertesi sabah Yemen ve başka taraflardan ge­len kervanlar soru yağmuruna tutuldu. Hepsi de gece seyahat ettikleri için Ay'ın ikiye varıldığına şahit olmuşlardı. Bunun üzerine Mekke'li Müşrikler. "Ebu Talib'in yetimindeki sihir, semaya da tesir etti" diyerek inatlarını sürdür­düler. Ve Efendimizin (S.A.V.) yanında olmamalarına rağmen bu mucizeyi gö­ren diğer müşrikler gibi, küfürlerinde sabit kaldılar.(2)

Hemen arkasından Allah kelamı na­zil oldu:

"ONLAR BiR MUCiZE GÖRSELER, ONDAN YÜZ ÇEViRiP "NOR­MAL BiR SIHiR" DERLER, YALAN SÖYLERLER. NEFiSLERiNE UYAR­LAR." (Kamer Suresi, 3. Ayet)

http://www.risaleajans.co...ni-ispat-edebilir-misiniz
NEDEN HERKES GÖRMEDi?

Ay Mucizesinin herkes tarafından görülmesi, Cenab-ı Hak tarafından dünyada murad edilen "imtihan sırrı"na ters düşecek ve ister istemez bütün insanların imana gelmesine yol açacak­tı. Bu yüzden Ay'ın iki parçaya ayrılma­sı, insanların uykuda veya evinde oldu­ğu bir zamanda ani ve kısa süreli olarak gerçekleşti. Ay'ın hergün farklı saatler­de dogması ve farklı menzillerde bulun­masının yanısıra, o asırda gökyüzünü sürekli inceleyen alimler de yok denecek kadar azdı. Aynı zamanda bazı ül­keler sis ve bulut gibi engellerden, bazıları da saat farkından dolayı Ay'ı göremiyordu. Mesela bu mucizenin gerçek­leştiği saatte ingiltere ve ispanya'da gü­neş yeni batıyor, Çin ve Japonya'da sa­bah oluyor, Amerika'da ise gündüz sa­atleri yaşanıyordu. (3) Ay'ın görülmesi için yeterli olan şartlar, Arap yarımada­sının dışında en iyi Hindistan'da ger­çekleşmiş ve Dhar şehri kralı Raja Bjoh ve raiyeti tarafından bütün teferruatıyla takip edilmişti.(4) Chamai Nehri kıyı­sındaki sarayının balkonundan Ay'ın ikiye ayrıldığını gören kral, önce dünya­nın sonunun geldiğini zannederek bü­yük bir korkuya kapılmış, daha sonra da bunun Arabistan'da zuhur ettiğini duyduğu Peygamber'in bir mucizesi olabileceğini tahmin ederek vezirini Mekke'ye göndermişti. Raja'nın veziri Efendimizle (S.A.V.) görüşme şerefine erişmiş ve Şakk-ı Kamer O'nun muci­zesi olduğunu anlayarak islamiyeti seç­mişti.

Bugün bu bahtiyar hükümdarın to­runları olan Bjohzadeler, Hindistan'da­ki Dhar şehrinin hemen dışında ikamet ediyorlar. (5)

BAŞKALARI DA GÖRMÜŞTÜ

Şakk'i Kamer Mucizesi, sadece Raja ve saraydakiler tarafından görülmemiş. Hindistan halkı tarafından da seyredilmişti. Mucizenin gerçekleştiği tarih, da­ha sonra bir başlangıç yılı olarak kabul edildi ve bazı eserler üzerine işlendi. Hatta bu ülkede ele geçirilen bir hey­kelde: ''Ay'ın ikiye yarıldığı senede ya­pılmıştır" ifadesi bulunuyordu. Bu du­rum bazı müfessirler tarafından sıkça nakledilmiş ve çok önemli bir delil ola­rak gösterilmiştir. (6)

