sözlük kurallarına göre; 2 ağustos 2009 beşiktaş beşiktaş maçı şeklinde yazılması gereken karşılaşma. yıllar önce yanlış yazılmış.
(bkz: ben bugün bunu öğrendim)
sırf febeliler mutlu olsun diye yapılmış, dünya'nın en komik maçıdır. şimdi bu kupanın amacı ne? türkiye ligi şampiyonu ile türkiye kupası şampiyonunun karşılaşması. o senin türkiye ligi şampiyonu kim? beşiktaş. yine o senenin türkiye kupası şampiyonu kim? yine beşiktaş. peki fener neyi almış? boboyu. hal böyleyken bu maç niye yapılır ki?
Türkiye'nin en büyğünü belirlemekle zerre kadar alakası olmayan maç.Geçen sezon 2 kupayı da alan takım zaten Türkiye'nin en iyisi olduğunu kanıtlamıştı.Aynı şekilde uefa super cup da Avrupa'nın en büyğünü belirlemez, zaten Şampiyonlar Ligi şampiyonu olan takım Uefa'yı alan takımdan kat kat büyük işi başarmış ve Avrupa'nın en büyüğü olmuştur.Ne kadar saçma bir örnek olduğu aşikar.Avrupa'da uefa super cup, Türkiye'de de Türkiye Süper kupası o kadar değerli, en büyüğü belirleyen bir kupa falan değildir.Sezon öncesi yapılan hazırlık maçlarından tek farkı verilen kupa.Tabi final bir derbi maçı olmasaydı kimse kupayı önemsemezdi bile.Galatasaray-Kayseri süper kupa maçının zamanında sıradan bir maç olması gibi.
türkiye'nin en büyüğünü belirlemek için yapılan bu kupaya da bok atanların olduğunu görmemizi sağlayan maç. "fener kazandı önemli oldu di mi" demeyin, nasıl ki uefa super cup avrupa'nın en büyük takımını belirlemek için yapılıyorsa türkiye süper kupası'nda da amaç bu: en büyük kim?
çifte şampiyon beşiktaş ile türkiye kupası finalisti fenerbahçe'nin gazozuna maç yapıp, fenerbahçe'nin kazandığı karşılaşma.

şahsen, mağlubiyete zerre üzülmedim, çok da cinsel organımda değil. zira 3. kupayı alamamak tüpçü'nün kongrede "3 kupa kazandık, işi öğrendik" edebiyatı yapamayacak.

ha gönül isterdi ki, fenerbahçe eze eze yensin, hakemsiz bir şeyler başarılsın ama yok anasını satayım yine bir yunus yıldırım klasiği.

zannedilmesin ki, sivok'un pozisyonuna "penaltı değil" diyeceğim. buz gibi penaltı ona da değineceğim.

mhk adam bulamamışcasına beşiktaş-fenerbahçe maçlarına ya bu arkadaşı atıyor ya da bünyamin gezer'i. bünyamin gezer'i diğer maçlarda beğenirim ama bünyamin beşiktaş-fenerbahçe maçlarında inanılmaz fahiş hatalar ypıp, beşiktaş'ı doğrama girişimlerinde bulunuyor. yunus yıldırım deseniz her beşiktaş-fenerbahçe maçında genel görünümü iyi olsa da beşiktaş aleyhine "fahiş" hatalar yapıyor mutlaka. diğer yönettiği maçlarda da standardı yok ama beşiktaş-fenerbahçe maçlarına verilmesin arkadaş bu arkadaş!

inönü'deki maçta selçuk'un ernst'i biçme girişimine "penaltı" veremeyen hakem arkadaş bu.

bu arkadaş hakkında bugün konuşuyorum zannedilmesin, maç öncesinde de, daha öncesinde de bu arkadaşın ne mal olduğunu 50 kere belirttik. ha iyi olduğunda da yazdım ama genel düşüncemde hep haklı çıkardı beni.

(bkz: yunus yıldırım/@paleface) ve (bkz: yunus yildirim/@paleface)

yine bir beşiktaş fenerbahçe maçı ve yine yunus yıldırım klasiği. beşiktaş lehine "olan" penaltıyı öttüremiyor arkadaş.

