bugün

abdulhak sinasi hisar

geçmiş zaman insanıdır, mekanı zamanın içerisinde eritebilmiş ruhunun tezgahlarından geçirip her satırı bir dizeyi andıran düz yazılar oluşturmuştur. romanları ve denemeleri teknik açıdan kusursuza yakındır özellikle "boğazici mehtapları" bir medeniyetin ruhta bıraktığı izleri ve bu medeniyetinin terkibini ele alışı açısından yazarın kaleme aldığı en güzide eseridir kanımca ki "mazi cenneti" özellikle okumasını tavsiye ettiğim bölümüdür. anı ve denemeye yakın duran bu eserinin yanında iki romanıyla da saç baş yoldurmuştur. fahim bey ve biz , çamlıca daki eniştemiz tükenmez bir kaynağın karşısında doyumsuz olmanın nasıl bir huzur verdiğini anlar insan abdülhak şinasi hisar okudukça.

"mazimiz çocukluğumuz ve gençliğimizle birlikte sevgili ölülerimizle buluştuğumuz mukaddes bir diyardır.mazi hepimiz için adem'in kovulduğunu hatırladığı cennettir.annelerimizin yüzleri ve muhabbetleriyle yoğrulmuş;çocukluğumuzun sevinçleri ve emelleriyle örülmüş bu mazi , ömrümüze ikide bir çiçeklerini veren bu bahçe ;ikide bir ahenklerini salan bu musiki ,ruhumuzua eski kuvvetlerin yeni hamlesiyle esince duyduğumuz bahtiyarlık içinde anlarız ki mazinin sükutu ve sesleri de ,hüznü ve zevkleri de gönlümüzde halin gürültülerine ve hislerine her zaman galip gelecektir" ( boğazici mehtapları sf.176 , yky 2006)