bugün

cumhuriyet zamanında minareleri kaldırılmak istenen fakat mühendisler tarafından kubbe çöker diye vaz geçilen cami şimdinin müzesidir.
güzelim fresklerin, mozaiklerin ibadet bahanesiyle oyum oyum oyulduğu, parçalandığı muhteşem yapı. bizanslılara nispet fatih camiye çevirmiştir. yıkılan, içinde barındırdığı bütün ulusları geri bırakan çağdışı bir düzene nispet, atatürk de müzeye çevirmiştir.
kubbesinin çapı 40 metredir.(Türkiye ve hatta dünya birincisi ?) earth google ile çok güzel gözükmekte ve üzerinde ölçüm yapılabilinmektedir.
istanbul'da gidip geszilesi tarihi yapılardan bir tanesi.
(bkz: öğrenciye beleş)
fatih sultan mehmet'in, camiiye dönüştürerek içine sıçtığı mimari harika! zorba bir devlet adamı yüzündendir ki duvar çinilerinin ve tasvirlerinin hiçbiri sağ salim günümüze erişememiştir.

bu despot herif ki, ayasofyanın balkonunda, korkuluk boyunca, haç motifleri var diye kenarlarını keserek "+" şu halden "I" şu hale getirmiştir, öyle bir saçmalık ki düşünün artık. orta yerde çük gibi sırıtan bir mihrab oturtmuş ve at sikinde kelebek kıvamında çiniler yaptırmıştır duvarlara. bizanstan kalma çinileri ve resimleri de alçıyla kapttırmıştır.

velhasıl kelam güzelim tarihi mirasın ağzına sıçmıştır, şimdi düzelt düzeltebilirsen. hoş; orjinal haline çevirsen de çakma hali de ayrı bir miras nereden yaklaşırsan yaklaş, iki ucu boklu değnek olan yapı. tek bir fark, biri(orjinali) eski dünya tarihinin en görkemli yapılarından birii gurur kaynağı; diğeri * tarihin en büyük yüz karalarından biri, ibret alınmalıdır. ayıptır yazıktır günahtır.
mimariden birşey anlamayanların yok olduğunu iddia ettikleri eser...

fatih sultan mehmet'in dar görüşlülüğü nedeniyle günümüze kadar gelmiş olan eser olarak da algılayabiliriz bu eseri... çünkü takribi son ele geçirildiğinden beridir sürekli olarak restorasyon görüyor bu eser... öyle çini kapatmak, haç kestirmek adına değil... o teknoloji fakirliğinde yapılan o devasa kubbelerin, kemerlerin sağlamlığı adına... dünyada başka bir hükümran yoktur ki yeniden yapılmasından daha büyük masraf harcayarak böyle yapıları canlı tutmaya çalışsın...

ve fatih sultan mehmet bu eseri camiye dönüştürerek, bizim dar kafalı insanımızın bir nebze olsun dünya görüşünü geliştirmiş, türk mimarisine yön vermiş, şu an hala camilerimizde kullandığımız kubbeleri oluşturmuştur... git bak bakalım arap'ın camisine kubbe nerede? onların o kübik camisinden çıkıp gel bir de selimiye'ye bak... ayasofya sayesinde gelişen türk mimarisi şu an türklerin tarihe kattıkları tek sanat eseri olarak anılıyor, sanatta bir tek mimaride borumuz ötüyor, kubbeli camilerimiz, zorba devlet adamlarımızın yaptırdığı saraylar sayesinde...

bizanslılara nispet fatih burayı camiye çevirmiştir, çünkü bizanslılar romalılar ki, ellerinin uzanabildiği, istila edebildikleri yerlerde ilk olarak eserleri yakıp-yıkan sonra üstüne bir haç asıp çekip giden insanlardı, fatih ise onlara verilecek en güzel cevabı verip, en övündükleri şeye kendi bayrağını astı... bizanslı olmak lazımmış bizim insanımıza yaranmak için...

daha iyi örneklere bakın;

(bkz: mostar köprüsü)

sonra oturun ceddinize dua edin, en azından vicdanları varmış...
akli evvellerin camiden muzeye cevrilmesine degil de kiliseden camiye cevrilmesine karsi cikarak gercek niyetlerini ortaya koymaktadirlar. hic dusunmezmisinizki emevi diye bir devlet var iken ispanya da simdi en ufak bir iz nasil kalmaz diye. dusunmezsiniz tabi... soyunu kabul etmeyen soysuzdur, bu, bu kadar aciktir.

