bugün

fakir olduğu halde üniversiteye giden öğrenci

densizliklerimiz ve dolaylı sonuçları olarak yaşanan zemine çakılmalarımız, hayal kırıklıklarımızla dolu hayat. bu da onlardan biri.
aklıma cem karaca'dan tamirci çırağı parçasını getiren başlık:

gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar
ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar

elleri ak yumuk yumuk , ojeli tırnakları
nerelere gizlesin şu avucum nasırları

otomobili tamire geldi dün bizim tamirhaneye
görür görmez vurularak başladım ben sevmeye

ayağında uzun etek dalga dalga saçları
ustam seslendi uzaktan oğlum al takımları

bi romanda okumuştum buna benzer bir şeyi
cildi parlak kağıt kaplı, pahalı bir kitaptı

ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız
yine böyle bir durumda tamirci çırağına

ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları
arkası kuşlu aynamda taradım saçlarımı

gelecekti bugün geri arabayı almaya
o romandaki hayali belki gerçek yapmaya

durdu zaman durdu dünya girdi içeri kapıdan
öylece bakakaldım gözümü ayırmadan

arabanın kapısını açtım , açtım girsin içeri
kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri

çekti gitti arabayla egzozuna boğuldum
gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum

ustam geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları
işçisin sen işçi kal giy dedi tulumları