bugün
- oksijensizsu9
- insana kendini kötü hissettiren şeyler12
- düşün ki o bunu okuyor14
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- tilki ailesi8
- icardi190520
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız12
- suriyeliler suriye'ye dönsün14
- özgür özel10
- fatih terim'in yuhalanması16
- ayça tilki10
- memesi küçük olmak14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi14
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge37
- adolf hitler9
- anın görüntüsü9
- ben bu davanın savcısıyım8
- ideal duş alma sıklığı8
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel24
- nazar değdi sözlük12
- hamas bir terör örgütüdür23
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- icardi1905 silik olsun kampanyası11
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır20
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim21
- sabah aç karnına içilen bira12
- alınan en güzel iltifat14
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
entry'ler (42)
çok çeşitli nedenler bir yana, insan evvela, gereklilikten ölür. ölüm bir gereklilik halini almıştır. hatta denilebilir ki, dünyada tek doğru, ölümdür. doğrulanabilir olan tek doğru. çünkü kesindir. insan cansız nesne değildir. cana sahiptir. cana sahip olan herkesin bu doğruya ulaşması kaçınılmazdır. insan tabiat gereği ölür. bu sorunun güzelliği bir tarafa bırakılırsa, bana kalırsa, üzerinde düşünülmesi gereken asıl sorunun, insanın niçin yaşadığıdır.. niçin yaşıyoruz? bir sebep bulamazsak intihara meyil edeceğiz. fakat yaşamamızın bir sebebi olmalıdır. intihar da, camus'ya göre saçmadır. hayata fırlatıldık ve saçmalıklarla baş başa kaldık. bu saçmalara katlanamayan insan, çoğunlukla tabiatı gereği elbet ölür.
benim için hiçbir etkisi, hiçbir anlamı ve hatta hiçbir yararı olmayan mefhum. toplumumuzda işlevsiz hale getirilen bir kelime. türkiye'de yalnız kelime biçiminde yaşayan bir mefhum. öyle ki, kendisinden çok kelimesiyle karşılaşıyoruz.
bir de şöyle bir anlayış var ki, o da mahallere, sokaklara, caddelere, otogarlara, köprülere bu ismin verilerek belirtilen sahnede, çevrede veyahut mekanda kelimenin esasının yaşadığı yönündeki çarpıklıktır. hakikatte, asıl önemli olan teori değil uygulamadır. hakikatte teorinin varlığından söz edilir. fakat teorinin gerçekliğinin doğrulanması şarttır. doğrulanma gerçekleşmediği müddetçe, teorinin doğru gösterilmesi ve bundan çıkar sağlanması, kitlelerin uyuşturulmasıdır.
bugüne kadar demokrasiyle hiç karşılaşmadık. karşılaşsak ne olurdu acaba...
bir de şöyle bir anlayış var ki, o da mahallere, sokaklara, caddelere, otogarlara, köprülere bu ismin verilerek belirtilen sahnede, çevrede veyahut mekanda kelimenin esasının yaşadığı yönündeki çarpıklıktır. hakikatte, asıl önemli olan teori değil uygulamadır. hakikatte teorinin varlığından söz edilir. fakat teorinin gerçekliğinin doğrulanması şarttır. doğrulanma gerçekleşmediği müddetçe, teorinin doğru gösterilmesi ve bundan çıkar sağlanması, kitlelerin uyuşturulmasıdır.
bugüne kadar demokrasiyle hiç karşılaşmadık. karşılaşsak ne olurdu acaba...
eğitim yeri değildir. insan aklını tertibe, nizama sokma yeridir. insanın zehirlendiği yerdir. aklın devlete teslim edildiği yerdir. dünyanın bütün yerleri için geçerlidir. denebilir ki, okulsuz bir toplum düşünülemez, fakat hakikatte kişiyi ilerleten kendi kuracağı okuldur. müfredatı belirlenmiş, belli zihinlerin süzgecinden geçmiş mahsulleri zihinlere sınıf sınıf aşılama yeridir okul. gitmeyiniz. kendi okulunuzu kendiniz kurunuz. bu hem devlete aynı zamanda verili düzene karşı gelimdir. verili düzenin yıkımı için bu şarttır. "devlet dersinde öldürülen çocuklardan" kasıt bu tür yerlerde okuyanlardır. günümüzde okul, işlevini yitirmiş bir hapishaneden ibarettir. girdik mi, çıkması pek mümkün olmayan bir hapishane.
ellerinden.
zıtlıkların bir araya gelmesi ve doğal olarak çarpışması olarak tanımlayabileceğim kavram. türkçesi için (bkz: eytişim)
çoğu kaynakça doğrulanan bilgi. bunu anlamak için mesnevi okumak kafidir. hatta mesnevi okunduktan sonra, mevlana'nın çocuklar hakkında dahi sapkınlıkları görülecektir. eşcinsel olsun veya olmasın, ne fark eder anlamıyorum. toplum bunu niçin kabullenemiyor? dinle bağıntısı olan bir kimse farklı yönelimleri tercih etmiş olamaz mı? ayrıca, mevlana eşcinsel kabul edilince, gözünüzde değeri düşecek midir?
okunduğunda farkına varılacak ilk şey, çoğunun mitoloji başta olmak üzere birbirlerinden beslendikleridir. yazarları bizler gibi bir insan. üzerinde asıl durulması gereken nokta, insanlar, böyle kitapları niçin yazma gereğinde bulundular? burada hakimiyet kurma akla ilk gelen nedenlerden. detay için (bkz: tarihte tanrı fikrinin doğuşu)
durağanlığın hakim olduğu dünya için ihtiyaçtır. savaş, ihtiyaçlardan doğar ve dönüşümün (marx'ın sözünü ettiği dönüşüm) en etkili adımıdır.
