bugün

gökten indirildiği vaadedilen derken beni iplemeyin demiştir.
(bkz: salla gitsin)

edüt: bravo, gördüğüm en hızlı düzeltmeydi.
vahiy yoluyla bildirilen ayetlerdir, indirilen basılı bir kitap yoktur. zira yaradanın matbaası da okuyucusu da yarattığı haddini bilmez kuludur. ha neden haddini bilmez olabilecek bir yapıda yaratmıştır, o ayrı konu.
atatürk'ün 1937 yılında meclis açış konuşmasında şiddetle karşı çıktığı dogmalardır. tam metin:

Bizim devlet idaresindeki ana programımız CHP programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz ilhamımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. *
(bkz: özne)
(bkz: yüklem)
(bkz: nesne)
http://video.google.com/videoplay?docid=3524364769838955805#docid=8467019696116578807
canlısı burada olan ifadedir. ancak bu konu hiç tartışılmaz, hep es geçilir. bence saklanacak bir şey de yok. atatürk'ün ifadesi açıktır.
milyonlarca insanın ölümüne, köleleştirilmesine, tecavüze uğramasına neden olmuştur.

bu dogmaları devam ettirenlerin bu katil, sübyancı, tecavüzcü kabiledaşlarından en ufak farkı yoktur.
mustafa kemal böyle bir söylemde bulunmuştur, ama bunu direkt "din devleti" olan bir devletin sonunda kurduğu yeni devletin , üstelik de kendisinin kurduğu parti programını anlatırken, söylemiştir. ben bu söylemden " din kitabına göre değil parti programına göre hareket edeceğiz" anlamını çıkartıyorum. bu atatürk inançsızdır anlamına gelmez. sadece orada bulunan milletvekillerine -ki çoğu hayatlarının ilk kısımlarını, din devletinin içerisinde geçirmişlerdir, o zamanların sona erdiğini bildirmek anlamına da gelir.

dogma her türlü programın içinde yer alır , haddızatında chp partisinin programı da dogmadır. bir diyet programı da dogmatik olmazsa işe yaramaz. dogma birşeyleri belirli bir sınır icerisinde tutmaktan başka birşey değildir. bu açıdan bakınca atatürk´ün söylemi daha iyi anlaşılır. ayrıca "gökten indirildiği sanılan" lafı da, o kitaplar gökten indirilmemişler anlamına , ne kadar gelir, orası da bayağı tartışılır. mesela ben kuran´ın "gökten indirildiği sanılan" kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum. herhalde ki kuran ın söylemleri de insana belirli bir format vermek olduğuna göre, o da bir dogmadır.

bunun bu şekilde değerlendirilmesi gerekir. ve özellikle nutku okuyanlar bilirler ki, yazdığı yazılardaki manaları çok dikkatlice seçerdi. burada gerçekten neden bahsettiği muallaktadır mustafa kemal´in. ama cümleyi bu şekilde kurup, o anki ortamda anlaşılmasını istediği şekilde, anlaşılmasıni sağlamış olmalıdır. mustafa kemal, merzifon´da türkiye´nin komunizmi kabul etmesi koşuluyla yeni türk devletine yardım edebileceklerini söyleyen sovyet generaline de orada "biz komunist falan olmayacağız" dememiş, orada da o generali muallakta kalan birtakım söylemlerle oyalamıştır. bu, kuvay-i milliye´ye sovyetlerin yardım etmesi imkanını açmıştı.

politika hele yeni türkiye devleti kurulurken ki politika, son derece kaygandı. bu tür söylemler o zamanlar gerekliydi. unutulmasın ki, mustafa kemal´in samsuna çıkması da "ayaklanmaya başlayan türk çetelerini bastırmak amacıyla", ingilizlerin padisah´a baskısı ile gerçekleşmiş bir iştir !!! mustafa kemal orada da kendisini samsun´a gönderen saray erkanına alenen "ben gidip sizin saltanatınızı yıkacağım" dememiştir.

yukarıda bahseden sözde gerçekten neden bahsettiğiyse tahminen hep muallakta kalacaktır. ama ben bu sözün de diğer başka mustafa kemal söylemleri gibi, "o an söylenmesi gereken sözlerden birisi" olduğunu düşünüyorum.
atatürk'ün söylememiş olabileceği sözdür.

konuşmanın ilgili yerinde atatürk tamlamanın ortasında bir es vermektedir. "Gökten indiği sanılan, kitapların dogmaları" idir söylediği. Burada gökten indiği sanılan kitaplar değil dogmaları olabilir.

o zamanın meclisi bugünkü meclis gibi değildi. herkes tuttuğu takımın konuşmacısı konuştuğunda ağzından çıkan her sözü alkışlamıyordu. Eğer ki atatürk'ün orada kastettiği kitaplar gökten inmemiştir tarzında bir cümle olsaydı bir kişi olsun orada bağırır bir şey yapardı diye düşünüyorum.

konuşmanın tam metni tbmm sitesinde var. oradan fikir edinebilmek için konuşmanın ilgili cümleden bir önceki kısmına baktım. Orada da dış politika ile ilgili yuvarlak laflar var.