http://www.risaleajans.co...ni-ispat-edebilir-misiniz
iLiM GÖRÜYOR

Ondört asır önceki astronomi ilmi­nin ve haberleşme imkanlarının yeter­sizliği sebebiyle tam olarak görüleme­yen veya görüldüğü halde haber olarak yaygınlaşanı ayan Şakk-ı Kamer Muci­zesi, 4 Mayıs 1967 yılında Florida'daki Cape Kennedy Uzay Üssü'nden fırlatı­lan Orbiter 4 uydusundan çekilen Ay fotoğraflarıyla ister istemez gündeme gelmiştir. Orbiter 4'ün bu çalışmasında, Ay'ın dünyamızdan görülmeyen arka yüzü resimlenmiş ve 3000 km. mesafe­den çekilen yakın plan fotoğraflarıyla. Ay yüzeyinin %95'lik bölümü incelene­bilmiştir. 67-1805 numara ile arşivlenen bu fotoğraflarda, daha önce küçük bölümler halinde çekilen Ay fotoğrafla­rında farkedilemeyen bazı hususlar gö­ze çarpmaktadır. Ay'ın arka yüzeyi, uzunluğu 240 genişliği de yer yer 8 ki­lometreyi bulan bir yarık tarafından boylu boyunca kuşatılmaktadır. (7) Bu çatlağın merkezi, 65 derece güney ve 105 derece doğu olarak belirlenmiştir. Tabii sebeplerle meydana gelen çatlak­lar, dalgalı ve düzensiz bir çizgi oluştur­dukları halde, bu çatlak mükemmel bir düz çizgi şeklindedir. Özel bir sebebe dayandığı intibaını uyandıran çatlaklar, Ay'a ilk defa ayak basan astronot Neil Armstrong'un da dikkatini çekmiş ve kendi ifadesiyle onu hayrete düşürmüş­tür. Size bu haberi aktardığımız "The Müslim Digest" adlı dergi, Mısırlı alim­ler tarafından N. Armstrong'a Şakk-ı Kamer Mucizesinin anlatıldığını da ifa­de etmektedir.

ÜÇ ASIRLIK HARiTA

Kur'an, Hadis ve nakiller, Şakk-ı Ka­mer Mucizesi gerçekleşip Ay'ın iki parçaya bölündüğünü ifade ettiğine göre, bu parçaların tekrar birleşmesi sırasın­da meydana geldiği tahmin edilen çiz­ginin Ay'ın tamamını dolaşması gerek­mektedir.

Yani birleşme çizgisi veya çatlağı, Ay'ın dünyadan görünen yüzünde de bulunmalıdır.

Uzay çalışmalarını yürüten ülkeler, su ana kadar Ay'ın bu yüzünü çevrele­yen bir çatlaktan bahsetmemiştir. An­cak burada ilk defa ZAFER'in ortaya koyacağı bir delil, sanırız astronomi sa­hasında daha önceden ele alınmamış veya gözlerden saklanmıştır. Bu delil, italyan gök alimi Cassini tarafından gü­nümüzden tam 311 sene önce çizilmiş olan bir Ay haritasıdır.

Modern astronomiyle uğrasan ilim adamları tarafından fevkalade önemli bir kaynak olarak kabul edilen ve ilmi yönü tartışılmadığı için birçok kitapta yer alan bu harita, günümüzde çekilen Ay fotoğraflarıyla da mükemmel bir uyum arz etmektedir. Cassini'nin 311 yıllık bu haritasında, dünyamızdan gö­rülen Ay yüzeyinin tamamını kuşatan ve tesadüflerle meydana gelmeyecek kadar muntazam olan bir çizginin varlı­ğı, son derece açık ve net olarak görül­mektedir. Fotoğrafını takdim ettiğimiz bu haritayı inceleyen insaf sahiplerinin, cetvelle çizilmiş gibi muntazam olan bu çizgiyi ne şekilde yorumlayacaklarını bilemiyoruz. Ancak iki büyük taşın üst üste konduğunu veya bazı yerlerde de­rince çizgiler çizildiğini görüp de bunla­rın uzaylılar tarafından yapıldığını iddia eden Daniken gibi sahte alimlerin bu harita karşısındaki suskunluklarının se­bebini az-çok tahmin edebiliyoruz.

AY YÜZEYi DEĞiŞiYOR MU?

Bu yazıda Cassini'nin haritasından bahsetmemizin sebebi, mucizenin ger­çekleştiği zamana en yakın kaynak ol­ması cihetiyledir. Çünkü Şakk-ı Kamer'den bu yana geçen 14 asır zarfın­da Ay yüzeyinde önemli değişmelerin olabileceği ve çatlakların yapısını boza­bileceği anlaşılmaktadır.