"sizlere çalışmayı değil, kavgayı öğütlüyorum. sizlere barışı değil, zaferi öğütlüyorum. çalışmanız bir savaş, barışınız bir zafer olmalı." *
"sizlere çalışmayı değil, kavgayı öğütlüyorum. sizlere barışı değil, zaferi öğütlüyorum. çalışmanız bir savaş, barışınız bir zafer olmalı." *
yeryüzünün en masum hayvanlarından ilkidir. yaşanmaz kendileri olmadan. ne kitapsız ne kedisiz.
friedrich nietzsche şaheseri. ahmet cemal çeviri eseri. üstinsanın tarifinin, tanrı öldü ibaresinin yer aldığı kutsal, başucu kitap.
"bir zamanlar günahların en büyüğüydü tanrıya karşı günah işlemek, ama tanrı öldü ve onunla birlikte bu günahkarlar da öldüler."
"bir zamanlar günahların en büyüğüydü tanrıya karşı günah işlemek, ama tanrı öldü ve onunla birlikte bu günahkarlar da öldüler."
dünyadan bir kaçış denemesi.
"Ey zavallı milletim dinle! Şu anda, hepimiz burada seni kurtarmak için toplanmış bulunuyoruz. Çünkü ey milletim, senin hakkında, az gelişmiştir, geri kalmıştır gibi söylentiler dolaşıyor. Ey sevgili milletim! Neden böyle yapıyorsun? Neden az gelişiyorsun? Niçin bizden geri kalıyorsun? Bizler bu kadar çok gelişirken geri kaldığın için utanmıyor musun? Hiç düşünmüyor musun ki, sen neden geri kalıyorsun diye durmadan düşünmek yüzünden, biz de istediğimiz kadar ilerleyemiyoruz. Bu milletin hali ne olacak diye hayatı kendimize zehir ediyoruz. Fakir fukaranın hayatını anlatan zengin yazarlarımıza gece kulüplerinde içtikleri viskileri zehir oluyor. Zengin takımının hayatını gözlerimizin önüne sermeye çalışan meteliksiz yazarlarımız da aslında şu fakir milleti düşündükleri için, küçük meyhanelerinde ağız tadıyla içemiyorlar. Ey şu fakir milletim! Aslında seni anlatmıyoruz. Sefil ruhlarımızın korkak karanlığını anlatıyoruz. işte onun için sana yanaşamıyoruz. Senin yanında bir sığıntı gibi yaşıyoruz. Hiç utanmıyor muyuz? Hiç utanmıyoruz."
cümlelerini de içerisinde barındıran oğuz atay kitabı.
cümlelerini de içerisinde barındıran oğuz atay kitabı.
"uyudum, uyandım, uyudum, uyandım. kepaze bir yaşam..."
ben de ilkyaz şikayetçilerindenim. sevmiyorum yaz aylarını. ya da yaşamayı bilmiyorum. çünkü sürekli çalışıyorum. insanların gezip dolaştığı, günün uzun saatlerini bitiremediği günlerde, ben sıcaktan terleye terleye geçirip bitiriyorum her günü. bilmiyorum. yine de tadına varamıyorum. bazen dışarı çıkıp eğlenmeye çalışıyorum. mesela şöyle bir deniz kenarına gidiyorum ilkin, insanları seyrediyorum. doğrusu yüzesim de geliyor ama yüzmeyi bilmiyorum. ne halt etmeye çabalıyorsam çırpınıyorsam denizin içinde bilmiyorum. sonra çıkıp şezlongun üzerine uzanıyorum. gözlüğümü takıyor, kitap okuyorum. uzanıyorum. ama yine de olmuyor. çıkmıyor yazın tadı. ben bir ilkyaz şikayetçisiyim. içimde ve dışımda ve etrafımda binlerce ama binlerce insan yığını var. en başta dediğim gibi, insanlar geziyor, tozuyor; ben ise insanlara gülümsemek zorundayım. yine de çıkaramıyorum bir yazın tadını. bu yazda bitmek üzere. bitsin, bitsin de defolsun gitsin. artık güz gelsin, güzü özledim.
"bugün annem öldü belki de dün bilmiyorum. "
the great dictator.
etkileyici,romantizm ilkeleri göz önünde bulundurularak yazılmış bir kitap. romanda iyi-kötü çatışmasına yer veriliyor. edmond dantes tiplemesi, unutulmaz.
her derste öğrenciye konu anlatarak aynı zamanda öğretmene ücretsiz eğitim veren öğrencidir.
beynin var olan işlevini giderek yitirmesi durumudur.