ayrica ayasofya nin tekrar camiye donmesini istiyorsaniz bir imza da siz atin;

http://www.ayasofyacamiiolsun.com/index.htm
müzeden tekrar camiye çevrilmesinin neden bu kadar önemli olduğunu kavrayamadığım harika yapı. eskiden kiliseydi, sonra cami oldu, sonra da müze oldu. neden? atatürk istedi. neden? ben bilmiyorum nedenini ama daha iyi oldu. dünyanın dört bir yanından insan içerideki isa mesih ve meryem ana tasvirlerinin halen korunduğunu görecektir elbet, güzel bir şey bu. en azından dışarıdan hoşgörülü görünelim, hiçbir zaman gerçek anlamda, samimi bir şekilde hoşgörülü olamadık çünkü...
(bkz: Ayasofya Müzesi)
1501 yıllık tarihi olan Ayasofya, sanat tarihi ve mimarlık dünyasının baş yapıtları arasında yer alır. Başlangıçta bir kilise olarak inşa edilen ve Osmanlı döneminde camiye çevrilen Ayasofya, günümüzde bir müze olarak hizmet vermektedir ve bu sebeple Ayasofya Müzesi olarak anılmaktadır.
yüzyıllarca cami olarak hizmet vermiş bir yapıdır. son 80 yılda zorla müze yapılması küçük bir süredir müze olması anlamına gelmektedir.

(bkz: ayasofya camiye çevrildi geyiği)
her dindar insanın haklı olarak ibadete açılmasını istediği cami.

fatih sultan mehmet in kemiklerini sızlatmak
ayasofya istanbul'un fethinden sonra camiiye çevrilmiş ve ibadete açılmıştır. Dönem padişahı Fatih Sultan Mehmed Han kendi şahsi hazinesinden parasını devlete ödeyerek ayasofyayı almış ve vakıflaştırıp halkın hizmetine sunmuştur. 500 yılı aşkın bir süre istanbul'lulara hizmet veren camii bu gün müze olarak kullanılmaktadır.
ülke gençliğine umutla bakmamı sağlamış bir konuşmayı duymamı sağlamış tarihi yapı.

mal 1 : bu cami kaç yıllıktır sence?
mal 2 : bence nereden baksan 100 yıllık vardır.
mal 1 : bencede rezerve yaptıklarına göre (restarasyon demek istiyor sanırım).
süleyman seyfi öğüne göre türk insaninin ölmeden okumasi gereken iki kitaptan birisidir.

diğeri için (bkz: sultan ahmet camii)
iş yerime 10 adım mesafedeki görülesi müze.
Fatih sultan mehmet han'ın "istanbulu açıp gül-i zar eyle" mesinden sonra sembol olarak camiye çevrilmiş eski kilisedir. buram buram istanbul kokmaktadır.
916 yıl baş kilise, 477 yıl cami olarak kullanılmış ve atatürk' ün emri ile müzeye çevrilmiştir.
bizans imparatoru jüstinyen'in yaptırmadan önce rüyasında gördüğü yapı hakkındaki bir rivayet de şöyle: jüstinyen, elinde tuttuğu kutsal ekmeği bir arı kapıp götürünce, lokmanın bulunması için haber salmış. birkaç gün sonra elinde bir petekle, ekmek parçasını bulduğunu söyleyen bir arıcı huzuruna çıkmış ve tarafından ödüllendirilmiş çünkü petek, tıpkı jüstinyen'in rüyasında gördüğü yapı şeklindeymiş ve petekteki yapıda kubbenin bulunması gereken yerde arının kaptığı ekmek parçası varmış.
918 yıl kilise, 482 yıl camii olarak değiştirildikten sonra, 1 subat 1935 tarihinde müze haline getirilen, dünyanın 8. harikası.
Bizim yaptigimizin tam tersini sirplar yapmistir. Abiler camiyi kiliseye cevirmistir.
(bkz: sava church)
(bkz: st sophia)
atatürk'ün isteği doğrultusunda müzeye çevrilen cami- patrik katedralidir. ayrıca şuan sultanahmet'te bulunan yapı üçüncü ayasofya yapısıdır. ota boka yıkılmıştır, tahrip olmuştur ancak mimar sinan vakti zamanında buranın imdadına koşmuştur ve o günden beri sağlamlığını koruyan bir yapı olarak günümüze ulaşmıştır.
2010 istanbul kültür başkenti etkinlikleri çerçevesinde 16 yıldır içinde kurulu olan iskelenin kaldırılacağı müze.
bizim köyün camisinden bile daha kötü bir yapıdır.
restorasyon çalışmalarının bitmesiyle, 17 seneden beri tam ortasında duran iskele kaldırılmış. iskelesiz halini görmemiş olanların koşar adım gitmeleri gereken yer. bilet fiyatı 20 tl. ama siz 20 tl ye müze kart alın, gitmişken topkapıya da girersiniz.