bugün

entry'ler (91)

11 mart 2018 galatasaray atiker konyaspor maçı

milyon dolarlik essekler.

ağırsağlam

tipik standart besyo mezunu. beden eğitimi ve spor öğretmeliği mezunu birisi olarak bu size bu tiplerin nasıl ortaya çıktığını anlatayım. besyo okumak isteyen ve kazanan belli başlı tipler vardır. çocukluğundan beri belli bir spor branşı ile uğraşan ve bunun okulunu okumak isteyenler vardır ki kendimden örnek vereceğim. 12 yaşında voleybola başladım iki yılım da profesyonel liglerde geçti ve besyo okumak her zaman istediğim bir şeydi zaten.

besyo okuyan diğer tipler ise milliler ya da türkiye şampiyonluğu olan sporculardır. onlara zaten üniversitelerde kontenjan açılır ve yerleştirmeleri yapılır. bu sporcular genellikle okul ile beraber antrenmanı birlikte götüremediklerinden (çünkü ağır idman yapıyorlar) onları okulda pek göremeyiz. örneğin halterci sibel şimşek ya da fenerbahçeli kemal aslan bizimle aynı dönem okudu ama sibel ile ancak son sene tanışabildik falan.

bir de hayatında spor yapmamış ama hasbelkader besyoya kapak atmış tipler vardır. bu tipler momentumun ne olduğunu bile bilmeyen çift basmak ile tek basmak arasındaki farkı bilale anlatır gibi anlatmanız gereken adamlardır çünkü oraya gelene kadar spor yapmamışlardır, bir temelleri yoktur. bu tiplerin gidebilecekleri çok fazla yol da yoktur. ya okula girer girmez vücut geliştirmeye başlarlar ya da korfbol ve bocce gibi yeni peydah olan çok yüksek teknik ve beceri istemeyen spor dallarına yönelmeye başlarlar.

ben size söyleyeyim; ağırsağlam kanalında çıkıp konuşan cocuk standart besyo işsizi bir tiptir. size türkiye'de neden sporcu yetişmediğini de söyleyeyim. besyoların yarısından fazlası sporun ne olduğunu besyoda öğrenen adamlarla dolu. bu arkadaş da gayet belli ki besyoya girdiğinde spor yapmaya başlamış (en azından vücudunun üst kısmını çalıştırmış), anatomi ve egzersiz fizyolojisi hocalarının yakasına yapışıp onlardan ekstra bir şeyler kapmaya çalışmış bir arkadaş.

çocuk eleştri dahi kabul edemiyor. neden biliyor musunuz? türkiye'de spor yapan adam, besyo okuyan adam ya da kadın, kitap okumuyor. benim üniversitede yaşadığım en büyük sorun buydu mesela. kitap okuyan insan yok o okullarda. özellikle kızlar kitap okumuyor. kitaptan kastım spor tarihi, eğitim bilimleri falan da değil yani. herhangi bir roman okuyan adam yok. besyolarda cehalet çok üst düzeylerde. cümle kuramayan adamlar, hocaya soru soramayanlar, sorulan soruya cevap veremeyenler.

ben okula girdiğim zaman hem yüzme sınavı hem de parkur ile öğrenci alınıyordu ve öss puanı çok çok değerliydi. o zaman ilk derslerde öğretmenler herkese tek tek sorardı branşın ne diye. sınıfın %60'ı branşsızdı. adı sorulduğunda 3 dk cevap veremeyen çocuk gördüm. adını bilmediğinden falan değil elbette, o kadar insanın içerisinde dahi oturduğu sıradan konuşmaya utandı çocuk, özgüven o kadar dahi yok. şimdi öğretmen oldu, ben size sorayım o adam sizin çocuğunuz nasıl yetiştirecek. ben evde damacana kaldırıyorum hocam diyen birini dinledi bu kulaklar. istanbul'un göbeğinde öğretmenlik yapıyor o da şimdi.

neyse bu arkadaşa geri dönecek olursak; ben oturup her anlattığını uzun uzun dinlemedim ama konuştuklarında illa ki doğru ve yararlı şeyler bulabileceğinizi düşünüyorum. sonuçta o okullarda idealist öğretmenler tarafından bilim öğretiliyor. ben çok bilmişlik yapmasının sağa sola insanlara laf atmasının doğru olmadığını düşünüyorum çünkü nihayetinde egzersiz ve spor bir bilim dalıdır ve her bilim dalında olduğu gibi bugün doğru bildiğinizi sandığınız şey yarın yanlış çıkabilir bu bilimin doğasında vardır. bu iş kollektif yürür ve çalışma arkadaşlarınıza bok attığınız noktada her zaman eski bilgiye ibadet edersiniz bu da sizi olduğunuz yerden daha kötü bir noktaya taşır.