3. dakika, bilica son adam ve yusuf'u düşürüyor penaltı ve bariz gol şansından kırmızı kart. nerede yunus yıldırım? ikinci yarıda bilica, bobo ile tartışınca sarı kartı yiyor. arkasından nihat'ın frikiğinde eliyle kesiyor topu. penaltı artı sarı kart. 2. sarı karttan oyun dışı. nerede yunus yıldırım? 2 net penaltı, aynı oyuncunun 2 defa atılması.

bu adam maçta genel olarak iyiydi ama kritik pozisyonlarda beşiktaş'ı doğramıştır her zaman olduğu gibi! beşiktaş'ın penaltısı penaltı ama arkadaş, sen o iki pozisyonda nasıl veremezsin? 2-3 sene önce bir gazete hangi hakem hangi takımlı şeklinde bir haber yapmıştı. yunus yıldırım ve bünyamin gezer fenerbahçeliler listesindeydi ve bu iki arkadaş her beşiktaş fenerbahçe maçında sağolsunlar eksik etmiyorlar bu özelliklerini. sivok'un pozisyonu penaltı bunu vermeye yüreğin yetiyor ama fenerbahçe'ye veremiyorsun? üstelik bu hakem arkadaş son maçtan önce yönettiği 96 karşılaşmada 3 penaltı vermiş ve o kadar kollamasına rağmen 2'si fenerbahçe aleyhine. bir de kollamasa düşünün gelen yeri sadece son iki beşiktaş-fenerbahçe maçında fenerbahçe aleyhine veremediği, yüreğinin yetmediği 3 penaltı var.

velhasıl kelam, allah razı olsun yunuscuğumdan, kupanın bir kulbunu da ona verselerdi keşke.

tüpçü, bu yunus yıldırım bu sezon bir beşiktaş-fenerbahçe maçı yönetsin sakın ötme "beşiktaş ağır taştır, altında ezilirsiniz" diye!

maça gelirsek, ilk yarıda oyunun genel hakimi beşiktaş'tı. 2. yarıda da fenerbahçe'nin daha iyi pozisyonları olmasına rağmen beşiktaş daha organize bir görüntü çizdi. dos santos ve cristin'ı izlemek isteyenler ismail ve erhan'ı izlediler. ismail'e "iyi adam ama o parayı etmez" demiştim ama adam altında kalmıyor verilen paranın aferin.

ferrari inşallah "uyum süreci" denen garabeti erken atar yoksa "zapo neden gönderildi?" diye soran çıkar.

sivok; maçın en iyi 3-4 kişisi olabilecekken 2 kritik hatası golle sonuçlandı. penaltı pozisyonunda barajda bile değilken gereksiz çıkış yapması tuhaftı. hani genç çocuklardan biri olsa "tecrübe eksikliği" deriz ama sivok'un bu iki hatasının affı yok.

ismail ve erhan için ortak bir yorumsa, gerçekten harikaydılar.

tello; eski günlerini aratıyor. nihat ile problem yaşamaları çok muhtemel. nihat inanılmaz egoistçe davranıp, tello'yu çıldırtabilir.

bobo; beğenmiyorum, beğenmeyeceğim. hemen hemen her topu ezdi. yine güçsüz, yine kuvvetsiz. 5 milyon bile çok bu arkadaşa. gökhan zan'ın 5 milyon ettiği dönemde satmayanlar, bobo'nun elde patlama ihtimalini düşünmeliler.

nobre; orta saha gibi oynadı, müsait pozisyonu değerlendirseydi sonuç gerçekten çok farklı olurdu.

yusuf; bu sezon mutlaka bir 10,5 numara olması gerektiğini hatırlattı. iyi niyetli, iyi oynuyor ama yetmiyor. tüm sezonu kaldıramaz.

holosko; bobo'nun yerine başlamalıydı ama mustafa denizli yine başladı abzürt kadro tercihlerine.

nihat; tamam evlatsın ama korktuğumuzu başımıza getirecek. egoist dvaranışlara devam. 3'e 2 yakalanan pozisyonda 40 metreden sabrivari vuruş denemesinin özrü yok. her duran topta topu tello'nun elinden alıp "buranın sahibi benim" hareketleri yapması takımda düzensizliğe yol açacaktır. denizli'nin mutlaka kulaklarını çekmesi lazım.

ernst ve fink; muhteşem ikili. fenerbahçe'nin kontra uzun toplarla çıkması dışında hiçbir şey yapamadığı bir maçın kahramanlarıydılar. resmen kelepçe vurdular.

velhasıl; maç içinde de göründü ki, fenerbahçe'nin organiza olma sıkıntısı var ve gökhan gönül'ün ofansa katılmadığı anlarda fenerbahçe kesinlikle organize olamıyor. zaten penaltının geldiği frikik de gökhan gönül sayesinde oluştu. fenerbahçe sadece gökhan gönül'e bağlı bir hücum verimliliği yaşayacaksa bu ciddi sıkıntı yaratır.

