bugün

gökten indirildiği sanılan kitapların dogmaları

dünyevi işlerle öbür dünyanın işlerinin ayrı olmasını gerektiğini çok iyi anlatmıştır. Metnin tamamına baktığında devletin idaresinden bahsediyor. Devlet insanın ürettiği bir yapıdır ve dünyevidir. Bundan dolayı da bunun kurallarını insanın belirlemesinden doğal ne vardır. Bu sözlüğü bir insan evladı tasarladı ve bunu açtığında dini kitapların kurallarını mı koydu şart olarak? Koyamaz zaten dini kitaplarda da böyle bir içerik bulamazsınız da. Devlet işleri için de aynı durum mevcuttur. Dini kitaplarda ibadet ve bazı anlatılar mevcuttur. Burada devletini şöyle yönet şöyle vergi al ibaresi geçmez bu yüzden insanoğlu kendi kanunlarını yazar ve uygular.

Bunun yanında Atatürk halkının dinine saygılı olduğundan ve onların dini öğrenmesini istediğinden hem türkçeleştirme ve mealini yazma görevini vermiştir ki türkçeleştirme işini osmanlıyı sevmesiyle islamcı olmasıyla bilinen mehmet akif ersoy'a vermiştir. MEalini de yanlış hatırlamıyorsam elmalılı hamdi'ye vermiştir varın gerisini siz düşünün. Atatürk Müslüman mıydı değil miydi onu bilmem ama dünyevi işlere dinin karıştırılmaması gerektiğini anlamış ve uygulamış aynı zamanında halkında dinine saygı gösterdiğinden onların dini gerçekten öğrenmesini ve doğruyu bulmasını istemiştir dolandırıcı hocalardan, cemaatlerden kurtulmasını istemiştir.
Bunun kadar asil bir davranışı 12. yydan beri göremiyoruz siyasetçilerimizde. O zamanlarda satır altı kur'an tercümeleri yapılmıştır onlardan sonra bir de Atatürk bunun için çabalamıştır.
Atatürk'ü doğru anlamalı ve doğru anlatmalıyız. Cımbızla bir cümlesini çekerek yargılamak çok yanlıştır.