bugün

sefil baykuş

(bkz: kağızmanlı hıfzı) tarafından sevdiğinin ölümü üzerine yazılmıştır.gelmiş geçmiş en duygusal ve acıklı şiir olabilir.hem bu kadar acıklı hem bu kadar müthiş bir şiir olması onu en üste taşır.herkes tarafından ezberlenmesi gerekirken hiç bilinmemesi belki de iyidir.

sefil baykuş ne gezersin bu yerde
yok mudur vatanın illerin hani
küsmüş müsün selamımı almazsın
şeyda bülbül gibi dillerin hani

bir kuzu sürüden ayrı ki durdu
yemez mi dağların kuş ile kurdu
katardan ayrıldın şahan mı vurdu
durnam teleklerin tellerin hani

ecel tuzağını açamaz mısın
açıp da içinden kaçamaz mısın
azat eyleseler uçamaz mısın
kırık mı kanadın kolların hani

aç mısın, yok mudur ekmeğin aşın
odan ne karanlık, yok mu ataşın
hanidir güveyin, hani yoldaşın
hani kapın bacan, yolların hani

kara yerde mor menevşe biter mi
yaz baharda ishak kuşu öter mi
bahçede alışan, çölde yatar mı
uyan garip bülbül güllerin hani

burda yorgan döşek, yastık var mıdır
bu geniş dünyada yerin dar mıdır
dalın tahta duvar, önün yar mıdır
yeşil başlı suna'm güllerin hani

körpe maral idin dağlarımızda
dolanırdın sol-u sağlarımızda
taze fıdan idin bağlarımızda
felek mi budadı dalların hani

düğününde acı şerbet içildi
gelinlik esvabın dar mı biçildi
ilikle düğmele göğsün açıldı
n'oldu kemer besti bellerin hani

alışmış kaşların var mı karası
ala idi gözlerinin binası
kocaldın mı onbeş yaşın suna'sı
yok mudur takatin, hallerin hani

aç kapıyı emmim kızı gireyim
hasta mısın halin sual edeyim
susuz değil misin bir su vereyim
çaylarda çalkanan seslerin hani

yatarsm gaflette gamsız kaygusuz
ninni balam ninni kalma uykusuz
hem garip hem çıplak, hem aç hem susuz
felek fukarası malların hani

her gelip geçtikçe selam vereyim
nişangah taşına yüzler süreyim
kaldır nikabını yüzün göreyim
ne çok sararmışsın alların hani

civan da canına böyle kıyar mı
hasta başın taş yastığa koyar mı
ergen kıza beyaz bezler uyar mı
al giy allı, balam şalların hani

daha seyrangaha çıkamaz mısın
çıkıp da dağlara bakamaz mısın
kaldırsam ayağa, kalkamaz mısın
ver bana tutayım ellerin hani

bir kuzu koyundan, ayrı ki durdu
yemez mi dağların kuşiyle kurdu
katardan ayrıldın, şahin mi vurdu
turnam, teleklerin tellerin hani

sen de hıfzı gibi tezden uyandın
uyandın da taş yastığa dayandın
aslı hanım gibi kavruldun yandın
yeller mi savurdu, küllerin han
güncel Önemli Başlıklar