iyi maçtı, iki takım da açık futbol oynadı. beşiktaş daha derli toplu ve organize göründü, 2 net penaltısı verilmedi, fenerbahçe haklı bir penaltı ile golü attıktan sonra moral olarak çöküşe geçen beşiktaş karşısında son 15 dakikayı mutlak üstünlükle geçirdi ve son dakikada atılan golle penaltı atışı ve son dakika dolü dışında hiçbir şey yapamayan alex ile kazanmayı bildi.

bir beşiktaşlı olarak tebrik eder, tüpçü'nün içine oturmasını zevk içinde izlediğimi belirtir umudumuz ocak ayında kongreyi kaybetmesi şeklinde de kaydedilmesini isterim.
#5720924

ilk yarı maçın hakimi beşiktaş'tı. gerek direkten dönen topu gerek etkili ataklarıyla fenerbahçe karşısında üstünlük kurdu. bir kartal edasıyla hemen kanaryaya saldırdı. kanarya bu ani ataklara karşılık veremedi ve afalladı. fenerbahçe'nin defansta yaptığı hataları beşiktaş değerlendiremeyince ilk yarı 0-0 sonuçlandı. ikinci yarıya daha farklı başlayan fenerbahçe, maçın başında yaşadığı zorlukları atlattı. güiza ve alex'le etkili olmaya başladı. maçın bitmesine 15 dakika kala çoğumuzun penaltılara gideceğini düşündüğümüz maçta, bir penaltı kararı çıktı. fenerbahçe'nin kullandığı frikikte top sivok'un eline çarptı ve hakem penaltı kararı verdi. bana kalırsa haklı bir penaltıydı. topun başına geçen alex, takımını öne geçirdi. maçın sonlarına doğru gelişen fenerbahçe atağında güiza'nin güzel ortasını iyi değerlendiren alex, kafa vuruşuyla skoru 0-2 yaptı ve tff süper kupasının sahibi oldu. şimdilik burdan aktaracaklarımız bu kadar söz sende hande...
ilk golü beşiktaş yemiş, ikincisini fenerbahçe atmıştır.
fenerbahçenin yeni transferler ve ve yeni teknik direktörü daum ile nasıl bir değişim gösterdiğinin,beşiktaşın ise gereksiz transferlere para harcadığının ve alınan iki kupa sonrasında şımardığını gösteren bir maçtır.***
fox'un kazandığı maçtır.

malum, o reklamlardan gelen paralarla...
öncelikle fenerbahçe'nin kaleye çekilen şut ve bulduğu pozisyonlarca -ki çoğu defansif zaafiyet kaynaklı- üstünlüğünden beşiktaş'a göre daha iyi gibi gözükmüş, fakat mücadele olarak ortada olan bir maçı penaltı golü ile kazanmıştır.

maçın en iyi adamı yaptığı mücadelenin eseri olarak kesinlikle fink'tir. tek suçu verilmeyen penaltıyı gole çevirememesiydi! bir hakem adaletli düdük çaldığı sürece hakemdir. onun dışında "kukla" olarak tabir edilebilir sadece. bu düdükler ise faul düdükleridir. penaltıyı vermek her hakemin işi değildir, hele hele zor penaltı çalmak bir hakemin karakteristik özelliği olamaz! ne demek zor penaltı çalarım? adam kaleye giden topu vücudundan ayrık bir şekilde eli kesiyorsa bu pozisyon penaltıdır! aynen sivok'un pozisyonunda olduğu gibi. eli ne kadar açtığı mühim değildir. top rakip futbolcunun bedeniniyle müdahele edemeyecegi uzaklıkta eli ile kesilmiş araya kafasını sokmuş gibi göstermek amacıyla hacivat pozisyonuna girimesi hakemi haklı çıkarmaz! yazıktır günahtır. bunlar da topçu, bunlar da emekçi! çalıyorsan bir düdüğü standardın olsun kardeşim! o pozisyon sonrası bilica bir de sarı kart görecekti. eee? ikinci sarıdan atılan bilica ile fenerbahçe stopersiz ve fenerbahçe 10 kişi. sahada beşiktaşın üç tane forvet karakterli -ki ikisi süratli ve füleli adamlar- oyuncusu olduğunu düşündüğünde fenerbahçe'nin o dakikadan sonraki durumunu kim açıklayabilir? bunlar önemli şeyler. zira ortada giden maç penaltıdan sonra koptu. bu gerçeği kimse göz ardı edemez. penaltı pozisyonuna kadar aşağı yukarı herkes bu maçın uzatmalara gitme ihtimali üzerinde duruyordu. fenerbahçe sivok'un saçma bir hatasından bulduğu penaltı golü ile maçı koparmasını bildi. bize düşen skora saygı olarak tebrik etmektir ama asla hakeme saygı değildir! ben bu emek hırsızlığının ligin 3. haftasından itibaren başlayacagını umuyordum ama hakemler hızlı çıktı.

