bugün

düzen değişir, düzülen değişmez.
bütün dünyada örnekleri olan cümle. sadece bize has değil.
s silsilesi kuralları vardır, uygulanır ve uygulatılır. haa sonra yıllar sonra gülersin o ayrı. küfür ettiğinde çok olur.
içerisinde bu işi meslek olarak yapan kansızlar mutlaka vardır.
(bkz: suç ve ceza)
(bkz: mandıksız)*
askerlik hukuken meşruiyeti olan yasalarımızda yazılı bir vatandaşlık görevidir.
yasalar değişene kadar askerlik mükellefiyetine sövmek suçtur.

ayrıca hepimiz askerlik yaptık verilen görevi yapıp ayrılıyosun. ağlamanın alemi yok. dedelerimiz 24 ay, onların dedeleri 8-10 yıl yaptı.
bu eleştiriyi yapanların sosyal hayatta ne bok olduğu da tartışma konusudur.
hadi diyelim askerlik insan hakları ihlali ve bu müesseseyi ortadan kaldıralım. bir düşün bakalım o zaman ne hak ihlalleri olur. bu laflarını çok ararsın o zaman.
(bkz: güçlü ordu güçlü türkiye)
askere gittiğinizde insanlıktan çıktığınız için herhangi bir hakkınızda olmuyor haliyle. o yüzden ihlal falan yoktur muma çevirirler valla adamı hele bi söyle komutana bi bakalım noluyor ?
hala tüfekle uçak düşürmenin öğretildiği kurum olan askeriyeye yapılan öz eleştiridir.

tamam kardeşim her türlü emir komuta olsun ama yeter artık birinci dünya savaşı şartları ile eğitim. teknoloji tabanlı eğitime geçsek fena mı olur.
yanlis ve ilk soktaki acemi erin yaptigi sagliksiz saptamadir.

biz de gittik askere...

o yildizlari omzuna takan adamlarin bazen ne kadar önemli seyler ögrettiklerini gün gelir anlarsin... bir de operasyona falan katilman gerekirse, o zaman sen o kadar genc o "yildizli" da o kadar yasli olmasina ragmen, nasil olupta sen bir tarafindan solumaktayken, hic gikini cikarmadan yürüdügüne hayret edersin.
ya da tam techizatli olarak daglara tirmanman gerektigi ve vatani düsmana karsi savunman gerektigi zaman, o adamin hic de gereksiz falan olmadigini anlarsin.

acemi er !!!...aklini basina topla... senin o yaptigin isleri savasmayi, güc kullanmayi, yedi iklim padisahlari da yapti, hem de sairdiler onlar yeri gelince, yeri gelince yedi sekiz dil konusuyorlardi...mustafa kemal pasa harikulade bir hatipti, isteseydi tarihe bir "tiyatrocu" olarak gecer hic olmazsa "düsman" kazanmazdi. canini disine takip conkbayirinda bizzat silah sikmazdi. ama yapti, ama sonrasinda üniformayi cikarip frk da giymeyi bildi...

bu isler böyledir, hersey yerinde yapilir, orada film icin senaryo yazmak amacli degil, devletine hizmet icin bulunuyorsun.

emir-komuta zinciri de olmalidir. senfoni orkestralarinda bile vardir emir komuta, ordu da haydi haydi olacaktir. o yüzden ilk soku atlattiktan sonra bu yazdiklarina kendin de gülersin.ayni düsüncelere biz de kapildik, simdi raki muhabbetlerinde kahkaha atiyoruz, o günlerimizi düsündükce...

bi kere ben rütbeliyi görmeyip selam vermeden yürümüstüm de....neyse o kadar detaya girmeyeyim....