benim kendisine tavsiyem; öncelikle kitap okusun, beyniyle de biraz ağırlık kaldırsın, sakin olmayı ve dinlemeyi öğrensin. biraz da bacak çalışsın. bu çocuğun vücut geliştirmeyi profesyonel olarak yapmadığı zaten bacaklarından belli.

not: şimdi tekrar baktım da zaten genel olarak vücudu hiç de hacimli değilmiş.

not2: bacakta hafif quadriceps gördüm.

samsung galaxy s7 edge

bugün aldığım alet. pahalı mi pahalı ama taş gibi cihaz.

kıble put değil midir

bu bir adettir ve özellikle islamiyetin yaygin oldugu ulkelerde bir çok adetin mantıklı bir açıklaması yoktur.

pokemon go

shoptan pokecoin almak istediğim zaman para birimi desteklenmiyor hatası veren oyun. benim google play bakiyemde doğal olarak türk lirası var ama oyun dolar almaya çalışıyor.

bu problemin çözümünu bilen beni aydinlatirsa eğer çok büyük sevap point kazanır.

askerlerimiz çatışırken kadıköy de içen kız

türk askeri suriyede Ölürken Zeytinburnu da köprü altında sikisen suriyelileri düşünmüyor da kaliteli zaman geçirmeye çalışan vatandasina bok atmaya çalışıyor.

o kiza ulasamadigin ve asla ulasamayacagin için bu nefret. bu psikoloji son 2 yılda bu ülkede iyice yayıldı. kedi ulaşamadığı cigere bok dermis. sizin o kızlara laf atmamız, dolmuslarda tekmelemeniz, tehdit etmeniz de tamamen bu ruh halinden kaynaklanıyor.

Suriyeliler istediği liseye istedikleri üniversiteye sınavsız girebiliyor. bizim insanlarımız ise onlardan artan kontenjana yerleşmek için birbirleriyle yarışıyor.

sen sıktır git bunlara kafa Yor biraz.

arkadaşlar ben yatıyorum un ingilizcesi

today i hope my teams will win in the tabelayaa.

bu başlıkta ingilizce entry giriyoruz

what are we, if not slaves to the torment?

şeyma subaşı

keşke bir seyler uretebilseydi dediğim kadın. inanılmaz imkânları var, arkasında Acun gibi bir adam var hani maddi olarak önünde hiçbir engel yok.

eğer birşeyler üretip yaptığı şeyle kendinden söz ettirebilseydi hani kimse yanlış anlamasın ama eğer bunu yapabilseydi insanlar bu kadına acunun metresi gözüyle bakmazdi.

Şeyma subaşı herhangi bir şey uretebilse ve bunlar göz onune çıkarılsa türk toplumu da onu çok kolay bağrına basardi.

biz yobaz bir toplum olabiliriz ama hakedene hakettigini de veren bir toplumuz. sokakta eşcinsellerin cinsel tercihleri yüzünden dayak yediği hatta öldürüldüğü bir ülkenin gelmiş geçmiş en iyi erkek sanatçısı zeki müren en iyi bayan sanatçısı da Bülent ersoy yani.

Şeyma subaşı çok basit bir şekilde moda tasarımcısı olarak ya da ne bileyim ortaya herhangi bir emek koyarak türk halkına kendini çok kolay kabul ettirebilirdi.

fakat ne yazık ki tek yaptığı şey acuna çocuk yapıp, büyütmek.

o zaman insanların senin hakkında düşündükleri şeye kizmaya da asla hakkin yok çünkü sen kendini, onların seni düşündükleri noktadan çıkarmaya calismiyorsun ve evet reel olarak da tamamen onların düşündüğü noktadasin.

altın elbiseli adam

bu ülkede yasanan olayları bazen gerçekten aklım almıyor. boğaz köprüsü gibi 7/24 trafigin yoğun aktığı bir yerde araba durdurmak ne demektir abi.

