bugün
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız13
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- icardi190514
- sözlüğün en ruh hastası yazarı8
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- ideal duş alma sıklığı12
- anın görüntüsü20
- integralin müfredettan kaldırılması15
- evlilik14
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- erkeğe ne hediye alınır13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- futbolcu ismiyle nick almak9
- uzağı göremeyen insan18
- bir şarkı sözü der ki10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır13
- istanbul suriyenin başkentidir12
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- kanınıza rengini verir misiniz14
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
entry'ler (114)
bir dergiye bu kadar iddialı bir isim konup altı ancak bu kadar boş bırakılabilirdi. tebrik ediyorum.
https://www.academia.edu/...Raporunun_Ele%C5%9Ftirisi
https://www.academia.edu/...Raporunun_Ele%C5%9Ftirisi
Keşfedilmeyi bekleyen senaristler, hikayeciler için iyi bir girişim. Bu tür eserlerin iyi olanlarını yapımcılarla buluşturuyorlar. Noter tasdikli eserleri kabul ediyorlar. Yani kimsenin eserinin istismar edilmesi söz konusu değil.
"Hikayeme sponsor arıyorum diye bir bölümümüz var. Turuncu atölyeye başvurular bu başlık altında gerçekleşiyor. Geliştirilebilecek hikayeler varsa bu hikâyeyi yapımcıya sunmak üzere hikâye hakkını katılımcı üzerine yapıyoruz. Başvurularda noterden onaylı olması gerekiyor hikayelerin. Aksi halde başvuru kabul etmiyoruz. Hikâyeyi temsil etme sözleşmesi yaparak yapımcılara sunuyoruz"
https://www.milliyet.com....agin-tek-ihtiyaci-6436252
"Hikayeme sponsor arıyorum diye bir bölümümüz var. Turuncu atölyeye başvurular bu başlık altında gerçekleşiyor. Geliştirilebilecek hikayeler varsa bu hikâyeyi yapımcıya sunmak üzere hikâye hakkını katılımcı üzerine yapıyoruz. Başvurularda noterden onaylı olması gerekiyor hikayelerin. Aksi halde başvuru kabul etmiyoruz. Hikâyeyi temsil etme sözleşmesi yaparak yapımcılara sunuyoruz"
https://www.milliyet.com....agin-tek-ihtiyaci-6436252
Uludağ sözlükte alıntı (kaynak göstermek, alıntının başını, sonunu işaret etmek) ile çalıntı (eseri kendine mal etmek) arasındaki farkı anlayamayacak yazarlar olduğunu görmeye vesile olan problem.
Size fazla zaten. Hiç paylaşmamış olayım. En basit bilgi için gazete sayfalarını gezmeye devam edin.
Size fazla zaten. Hiç paylaşmamış olayım. En basit bilgi için gazete sayfalarını gezmeye devam edin.
italyan vatandaşı sevda noyan'ın engin noyan'la evlenmeden önceki adı.
http://www.cumhuriyet.com...n-diyor-anlatayim-1737846
http://www.cumhuriyet.com...n-diyor-anlatayim-1737846
italyan bir adamı ayartıp onunla kıydığı nikah sayesinde italyan vatandaşlığı kazanan,
akabinde engin noyan evliyken onu da ayartan onun soyadını alan,
15 temmuz'dan önce feto'yu her fırsatta övüp göklere çıkaran
acınacak bir insan.
http://www.cumhuriyet.com...n-diyor-anlatayim-1737846
ayrıca noyan ailesi de bu istenmeyen gelin hakkında dava açmaya hazırlanıyor. ben hakim olsam soyadını ondan alır eskisi gibi (bkz: sevda reggio) yapardım.
akabinde engin noyan evliyken onu da ayartan onun soyadını alan,
15 temmuz'dan önce feto'yu her fırsatta övüp göklere çıkaran
acınacak bir insan.
http://www.cumhuriyet.com...n-diyor-anlatayim-1737846
ayrıca noyan ailesi de bu istenmeyen gelin hakkında dava açmaya hazırlanıyor. ben hakim olsam soyadını ondan alır eskisi gibi (bkz: sevda reggio) yapardım.
