bugün

entry'ler (28)

hdturk org

Bir torrent paylaşım sitesidir. Daha yeni keşfettiğim bir site ve başlık açıp, giri yazmamın sebebi uzun zaman arayıpta bulamadığım ve geçen paylaşımını görünce, dayanamadım üye oldum ve yine dayanamadım giri yazayım dedim, belki birinin daha işine yarayabilir.

hdtürk

tamirci erkek doktor kız evliliği

Kadınları bu kadar aşağılamayın. Ve yüz yüze baktığınız, peşlerinde koştuğunuz kadınlarıysa asla.

işin arkasında bir şey vardır, yoktur, bizi ilgilendirmez ama mevzuyu genelleştirmek ve bir kadın için; parası yoksa, kariyer denilen kavramdan habersizse diye asla evlenmez şeklinde yakıştırmalar hiç hoş değil. Görülen 3-5 örneğin çoğaltılması ve sanki bunun sadece bizim ülkemizde oluyormuş edasıyla hareket edilmesi, acınasıdır. Yapmayın!

Bu tür yakıştırmaları, kardeşlerimize, eşlerimize, arkadaşlarımıza, dostlarımıza yani kadınlarımıza yapmak, bi erkeğe değil bi insana yakışmaz.

Ekonomik farklılıkların önemli olduğu bir dönemde yaşıyor olabiliriz ama oluşacak güzel bir birliktelik hakkında, atıp tutmak yerine mutluluklar dileyip köşemize çekilmeliyiz.

Söyleyecek çok söz var ama anlaşılır mı ya da anlaşılsa da akıllarda saklanılır mı, muamma.

Dolayısıyla, çifte bir ömür boyu mutluluklar diler, köşeme çekilirim.

chen asalı

(bkz: Chen Jingrun)'un teoremlerinden biridir. Bu teoreme göre;

x asal sayısıysa, x+2 sayısı da asal olmalıdır veya x sayısının çarpanları asal olmalıdır.

Örneklerle daha iyi anlayacağımızı düşünüyorum.

Örnek 1-)

59 sayısını ele alalım.

59 asal bir sayıdır.

59 + 2 = 61 sayısı da asaldır. O halde, 59 bir Chen Asalı’dır.

Örnek 2-)

37 sayısını ele alalım.

37 asal bir sayıdır.

37+2 = 39 sayısı asal bir sayı değildir. O halde; 39 ‘un çarpanlarına bakalım.

39 = 3 . 13 olarak ifade edilebilir. Öyleyse, 39 bir Chen Asalı’dır.

Bir kere de, olmayan bir örnek gösterelim.

73 sayısını ele alalım.

73 + 2 = 75 sayısı asal değildir.

75’in çarpanlarına bakalım.

75 > 1.75 = 3.25 = 5.15 olarak ifade edebiliyoruz ama hiçbiri de iki asal sayının çarpımı değildir.

Öyleyse; 73 Chen Asalı değildir.

Not: Chen Asalı’nda sadece tek bir koşulu sağlaması yeterlidir. 2. koşula yönelmenize gerek yoktur.

3 aralık dünya engelliler günü

Söylenecek çok sözün olduğu ama sözden öte fikren ve fiilen bir şeylerin farkına varılması, farkındalığın artması ve icraata dökülmeye başlanması gerektiğini hatırlatan, son derece önemli bir gün.

Önce zihinlerimizdeki engelleri kaldıralım.

Tek bir Dünya'mız var. Bunu da, bencilliklerimizle yok etmeye ve bir çoğumuz için daha zor hâle getirmeyelim.

ister bilinçli olsun, ister değil, artık farkına varalım. Hepimiz bu Dünyanın çocuklarıyız.

görsel

kitap okurken bazı yerlerin altını çizmek

Yapmayacağım tek şey.

Bunun yerine, sevdiğim, daha sonra merak edebileceğim ve türevlerini barındıran durumlardan ötürü, başka bir yere not etmeyi tercih edenlerdenim.

Bilgisayar olur, telefonla fotoğrafını çekmek olur... Bu gibi kolaya kaçan durumlar bile daha uygundur.

Ama en iyisi, kendi özel not defterime kaydetmektir.

Hem kitaba duyulan saygı, hem de not ederek akılda kalıcılığıyla daha etkili ve sevecen bir yöntemdir.