Ay yüzeyindeki değişmelerin bir se­bebi, sıvı haldeki lavların taşması olarak belirtilmektedir.(8) Geçmişteki yıkılma ve bozulmaların çoğu, bu aşındırmadan dolayıdır. Mesela Ebemkuşağı Körfezi (Sinüs Iridum) bunun açık bir örneğidir. Yakın sayılabilecek bir geçmişte çem­ber seklinde olan bu körfez, sıvı halde­ki lavlar tarafından tamamen tahrip edilmiş ve bir yay haline getirilmiştir.

Ay yüzeyinin değişmesine sebep olan diğer bir faktör de, sıcaklık dere­cesindeki ani farklılıklardır. Güneşin, Ay üzerindeki belli bir noktanın üzerine çıkmasıyla birlikte Ay yüzeyindeki sı­caklık, sıfırın altında -80 santigrad de­receden, sıfırın üstünde +120 derece­lere fırlar. Ve güneş battığında, yine eksi değerlere düşer. Neticede kayalar patlayarak parçalanır ve uzun bir za­man dilimi içinde Ay yüzeyinin görünü­şünü değiştirir.

Ay'ın son derece yoğun bir meteor yağmuruna maruz kalması da, yüzeyinin hızla değişmesine yol açar. Ağırlığı bazen tonlarla ifade edilen göktaşlarının yapmış olduğu tahribat, tek kelimeyle dehşet veri­cidir. Hatta saniyede 40 kilometre hızla düsen l GRAM'lık göktaşları bile kurşun tesiri yapar ve en sert kayalarda en az 30 dm. derinliğinde 60 cm. genişliğinde bir çukur açar. Bilindiği gibi Dünyamızın etra­fını çevreleyen atmosfer tabakası, bu tas­lar için mükemmel bir kalkan vazifesi gör­mektedir. Buna rağmen nadir de olsa dü­şen göktaşlarının açtığı dev kraterler, her­hangi bir atmosfere sahip bulunmayan Ay yüzeyinin akıbeti hakkında fikir verebilir.

Yukarıda saydığımız bu sebeplerden dolayı Ay'ın çehresi her an değişmekte ve farklı bir yapıya kavuşmaktadır. Bu yüzden şimdi değişmiş veya kısmen ka­panmış olsa bile, 311 yıl önceki Ay ha­ritasında gösterilen o muazzam çatlak önem arzetmektedir.

Şakk-ı Kamer Mucizesi'nin günü­müz tekniğiyle apaçık görülebilecek olan delilleri, Halık-ı Kainat tarafından çeşitli sebeplerle gizlenip örtülmüş ve imtihan sırrına uygun hale getirilmiş olabilir.

NETiCE

Modern astronomi ilminin Şakk-ı Kamer Mucizesiyle alakalı tesbitleri (ve­ya inkarları) hangi boyutta olursa ol­sun, inananlar için fazla birşey ifade et­mez. Çünkü bu mucize, bizzat Allah ta­rafından haber verilmiş ve Kur'an'da açıkça zikredilmiştir.

"KIYAMET YAKLAŞTI VE AY YARILDI. ONLAR BiR AYET (MUCiZE) GÖRSELER, ONDAN YÜZ ÇEViRlP -'NORMAL BiR SiHiR" DERLER, YA­LAN SÖYLERLER, NEFiSLERiNE UYARLAR." (Kamer Suresi, l-3.ayet-ler)

Evet,. bu mucizeyle alakalı olan Kur'an ayetlerinin meali budur. Ve o ayetlerde bildirilen hakikatlere karşı artık boyun eğmek zorunda kalan ve ders al­maya karar vermiş görünen modern ilim, öğrenci koltuğunda oturarak araş­tırmalarına devam etmektedir. Ay sade­ce resimlerle değil, jeolojik açıdan da incelenebildiğinde, Şakk-ı Kamer Mucizesi bambaşka bir boyut kazanabilecektir.

http://www.risaleajans.co...ni-ispat-edebilir-misiniz
Bilimin gözünü seveyim. Bak yalanlayanlar nasıl da dağıldı çil yavrusu gibi. Tık yok...