eşiyle tartirmis da morali bozulmuş sonra da arabayi boğaz köprüsünde sağa çekmiş. yahu arabayı durdurdun madem tamam anladık da inip karşı seride geçmek ne demektir ya.

boğaz köprüsü yahu bu! Yuh be abi ya. adamı arabada girtlaklasalar güvenli bir yere çekmeye çalışır. esinle tartistin diye köprüde araba durdurmak ne demektir yahu.

bakiyorsunuz, bu adam istanbul gibi bir sehirde emlak danışmanlığı yapiyor, esi var çocuğu var, arabası var, evi var hani boyle bir şehirde yasamak için gayet iyi bir kazancı var belli ki. hani mantıken bunlara sahip bir adamın belli bir zeka yetkinligine sahip olması gerekliliğini düşünüyorsunuz, diyorsunuz ki tüm bunlara sahip olan bir insan yeterince kendini geliştirmiştir ve duygularını da yönetme becerisi kazanmıştır. hani eşinle tartistin tamam doğal seyler, o anda koprudesin de birader eve git napiyorsan yap. ickiye mi vurursun kendini artik napiyorsan kendine yap.

ama yok abi. yanı hakaret etmemek için kendimi zor tutuyorum. kendimi zor tutuyorum çünkü turkiyeden çok nadir çıkacak bir adamın ölümüne sebep oldu.

insanlar bu kadar ucuz ölmemeli. köprüde araba durdurmak, sonrada inip karşı tarafa geçmek ne demektir ya. insan hayati bu kadar ucuz mudur? esinle tartistin, canın yandı. o aci şimdi dinmistir eminim.

peki bizim yanan caninimizin acisi nasıl dinecek simdi?

hadise

nicole scherzinger özentisi oldugunu dusundugum sarkici. türkiye şartlarına gore baya iyi tabii.

nedense klipleri, hareketleri, kareografileri, kiyafetleri bana hep nicole ve keri hilson'u hatırlatıyor.

istanbul u sel almasını belediyeye bağlayan mal

sultanahmet'te 4 yıldızlı bir otelde çalışıyorum. otelin hemen önünde 2 tane yağmur suyu gideri var, karşılıklı olarak duruyorlar. yağış günü bu iki gider de kapandı ve 4 yıldızlı tesisi su bastı.

actik baktık ki giderler pislikten falan tikanmamis, dibinde bildiğiniz beton var, beton dökülmüş.

daha sonra öğrendik ki 3 yıl once sokak parkelerini yapan belediye, molozlarini ve fazla taşlarını hem yağmur suyu logarlarina hem de pis su logarlarina atmış.

oğlum siz turkiye'de herşey ilgiyle özenle yapılıyor, büyük teknolojiler kullanılıyor sanıyorsunuz ama turkiye'de isler en kolay, en basit, en cabuk ve en ucuz nasıl yapılır kafasıyla yapılıyor.

bardaktan boşalircasına yağmur yağması belediyenin, yonetimin sucu falan değil. evlerin, işyerlerinin su basması gibi durumlar baya baya gotlerinin kili olduğunuz adamların sucu.

ben 2014 şubat ayında malmo ve kopenhaga gidip, birer hafta kaldım.

her iki şehirde de o donem deli gibi yağmur yağıyordu ama sokaklarda bir su birikintisi dahi görmedim.

insanlar bisiklete dahi biniyordu.

recep tayyip erdoğan

türkiye cumhuriyeti'nin yüzünü batıdan alıp doğuya çevirmiş siyasetçidir.

ingilizce bilmemektedir, bir üniversite mezunu olup olmadığı bilinmemektedir. gözler önüne çıkan tek kabiliyeti dini ve milli konularda etkileyici konuşmasıdır.

elbette bu yeteneği, yeterince kitap okumuş, dünyadaki siyasi ideolojilere hakim, hukukun işleyişini kavramış, sosyal devlet yapısının görevlerini öğrenmiş kısacası bu hayata gözlerini tam anlamıyla açmış insanları etkilemeye zerre kadar yetmemektedir.

aklını egitmemis, kalbiyle, hissederek yasayan insanları manipüle etmekten daha kolay birşey yoktur.

ayrıca bu insanlara çocukluklarından beri de vatan, millet gibi konuların hayatlarından daha değerli olduklari ideolojisi yerleştirilip, inançları ile korkutulduklari zaman yönetmek daha da kolay olur.

ancak insanin bu evrene gözünü açması lazim. mesela çok basit bir şekilde insan kendine sunu sormalı;

8 milyar kişinin yaşadığı dünyada 80 milyonluk turkiyede doğdun ve türk milliyetçisi oldun. 300 milyonluk amerikada dogsan yine de türk milliyetçisi olur muydun?

turkiyede dogman allahın sen müslüman olasın diye sana bahsettiği bir armağan miydi?

o zaman arabistanda dogsan yine türk milliyetçisi olur muydun?