iyi teskereler...
insanların inanç, düşünce ve zorlu hayat şartlarından * dolayı askerlik yapmayı istememelerine karşın, bireye dayatılarak devlet tarafından yapılan insan hakları ihlalidir.
(bkz: askerde çok dayak yersin sen) * *
(bkz: vurdum tekmeyi girdim komutanın odasına)
vatan savunması için değil de kazanç elde etmek için olduğu zaman geçerli hale gelen önerme. (bkz: fetih)
nizamiye kapısından girerken off tuşuna basmayan her bünyenin söyleyeceği ama haklı bir sözdür.
yapacak bir şey yok. offlayacan kendini. yoksa psikoloji diye bişey kalmaz.
ama bitince on a basmayı unutma.
vicdani redcilerin önermesidir.
ne bu şimdi? azcık adam olun olm lan. yarın bir gün iş hayatına atılca görürsün ebenin yerini. aşağılanmak ama yılmamak, kendini ezdirmemek, hayata karşı dik durmak neymis gorursun. yaşadığın her ne ise hayatta her gün karşılaşma olasılığının oldukça yüksek olduğu durumların konsantre halde önüne sunulmasından ibaret olsa gerek.
ne bu kız gibi ezdiler beni, 8 saat nöbet tuttum diye ağlıyosun? içinde bulunduğun kurumun sana verdiği bu eğitimin amacı, senin gibi hanım evlatlarını azcık adam edebilmektir. yarın bi gün vatanı savunman gerektiğinde, geride umutları sana bağlı olacak tüm sevdiklerin ve vatanın için yeri geldiğinde çekinmeden canını ortaya koyabililecek cesareti ve dayanıklılığı sana vermektir.
azıcık içinde bulunduğun anın dışına çık. meseleye daha geniş bak. böyle değerli bir mertebeyi düşüncesizce lekeleme.
unutma bu memlekette askerliğini yapmayan adama kız bile vermezler.
Birini öldürmek insan haklarını ihlal etmeninde ötesindedir. Askerde sana da öğretilen budur. Öldürme emri alacağın bir yerden nasıl bir insan hakkı beklenir oda tartışma konusu. Hapishanede insan hakları vardır, hastanede de vardır ancak askerlik mahpusluk yada hastalık değildir. Bir komutan emriyle; süngüyle mermilere uçan gençlerin böyle bir hakdan bahsetmesi komik olurdu. Ayrıca ne zaman kızları askere almaya başladılar onuda entryi görünce fark ettim hayırlı olsun ordumuza. Eğitim sistemine gelince sana kimse tepende uçan savaş uçağına mermi sık demez saklanacak yerin yoksa en azından şansını kullanman için nasıl zorda olsa uçak yada helikopter düşürebileceğin gösterilir ki bu eğitimde takım halinde yapılır. Askerde genelde 3 haftalık askerken yaygarayı koparan büyük şehir ana kuzusu çocuklar yada madde bağımlısı ve psikolojik vakalar intihar eder.
yanlıştır.
asıl disiplinli askerlerden oluşan iyi bir ordunuz yoksa o zaman görürsünüz insan hakları ihlalini. "medeni" ve "insan hakkı" borazanı ab ve abd'nin, çok değil son 15 yıl içinde sebep olduğu ve göz yumduğu katliamlar, oradaki insanların kendilerini ve ülkelerini savunacak doğru düzgün bir orduları olmadığı içindir.
(bkz: bosna katliamı)
(bkz: hocalı katliamı)
(bkz: ırak katliamı)

