bugün

midnight in paris

Woody Allenın kendisini anlattığı filmdir. Tabii bu onun demeci falan değil direkt olarak benim çıkardığım sonuç. Owen Wilsona içini dökmüş olmalı ki bu film ortaya çıksın.

Şeker tadında, naif bir film. Film şiddetli baş ağrısını bile unutturup içine çekiyor. Başka başka hayaller kurduruyor insana. Edebiyatla sanatla ilgilenen insanlar nezdinde değer kazanır bu film. Ernest Hemingway , T.S.Elliot , Scott Fitzgerald okumayan ya da aşina olmayan insalar pek tabii filme yavan diyebilir. Salvador Dali karakteriyle karşıma Adrien Brody çıkması ayrı bir hoşuma gitti. Ve evet Marion Cotillard ne hoş ne klas ne çekici bir kadınsın. Tam anlamıyla aktris.

Filmin içinden çıkarabileceğimiz birçok cümle var. Faytonda Gil karakteriyle * Hemingway diyalogu gibi. Dekor muazzam. Woody allen'in parisi bence gerçek paristen daha müthiş. Paris Belediyesi'nin yerinde olsam Woody Allen'a bir plaket bir teşekkür falan. Sözün özü bu film olmuştur, hiç gerek yok diğer Woody Allen filmleriyle karşılaştırmaya ya da gereksiz eleştirmeye. Seven seviyor sevmeyen sevmiyor.

Hollywood'un kiralık kalemlerine de ince mesajlar vardır filmde. * Sonu da çok tatlı he.

Yapan yöneten oynayan herkese teşekkürler. iyi film ahali.