bugün

feci şekilde özlediğim dizi. yaklaşık 190 bölümünü bir solukta izleyebilir insan, hiç sıkılmadan.

2012'de gelecek olan sinema filmini bekliyoruz bakalım.

lider bauer! ehe.
(bkz: üşüyoruz bauer reyiz)
iktidarın son ircaatı.
24.
bir sagopa kajmer şarkısı.
altın değeri en yüksek olan ayardır.
güzel bir sayı. 12+12'nin toplamıdır.
Bir aydan az bir süre önce 1. sezon 1. bölümden izlemeye başladığım ve an itibariyle 4. sezon 10. bölümünü taze bitirmiş olduğum * *, hiç şüphesiz hayatımda izlediğim en muhteşem dizi. karakterler öylesine ailenizden biri gibi, yaşananlar öylesine hayal dünyanızın birer parçası haline geliyor ki, insani ihtiyaçlarınızı karşıladığınız süre dışında kendinizi izlemeye devam etmekten alıkoyamıyorsunuz. 82 bölümdür tansiyonu düşmeyen, her bölüm sezon finali tadında sona eren ve izlerken hiç durmadan; ne film be, adamlar yapıyor anasını satayım dedirten dizinin bağımlılık etkisi gösterme kapasitesi oldukça yüksek. yaz tatilinde olmayan veya yapacak daha önemli işleri olan kimseye bulaşmaması tavsiye edilir.

ayrıca hemen hemen her sezon * amerika halkını tehdit eden, öldüren tüü kaka teroristlerin müslüman kesimden seçilmiş olması mantıksız değildir. dizide amerikan halkının televizyonu açınca haberlerde izledikleri hemen hemen her şey, gerçekte izlediklerinden pek de farklı değildir. dizinin kurgusu ve senaryosu hatasız ve mükemmel midir, elbette değildir lakin daha iyisini siz yapın da izleyelim derler adama, işte o kadar.

--spoiler--
tanımda abarttığımın aksine 4. sezon ilk 3 sezon kadar zevk vermemektedir. david & sherry palmer, tony almeida, mishelle dessler, kim bauer aramaktadır gözlerim lakin chloe o'brain dahi 5. bölüm itibariyle saf dışı bırakılmıştır. ctu nun dertli fakat mimiksiz müdüresi, savunma bakanının her kelimeyi vurgulaya vurgulaya samimisizleştirdiği ingilizcesi, navi, bahrooz, dina isimlerine sahip sözde türk ailesi, arap alfabesiyle kodlanmış verilerin "arapça yada türkçe, orta doğudan gibi" bulunması (bkz: harf inklabı) ve üzerinde durulmamış veya bilerek öyle bırakılmış tüm özensizlikler tad kaçırmaktadır. yine de izliyoruz efenim durduramıyoruz *
--spoiler--

--spoiler--
sherry palmer hiç şüphesiz en sevdiğim karakter olmuş, 3. sezon sonlarına doğru beklenmedik ölümüyle çok üzmüştür. 2. sezon 14. bölümde başbakan david palmer ile aralarında geçen şu diyalogsa beni koparmıştır:

D. Palmer: Sherry ve Roger' ın yaptığı görüşmeler nerde oldu?
XXX: Sherry?
S. Palmer: ilk Hilton Head' de bir otelde buluştuk. Onunla yatmadım.
D. Palmer: Sormadım.
--spoiler--

--spoiler--
5. sezonu itibari ile bölüm bölüm ağzıma s.çmaktadır. Herkes birer birer öldü, bi benle Jack kaldı.
13. bölüm sonu, Tony Almeida' nın ölümü ise yalanım yok ağlatmıştır:

J Bauer: No, no, hang on! Hang on!
T Almeida: She's gone Jack...
--spoiler--

edit: doldurulmaya devam edilecektir.
özlenen dizidir.
gün itibariyle izlemeye başladım. iki bölüm izledim, lakin şöyle bir eleştiri yapacağım;

ben otoparka inip, arabaya geçip, anahtarı takıp arabayı çalıştırıncaya kadar adam istediği yere gidiyor. birde gerçek zamanlı demişler. hade oradan. birde daha yeni izlemeye başladım, her bölüm 1 saati yansıtıyorsa, her sezon 1 günü anlatıyor ve dizi 8 gün içinde geçiyorsa bu adamlar nasıl uyuyor? vallahi izlemediğim için bilmiyorum uykusuzluk sahnelerini. yoksa 8 günü ayrı ayrı mı yaşıyorlar, yoksa 8 gün hiç uyumuyorlar mı?!!! neyse izleyip göreceğiz. onun dışında tabii güzel diziye benziyor. *
ölümü öncesi yarım kalmış işlerini tamamlaması ve hatalarını telafi etmesi için kendisine 24 saat verilen birinin ağzından söylenen, geri sayım şeklindeki şahane parça. sözleri de harikadır, buraya 1000 kere yazılmış, o yüzden tekrar sözlerini yazmaktansa sözlerini içeren parça linkini vereyim, tam olsun. dinlensin, dinletilsin.