ayrıca başlığı açan arkadaş için de:
(bkz: ana kucağı değil asker ocağı)
3 haftada bu başlığı açacak hale gelen bi adama ; omuzuna yıldızı takanlar 8 yıl + meslek hayatları boyunca senin 3 haftadır yaşadıklarını yaşıyorlar ki bu en basiti, sorarım sana sen onlardan delirmişsin adamlarda dağdakilerin mi peşine düşelim yoksa onlar gerçekten dağda mı ulan kimin peşine düşelim hükümet bizle kafa yapıyo diye deliriyorlar peki bu hangi hakların ihlali.bil bunu genç yap askerliğini paşa paşa çek git diyebilceğim, insan hakları ihlali kesinlikle değildir diyebilceğim durumdur.
geceler uzun ötmez borun evlat. görüyoruz ki palazlanmışsın sen oralarda. isyana depar atıyorsun. bunu burada istediğin kadar dile getir. kendini kral say. fakat bunu dile getirirken şimdi senin yerinde olmak isteyen veyahutta şu yerinde olmak istemediğin askerlerin hakkını yeme. insan biraz şükretmesini bilmeli. Çukurca, şemdinli, kato'ya gidersende korkma ana kucağı değil asker ocağı boşuna dememişler. he birde dostum sıkıyorsa bunu içtimada bağır bakalım tek çiban başı sen misin? (bkz: sonra bir ışık gördüm)
(bkz: ceset tekmelemek)
Doğru söze ne demeli.
insan ve onun haklarından bahsediyorsak, o hakkı genelde çiğnemek askeri, militarist yöntemlerle yapılmaktadır. "Vatan savunması, kutsal görev, dedelerimiz 10 yıl yaptı size ne oluyor" gibi çıkışlar gerçeği değiştirmez. ilk vicdani ret'çi nin Roma'lı bir asker olduğu söylenir. Belki daha öncesinde de askere gitmek istemeyen çıkmıştır ama yazılı kaynaklarda bulunmadığını sanıyorum.
Yeri gelmişken söylemekte yarar var; Son günlerde islami inançları gereği askerlik yapmayacağını ilan edip tutuklanan birde vicdani retçimiz Enver var.
Yine belirtmekte fayda var; komşumuz Yunanistan çok yakında zorunlu askerliği kaldıracağını yasayla karar altına aldı. Hal böyle iken biz, askerliğin insan hakları ihlali olduğuna, asker bir toplum kafasına sahip edildiğimiz (!) için inanamıyoruz bile.
Zaten yurt dışına satacak tek kalan şeyimizde sanırım askerliğimizdir diye düşünürüm. Bunu gören ABD bile 30 bin asker istiyorum diye tuturmadı mı? Diğer taraftan israil'in jandarmalık vazifelerini üstlenmek üzere olduğumuz şu günlerde konu hayli sıcak geliyor.
Hiç bir ülkenin saldırı bakanlığı yoktur, hep savunma bakanlığı vardır. Asker genel olarak savunma için vardır. Asker varsa düşman yaratılır. Ne çok düşman yarattık kendimize bir bakın. Türk'ün Türk'ten başka dostu olamadı bir türlü. Ne garip barış karşılıklı uzlaşma ve taviz olarak bilinir. Oysa biz Kıbrıs'ta barış durumundan işgalci çıkardık. Söylemde barış, gerçekte işgal. Sonunda yardım için gittiğimiz kendi halkımız bizi kovma noktasına geldi.
Allahın askerlerini de unutmayalım. Herkesin askeri var. Allahın askere ihtiyacımı var ki? Ama biz insanlar en kutsal saydığımız, inandığımız tanrılara bile asker yarattık. Ne için? Hep birilerinin daha rahat yaşaması için. Birilerinin dümenleri bozulmasın diye. Günümüzde özgürlük ve demokrasiyi de askerler getirir oldu.
Askersiz bir dünya, askeri olmayan ülkeler hayal olmamalı.
insan haklarının koruyucusu silahlı güvenlik güçleridir. O Apoletli yıldızlı komutanlar eşiliğinde hareket eden Türk ordusu Biz erkeğiz diyenlere rezillikler içinde en pis ortamlarda savaşmayı mücadele etmeyi, psikolojik savaşta yıpranırken bile vatanımızı sevmeyi öğretir.