Ayrıca bir de şu var, sanmak fiili tdk'ya göre "bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek, zanneylemek" demek. burada atatürk'ün söylediği şey, sandığım demeyip de sanılan dediğine göre, insanların gökten inme ihtimali bulunmasına karşın gökten indiğine inandığı kitaplardır ki bu tabirde de bir hata yoktur. zaten hepimiz de bunu kabul etmiyor muyuz? O kitapların gökten inmemiş olma ihtimali var ve nüfusun büyük çoğunluğu bunu bildiği halde inanmayı seçiyor.
virgül koyarak söylediği şeyi iyi göstermeye çalışan atatürk sizin dostunuzdur arkadaşınızdır diyen elemanlara götümle gülmeme sebep olan söylem.
(bkz: atatürk ün tutarsız olduğu gerçeği)

http://youtube.com/watch?v=DWnDc18loJ4
kuran-ı kerim'in mealini yazdırıp sonrada onu görmezden gelen atatürk.

bana biraz saçma geliyor. eğer din düşmanı isen neden kuran-ı türkçeleştirip insanların daha iyi anlamasını sağlıyorsun.

yok din ile aranda bir sorun yoksa bu söylemi neden halka paylaşıyorsun.

ya olmayan bir olayı bize olmuş gibi yutturuyorlar yada o dönemde bilmediğimiz gerçekler var.

tarihimiz kısıtlı olduğu için çoğu olayı öğrenmemiz imkansız.
bunu söyleyen adam ayrıca "gökten indirildiği sanılan kitap"ın mealini yazdırmış. ne kadar ilginç değil mi?
dünyevi işlerle öbür dünyanın işlerinin ayrı olmasını gerektiğini çok iyi anlatmıştır. Metnin tamamına baktığında devletin idaresinden bahsediyor. Devlet insanın ürettiği bir yapıdır ve dünyevidir. Bundan dolayı da bunun kurallarını insanın belirlemesinden doğal ne vardır. Bu sözlüğü bir insan evladı tasarladı ve bunu açtığında dini kitapların kurallarını mı koydu şart olarak? Koyamaz zaten dini kitaplarda da böyle bir içerik bulamazsınız da. Devlet işleri için de aynı durum mevcuttur. Dini kitaplarda ibadet ve bazı anlatılar mevcuttur. Burada devletini şöyle yönet şöyle vergi al ibaresi geçmez bu yüzden insanoğlu kendi kanunlarını yazar ve uygular.

Bunun yanında Atatürk halkının dinine saygılı olduğundan ve onların dini öğrenmesini istediğinden hem türkçeleştirme ve mealini yazma görevini vermiştir ki türkçeleştirme işini osmanlıyı sevmesiyle islamcı olmasıyla bilinen mehmet akif ersoy'a vermiştir. MEalini de yanlış hatırlamıyorsam elmalılı hamdi'ye vermiştir varın gerisini siz düşünün. Atatürk Müslüman mıydı değil miydi onu bilmem ama dünyevi işlere dinin karıştırılmaması gerektiğini anlamış ve uygulamış aynı zamanında halkında dinine saygı gösterdiğinden onların dini gerçekten öğrenmesini ve doğruyu bulmasını istemiştir dolandırıcı hocalardan, cemaatlerden kurtulmasını istemiştir.
Bunun kadar asil bir davranışı 12. yydan beri göremiyoruz siyasetçilerimizde. O zamanlarda satır altı kur'an tercümeleri yapılmıştır onlardan sonra bir de Atatürk bunun için çabalamıştır.
Atatürk'ü doğru anlamalı ve doğru anlatmalıyız. Cımbızla bir cümlesini çekerek yargılamak çok yanlıştır.
Dinimizin o dönemde elden gitmesini temsili olarak gösteren cümle.
Atamızın zamanında söylediği müthiş sözdür. Bazı Atatürk düşmanı soysuzların ve yobazların zoruna gider.
Gökten yada yerden bilmem ama insanın sahip olduğu en büyük deger akıldır, fakat bunun hangi yollarda kullanıldığıdır asıl önemli olan gerisi teferruattır. Bunu yönlendirecek olan şeyde ''ViCDAN'dır'' Birazda irade diyeylim zaten irade kişinin inancının ne derece kuvvetli olduğunu ortaya koymaya yeterli olsa gerek.
Atatürk'ün ne demeye çalıştığını anlamadığım konuşma bölümü.