--spoiler--

NASA'nın verileri Peygamberimizin Ay mucizesini ispatlıyor
Jeoloji Profesörü olan Halil Murat Özler, Popüler bilim dergisi Nature'de yayınlanan makalesinde Nasa'nın verilerinden yola çıkarak Şakk-ı Kamer mucizesinin kanıtlanabildiğini ifade etti.

Halil Murat Özler, jeoloji profesörü. Yer bilimleriyle ilgili çeşitli araştırmalar yapıyor. Popüler bilim dergisi Nature'de yayınlanan ‘Ay üzerinde yarılma' makalesinin, Efendimiz'in (sav) inşikak-ı kamer (ayın yarılması) mucizesini kanıtlayan en önemli bulgu olduğunu söylüyor. Zaman'dan Kevser Kulaksız, Prof. Özler ile ilgili makaleyi konuştu.

inşikak-ı kamer hadisesinin delillerini ne zamandan beri araştırıyordunuz?

Yaklaşık altı ay kadar önce, inşikak-ı kamer hadisesiyle ilgili araştırma yapmak için ay yüzeyindeki fayları inceliyordum. Bir yer bilimci olarak Kuran'daki ayetlerin manasıyla ilgili çalışmalar yaptım. En çok merak ettiğim Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sas) en büyük mucizesi olan ayın yarılma hadisesinin delilleriyle ilgiliydi. Çeşitli makalelere, NASA'nın yayınladığı ay fotoğraflarına baktım. O fotoğraflarda pek çok fay, yani yarılma görülüyordu. Fakat hiçbiri tam olarak Efendimizin mucizesini karşılayacak nitelikte değildi. Ta ki, Popüler bilim dergisi Naturen'in 2 Ekim 2014 sayısındaki ‘Ay Üzerinde Yarılma' başlıklı makaleye kadar.

Nature dergisindeki resimleri gördüğünüzde inşikak-ı kamer hadisesi mi geldi aklınıza?

Andrews J. Feustel tarafından yazılan makalede ayın görünür yüzeyinde oldukça büyük bir çöküntü alanı olan ‘Fırtınalar Okyanusu' bölgesiyle ilgili yeni keşifler konu edildi. Dünyada pek çok haber kanalı bunu ‘Ay yüzeyinde gizli çarpıcı geometrik şekiller' olarak duyurdu. Ay yüzeyinde bir yarılma olmuş, ay yüzeyi ikiye ayrılmıştı. Bu yüzden de gizli çarpıcı şekiller yüzeyden görülemiyor şeklinde ifade ediliyor. Daha önce, ‘‘Fırtınalar Okyanusu' bölgesinin bir çarpma sonucu oluştuğuyla ilgili bilimsel iddialar yazılmıştı. Fakat NASA tarafından yapılan ‘Grail Misyonu'na sahip uyduların sağladığı ‘gravite haritası', ayın bir nevi tomografisini çekerek tek parça çembersel bir yarığı net biçimde ortaya çıkarmıştır. Binlerce kilometre uzunlukta, lav taşkınlarıyla dolu uçurumların donmuş kalıntıları tespit edildi. Burada çarpıcı olan fayların binlerce kilometre boyunca, 3 bin kilometre çapındaki bir alanda ve yaklaşık 5 buçuk milyon kilometre karelik alanı çevrelemesidir. Ay'ın yüzey alanı yaklaşık 37 milyon kilometre kare olduğu için, 1/7'sine denk geliyor. Fayların birbirini tamamlaması ve yarılan bu alanın ay yüzeyinde bütün bir çember oluşturması ve tam da inşikak-ı kamer hadisesindeki gibi ayın yarılmasını ispatlıyor. Bu bulgu şimdiye kadar tespit edilen en önemli ve kesin bir delil olarak nitelendirilebilir.

http://www.risalehaber.co...ni-ispatliyor-244797h.htm

--spoiler--
inanmayanı dövmezler de dalga geçeni dövmek lazım.
görsel
At yalanı s.keyim inananı.
Sword dancing .
40 level den sonra açılır.
ya bu ay yarıldı diyen insanlar dünya düzdür diyen insanlarla kardeş olabilir. soyunuzu bir araştırın bakalım. bir yerde illa denk gelirsiniz.
Sadece peygamber efendimizde açık olan skilldir.
tam da o kuyruklu yıldızın teget gecıp ız bıraktıgı yerden yardıgı skıll.
https://vignette.wikia.no.../latest?cb=20161021200445