tayyip erdoğan'a benzetilmesi abesle iştigaldir çünkü tayyip erdoğan'dan çok farklıdır.
evinde karısını menderes'e peşkeş çeken adam ertesi gün istanbul emniyet müdürü olmuştur mesela. ayrıca menderes'in operacı bir metresi de vardır. erdoğan'ın ise aile hayatı son derece mazbuttur.
ayrıca adnan menderes oğlunun ticarete atılmasına izin vermemiştir. başarılı olduğu takdirde başbakanın oğlu olarak babasının makamı sayesinde başarılı olduğu düşünülür denmiştir. oysa tayyip erdoğan, oğlu bilal'in ticari girişimlerine karışmamış, onu bu konuda serbest bırakmıştır. nitekim bilal de ticarette kendi gayretleriyle başarılı olmuştur.
evinde karısını menderes'e peşkeş çeken adam ertesi gün istanbul emniyet müdürü olmuştur mesela. ayrıca menderes'in operacı bir metresi de vardır. erdoğan'ın ise aile hayatı son derece mazbuttur.
ayrıca adnan menderes oğlunun ticarete atılmasına izin vermemiştir. başarılı olduğu takdirde başbakanın oğlu olarak babasının makamı sayesinde başarılı olduğu düşünülür denmiştir. oysa tayyip erdoğan, oğlu bilal'in ticari girişimlerine karışmamış, onu bu konuda serbest bırakmıştır. nitekim bilal de ticarette kendi gayretleriyle başarılı olmuştur.
parası bol anlamında değil de içeriği bol anlamında zengin sözlükmüş.
anladığım kadarıyla bir ara ciddi ciddi paralı (premium) sözlük olması düşünülmüş. şimdi ise bilgi kaynağı olma iddiasında. moderatörlerin ekşi'den ayrılan moderatörlerle aynı nick'leri taşıması meselesi var bir de hakkaten
anladığım kadarıyla bir ara ciddi ciddi paralı (premium) sözlük olması düşünülmüş. şimdi ise bilgi kaynağı olma iddiasında. moderatörlerin ekşi'den ayrılan moderatörlerle aynı nick'leri taşıması meselesi var bir de hakkaten
evet diyenlerin ortak noktası (13)
referandum için oyunuzu kaç paraya satarsınız (13)
referandum için oyunuzu kaç paraya satarsınız (13)
avm'lerde insanlara "bedava seyahat kazandınız" diye kupon dağıtıp otellerdeki toplantılarda ikna ederek müşteri kazanan firma.
hakkındaki şikayet kayıtları şurada mevcut: https://www.sikayetvar.com/swordfish-travel
resmi kayıtlara göre firmanın başında kadir yalın diye bir adam var. ikna ekibinin "kadir abi" diye peşinde gezdikleri bir eleman da olabilir gerçek sahibi de olabilir.
hakkındaki şikayet kayıtları şurada mevcut: https://www.sikayetvar.com/swordfish-travel
resmi kayıtlara göre firmanın başında kadir yalın diye bir adam var. ikna ekibinin "kadir abi" diye peşinde gezdikleri bir eleman da olabilir gerçek sahibi de olabilir.
"Kûn Fe Yekûn" şeklinde yazmak biraz daha doğrudur; aksi takdirde yani kalın k'yle telaffuz edildiğinde "ye dedi, yendi" gibi bir anlamı olur.
Arap harfli yazılışı için bkz. http://www.nasil-yazilir....kun-feyekun-yazilisi.html
Arap harfli yazılışı için bkz. http://www.nasil-yazilir....kun-feyekun-yazilisi.html
"hiç de"nin yanlış yazılmış hali. hatta 'yalnış' yazılmış hali.