Kişisel tercihlere saygı duyarım ama kitabı/kitapları kendinin bir parçası olarak görüyorsan, onu zedelemek istemezsin.

Evet, biraz duygusal yaklaşıyorum, farkındayım.

shigeru mizuki

8 mart 1922 doğumlu, 30 kasım 2015 (maalesef) aramızdan ayrılış tarihiyle, gönlümüzde ve akıllarımızda çok önemli bir yer atmış, manga/anime kültüründe inanılmaz bir etki bırakan, çok nadide insanlardan biridir.

osaka şehrinde doğmuş, asıl adı, shigeru mura olan sanatçı, ilkokulu tamamladıktan sonra, gazete dağıtarak hayatını devam ettirmeye çalışmıştır. 1943 yılında katılmak zorunda kaldığı 2. dünya savaşı ve papua yeni gine de düşen bir bomba sonucu sol kolunu kaybetmiştir. ve o günden sonra çizimlerine sağ eliyle devam etmek zorundadır.

japonya’ya dönüşünün ardından da, musashino sanat okulu’na kaydolmuştur ama maalesef mezun olamamıştır. çünkü aile işini devralmak zorundadır. ama azmin elinden bir şey kurtulamadığı gibi, çizimlerine devam eder ve 1957 yılında ilk eseri rocketman mangasını yayınlamıştır.

daha sonraları, akuma-kun ve gegege no kitarou adlı eserlerini yayınlarken, bu eserlerinin de anime adaptasyonları çekilmiştir. aynı zamanda, souin gyokusai seyo! adında savaş deneyimlerini anlattığı etkileyici bir mangası daha vardır. aslında, kaleme aldığı o kadar çok eser var ki…

1991 yılında da, japon hükümeti tarafından verilen, en önemli ödüllerden biri olarak sayılan, shiju-hosho * verilmiştir.

2010 yılında da, bunkakorosha ** ödülüne layık görülmüştür. ve daha birçok ödül kazanmıştır.

iki çocuğu ve nunoe mura adında, yazar bir eşi vardır ama eşi 54 yaşındayken hayatını kaybetmiştir.

en çok bilinen eserleri kısaca:

(bkz: gegege no kitaro)
(bkz: onward towards our noble deaths)
(bkz: akuma-kun)
(bkz: showa a history of japan)

bu büyük şahsiyet, dün hayatını maalesef kaybetmiştir. aramızdan ayrılışının ardından, kendisinin biraz daha tanınması ve saygıyla, sevgiyle anılması adına bu tanıtımı dil döndüğünce, el yazdıkça aktarmak istedim. umarım, daha çok sevilir, daha çok anılır…

kendisini, saygıyla ve sevgiyle anıyoruz.

sürç-i lisan ettiysem affola.

notlar:

tanıtımda adı geçen bazı bilgiler için, tanıtımları da ihmal etmek istemedim. bu bilgiler için de, tanıtımları yapılmıştır.

(bkz: shiju hosho) *
(bkz: bunkakorosha) **

bunkakorosha

bunkakorosha - japon hükümeti kültür liyakat nişanı

akademi, sanat, bilim ve çeşitli alanlarda japonya’ya, japon kültürüne katkısı olan kişileri onurlandırmak adına, her yıl verilen bir ödüldür. yaratıcı fikirleri desteklemek ve adlarını bir adım daha ön plana çıkartmak adına verilmektedir.

1999 yılında, rekor bir sayıyla 576 kişiye verilmiştir.

Ödülü alan bazı isimler için:

(bkz: Shigeru Mizuki)

(bkz: Hayao Miyazaki)

Makoto Asashima

Ryotaro Shiba

Matsumoto Koushirou IX

shiju hosho

shiju-hosho – purple ribbon – mor kurdele şeref madalyası

22 ocak 1955 yılında kararname olarak açıklanmıştır.

japonya'da, sadece akademik ve sanatsal gelişmeler ışığında başarılar elde eden kişilere verilir.

(bkz: shigeru mizuki), toshiko akiyoshi, joe hisaishi gibi bir çok isim bu ödüle layık görülmüştür.

ecla

ecla (ispanyolca cepal): the economic commission for latin america - latin amerika ülkeleri ekonomik komisyonu

(bkz: bağımlılık okulu)’nun, (bkz: modernleşme okulu) üzerine eleştirel bakarak öne sürdüğü, iki kaynaktan birisidir.

