bugün

Adamlarda ordu yok. Orduya harcama yapılmıyor, Eurofighter gibi projeler NATO karşısında solda sıfır kalıyor.

Avrupa ordusu var mı? Adamlar orduya yatırım yapmadılar, sonra doktor maaşlarına zam gelince neden zam yapıldı diye protesto ediyorlar.
rönesans ve reformu yaşadıkları için.
bilimin, sanatın üzerinde din olmadığı için. kısacası biz ortadoğu ülkelerinin tam tersi.

tamamen pozitif bilimlere ve sosyolojik sorunlara yöneldikleri için.
ardından medeniyet kendiliğinden geldi zaten.

bir reform, bir rönesans da doğu ülkelerine şart.
ama getirmeyecekler, getirtmeyecekler. bilhassa bunun başını o avrupa çekecek.

şayet zamanında laikliği pozitif bilimleri her şeyin üstünde tutmak yerine din düşmanlığına dönüştürmeseydik çekmeseydik belki bu kadar batağa batmayacak, çok daha ileri bir toplum olacaktık.

bizim toplumun her kesimi sıkıntılı.

avrupa'daki reform ve rönesans hareketleri din karşıtlığı değil baskıcı kilise düzenine karşı çıkmıştı.
çizgiyi koruyabilsek belki doğu dünyasına gerçek manada bir model ülke olabilir ve ''medeni bir doğu medeniyeti'' kavramını batıya rakip olarak yeryüzüne inşa edebilirdik.

ama mevcut doğu dünyası medeniyeti 20.yy'daki halinden bile geri.
20.yy'da en azından halifeliği elinde tutan saltanatımız dahi yenilik peşindeydi. jön türkler gibi sayısız yenilik savunan oluşumumuz vardı.
şimdi kim var?
Asya,Afrika,orta doğu ve Güney amerika'yı sömürdükleri için.
Avrupanın ilerlemesinde baş rolu ingiliz sanayi devrimi çeker. Herkes italyadan yükselen rönesans ve reform hareketlerine bakar ama. Bu iş içinde ikili anlaşmayla rusların zengin doğal kaynakları (kömür demir v.b.) kullanılmıştır. Ardından almanlar gelir. Oldukça disiplinli ve çalışkandırlar. Kafaları makina ve mekaniğe iyi çalışır. Mercedes in bmw nin arkasında devlet desteği vardır. Almanyada en az 400-500 yıllık kiliseler büyük şapeller vardır. Avusturya ve eski çekoslovakyada da. Fakat almanyayı almanya yapan 1960 larda giden türk işçilerdir. Kimse buna değinmez. Tarımda da fransa başı çeker. Fransa tarım pazarında avrupada birinci dünyada da üst sıralardadır. italyada hala eski usül zeytin yağı peynir unlu mamuller v.b. üretilir. Ayrıca şehirleşmek için tarım arazileri katledilmez. Avrupanın şehir planlaması çok iyidir. italya ve Almanyada bilhassa. Tarihi dokuyu bozmazlar. Bu sayede tarih turizminden de iyi para kazanırlar. Avrupa kobilere de destek verir. özellikle sanayileşmenin getirdiği kirlenme ve atıkların artmasından beri. Örneğin sayabildiğim kadarıyla sadece italyada el yapımı otomobil üreten 16 tane küçük işletme vardı. Sonra çoğunu fiat satın aldı. Fakat hep sömürü ülkelerinin kaynaklarını tüketmişlerdir. Mesela elmas güney afrikada çıkar. Orada işçiler karın tokluğuna çalıştırılırdı yakın zamana kadar. Ama elmas piyasasını belçika Antwerp Borsası belirler. Deniz aşırı ticaret kolonilerin ve dominyonların öncüleri de yine avrupadır. Bunların başında ingiltere ispanya portekiz fransa belçika ve hollanda gelir. Yıllarca sömürdükleri ülke kaynaklarıyla 200 yıldır refah içinde yaşamışlardır. Yani meseleyi kuru kuruya reform ve rönesans hareketine bağlamak hikayedir.
çalışkan disiplinli olmaları ve işi başarmaları.
rönesans ve reformun dinden üstün tutulması fikrine katılmak mümkün değil. aralıklarla 7.-11.yy, 14.-16. yy'da dinle beraber aynı yükselişi biz götürdük asırlarca. konu din değil, dinin yaşanmaması. ibni sinaların gazalilerin çağlarına bak, adamlar hem birçok alanda icat yapabilecek kadar uzman birer bilim adamı, hem de dindarlar. avrupa'nın ileri olma sebebi genlerinde medeniyet olması, çalışma kavramının üçkağıttan önce akıllarına gelmesi. örneğin bizde bir ara ihracatçıya kredi vardı çok ucuz rakamlarla ( devam da ediyordur belki, bilmiyorum). avrupa'da aynı kredi verilince adamlar gerçekten yeni makine almak için işini büyütmek için kullanır o krediyi bizde de hangi model araba alsam lan acaba şeklinde kullanıldı o krediler. bizim genlerimizde üçkağıt yerleşmiş çünkü, istesek de gelişemeyiz.
Avrupa'nın bu kadar ileri olmasının sebebi doğrudan olmasa da dolaylı olarak Türklerdir.

