bugün

kısacası maldır.. sanki kazıklı çivi ile şehire kazmışlar bunları.. naşş bebişko.
benimdir.
Ankaranın hiç te azımsanmayacak çokluktaki tipleridir .
ben. gidemeyom. ama gidecem.

bok cukurunda istemeden yasayan tiptir.
denizin geleceği günü bekliyordur.
ağır kekodu.
Beğenmeyen yallah Arabistana.
mecburdur. çalışanların çoğu da işini sevmiyor ama ihtiyaçları yüzünden bırakamıyor. bazen insanı sorumluluklar mecbur kılar ve kımıldayamazsınız. işte bu durumdadır.

( buraya can yücel' in "gitmek" şiiri yakışırdı )

(bkz: gitmek)
Mecburiyet dediğin tek şehir kalmış Ankara. Hele ki Ege yada Akdeniz bölgesi insanına alışık kişilerin asla yaşamak istemeyeceği bir şehirdir. Ama cümlemin başında da dediğim gibi "mecburiyet". Bu bazen iş, bazen okul, bazen evlilik, bazen de aileye bağımlı olmak olabilir. Sonuçta sebebi her ne olursa olsun, mecbursa yapacak bir şeyi yoksa sevmediği halde yaşamak zorunda olduğu şehirdir.