8 milyarlik dünyada 1.7 milyar müslüman var. geri kalan 6 milyar insanin içinde bir yerde dogsaydin müslüman olur muydun?

en önemli soru; tüm bunlar için hayatini feda eder miydin?

ben insanin vatanının çok değerli olduğu konusunda hemfikirim hic şüphesiz. insan yaşadığı topraklari savunmali ama bir hic uğruna olmemeli.

insan hayatından daha değerli hicbir şey olamaz. 15 temmuzda masum insanlar sokakta canından olacağına 15 temmuza sebep olanların ve olmasına göz yumanlarin o acıyı yaşamasını isterdim.

dünya tek kitapla kalan insanların düşündüğünden çok daha buyuk bir yer. çok fazla ayrıntı ve öğrenilecek çok fazla şey var.

bu yuzden tek bir insanin ideolojisiyle 80 milyonluk ülke tek bir kalıp içerisine sokulamaz.

100 yıl sonra adımızın bile hatırlanmayacak olması

iste bu yüzden bos yere dememisler;

ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki?

fetö yü darbe yapacak kadar kim güçlendirdi

cevap veriyorum: akepe. aslında feto ya da akp iki ayrı oluşum değil.

akp herkesin bildiği gibi fetonun parti ayagiydi. bugün küfür edip, terörist dediginiz chp bunu 20 yıl önce söylüyordu.

feto, müritleri sayesinde akpyi güçlendirdi. akp de güç kazanınca fetoculari ordu ve devlet kadrosuna sokmakta daha kolay bir pozisyonu ele geçirdi.

halk, dini inanclari kullanilarak manipüle edildi. gün geldi feto ve tayyibin çıkarları çelisti.

sonuç?

15 temmuz.

kahraman?

tayyip.

halk?

mal.

15 temmuz türkiye tiyatro günü

ulan ne komik bir ulkeyiz ya. devlet terorunu kutluyoruz adina da demokrasi günü diyoruz. saka gibi arkadaş bu.

yahu bütün Türkiye bilmiyor mu en buyuk fetocunun reisleri olduğunu.

hepiniz biliyorsunuz amina koyayim. ne istediler de vermedik, aman hoca efendi memleketine dönsün, hasret bitsin diyen adam o değil miydi?

ulan gerizekali falan misiniz yoksa kor musunuz?

bilinçaltına falan mi atmaya çalışıyorsunuz anlamak zor.

oğlum 15 temmuzda ölen yüzlerce insanin kani bugün mitingine gittiğiniz parti devletinin elindedir.

yani cahilsiniz, yıllarca kendinizi ezik hissettiniz tamam, sizden daha kalifiye bir adamı yönetici olarak istemediniz tamam da bu kadar da gerizekali olunmaz AMK.

tayyip in yaptığı yolda yürüyüp diktatör demek

yap-islet devlet modeli nedir araştırın. 15 yıl boyunca bu ülkenin anasını bu model ile nasıl sikmisler bir araştırın.

counter strike global offensive

kapı, duvar, smoke için falan vurmadığınız sürece overwatch ile asla ban yemeyeceğiniz oyun. ben overwatch yaparken biraz meşakatli de olsa şüphelinin steam profilini bulabiliyorum. bunun için bir tane program var falan neyse nasıl yapıldığı önemli değil, önemli olan ben vakasını izlediğim şüphelinin hesabını görebiliyorum.

elbette hile kullanan adamları raporluyorum ve steam hesaplarını takip ediyorum, bakalım ban yiyecekler mi diye.