Gülmeyin, gerçekten de biziz.

Osmanlılar'ın Akdeniz, Kuzey Afrika ve Mısır'ı ele geçirmelerinden sonra Süveyş Kanalı'ndan geçişi

sınırlandırması sonucu Avrupa'lı tacirler Hindistan'a gidecek başka bir yol bulmak gerektiğini anladılar.

Zira o dönem başta baharat olmak üzere Doğu Asya ülkelerinden bir çok ürün ithal ediliyordu.

Nitekim Hindistan'ı bulmak için yola çıkan Kristof Kolomb yepyeni bir kıta olan Amerika'yı keşfetti.

Kolomb yeni bir kıta keşfettiğini bilmeden öldü. Ama bunun yeni bir kıta olduğunun ortaya çıkması

Hristiyan dünyasını derinden sarstı. Zaten kısa bir dönem önce dünyanın yuvarlak olduğu kesin olarak

ispatlanmıştı. Ardından aynı dünyanın 3 kıtadan ibaret olmadığı da ortaya çıkan. Oysa o dönemki incil

dünyayı 3 kıtadan oluşmuş ve düz olarak tarif ediyorlar. Hristiyanlar kutsal kitaplarındaki bazı bilgilerin

bilimsel gerçeklerle uyuşmadığını fark ettiler ve Laiklik ortaya çıktı. Bilimsellikle uyuşmayan verileri

sahiplenen bir kesimin geleceklerini şekillendirmesini istemiyorlardı. Nitekim bu tarihten sonra kilisenin

devlet yönetimindeki etkisi giderek zayıfladı.

Tabii sadece bu da değil... Amerika'ya ayak basan ispanyol yağmacılar bir süre sonra buldukları bu

kıtanın altınla dolu olduklarını anladılar. Koskoca inka medeniyetini kısa sürede tarih sahnesine gömer-

lerken onların ve diğer halkların zenginlikleri oluk oluk Avrupa'ya akıyordu. Bu dönemde Avrupalı

zenginlerin hava atma yollarından biri de belirli sanatçıları himayeleri altına almaktı. Güzel sanatlar

da patladı. Leonardo Da Vinci, Michalangelo, Raphael gibi bir çok büyük sanatçı bu dönemde ortaya

çıktı.

Ama bir süre sonra bu servetin bir kısmını bilimsel gelişmelere ayırdılar. Daha hızlı gemiler yapmak,

daha iyi silahları olsun istiyorlardı. Nitekim daha etkili silahlar yaptılar. Sonra bütün batı dünyasını

değiştirecek bir gelişme yaşandı.Buhar gücü keşfedildi. 1700'lü yıllara henüz giriliyordu. Yaklaşık 70

yıl sonra buhar gücüyle neler yapabileceğini anladı Avrupa. Buharlı gemiler, buharlı trenler geldi.

