bugün

entry'ler (33)

rudolph

noel baba'nın ünlü kırmızı burunlu ren geyiğinin adı.

buzzbag

buzbağ adlı enfes şarabımızın brooklyn funk essentials tarafından telafuzu sonucu ortaya çıkmış yeni bir kelime.

in the buzzbag

(bkz: buzzbag)

ossur skarphedinsson

19 haziran 1953 doğumlu izlandalı politikacı. 1979'da izlanda üniversitesi'nde biyoloji bölümünü bitirmiştir. daha önce hükümette çevre, endüstri, enerji ve turizm bakanlığı görevlerinde bulunmuş tecrübeli bir devlet adamıdır.

gov t mule

tam adı government mule olan, warren haynes'in gitar ve vokallerini üstlenmiş olduğu oldukça başarılı işleri bulunan blues rock grubu. beautifully broken, raven black night, sad and deep as you gibi tavsiye edilebilir parçaları bulunmakta olup kimseciklerin bilmediği taş gibi gruplar kervanında yol almaktalar kanımca.

i feel good

(bkz: i feel love)

say what you need to say

the bucket list'in sonunda çalan say adlı şarkının nakaratından bir sözdür. filmden sonra insanı yavaşça gazlar, yaşam enerjisini verir, susar.

çiğdem der ki ben elayım

bu nefis aşık veysel türküsünün dinlenesi bir yorumuna da siya siyabend grubu imza atmıştır. anadolulunun doğayla, dağlarla, kırlarla içiçe kültürünün en güzel ürünlerindendir bu şarkı.

yıldızlar

blues bozması bir siya siyabend şarkısı.

bi gecenin deminde
bi sabahın elinde
umut sarsa dünyayı
barış sarsa dünyayı

bi çocuğun dilinde
bi şarabın dibinde
umut sarsa dünyayı
barış sarsa şu dünyayı

bi gezginin heybesinde
bi mapusun hayalinde
umut sarsa dünyayı

esen yelin sesinde
sigaranın dumanında
umut sarsa şu dünyayı
barış sarsa şu dünyayı

sirens

pek bilinmeyen ama çok hoş bir the string cheese incident şarkısı. nakaratı kolay dile dolanır.

alın sözleri editi:

alın sözleri;

Sirens are calling for someone they're on there way
Which house is it gonna be

The wailing and crying comes closer still
its on our street today

A roll of the dice fate comes a knocking
And takes one more away

For all of thier careful planning
Never thought it could end this way

i just want to say i love you
And make sure you feel it everyday
'Cause if today had been my last chance
it's just something i wanted to say

But this is not my time to go
Grace has brought us another day
But if tomarrow were to bring my turn
What would i leave unsaid?
What would i leave undone?
What would i leave behind?

i just want to say i love you
And make sure you feel it everyday
'Cause if today had been my last chance
it's just something i wanted to say...

karışma sen

akabinde;

(bkz: o son birayı içmeyecektim hacı)
(bkz: o son bira)

we gotta get out of this place

eğlenceli bir ritmi olan, ancak aslında vietnam savaşındaki amerikan askerlerinin durumunu anlatan the animals parçası.

in this dirty old part of the city
where the sun refuse to shine
people tell me there ain't no use in trying
now girl you're so young and pretty
and one thing i know is true
you'll gonna die before your time is due

watch my daddy in bed and tired
watch his hair been turning gray
he's been working and slaving his life away
oh yes i know
he's been working so hard
i've been working too
every night and day
yeah yeah yeah
we gotta get out of this place
if it's the last thing we ever do
we gotta get out of this place
'cause girl, there's a better life
for me and you
now my girl you're so young and pretty
and one thing i know is true, yeah
you'll be dead before your time is due
you know it
watch my daddy in bed and tired
watch his hair been turning gray
he's been working and slaving his life away
i know
he's been working so hard
i've been working too
woah
yeah yeah yeah
we gotta get out of this place
if it's the last thing we ever do
we gotta get out of this place
girl, there's a better life
for me and you
oh baby

we gotta get out of this place
if it's the last thing we ever do
we gotta get out of this place
girl, there's a better life for me and you
oh you know it, baby
and i know it, too, baby
oh yea

kentucky fried chicken

logosunda melih gökçek olan firma.

arkadaş o eşsiz sandığımız sırıtışın aynısı lan. iştahımı kapatıyor resmen, onu değiştirseler ciroyu katlarlar.

karpuzlu

votkası meşhurdur.*

green grass

tom waits'in sanki onlarca duble viski içmiş bir boğazla söyler gibi acı ve dingin söylediği, cibelle adlı hatunun da buna kadınsılık kattığı bir şarkı.

cibelle:

http://www.youtube.com/watch?v=0yPMdWxSxUg

çanakkale yağmuru

istanbul'dan da hissedilmiştir.

the vagabond

vokallerde beck imzası taşıyan harika air parçası. her dizesi alınıp hayat felsefesi* yapılası bir eserdir. sonundaki umursamaz kahkahalar ve ardından gelen "oh shit.." ile adıyla müsemma bir şarkıdır.

golden waves
in all directions
i could lose my soul right here
colour lights
on the runway
makes a stranger feel unchained
i'm running after time and i miss the sunshine
summer days will come happiness will be mine
i'm lost in my words i don't know where i'm going
i do the best i can not to worry about things
i feel loose
i feel haggard
don't know what i'm looking for
something true
something lovely
that will make me feel alive
i'm running after time and i miss the sunshine
summer days will come happiness will be mine
i'm lost in my words i don't know where i'm going
i do the best i can not to worry about things
like a vagabond through the distance
looking for a song to sing
a song that lasts all night
and for the rest of our lifes
i'm lost in my words i don't know where i'm going
i do my best i can not to worry about things
i'm running after time and i miss the sunshine
(i'm running after time and i miss the sunshine)
summer days will come happiness will be mine
(summer days will come happiness will be mine)
i'm lost in my words i don't know where i'm going
(i'm lost in my words i don't know where i'm going)
i do the best i can not to worry about things
(i do the best i can not to worry about things)
i'm running after time and i miss the sunshine
(i'm running after time and i miss the sunshine)
summer days will come happiness will be mine
(summer days will come happiness will be mine)
oh, shit!

beck

o ses o tıfıldan nasıl çıkar sorusunu sordurur her seferinde. air ile yaptığı the vagabond adlı mükemmel çalışmada sesi her seferkinden daha bir karizmatiktir.

the river

mızıkayla çalınan introsu insanı kendine çağırır, sanki "bana bak; bir şey anlatacağım" dercesine...

kaş mavi bar

karşısındaki duvarın yıkılmasıyla aslında kaş için önemi azalan yer. yeni belediye daha sonra derme çatma bir şeyler koydu oraya tekrar ama eski duvarın yerini tutmadı tabii. o duvarda bakkaldan alınan biraların ve mavi'nin dışarı taşan müziğinin eşliğinde yapılan süper geyikler de öldü o duvarla. kaş'ta günbatımının en güzel izlendiği yer olmasa da (en güzel deja vu bar'dan izlenir) rengarenk iskemleleriyle ve çalınan müzikleriyle insanın canı çeken bir yerdir.