şimdi herkesin bir reaksiyon süresi var değil mi. adam bir açıya awp ile bakıyor ve köşeden adam çıktığı anda awp ile çat diye indiriyor. reaksiyon süresi neredeyse 0. görünen ilk pikselini falan vuruyor. böyle birşey mümkün değil ama bu oyunda bunu yapsanız da ban yemiyorsunuz çünkü overwatch yapan düşük ranklı oyuncular diyor ki hah işte adam çıktı o da vurdu.

bu kadar kısa sürede reaksiyon göstermek için iki şey lazım; ya triggerbot ya da wallhack. triggerbot varsa o sizin reaksiyon sürenize zaten hiç ihtiyaç duymuyor otomatik ateş ediyor. eğer wallhack varsa zaten adamın ne zaman köşeden çıkacağını bildiğiniz için birşeye karşı nörolojik olarak reaksiyon göstermenize gerek kalmıyor çünkü zaten adamın ne zaman çıkacağını biliyorsunuz ve çıkar çıkmaz ateş ediyorsunuz.

bunu yapan insanlar ban yemiyor biliyor musunuz?

çünkü novalara göre bu normal bir durum. izlerken vay be adam iyi diyorlardır eminim. olması gereken şudur; bir açıya scope açıp bakarsınız, adam o köşeden çıkar, siz bunu görürsünüz, idrak edersiniz ve tepki verirsiniz. tüm bunlar bir süreçtir. bu geçen süre yüzündendir ki çoğunlukla flickshot atmanız gerekir çünkü adam geçen bu süre içerisinde o köşeden çıktı ve bör yöne doğru hareket etti.

usta bir şekilde hile kullananlar o açıya bakarlar ve flick ile adam vururlar, o adamlara hile diyemezsiniz zaten imkansızdır. ama mesele şu ki 0 gecikme ile tepki verenler de ban yemiyor.

diyeceğim o ki overwatch, bu oyunda valve için ek gelir kaynağından başka hiçbir şey değil ve ancak çok bariz hile kullananlar ban yiyor.

valve hile ile baş etmek için oyun motorunu değiştirmesi lazım fakat bu da mümkün değil çünkü valve asla hilenin bitmesini istemez.

counter strike global offensive

ruslarından ve hilecilerinden baygınlık getiren oyun. tek kelime ingilizce konuşmazlar bir de saçma sapan durumlarda sizi kicklemeye kalkarlar. t tarafındayız, oyun başında longa yakın spawn oldum. hemen arkadaşlardan raj b sesleri yükseldi. iyi dedim gidelim. longa yakın başladığım için doğal olarak en arkada ben kaldım.

bunların 4'ü b'ye doğru ilerlediler, ben arkalarındayım. b'ye açılan tünele 4 kişi aynı anda girdiler düşün. 2 nade ile ace atabilir karşı ekip. neyse ben de çok kısa lower peekleyip döneyim dedim. abi lowerdan adam gelse bir spraylik işimiz var 5 kişi göt göteyiz.

ben loweri peekledim ama yapmaz olaydım. neymiş efendim ben bait atıyormuşum baitermişim. te allahım şu ruslara akıl fikir ver.

beni bu yüzden kicklemeye kalktılar falan allahtan aklı başı yerinde 2 adam vardı da engel oldu. ben sonradan duruma uyandım ki arkadaşda hile varmış ve alt tünelde kimse olmadığını biliyormuş. yani aslında gerçek baiter kendisiymiş.

ayrıca dün gelen vac dalgasında aimtuxı tespit etmiş volvo. linux yükleyip hile açanlardan artık kurtulmuş olduk. ne yazık ki hile kullananların büyük bir bölümü aimware kullanıyor fakat aimware hala undetected.

türklerin de csrk'sı vardı değil mi. karşıda bir türk varsa ve smg ile 2 defa kafanıza vuruyorsa evet o arkadaşın büyük ihtimalle csrk'sı vardır.

onu da yapanın allah belasını versin, oyun zevkimizi üç paralık ettiler.

lost

çok geç başladığım dizi. 1. sezon 17. bölümü izliyorum.

evet arkadaşlarım bana dünyanın en şanslı adamı gözüyle bakıyor. dizi çok güzelmiş aslında bu kadar bekledigim için biraz pismanim.

şuan için kate'nin sawyer'a mi versem yoksa jack'e mi triplerine katlanmaya calisiyorum.

bu kız tam kezban belli. her kezban gibi onun tercihi de eminim piçten yana olacaktır.
(bkz: kadınların efendi erkek yerine piç tercihi)

efendi adamlar ölsün zaten amk.

sorarım sana kate, kimi sikecek bu adam hurley'i mi, vincent'i mi?