Bu yazım, dahi anlamındaki de'nin ayrı yazılması ve o sebeple sertleşmemesi kuralına ağır muhalefettir.
http://www.nasil-yazilir..../11/hicte-nasl-yazlr.html
hepten mi manasızdır? Değil bence. "Yoklukta yaşamak" anlamında "Hiçte yaşamak", "kocaman bir hiçte var olmak" gibi edebi ifadelere kapı açıktır. (bkz: fihi ma fih)
Bu yazım, dahi anlamındaki de'nin ayrı yazılması ve o sebeple sertleşmemesi kuralına ağır muhalefettir.
http://www.nasil-yazilir..../11/hicte-nasl-yazlr.html
hepten mi manasızdır? Değil bence. "Yoklukta yaşamak" anlamında "Hiçte yaşamak", "kocaman bir hiçte var olmak" gibi edebi ifadelere kapı açıktır. (bkz: fihi ma fih)
Türkçede the gibi ya da der die das gibi artikel yoktur ama artikel etkisi yapan çeşitli yapılar, çatılar ve çekimler vardır.
ismin -i hali, çoğul eki, sıfatı başa getirmek, yüklemi özneye çevirmek gibi... Bunların genelini nesneyi belirli hale getiren dönüşümler diye adlandırmak mümkündür.
Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.nasil-yazilir....kcede-artikel-var-mi.html
Edit:imla
ismin -i hali, çoğul eki, sıfatı başa getirmek, yüklemi özneye çevirmek gibi... Bunların genelini nesneyi belirli hale getiren dönüşümler diye adlandırmak mümkündür.
Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.nasil-yazilir....kcede-artikel-var-mi.html
Edit:imla
türkçede mektep anlamında "okula" diye bir kelime olduğu Atatürk zamanındaki bir mebus tarafından iddia edilmiştir ve buna dayanarak okula kelimesi kullanılmıştır.
halk dilinde gerçekten var mıdır yok mudur tartışmaya açık fakat morfolojik açıdan bakınca okumak fiilinden okula kelimesinin türemesine Türkçenin türetme ekleri elveriyor. Tıpkı tarmak (dağıtmak)(bkz. darma duman) kelimesinden tarla kelimesi türetildiği gibi.
sonradan "ekol" kelimesinin evrenselliği de göz önüne alınarak okula kelimesi okul'a indirgenmiştir.
ayrıntı için bkz. https://www.academia.edu/...u_Kelimesinin_K%C3%B6keni
edit:typo düzeltimi
halk dilinde gerçekten var mıdır yok mudur tartışmaya açık fakat morfolojik açıdan bakınca okumak fiilinden okula kelimesinin türemesine Türkçenin türetme ekleri elveriyor. Tıpkı tarmak (dağıtmak)(bkz. darma duman) kelimesinden tarla kelimesi türetildiği gibi.
sonradan "ekol" kelimesinin evrenselliği de göz önüne alınarak okula kelimesi okul'a indirgenmiştir.
ayrıntı için bkz. https://www.academia.edu/...u_Kelimesinin_K%C3%B6keni
edit:typo düzeltimi
muhafazakar gençlerin piyasa yapma yeri.
düşününce, kızlı-erkekli bir arada bulunabilecekleri başka yer olmadığı için mantıklı da.
burada araştırma falan yapılamaz. Bir kitabı katalogdan bulduğunuzda o numaraya göre taramanız gereken raf sayısı 5-10 civarı. Yani 150-200 kitaba tek tek "bu o mu?" diye bakmanız lazım. hele 24 sayfalık bir kitapsa.
Kitabı bulsanız oturacak masa yok. "muhafazakar gençlik" her yere kitap, palto vs. bırakmış ve bu şekilde işgal edilen yer sayısı, oturmakta olan insan sayısından çok. fakat ayakta dolanan pek kimse yok. muhtemelen yapılan şey, bir yere konuşlanıp başka masaya ya da komşu bir mekana 'misafirliğe' gitmek. beyhude yere bu kadar işgal edilmiş yerin başka açıklaması yok.