Eğer derseniz ki insan hakları ihlali var diye, başka devletler bizim topraklarımıza girdiğinde, silah tutan delikanlılarımız kalmazsa asker ocağımızda, çiçeklerle karşılarken düşmanımızı ezik bir şekilde, o zaman görürsünüz insan hakları ihlali nasıl yapılıyormuş.

(bkz: askerliğe ne için gittiğini bilmeyen memetcik)
askere gittiği ilk süreç içerisinde bir çok kişinin sarfettiği cümlelerden. badimin ateşten titreyip "biz ne yaptık bunlara" diye sayıkladığı geceyi çok rahatlıkla hatırlıyorum. "insan askerde düşman oluyomuş" vatana dediğimi de.
ama iki gün sonra harekat merkezinde ileri karakollardan birindeki çatışmayı dinlerken hissettiklerimi de gayet net hatırlıyorum. şimdi, o zamanlar krize girmiş şekilde rdm'ye koştuğum kabus gibi günlerin askerlikle alakası olmadığını sadece rütbesini kötüye kullanan dallamalar nedeniyle olduğunu biliyorum. eninde sonunda yanıma kalan tek şey, kurulan dostluklar, başka yerde karşılaşamayacağım zorlukları tatmış olmak ve öğrendiklerim kaldı.
kesinlikle karaktersiz komutanlar var çok düzgünleri de olduğu gibi, bu tsk'nın yapısını ilgilendiren bir durumdur ama "askerlik" olarak bakacak olursak bir tehdit olduğu sürece bütün erkeklerin yapabileceği "en kutsal" görevden bahsetmiş oluruz ki amacı da zaten insan haklarının güç kullanarak çiğnenmesini engellenmesidir öncelikli amacı.
askerlikten yakınan arkadaşlara söyleyebileceğim tek şey de, "ne kadar zorlanıyorsanız aldığınız eğitim o sert olduğundandır, en sonunda ne kadar yara alırsanız, yaralarınız iyileştiğinde o kadar güçlenmiş olacaksınız"
Askerlik düşünce sistematiğine ve düşüncenin kendisine yapılmış, bu noktada insana dayatılmış en ağır insani olmayan uygulamadır.
Devletlerin asker barındırmak zorunda olması, bir ülkenin bir ülkeye askeriyle saldırması, askerlik gerçeğinin insani olmayan bir uygulama ve dayatma olduğu olgusunu değiştirmez.
Eğer dünyada insan kalmanın onurunu yaşamak istiyorsak, bu dayatılan zorunlu gerçekliğe karşı durmak ve onu bir adım geriletmek insani erdemliliktir.
O namlular ki ölüm kusar, onların tetiğini senin, benim, onun askeri çeker. Ve her tetik çekildiğinde düşen candır. insandır.
Dünya, tüm insanların vatanıdır.
Vatanı sevmek en güzel ve doğal duygudur. Kim ki benim vatanımı, dünyamı kanlı namlularıyla kirletir ve ona tecavüze yeltenirse elbetteki karşı durur engellemeye çalışırım.
Askersiz, namlusuz bir dünya mümkündür, insanlık değerleri yüceltildikçe bu ana yaklaşmak daha olanaklıdır. Eğer askerlik insan hakkıysa, öldürmekte insan hakkı sayılır.
Öldürmenin hak olduğu bir dünya benim dünyam olamaz, bu hakkı savunan insan da erdemli bir insan olamaz.
Evet, askerlik insan hakları ihlalidir. Eğer insan olmak istiyorsak tabii.
üç haftalık askerin anlamayacağı mevzudur askerlik.
sana belgeleri imzalatırken okumuşlardır aslanım neye imza attığını insan hakları diye birşey yoktur,askerlik hakları ve özlük hakları vardır.
he bu arada şunuda bilmesi gerekir bazılarının orası ana kucağı değil asker ocağı gülüm daha şafağın az hele biraz palazlan bakalım.
pisuvara sıçmaya yeltenenlerle aynı çatı altında yaşamaya çalışan bir askerin haykırışıdır bunlar.