(bkz: birleşmiş milletler)in 1948 yılında destek çıkmasıyla, azgelişmişliğe çözüm önerileri sunmak amacıyla kurulmuştur. bunun sebebinin de, (bkz: serbest ticaret)olduğunu düşünmektedirler.

serbest ticaretin birbirine yakın ülkeler arasında olduğunda sorun olmayacağını ama tam tersi bir durum söz konusu olduğundaysa, maalesef işe yaramayacaktır. aleyhine bir durumdur. çünkü serbest ticaret koşullarından dolayı, ihracat daha düşük bütçelerle gerçekleştirilecektir. ve adil olmayan bu koşulların sürdürülmesi, ülke bütçesinde büyük açıklara sebep olmakta ve sanayileşmeyi de etkilemektedir.

ve bu tür sorunları ortadan kaldırmak amacıyla da, çözüm önerisi olarak, ithalata dayalı sanayileşmeyi önermektedirler. buna göre, yerli sanayinin kota ve gümrük tarifeleri korunmalıdır. elde edilen gelirlerle, sermaye malları ithal edilecektir. ve ithalat oranlarının dengeleştirilmesiyle, ödemeler dengesi korunacaktır ve işsizlik sorununa da çözüm yolu olacaktır.

yabancı sermayelerle oluşan gelirlerinse, teknolojik gelişmeye hız kazandıracağıdır.

ama en önemli sorunu, oluşan talepler ve bu taleplerin artışıyla birlikte, ödemeler dengesini etkileyeceğidir. bu da, tekrardan bağımlılığa yol açacağıdır.

bu konuyla ilgili, benim de ele aldığım kaynaklardan bir tanesi, (bkz: prof dr melih ersoy)’un "bağımlılık okulu eleştirisine giriş", (an introduction the critique of dependency school) kitabı iyi bir kaynak olacaktır.

organik kuramcı

toplumsal değişimler ve düzenleri hakkında çeşitli sorunları ve işlevleri nasıl ele almak gerektiği üzerine tartışmalar meydana gelmiştir. bir çok yol oluşur ama bunlardan bir tanesi, toplumu organik bir yapıya yani insan bedeni gibi bir organizmaya benzetmişlerdir.

insan bedenindeki organların birbirleriyle olan ilişkilerinin, toplum düzenine benzetilmesi ve organlar arasındaki ilişkileri anlamanın, bedene olan katkısı nasılsa, toplum organlarının da topluma olan katkısı anlamaya ve değerlendirilmeye çalışılır.

dolayısıyla, organizmalar üzerinde yaşanan evrim, toplum üzerinde de yaşanacaktır ve buna ilerleme adı verilmiştir.

bu tartışmaları öne süren isimlerse:

(bkz: august comte), (bkz: herbert spencer) ve (bkz: emile durkheim) gibi kuramcılardır.

hiper gerçeklik

(bkz: jean baudrillard) tarafından ortaya atılmış bir ifadedir. bu kavram ile, (bkz: post-modern) bakış açısının, asıl noktayı kaçırdığını ima etmiştir. buna göre, mutlak gerçeklik yoktur, sadece imgeler vardır. gerçekliği, saf/çıplak olarak göremeyiz.

bu durumu da, hiper-gerçeklik olarak ifade etmiştir.

dolayısıyla, baudrillard'a göre, olguların kendisini es geçip, nasıl ifade edildikleri önemlidir. zaten, sanal sosyal ortamların yaygınlaşmasıyla birlikte, gerçeklik bilimle değil, imgeler, semboller üzerinden temsil edilmektedir.

bu da şu sonuca çıkmaktadır. artık, post-modern dünyada gerçekliğin yerini alan imgeler, imge olmaktan çıkmıştır ve gerçekliğin kendisi olmuştur.

yanlışlama kavramı

(bkz: karl popper)'ın ifade ettiği bu kavramla, bilimsel bilginin sınırları olduğunu ve mutlak bilgi ifadesinin de yanlış olduğunu özetlemeye çalışmıştır.

yanlışlama kavramı sayesinde, olguların sonsuz olduğunu bilmemize rağmen ve bilmediğimiz asıl önemli noktayı, teorilerin açıklama kapasitelerinin yetersiz kalabileceğini açıklamıştır.

sınırlı gözlem ve deneylerle yapılan açıklamalar/araştırmaların ışığında sunulan bilgiler, mutlak olamazlar.

x kişinin ortaya çıkması, mevcut bilgiyi yanlışlayabilir.

dolayısıyla, yanlışlama kavramı büyük öneme sahiptir.

pozitif felsefe

(bkz: auguste comte)'un 1830-1842 arasında yayınlanan eseridir.