üniversite kütüphanelerine dışarıdan biri cüzi bir ücret ödeyip girerken buraya doktora öğrencisi vs. de olsanız 5 tl 10 kuruş (?) verip üye olmak zorunlu. sonra kart çıkacakmış, gidip alacakmışım. bir daha gidersem.
bir diğer kuralları, kitaptan resim çekilmesine izin vermemeleri. eğer bu kural olmasaydı 1972 basımı kitabın resimlerini kullanıp korsan yayıncılık yapabilirdim ama oyunumu bozdular. tek yol fotokopi. orada da yığılı kitaplar sırası var. kitabı, içine bir fiş yazıp bırakıyorsun, bugün git yarın gel, ne zaman sırası gelir de çekilirse o zaman sureti alıyorsun.
en bombası da kitaplara sahip çıkılmaması. internet kataloğunda bir doktora tezi bulmuştum. emanette yazısı olduğu için almaya hemen gitmedim ama o emanette yazısı haftalarca kalkmadı. bir arkadaşımın "bir hocanın odasındadır, 20 dakikada getirirler" tavsiyesine güvenip (ki o gün o da ortada yoktu, tam fransız kaldım) isam'a gidip tezi istedim. açıkça tezi bir hocanın alıp götürmüş olduğunu, marmara ilahiyat'a gitmem gerektiğini söylediler. isam kataloğundaki kitabın peşinden marmara ilahiyat kütüphanesine gitmek çok normalmiş gibi.
bir de teselli verdiler sağ olsunlar. zaten tez orada olsaymış da 3'te 1'ini görebiliyormuşum. kalan 3'te 2'sini görsem ne olacak bilmiyorum ama çok da fark etmedi. muhafazalar arkadaşların öve öve bitiremediği isam'dan 3'ün birini alıp çıktım zaten.
gerçekten araştırma yapmak isteyenlere tavsiye etmeyeceğim mekandır.
edit: şimdi aklıma geldi de baktım. YÖK tez merkezinde indirmem 2 dakika süren belge içinmiş adamların mücadelesi.
düşününce, kızlı-erkekli bir arada bulunabilecekleri başka yer olmadığı için mantıklı da.
burada araştırma falan yapılamaz. Bir kitabı katalogdan bulduğunuzda o numaraya göre taramanız gereken raf sayısı 5-10 civarı. Yani 150-200 kitaba tek tek "bu o mu?" diye bakmanız lazım. hele 24 sayfalık bir kitapsa.
Kitabı bulsanız oturacak masa yok. "muhafazakar gençlik" her yere kitap, palto vs. bırakmış ve bu şekilde işgal edilen yer sayısı, oturmakta olan insan sayısından çok. fakat ayakta dolanan pek kimse yok. muhtemelen yapılan şey, bir yere konuşlanıp başka masaya ya da komşu bir mekana 'misafirliğe' gitmek. beyhude yere bu kadar işgal edilmiş yerin başka açıklaması yok.
üniversite kütüphanelerine dışarıdan biri cüzi bir ücret ödeyip girerken buraya doktora öğrencisi vs. de olsanız 5 tl 10 kuruş (?) verip üye olmak zorunlu. sonra kart çıkacakmış, gidip alacakmışım. bir daha gidersem.
bir diğer kuralları, kitaptan resim çekilmesine izin vermemeleri. eğer bu kural olmasaydı 1972 basımı kitabın resimlerini kullanıp korsan yayıncılık yapabilirdim ama oyunumu bozdular. tek yol fotokopi. orada da yığılı kitaplar sırası var. kitabı, içine bir fiş yazıp bırakıyorsun, bugün git yarın gel, ne zaman sırası gelir de çekilirse o zaman sureti alıyorsun.
en bombası da kitaplara sahip çıkılmaması. internet kataloğunda bir doktora tezi bulmuştum. emanette yazısı olduğu için almaya hemen gitmedim ama o emanette yazısı haftalarca kalkmadı. bir arkadaşımın "bir hocanın odasındadır, 20 dakikada getirirler" tavsiyesine güvenip (ki o gün o da ortada yoktu, tam fransız kaldım) isam'a gidip tezi istedim. açıkça tezi bir hocanın alıp götürmüş olduğunu, marmara ilahiyat'a gitmem gerektiğini söylediler. isam kataloğundaki kitabın peşinden marmara ilahiyat kütüphanesine gitmek çok normalmiş gibi.
bir de teselli verdiler sağ olsunlar. zaten tez orada olsaymış da 3'te 1'ini görebiliyormuşum. kalan 3'te 2'sini görsem ne olacak bilmiyorum ama çok da fark etmedi. muhafazalar arkadaşların öve öve bitiremediği isam'dan 3'ün birini alıp çıktım zaten.
gerçekten araştırma yapmak isteyenlere tavsiye etmeyeceğim mekandır.
edit: şimdi aklıma geldi de baktım. YÖK tez merkezinde indirmem 2 dakika süren belge içinmiş adamların mücadelesi.