Yapılan makinalar üretime de yaradı ve çok kısa bir süre içinde Avrupa'da Sanayi Devrimi başladı.

Bundan sonra da durdurak bilmediler zaten.

Bu durumda Doğu Dünyası'nın dönemine göre en ilerisi olan Osmanlı imparatorluğu iç isyanlarla,

kanlı taht kavgaları ile uğraşıyordu. Ama Avrupa'nın dini siyaset sahnesinden indirmeye karar

verdiği yıllarda Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Mısır'ı fethediyor ve halifeliği Osmanlı

imparatorluğu'na getiriyordu. Böylece dinin siyaset alanındaki etkisi katlanarak artıyordu. Din,

bilimsel kanıtlara dayanmadan, dogmatik düşüncelere dayanan düşünce yapısını benimsediğinden

tarihin her döneminde gelişmişlikle kavgalıdır. Nitekim matbaanın Türklerin hayatına girmesi 200 yıl

gecikti. Matbaa olmayınca kitap basılamadı, Kitap basılamayınca ülkenin gelişmesine yön verecek

bilimadamları yetişemedi. Yetişemeyince de durum ortada.

Bugün de durumun çok farklı olmadığını gözlemleyebilirsiniz. Batılı bilimadamlarına dünya dar

dar gelirken doğu dünyasında örneğin bizde hala kadınların hamile iken sokağa çıkmamaları, gülüş-

leri gündem oluyor. Suudi Arabistan kadınlarla erkeklerin aynı kapıyı kullanmalarında sakınca olma-

dığı konusunda kanunda değişiklik yaptılar. Bu 2 hafta önce oldu. Yine de Doğu Dünyası geçmişteki

gösterişli günlerine dönüş sinyallari de vermiyor değil.

Çin, yeniden dünya ekonomisinin yıldızı oldu ve kolay kolay bırakacak gibi de değil. Rusya yeni bir

rejim değişikliğinden sonra yeniden bir süper güç oldu. Japonya yüzyıl başından beri teknoljik geliş-

meye inanılmaz önem veriyorlar. Hindistan ve Pakistan uzay yarışına katıldılar.

Peki, olayın başında Avrupalılar için neden Hindistan'a gitmek bu kadar önemliydi?

Karabiber yüzünden.

Çünkü o dönem karabiber o denli değerli ve az bulunan bir şeydi ki karabiber tane ile ve altın

terazisi ile satılıyordu. Sadece gıda değil o dönem sıtma gibi bir çok öldürücü hastalığa karşı ilaç

olarak da kullanılıyordu.

Kısacası karabiber bu denli değerli olmazsa ve Osmanlı da Hindistan'a geçişi engellemese dünya

başka bir şekilde şekillenecekti.
dinden uzaklaştık ondan geriye düştük nasıl bir manadır?
senin altın çağındı, çünkü avrupa karanlık içindeydi.

sen isimlere bağlı olarak gelişmeler kaydederken, avrupa günümüze ulaşacak üniversitelerin temellerini atıyordu.
senin tek köklü üniversiten belki belki el ezher üniversitesi'dir.

onlar bilgiyi kurumlarla ellerinde tuttular.
bilgi birikimini sağladılar. etkileşimle zenginleştirdiler.

senin medreselerin altın çağ dediğin dönemlerde bile yozlaşıyordu.
rüşvet ve liyakatsizlik kol geziyordu ki bu gibi sebeplerle çoğu tarih oldu, kapatıldı gitti.

isme dayalı, dinle iç içe bir bilim; yine pek çok bilim insanı çıkarmış, gözde kurumlarıyla, sadece pozitif bilimlere yoğunlaşan bilim.
ben ikinci grubu seçiyorum.
Gene orta dogulu olduk. Neyse, bir gun asyali oluyoruz, bir gun afrikali. Evet evet, turkiye’yi afrika haritalarinda gordum, olsem de ne gam yerim ne bir b*k.

