bugün

Istiklal marsini biliyorum.
Tek seferde bi tek onu okurum.
"Bakakalırım giden geminin ardından,
atamam kendimi denize,
dünya güzel
serde erkeklik var,
ağlayamam..."
(bkz: orhan veli)
Sorma bana ne kadar seviyorum diye..! O kadar işte! Tavanı kadar sokağın, Dibi kadar cehennemin.

Yıllardır da aklımdan çıkmaz çok güzel bir şiir.
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum.
sevmeyin insanlar alışkın değil.
Gözlerin gözlerime degince,
felaketim olurdu aglardim.
Beni sevmiyordun bilirdim,
bir sevdigin vardi duyardim.
Akıl başta katıydı,ta en başta ademde
Şimdi Jüpiter gibi, gaz bulutu madende
Hafızası yoktur bazı küçük kafaların
Sen yeterki beğen ,tıkla ,paylaş
Ne önemi var seslerin! mi'lerin fa'ların

Kafam karışık galiba..
oysa herkes öldürür sevdiğini...

tamam tamam, sustum...
Öyle güzelsin ki
kuş koysunlar yoluna ..

-Nilgün Marmara
Git başımdan Aysel.
vaz mı geçiyorum varlığından
tedirginim aslında
ya başkasını seversem?
inan o zaman seni hayatım boyunca affetmem
"Ne bileyim Füsun. Şimdi aramıza duvar örsen, Yine kalkıp senin sevdiğin renge boyarım."
(bkz: Didem Madak)
" Şimdi sen kalkıp gidiyorsun, git.
Gözlerin durur mu, onlar da gidiyorlar; gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin.
Oysa Allah bilir, bugün iyi uyanmıştık,
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin, sırf onaydı."

Cemal Süreya
şimdi şiir bence senin yüzündür / şimdi benim tahtım senin dizindir.
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum.
...
"ayrılık da sevdaya dahil çünkü
ayrılanlar hala sevgili."
Ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi...
(bkz: Can Yücel)
affan dedeye para saydım
sattı bana çocukluğumu
artık ne adım var ne yaşım
bilmiyorum kim olduğumu

hiç unutmuyorum bunu.
Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazmak sana dair,
hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek..
yalnız ona yar demiştik
onda bir şey var demiştik
o bizi anlar demiştik
böyleymiş kara yazımız.

kara yazı
sabahattin ali.
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
“kum saati unutuyordu incelikle seni seviyordum
anlarını: yeni yıkanmış bir sabah, gitme daha erken
bir akşam. kocası şehre gelmiş kadınların soluğu
itinayla soğuyordu: tabakta yarım bırakılmış
ön sevişme, oksitlenmiş dudak izleri, ıslak,
ağrılı giyilmiş bol kazak, ilginin üzerinde
söndürülmüş salem light, saygıyla öpülmüş parmak
uçları, kaçak bakışları saklamış saksıdaki çatlak:
bir aileye ait olmanın, kirpiğin altına yerleştirdiği
güvenli, sorumlu boşluktan, fark edildikçe gizlenmiş
tutku, naftalinleyip ellerini çekmecelere sermiş.“ (Giz ve Sis: 9)
Süzülüp mavi göklerden yere doğru
Omuzuma bir beyaz güvercin kondu
Aldım elime, usul usul okşadım
Sevdim, gençliğimi yeniden yaşadım
Bembeyazdı tüyleri, öyle parlaktı
Açsam ellerimi birden uçacaktı
Eğildim kulağına; dur, gitme dedim
Hâreli gözlerinden öpmek istedim
Duydum; avuçlarımda sıcaklığını
Duydum; benden yıllarca uzaklığını
Çırpınan kalbini dinledim bir süre
Ve uçmak istedim onunla göklere
Ak güvercinin iri gözleri vardı
Güzelliğinden fışkıran bir pınardı
Soğuk sularından içtim, serinledim
Çağlayan bir nehrin sesini dinledim
Belki buydu sevmek hayat belki buydu
Işıl ışıldım, gözlerim dopdoluydu
Bir nağme yükseldi sevinçten ve hazdan
Bir nağme yükseldi, güzelden beyazdan
Uzattı sevgiyle pembe gagasını
Birden öğrendim hayatın manasını
Kaderde sevgiyi sende bulmak varmış
Seninle bir çift güvercin olmak varmış..

ilk okuldaki türkçe öğretmenim, kadir öğretmenim mekanın cennet olsun. o kadar çok okudun ve okuttun ki bu şiiri, aklıma kazınmış iyice.. belki hata yaparım,eksik yazarım rezil olmayalım durduk yere diye buraya copy-paste yaptım ama % 95 hatasız hatırlıyorum hala..

o zamanlar değerini bilememişiz ama bugünüme ne kadar da uyuyor.. binlerce teşekkür.
Öyle uzaktan seviyorum seni;
Sana söylemek istediğim her kelimeyi,
Dilimde parçalayarak seviyorum.
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.