"hak verilmez, alınır" dercesine tarihçi hukuk okuluna kafa tutmuş, klasik subjektif hak teorisini geliştirmiştir.
kampf ums recht (hukuk uğrunda mücadele) kitabından bir alıntı:
"Sanat ve edebiyat için en yüksek ve en müessir olan mesele, ister hukuka, ister vatana, isterse din ve hakikate ait olsun, daima bir fikrin müdafaasıdır ve işte bu müdafaa her zaman için bir mücadeledir. Hukukun esasını ve ona muhalif olan şeyi bize öğreten estetik değil, ahlak ilmidir.
O halde ahlak ilmî, hukuk için mücadeleyi menetmek şöyle dursun, yukarda izah ettiğim şeraitin mevcut olduğu her yerde milletlere olduğu gibi fertlere de mücadeleyi emreder.
Herbart in, hukuk mefhumundan tecrit etmek istediği mücadele unsuru, bilakis onun en mühim ve daimî bir unsururudur.
Mücadele, hukukun ebedî bir sayidir. Saiysiz mülkiyet olmadığı gibi, mücadelesiz de hukuk olmaz. « alnının terile ekmeğini kazanacaksın» vecizesine «hukuku, mücadelede, bulacaksın » sözü çok güzel uyuyor. Hukuk, mücadeleden, vazgeçtiği zaman kendi kendinden vazgeçmiş olur."
https://tam-metni.nasil-y...da-savas-von-jhering.html
kampf ums recht (hukuk uğrunda mücadele) kitabından bir alıntı:
"Sanat ve edebiyat için en yüksek ve en müessir olan mesele, ister hukuka, ister vatana, isterse din ve hakikate ait olsun, daima bir fikrin müdafaasıdır ve işte bu müdafaa her zaman için bir mücadeledir. Hukukun esasını ve ona muhalif olan şeyi bize öğreten estetik değil, ahlak ilmidir.
O halde ahlak ilmî, hukuk için mücadeleyi menetmek şöyle dursun, yukarda izah ettiğim şeraitin mevcut olduğu her yerde milletlere olduğu gibi fertlere de mücadeleyi emreder.
Herbart in, hukuk mefhumundan tecrit etmek istediği mücadele unsuru, bilakis onun en mühim ve daimî bir unsururudur.
Mücadele, hukukun ebedî bir sayidir. Saiysiz mülkiyet olmadığı gibi, mücadelesiz de hukuk olmaz. « alnının terile ekmeğini kazanacaksın» vecizesine «hukuku, mücadelede, bulacaksın » sözü çok güzel uyuyor. Hukuk, mücadeleden, vazgeçtiği zaman kendi kendinden vazgeçmiş olur."
https://tam-metni.nasil-y...da-savas-von-jhering.html
maarif kelimesinin yazımı hakkında bkz. http://www.nasil-yazilir....maarif-nasil-yazilir.html
sultan veled'in eseri 1930'larda günümüz Türkçesine kazandırılmıştır: https://tam-metni.nasil-y...n-veled-eseri-maarif.html
sultan veled'in eseri 1930'larda günümüz Türkçesine kazandırılmıştır: https://tam-metni.nasil-y...n-veled-eseri-maarif.html
kasım 2013'te yayın hayatına başlayan yazı kültürü dergisi.
Daha ilk sayıdan imge Kitabei'nde haftanın önerisine konu olmuştur. geleceğinin de parlak olmasını umuyoruz.
Daha ilk sayıdan imge Kitabei'nde haftanın önerisine konu olmuştur. geleceğinin de parlak olmasını umuyoruz.
ilk akla gelen örneği kişinin suç işleyebilmek için önceden alkol alıp kendini sarhoş hale getrmesi.
bir insanı yüzünde iz kalacak şekilde yaralamanın hukukçası.