Avrupa deyince aklina yalnica almanya-fransa-britanya ucgeni gelen insanlara soz anlatamam ozel olarak, kapsinlar bir seyler, kapabiliyorlar ise.

Turk ulkesi bir avrupa ulkesidir, yalnizca balkanlar’da bir parca toprak egemenligi icin degil, cunku turk’ler, bir avrupa ulusudur. Turk’leri avrupali disinda goren kucuk akimlar olsa da bir italyan, helen (yunan) turk hukumetine karsi sert soylemlerde bulunsa bile turk ulusuna karsi non-european (avrupali olmayan) bir ulus gozuyle bakmiyor. Cunku bir helen ne denli greko-romen kulturde ise, bir turk de o denli o varligin icinde.

Yemekleri, muzikleri, sevmeleri-sovmeleri, oyle ki dinsel gelenekleri bile.

Olen azizlerin (kutsal insanlar), devlet adamlarinin, onemli kisilerin dogum-olum yil donumunu kutlamak bir roma imparatorluk gelenegi. Bunu musluman olmasina karsi uygulayan bir ulke var, kim acaba?

Turk: beraat kandiliniz kutlu olsun.

Arap: zinhar gunah.

Kandilleri dusunun, bir arap ulkesinde var mi? Yok, bunu mekruh olarak goren de var, butunuyle sirk olarak benimseyen de. Neyse, onlarin dini onlara, bizim dinimiz bize.

Gordunuz, en kirilmaz dediginiz dinsel konularda bile ezber bozan basliklar ortaya cikiyor.

Kisaca, az efendi olun. Bir helen gordugunuzde “zhazhazha nasil doktuk sizi denize xD xd” tarzi bir yaklasim ile guclendirmemiz, zaten “olan tabani-temeli” saglamlastirmamiz gerekirken bozmayin.

Biz turkler herkes ile savastik. Bir helen, bir italyan, bir rus, bir arap, bir pers. Hepsini kestik, hepsi bizi kesti. Savaslar olur, barislar gelir, kralliklar yukselir, kralliklar alcalir.

Ancak avrupa uygarligi bir butundur, baku’den lizbon’a, kibris’tan, helsinki’ye. Avrupali-avrupaci olmamaliyiz, avrupali “kalmaliyiz”.
Para. Üretince satıyorsun, satınca para kazanıyorsun. Ürettiğin şey her ne olursa olsun, fikir, ilaç, araba, mazot bu liste devam eder de eder. Üretmek için de proje, organize şart. Adamlar hem üretgen, hem organize, hem projeci ve en başta çalışkan. Maalesef bunların çoğu bizde yok.
Çünkü eroyla maaş alıyorlar.

10 ve 11 tele ile.
Bu aslında ileriye gitme gelişme ve buna yönelik yatırımlarla doğru orantılı. Hiç bilmediğimiz yatırımlar var bireylere yapılan. Mesela bir öğrenci okula başladığı andan itibaren kendi alanını seçerek ilerlediğinde bu alanla ilgili imkanlara erişebiliyor. Ahşaptan heykel yapmak isteyen bir çocuğa orda 'bırak bu işleri bir firmaya at kapağı' denmiyor. Bunlar çok değerli olgular. Birey, istediği ve iyi olduğu herhangi bir şeyin üzerine eğilebiliyor. Buda gelişimin, ileri gitmenin çok ciddi bir tabusudur. Biz maalesef memleket olarak bunu hiç yıkamadık.
Özetle

(bkz: bilim)
(bkz: kilisenin güven kaybetmesi)
(bkz: coğrafi keşifler)
(bkz: felsefe)
(bkz: sorgulamak)
adamlar çalışıyor ama yemiyorlar abi.
özgür düşünceli bir kaç insan. ve bu insanların onları geri bırakan tüm gelenek ve değerlerin üstüne basıp geçmiş olması. düşünceyle birlikte sorgulama ve icat gelişmesi. yoksa sıradan avrupa insanının diğer yerlerden bir farkı yok.
Mustafa Kemal Atatürk dışında kimse bunlara geri vites yaptıramadı da ondan.
Adalet ve liyakat.