"pozitif felsefe dersleri" adlı kitabında, çok şey anlatır. ama kısaca üç durumdan bahsetmektedir.

insan bilgisinin/düşüncelerinin üç ayrı aşamadan geçeceğini ve evrimleştiğinden bahseder. sonunda, olması gereken duruma yani; pozitif aşamaya geçecektir.

bu aşamalar:

1-) teolojik aşama: bu aşamada insan her şeyi doğa üstü olaylarla açıklar. her şey, yüce bir varlıktan ibarettir.

2-) metafizik aşama: bu aşamadaysa, her şeyi olmasa da, fiziksel olguları ve olayları soyut bir ifadeye bürünerek açıklar. teolojik ifadeden farkı, bakış açısıdır. bütünlükten öteye, biraz daha kısır bir noktaya indirger.

3-) pozitif aşama: son aşamadır. bu aşamada, artık soyutsallıktan öteye gidilir ve bütün olgu ve olaylar, evrensel yasalarla, bilimsel yöntemlerle ifade edilmeye çalışılır.

dikkat ettiği bir noktada, bu aşamaların aynı anda, aynı zamanda olmayabileceğidir. farklı mekan ve zaman kavramı geçerli olabilmektedir.

dolayısıyla, (bkz: comte) metafiziği reddetmektedir ve tüm bilimler için sadece, pozitivist yöntemi ele almaktadır. zaten, kurucusudur.

self interested

menfaatçi demektir.

insan doğasının, neden-sonuç ilişkisi içerisinde bir doğaya sahip olması, ve bu durumun da self-interested kelimesine gebe olmasıdır.

yani, menfaatçiyiz.

modernizm

modernizm, modernite ile çok karıştırılır. yada tam tersi. ama karıştırılır.

kısaca;

modernite: kurumsal (bilim/teknoloji/ekonomik...) açıdan örgütlenmedir.

modernizm: modernitenin kültürüdür. yani, modern toplumların fikren, kültürel, sanat ve kısaca ideolojik açıdan üst yapısıdır.

modernleşme ise bu ikisinin ele alındığı ve yola konulduğunda, atılan adımların kendisidir. az gelişmişlikten, çok gelişmişliğe doğru olur. daima, ileriye doğru bir durum söz konusudur.

18. yüzyılda ortaya atılan, aydınlanma ve pozitivist* anlayışla başlayan, rasyonel (akılcı) harekettir.

fakat ikinci dünya savaşı sonrası, vaat edilen, söylenen, olur denilen fikirlerin/düşüncelerin, refah toplumun gerçekleşmemesi üzerine, hatta yaşanan açlık, sefalet, yoksulluk, az gelişmişliğin çaresizliği, üstüne üstlük yaşanan bilimsel gelişmelerin ışığında, ortaya çıkan acımasız savaşların sonucu postmodern düşünce ortaya çıkmıştır.

*pozitivist: olguculuk olarak türkçeleştirilen kavram, olguların gözlem, deney ve testlerle ifade edilebileceği ve bilimsel bilginin bu yollarla sınırlı olduğunu söylememektedir. yöntemi, tektir ve o da, ampirik yani duyumsal ve deneysel olduğudur. geriye kalan tüm bilgi türlerini de reddeder.

pocky day

pocky günü! peki ya aramızda, pocky game nedir, bilen var mı? yada pocky nedir?

öyleyse, önce pocky nedir onu anlatalım.

(bkz: pocky): özellikle japonya'da çok fazla tüketilen ve osaka'da yer edinmiş, (osaka'yı çok ama çok severim) ezaki glico (ezaki guriko kabushiki-gaisha) şirketi tarafından üretilen çikolatalı bir çubuk krakerdir.

adını ise, çıkardığı sesten dolayı, pocky yani pokki/pokkin olarak vermişlerdir ( (bkz: yansıma) mevzusu... yansıma nedir bilmeyen?) ve avrupa-amerika gibi yerlerde, mikado adıyla bilinmektedir.

