bugün

sult

knut hamsun 'un etkileyici kaleminden çıkma, ismi ile müsemma bir açlık romanı.
genç bir yazarın parasızlıktan açlığa uzanan sefaletini ve gururu ile giriştiği çetin mücadeleyi anlatıyor kitap.
romanın başkahramanı olan entelektüel serserinin yaşantısı, çektiği açlık, geçirdiği ateşli nöbetler, sayıklamaları o kadar gerçekçi anlatılmış ki acımamak ve dahi acıkmamak imkansız. ölesiye açlık ile gelen sıyırmalar, zihinsel kopuşlar insana 'yemek yeme'nin ne kadar temel hayati bir fonksiyon olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
bir diğer akılda kalansa açlık ile gurur arasında yapılması gereken güç tercihler. açlıktan ölmek üzere olduğu sırada bile bakkaldan dönen fazla paraüstüne tamah etmeyen bir vicdan, anlatılan.
ve karın doyurmak için ne olursa olsun çalışma zorunluluğu. yeri geliyor bir entelektüele, üstünde örselenmiş bir kaç çaputla banklarda uyuklarken ve açlıkla boğuşurken, gazetelere dergilere gönderilmek üzere enikonu makaleler yazdırıyor.

behçet necatigil çevirisinden, yazarın biyografisi ile beraber okunmalı derim. ancak o zaman ortaya çıkıyor öylesi gerçekçi ifadelerin bir yaşanmışlığın ürünü olduğu gerçeği.