bugün

canon a1

35mm fotograf makinelerinin abisidir. denklanşör sesiyle, vizör görüntüsüyle, agırlığı ile saygı duyulasıdır. Yeni plastik dijital oyuncaklara benzemez. bu makina yüzünden Bagzıları dijitaleri sevmez. örnegin ben fotograf çekmeden önce herkesi sıraya dizmeyi, 10'dan geri saymayı ve denklanşöre bastıgımda "pardon kurmayı unutumuşum" demeyi seviyorum.ben 36'lık filmimi makinaya takıp, gün içinde çektiğim her pozda denklanşöre basmadan önce "umarım güzel çıkar" diye endişe etmeyi seviyorum. ben filmleri taba verdikten sonra bir saat "acaba nasıl çıkacaklar" diye merak etmeyi seviyorum. sonra tab edilmiş karelerimi heyecanla karıştırmayı, onlara tekrar tekrar bakmayı, hatta bagzılarını birilerine hediye etmeyi seviyorum.diyeceksiniz ki madem öyle "dijital makineler ile çektigin fotograflara da okadar özen". cevap çok basit "özenmeme gerek yok". çünkü dedigim gibi dijital çok kolay ve bu onu anlamsız yapıyor.örnek vereyim: bir dostumla fotograf çekmeye gittik. ben canon a1'ime en sevdigim 36lık filmi taktım. o ise nikon d50'sini aldı. gün sonunda benim çok çok özendigim, sevdigim, merak ettigim 36 karem oldu. onun ise yaklaşık 1500 karesi.