peki ya, türkiye de? türkiye de, ülker tarafından, biskrem bistik adıyla piyasaya sürülmüştür. eminim, daha önce yemişsinizdir. en azından, bir deneyin. pocky ni bulamayabilirsiniz, ama en azından merakanızı dindirirsiniz.
bunun yanı sıra, ezaki glico şirketinin en çok bilinen ürünü, pocky'dir. bunun yanında, pretz, karujaga, ıce no mi gibi türlü türlü güzel abur cuburları da vardır fakat pocky için özel bir gün bile düzenlenmiştir. ayrıcalıklıdır...

japonya da 11 kasım tarihi geldiğinde, pocky & pretz day olarak kutlanılır. 11 kasım olmasının sebebi de, 11.11 den dolayıdır. yani, ürünün kendisine benzemesinden kaynaklanır. malum, çubuk kraker. hatta, japonya da 11 kasım günü ezaki glico şirketi tarafından yarışmalar bile düzenlenmektedir.

bazı görsel bilgiler için;

http://pocky.glico.com/1111/

sitesini ziyaret edebilirsiniz.

peki, pocky nedir az çok öğrendiğimize göre, oyunu nasıl oynanıyor?

pocky game: bir grup kişi toplanır ve aralarında 2 kişi seçilir. bu iki kişi, bir tane pocky nin ucundan ısırarak yemeye başlarlar, yaklaşırlar, yaklaşırlar ve...
ilk kim pes ederse, oyunu o kaybeder. oldukça basit ve eğlenceli bir oyun! ama bu oyunu oynamakta, biraz cesaret ister. işte, sıkıntı burada.
gerilim, heyecan, şehvet, hırs ve bir çok duyguyu harmanlayan, aynı zamanda lezzetli başka kaç tane oyun var.

öyleyse, oynayamak isteyenleri, bi adım öne alalım!

görsel:

görsel azusa x kiritsugu

(bkz: illüstrasyon):

pixiv: mojimojiable

twitter: @mechabuhi11

karakterler:

(bkz: k-on) : azusa

(bkz: fate) (serisi) : kiritsugu

fuan no tane

nakayama masaaki (police station: rashoumon , kakazu no nagomi) tarafından ele alınan seri, 2004 - 2005 yıllarında champion red (shin mazinger zero, kagaku na yatsura, rescue me! franken fran…) dergisinde yayın hayatına başlamıştır. korku ve seinen (yetişkinlere yönelik) türüyle dikkat çekmektedir.
3 ciltten oluşan serinin, fuan no tane + (plus) adı altında devam serisi de mevcuttur.

bunun dışında, temmuz 2013 de yayınlanan, live-action filmi vardır. anna ishibashi (akai ıto, (bkz: toki wo kakeru shoujo)…) ve kenta suga (asu no hikari o tsukame, space battleship yamato, (bkz: kamen rider)…) gibi isimler, filmde yer almıştır.

serinin konusuysa aslında, mit gibi birçok dayanağı vardır. şehir efsaneleri, batıl inançlar, hayaletler gibi birçok doğaüstü olayı konu alan bir seridir. ve serinin sayfa sayıları, bazen çok kısa olabiliyor –ki bir sayısı 2–3 sayfadan oluşabilmektedir.

yatağınızın altındaki canavarlardan ya da dolabında saklanan öcüler gibi, karanlıkta saklanan ne olabilir? gibi korku ifadelerinden ötesine dayanan bir mizacı vardır. bazı korku hikâyeleri, alışılmışın çok dışında olabiliyor.

eksik yanlarıysa, karakterler ve bazen çizimler olabilir. eğer bu ve benzeri durumları göz ardı edersek, başlamak için iyi bir mangadır. şans verilmesi taraftarıyım. eğer, okuma fikriniz oluştuysa, şimdiden keyifli okumalar.

keiro no hi

17 eylül günü, japonya'da ''keiro no hi / yaşlılara saygı günü''dür.

japonya nüfusunun %24'ü, 65 yaş üstündedir. ama onlara yaşlı demek doğru mu acaba?

en güzel örneklerden bir tanesi, 83 yaşında olan shigeo sakurai dir. 53 yaşındayken (sigarayı bıraktıktan sonra, kilo almaya başladığı için diyet amacıyla...) maratona başlamıştır. o zamandan beri toplamda yaklaşık 80000 kilometre koşmuş ve yaklaşık 42000 kilometreyse maraton yarışmasında koşmuş ve toplamda 201 kez katılmıştır. 10 sene önceyse kalp pili taktırmış ama maratonu bırakmamış -ki ''kalp pilini de taktığıma göre, yine rahatça koşmaya devam edebilirim" diye bir konuşması vardır.