gerekçe net, pozisyon net, pozisyonla alakalı eski hakem yorumları da ortada. bunun adı ağlamak değil sadece bir haksızlığı ortaya koymaktır. aziz yıldırım'ın verdiği 3 şampiyonluk sözündeki ciddi tutumu böyle maçlarda ne yazık ki haklı çıkmakta. bu lig bu kafadaki hakemlerle gidecekse gitmemesi taraftarıyım. yazık...
maçın fox tv. ekranlarında yayınlamış olup, reklamdan başka bir olayın olmadığı ve 9-10 dakikada bu maçı izleyen erkek sayısını hesaba katıcaklar ki bir sex shop ürünün tanıtımı yapıldığı maçtır. *
şaşkınlıkla okuyorum beşiktaşlı yazarları; beşiktaşın kazanması halinde salya sümük, "3 kupayı da aldık böhühüh" nidalarının duyulacağı bir maç olabilirdi bu. ne hikmetse fenerbahçe alınca maçı kupa bir anda değersiz oldu, pis kaka oldu.

onlara göre rakip takım kim olursa olsun fener-cimbom-trabzon-sivas farketmez, kupa kaybedildi mi sevinilmemeliydi bu kupaya, sezona iyi bir başlangıç yapmaktan utanç duymalıydı rakip, galibiyet üzüntüsünden ağlamalıydı... ne de olsa boktandı, saçmaydı ne değeri vardı!

bu kadar da abartmayın be.. bugüne kadar oynanan ne son derbiydi bu ne de ilk. sonunda kupa vardı işte, onu da fenerbahce aldı bu sefer. büyütmenin ne alemi var?

yok kupaya sevinen fenerli profiliymiş yok bilmem ne... e kuzum madem o kadar değersiz sen kaldırınca neden bu kadar sevindin?

:ertesi günkü fotomaç gazetesi, ve yandaki küçük resimde çocuklar gibi şen şakrak beşiktaş futbolcuları...

http://arsiv.fotomac.com.tr/2006/07/31/
Metin Tokat'ın köşe yazısı (milliyetten alıntıdır.)

3 Ağustos Pazartesi 2009

Yıldırım karşılaşmada verdiği kritik kararlarla sezon öncesi tam hazır görünmedi. Oyun alanının içinde rahatlıkla verdiği faullerin benzerlerini ceza alanı önü ve içinde olduğunda devam kararı vererek istikrarsız görüntü sergiledi. Oyunun hemen başında Bilicanın, Yusufu koluyla arkadan itmesi penaltı ve bariz gol şansını engellemeden kırmızı kart olmalıydı. Kazımın kayarak Erhandan kaptığı topa faul vermesi Fenerbahçenin önemli bir akınını önledi. Ceza alanı içindeki Volkan-Bobo mücadelesi sonrası devam kararı doğruydu. Ceza alanı önünde Finkin arkadan Güizaya yaptığı şiddetli şarj sonrası faul vermeli ve sarı kartını göstermeliydi. Bu pozisyonda bariz gol şansı da tartışılır. ikinci devre Nihatın kullandığı serbest vuruşta kaleye doğru giden top kolları açık olarak havaya sıçrayan Bilicanın elinden döndü. Penaltı vermeli, Bilicaya ikinci sarıdan kırmızı kart çıkarmalıydı. Alexin serbest vuruşunda Sivokun kolundan dönen toptaki penaltı kararı ve sarı kart uygulaması doğruydu. Ancak bunun benzerini Fenerbahçe aleyhine veremedi. Faul ve kartlarındaki çelişkili kararlarıyla oyuncular üzerinde otoritesini kuramayarak başarısız bir yönetim sergiledi.

Şu yukarıdaki yazının tamamı gerçek tespitlerdir.

Bu durumdada beşiktaşın yine hakem hatalarıyla bir derbi kaybettiği bellidir.

edit : Bu ağlamak zırlamak değil alın süper kupa sizin olsun biz zaten bu sezonun en önemli iki kupasını almışız ama neden hep beşiktaşa denk geliyor bizim isyanımız buna.
alexin 2. gol ile birlikte tüm besiktaslilara selam ettigi mactir. o ne goldur oyle lan.
ortada geçen maçın galibi fenerbahçe olmuştur.
* *
Fenerbahçenin iyi oynamadan kazandığı,beşiktaş ın iyi oynamadan kaybettiği karşılaşmadır.

