bugün

ankara ile ilgili ne zaman bir konu açılsa görüş bildiren insanlar içinden bir tanesi çıkar ve bu kişi "gri şehir" sıfatını mutaka kullanır. işin üzücü yanı bu insanın uzun yıllardır ankara'da yaşamış olmasıdır. bu kişiyi görsem o'na diyeceğim tek şey "ankara'da yaşamışın ama ankara'nın renklerini idrak edemişin kardeş" demek olurdu.
oysa ki acayip yeşil bir şehirdir.
yemyeşil de biz mi gri diyoruz? bozkırın ortasında gri bir yerleşke işte. ne diyelim mesela mahmut mu diyelim?
Ankara bakan kişiye göre renk değiştirir. Benim için pespembe.
bana ankara'yı övmeyin.
Yemyeşil fepferah.. adeta serengeti düzlüklerinde.. pardon; Alice in wonderland gibi hissederim ne zaman gitsem, aman yarabbim.
Dağılan cümleler içinde doğruyu söylemektir.

Ne siyah ne de beyaz, ara renklerden yoksun ve bunalımı zamanın tümüne yayılmış bir şehirdir ankara.

Insanı ruhsuz, yaşama gayesine dalmış çoğu zaman melankolik bir yerdir.

Ama anlamsız bir şekilde de güzeldir, özeldir..
Sadece görünüşü itibarı iledir. içine girip tanıdıkça seversiniz. Bursa da öyledir. Hemen sevdirmez kendini.
ankaramız, rekreasyon alanları ile ciddi anlamda yeşil bir kent halini almıştır. bu konuda geçmiş başkan sayın gökçek'in katkısı büyüktür. sezarın hakkı sezara. ancak bu övgüm, adeta abideleşmiş atatürk orman çiftliği yerine beton ve çelik yığını ankapark.. gibi afedilemez kertede bir hatayı görmezden geleceğim anlamını taşıyor. zaten benim gibi düşünen milyonlarca ankaralı seçmen bu hata karşısında gerekeni ilk seçimde yaptı. yeni başkanımız sayın yavaş da "yeşilin başkenti" adlı proje ile onlarca projeyi hayata geçirmektedir.
Doğru tanım. Bence de gri bir şehir. Tek güzel olayı aspava.