yaşlılara saygı günü fotoğraf yarışmasından görüntüler

https://www.youtube.com/watch?v=BccIhJu6R5M

people in the box

post-rock / alternatif rock türünde, 3 kişiden oluşan grup, 2003 yılında fukuoka prefecture kitakyushu şirketi adı altında kurulmuştur.

hirofumi hatano - vokal ve gitar,
kenta fukui - bas
shingo yamaguchi - davul

nakayama atsushi - bas (eski üye)
goro ueda - davul (eski üye)

bir çok çalışma da kendilerini göstermişlerdir. (bkz: tokyo ghoul) adlı seride kapanış şarkılarıyla büyük ilgi toplamışlardır. diğer çalışmalarından bir kaçı; old city ward, kikyuu, nimrod ve benim en sevdiklerimden biri olan, dance, dance, dance. bunun yanı sıra, cityscapes ve another morning albümlerini de bir şekilde edinmenizi tavsiye ederim.

grubun siteleri: http://www.peopleinthebox.com/

people in the box - dance, dance, dance (buyrun, keyifli dinlemeler)

https://www.youtube.com/watch?v=0AUfrjdBEog dansu, dansu, dansu

mangatr

mangatr adında, geniş çaplı bir manga okuma sitesi üzerinde çalışmalar 1 yıl önce başlanmış ve kasım ayında 1. yılını dolduracak olan site... görsellik açısından yani grafik ve çeşitli konularda düzenlemeler hâlâ devam ediyor. lakin, geri kalan bir çok şey tamamlanmış gibi duruyor.

site, türkçe içerikli bütün mangalara rahatça ulaşabildiğimiz bir platform niteliği taşıyor... yalnız yüklenen mangaların, yöneticilerin yada görevlilerin değil de, üyelere bırakılmış olmasıdır. çevrimiçi okuma sistemi olmayan bir çok çeviri grubu, bu sistemi kullanarak " (bkz: bato to)" gibi yerlerde daha fazla çaba harcayacaklarına, türkçe olan sistemde rahatça mangalarını yükleyebileceklerdir.

sistemin özelliklerine değinecek olursak eğer;

okuma seçenekleri : sayfadan sayfaya ve (bkz: webtoon) tarzında seçeneklerle kullanıcının zevkine bırakılmıştır.

türlere göre mangaları dizebiliyorsunuz. etiket sistemiyle, türler, mangalara dağıtılıyor ve sıralanabiliyor. böylece istediğimiz türe ait mangaları daha kolay bulabiliyoruz.

manga tanıtımı özelliğiyle de, insanlar okumak istediği manga(lar) hakkında bir ön bilgilendirme edinebiliyor. açıklama kısmı olmadan yada sınırlı açıklamalarla pata küte mangaya girmekten iyidir.

güzel özelliklerden biri de takip sisteminin olması. üyeler istedikleri mangaları takibe alabiliyorlar. siteye girdiklerinde eğer yeni bölümler eklenmişse, sağ üst kenarda yer alan kullanıcı panelinde ki takip sistemi özelliğiyle de, hoş bir eklenti oluşturulmuş.

çeviri grupları kendi çalışmalarını yayınlayabilir. ve isimlerini, cisimlerini her şeylerini kendi ayarlayabilir. en basit örnek; (bkz: bato to) 'da nasıl davranıyorsanız... reklam vesayre cabası.

fakat burada soru işareti oluşmasın, aynı mangaya ait birden fazla çeviri grubu da olsa eklenebiliyor ve bölümlerin yanında çeviri gruplarının isimleri yazıyor.

server konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmayacağı görülüyor -ki bir çok siteye kıyasla, herhangi bir reklam ibaresi görünmediğinden, rahatlıkla yüklemeler yapılabilir.

her tıklamada sayfalarca karşımıza çıkan reklam sayfaları, rahatsız edici linkler ve dahası olmadan sade, rahat, ve yormayan sistem çalışmaları hala devam etmektedir. en iyi sonuca yaklaşma çabası devam ederken, umarım her şey yolunda gider ve manga/anime dünyasına ufakta olsa bir katkısı olabilir.

ve çok daha fazlası için siteyi ziyaret edebilirsiniz, eğer nereden türkçe manga okuyabilirim diye düşünüyorsanız.