ölümü, umudu ve umutsuzluğu anlatır, çok gariptir.

http://www.youtube.com/watch?v=FKgxkxbxI7Q
"keşke olmasaydı" belgesellerini seriye bağlayarak yayınlayan haber kanalı.
19 yaşında üniversiteye giren bir kişinin hazırlık okuyarak 4 yıllık fakülteyi kayıpsız olarak bitirdiğinde bulunacağı yaştır.
(bkz: xiii the series)
Uğurlu sayım. Hatta nickıme katacak kadar sevdiğim sayım.
24

20 x 4 = 80 / 2 = 40 yapar
belli bir zaman sonra kısır döngüye dönüşen fakat senaryosunun ve kurgusunun orjinalliğiyle bunu aşabilen dizidir.
çok güzel bir jem şarkısıdır.

"Been given 24 hours
To tie up loose ends
To make amends
His eyes said it all
I started to fall
And the silence deafened
Head spinning round
No time to sit down
Just wanted to
Run and run and run
Be careful they say
Don't wish life away,
Now I've one day

And I can't believe
How I've been wasting my time

In 24 hours they'll be
Laying flowers
On my life, it's over tonight
I'm not messing no I
Need your blessing
And your promise to live free
Please do it for me

Is there a heaven a hell
And will I come back
Who can tell
Now I can see
What matters to me
It's as clear as crystal
The places I've been
The people I've seen
Plans that I made
Start to fade
The sun's setting gold
Thought I would grow old,
It wasn't to be

And I can't believe
How I've been wasting my time

In 18 hours they'll be
Laying flowers
On my life, it's over tonight
I'm not messing no I
Need your blessing
And your promise to live free
Please do it for me

In 13 hours they'll be
Laying flowers
On my life, it's over tonight
I'm not messing no I
Need your blessing
And your promise to live free
Please do it for me

I'm not alone, I sense it, I sense it
All that I said, I meant it, I meant it

And I can't believe
How much I've wasted my time

In just 8 hours they'll be
Laying flowers
On my life, it's over tonight
I'm not messing no I
Need your blessing
And your promise to live free
Please do it for me

In just 1 hour they'll be
Laying flowers
On my life, it's over tonight
I'm not messing no I
Need your blessing
And your promise to live free
Please do it for me..."
sagopa' nın bir parçası.
beat'imi dinlerken hep duygulandım. beat'e söz yazamadım. hep gözlerim doldu. iş yerimde söz yazmaya çalışırken hep ağlayacağımdan korktum. 24'ün sözlerini yazmak bu nedenle ayrı bir zorluk oldu. piano duygusu sanırım yakaladı beni, gece 03:35 itibariyle dışarıdaki yağmura eşlik ederek yazdım. en doğru zamandı. yarını karşılamamın dün için nasıl bir his olduğunu sorguladım. rapin intihar şarkısı, kesinlikle en pesimist 3'de. (?) sözler bugüne kadar yazdıklarımın en edebisi. hepimizin 24'üne güzellikler dilerim.

-sagopa kajmer-
yirmi üç artı bir ya da yirmi beş eksi birdir. *
internette 7.sezonu dışında diğer bölümlerini online izlemenin mümkün olmadığı sitedir. hiçbir yerde yok.
t.ı ın böyle bir şarkısı vardır hatta need for speed underground ın soundtrack listesine girmeyi başarmıştır.
The Wire, oz ve de breaking bad dizilerini izlemeyenler icin basrolunde 1.65 lik kiefer sutherland"in oynadigi ve gelmis gecmis en iyi dizi diye adlandirilan yapim.
muhakkak ınternetten ızlenmesı gereken dizi kim bekleyecek 1 hafta, bazı sacmalıklar olsada kendisini izleten bir dizidir.
bir sagopa key eseri, bir parçada da yaşadıklarımı anlatma be sago!

"Sonbaharda Katil Oldu Rüzgarlar, Öldü Tüm Yapraklar,
Yağmur Aldı Gözyaşı, Ve Rüzgar Oldu Ruhlar Estiler Yavaşça.
Sen Misali Ağlamıştı Her Dünüm Usulca."