Komik olan ise galatasaray olimpiyatta oynadığında stat boş diye ağzı sulu dalga geçenlerin,stadı boş bırakmasıydı.Kadıköydeki zenginlere sığınıp biz stadımızı dolduruyoruz demiyeceksin.
beşiktaş taraftarı da sevinmek için sevmedik diyip,birinci golden sonra sus pus olmasın ya da maç bitmeden stadı terketmesin.
uzatma dakikalarını geciktirici sprey reklamıyla gösteren, durmadan da "erkeklerin maksimum gücü" sloganıyla alttan verdiği ilaç reklamıyla, bravo fox dediğimiz maç.

edit : he tabi iki takım çıktı bi ara. sanki top filan oynadılar ama, ersun yanal'ın güneş gözlüklerinden kendimizi alamadık biz.
kendilerini takımlarının manyağı olarak ilan eden beşiktaş taraftarının gözümden düşmesine neden olan maçtır , zira iyi destek veren bir taraftar orada oturur takımını ve futbolcularını yanlız bırakmazdı , başkan bile hemen gitti zira.
ilk kez olimpiyat stadına gitmeme vesile olan maç olmakla birlikte bir daha gitmemek üzere yemin etmememi sağlayan maçtır.

yenibosna'dan otobüse binerken gidiş ücretinin 4 tam bilet olduğunu öğreniyorsunuz.
4 tam bilet verene kadar taksiye binerim derseniz taksinin bıraktığı yerden 3 km yürüyorsunuz.
girişte polisler sizi normal yollardan stada almamak için büyük çaba sarfediyor.
normal yoldan yürümek yasak, tellerden geçip hendeklerden atlamak serbest.
maçı sensible soccer tadında izliyorsunuz, dürbünle gitmenizde fayda var.
maçtan çıkışta bir sürü büyük kapı olmasına rağmen hiç birinin açılmadığını görüyorsunuz. tahliye işlemi iki tane fare deliği vasıtası ile yapılıyor.
dönüşte otobüsün ücretsiz olduğunu öğrenince biraz olsun rahatlıyorsunuz ancak maça gelirken 6 lira verdiğinizde şoför 3 liralık akbil basıyor dönüşte akbil basılmıyor. bu işin muhasebesinin nasıl yapıldığı ise gizemini koruyor.
bilica'nın hacivat kılığında havada moonwalk yapmaya çalışırken çekilen fotoğrafi şu tedir:

http://www.hurriyet.com.t...tbol/12200857.asp?gid=229
bok gibi maçtı. ama oynanan futbol yüzünden değil, her yere sokuşturulan reklamlar yüzünden bok gibiydi. topu göremediğim zamanlar oldu ekranın yarısını kaplayan gerizekalı reklamlar yüzünden. iyi ki bir maç verdi fox, zaten her an her gazetede maçı verdiğini yırtınarak duyurdu, biz de adam gibi verceklerini sanıp izledik, meğer sıçıp bırakmışlar televizyonculuğa. bir daha maç almamasını niyaz ediyorum.
iki tarafa da gidip gelen maçtır.

görülüyor ki sezon öncesi iki tarafın da eksikleri var.

bir öneri olarak:

nihat - mehmet topuz takası gerçekleşse

iki takım da tam nokta transferi yapmış olur.
beşiktaş' ın rakip kaleye daha çok gidiyormuş gibi görünüp direkten dönen top haricinde hemen hiç tehlike yaratmadığı, buna karşılık fenerbahçe' nin rakip kaleyi daha az düşünüyormuş gibi görünüp 2 gol ve haricinde de hatırı sayılır bir pozisyona girdiği maç olmuştur.
iki takımın da açık görünen savunma zaafiyeti mevcut olup beşiktaş' ın ileride çoğalamaması sonucu fenerbahçe' nin bu zaafiyeti daha az görünmüştür. özellikle aralara atılan toplar ilerde iki takımın da ciddi olarak başını yakabilir.
yine iki takımın forvet hattı yalnız kalmakta ve geriden gelen adam sayısına göre verimli olabilmektedirler ki bu anlamda fenerbahçe' de hücuma destek veren futbolcu sayısının çokluğu göze çarpmıştır.
son olarak; iki takımın da orta sahası defansif anlamda hazır değildir.
05 Agustos 2007 tarihinin tekrari oldu. Afiyet olsun Fener'e!
tecrübenin kazandığı maç.