bugün

* almanya'da doğmuş büyümüş kişilerin konuştuğu türkçe.garip aksanlarıyla kimisine göre sevimli kimisine göre iticidir.
örnek verecek olursak:

yaparsiniz ------> yaparsinis

bu cuma türkiyeye gelecegiz----------->bu freitag türkiyeye gelecegis

vs.
2000 yilina bir kac gun kala gordugum bir yilbasi partisi afisinden;
hosgeldin millenium.
sabaha kadar eylence.
bu ve bunun gibi hatalar cok defa tekrarlanmaktadir.
eylence, deyil, yanliz..
(bkz: almancılar)
(bkz: cem karaca)
ya ben bahnhof tayim, termin im var, ona gidecegim.

bahnhof: tren istasyonu,
termin: randevu.
ausdrucken yapmam lasim.

türkcesi: cikti almam lazim.
feierabend yapmak.

mesai sonu geldi demek.
lust'um yok.

türkcesi: halim yok.
feiern yapmak.

türkcesi: eglenmek, birseyi kutlamak.
dizi bakar, süpürge yapar, sinav yazarlar.
gol yaptim.

türkcesi: gol attim.
yarin frei'm.

türkcesi: yarin calismiyorum veya yarin izinliyim.
"televitsion bakiyom"
olmazsa olmazı (bkz: ach so)
- film bakmak. en guzel orneklerinden birisidir. bir de, almancilar kisilere yonelme eki olarak herhangi bir taki kullanmazlar. misal,

- tamam ben yarin norma atacam mail. denir cogunlukla. turkce de, "norma ya" denecekken, almanca da bu islerin takisiz ya da präposition larla cozulmesi, arada boyle ilginclikler de dogurmaktadir.
iki veya daha da farklı millet arasında büyüyen bir nesil için kullanması ve öğrenmesi en zor dil olan türkçeyi konuşmak bize kolay ancak başkalarına zor gelebilir. adamlar yine de ellerinden geleni yapıyor, bizlerin de ilkokul arkadaşı yunan, italyan, alman, türk, polonyalı vs. olsa biz de onlar gibi hatta daha da kötü türkçe konuşuyor olurduk.

eminim ki almanlar da bizim almanca konuşmamızla dalga geçiyorlardır.

tam tersi için:
ben bir kahve içmek istiyorum.

ich möchte ein kaffee trinken. dersek adamlar da bize güler çünkü:

ich möchte eine tasse kaffee trinken. veya einen kaffee demek gerekir.

yani bir alman ben bir kahveyi içmek istiyorum diyor bize göre.

durum böyle olunca da film seyretmek yerine den film gucken yani film bakmak kullanıldığı için adam da film baktım diyor...
(bkz: meslek yapmak)
(bkz: türmanca)

genelde almanca ve türkçe kelimelerin bir arada kullanılmasıyla oluşan dildir. tarih hocamız almancıydı bizim; testleri dağıtırken ein zwei drei diye sayar sonra da "almanca sayıyom çocuklar hihi" derdi. sayfa değiştirirken falan da hede hödöö -sayfa değiştirme efekti- uuund.. derdi. yani sayfayı değiştirirken anlatacağı konuyla ilgili "ve" değil de "und" diyordu. böyle birşey olsa gerek. *
sekiz yaşlarında bir çocuk ve annesi arasında geçer:

anne: hadi oğlum, artık eve gel

çocuk*: komm muyom ya**
yabancı dili almanca olan, almanyadaki gurbetçilerin çocuklarını sınavsız alan bir anadolu lisesinde, 4 yılınızı geçirdiyseniz, çok aşina olduğunuz, öyle ki, bir süre sonra yadırgamadığınız bir arada sıkışmışlık dili.
yaşlı gurbetçi bir insandan duyulan efsanemiz buna örnektir.
x: işte biz de şöyle böyle yaptık.
yaşlı gurbetçi insan: warum da neden?
x:... *
rauchen (rohen) yapıyorum abi.

kişi burda sigara içtiğini söylemek istiyor.
geldim, ince bir şekilde ' gildim ' olarak yorumlanır. bir de (bkz: barış özbek)
eğitimli, ikinci, üçüncü jenarasyon çocukları,
eğer anne-baba da doğru türkçe konuşuyorsa, türkiye'deki bazı türklerden de güzel-doğru türkçe,
almanlar gibi de almanca konuşurlar.
bazı eğitimsiz gençlerin ve orta yaşlıların hem almancası hem de türkçesi berbattır.
bir de türkçeyi unutmuş numarası yapan salaklar vardır: araya almanca sözcükler sıkıştırır hava atmaya çalışırlar.
acayipe eğzayip, ayşe'ye ğeyşe diyenleri görülmüştür.
r'ler yuvarlanır.