Sanırım tüm konuşma elimizde yok ve ben belki 1 saatlik bir konuşmanın sadece 30 saniyesini dinleyerek yorum yapmayı doğru bulmuyorum.
aslında doğru söylemiştir kitap gökten inmemiştir, ayet ayet muhammede ezberletilmiştir.
"...ile bir millet yönetilmez."

Diye devam etmesi gereken söz.
tamamen materyalist içerikli bir söz olmasına karşı bu milletin dini değerleriyle çatışıyor diye bu sözü olabildiğince kıvırtmak için elinden geleni yaptılar.

atatürk diyor ki; gökten geldiği sanılan. yani vahiy kaynaklı kitapları kastediyor ve sanılan diyor, adam o kadar olaya inanmamış yani.

halen daha yok dua ediyordu, yok cumaları kimse görmesin diye peşembeden gizli gizli kılıyordu diyorsunuz.

tarih sizi affetmeyecek.
Niye bu kadar takıldığını anlamıyorum. Arap'ın teki geliyor, ben şu mağarada günlerdir karanlıkta oturuyorum sonra bir melek geldi, bana bunları anlattı peygambersin sen dedi diyor milyonlarca insan bu adama inanıyor ama bu söz tuhaf geliyor, ilginç...
Sonra aynı adam diyorki taşıtımla geziyorum, astral seyahat yapıyorum... Swh.
Bunları aorgulamadan atatürk'ün sözüne sinirlenen keko tayfa, evet bekaret de önemli. Koduğumun çomarları keşke tüm ortadoğu olarak yok olsak.
Mustafa kemal bunlarla devlet yönetilmez deyip osman gazinin "dinsiz adama devlet işi verilmez" sözüyle celismistir. Gerçi ondan önce osmanlıyı devşirmelere yöneten torunları dedelrinin lafına uymamış. Halbuki büyük dedemiz ne güzel demiş: Ey Türk! Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir.
bazı canlıların hala neden kıvırmaya çalıştıklarını anlayamadıgım cümledir.

ha millet bilmesin diye tırsıp çarpıtıyorlar anlıyorum da mevzu ayan beyan ortada, ve biz de vargücümüzle bu sözleri duyurmaya çalşıyoruz, boşa kürek çekiyorsunuz er ya da geç herkes bilecek. atatürkün diger sözleriyle çelişmiyor, neden o zaman kuran meali yaptırdı diyen olmuş onun için de atatürkün şu sözü var:
"“Evet Karabekir, Arap oğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur’an’ı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım! Ta ki, budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler!”

bi de şöyle bir şey var ben atatürkü inancından bagımsız olarak sevmiyorum yani ne olursa olsun zaten sevmiyecektim, fakat onu sevdigini söyleyipte hala sözlerini çarppıtmaya çalışan asalaklar neyi amaçlıyor onu anlamadım yani atatürkün inancı görüşü falan farklı olsa düşündügünüz gibi olmasa sevmiyecek misiniz?
görsel
Peşin edit:ilk emri uygulamayan kerkelezler din simsarlarının "islam"ı anlaması ve içselleştirmesi mümkün değildir.
Sahte din en karlı ticarettir; sermayesi yalan, müşterisi cahildir.

1. atatürk, bu sözü, chp ilkelerinin değişebilir, zamana, hayata uygun ilkeler olduğunu daha iyi vurgulamak için “anlam güçlendirici” olarak kullanmıştır. bu onun yöntemlerindendir.

2. üstelik kutsal kitaplar, hele islamın kutsal kitabı kuran gökten inmemiş, allah tarafından indirilmiş/ilham edilmiştir. bu konuda “zumer süresi-1”de “kuran’ın allah tarafından indirildiği” ifadesi vardır, ancak kuran’ın “gökten indirildiği” ifadesi, daha doğrusu “gök” ifadesi yoktur. çünkü zaten islam göre allah gökte değildir. “allah insana şah damarından daha yakındır, allah her yerdedir.” allah’ın gökte olduğu inancı eski pagan dönemlere (islam öncesi zamanlara) ait bir kavramdır. örneğin, eski türklerde tanrı’nın gökte olduğunun düşülmesi ve “gök-tanrı” ifadesinin kullanılması gibi. yani atatürk haklıdır, kutsal kitaplar, hele kuran “gökten” inmemiştir. bunu düşünmek atatürk'ün dediği gibi "sanmaktır", "sanrıdır".

3.“kitapların dogmaları” ifadesi de çok doğru bir kullanımdır. çünkü “dogma” sözcüğü “değişmeyen kurallar” anlamına gelmektedir. bilindiği gibi kuran da sonsuza kadar değişmeyen, değişmeyecek bir kitaptır.

http://www.guncelmeydan.c...-sinan-meydan-t33597.html
zaten teknik olarak gökten kitap indirilmemiştir. kitap halifelik zamanında oluşturulmuştur. allah ın "ya şunları toplayın da bi basıverin gözünüzü seveyim" diye emri pek yok bildiğim kadarıyla.