bugün

entry'ler (220)

görükle minibüsleri

gün itibari ile 1,75 olmuştur öğrenciler için. hayır diğer hatların ne kadar yolu gittiklerini bilmesek tamam da ulan 5 dk lık yol için 1,75 almak namussuzluktur. zaten gün boyu trafik derdiniz yok, %90 full olarak gidip geliyorsunuz e sizi doyumsuz yaratıklar öğrenciler üzerinden kazandığınız o kadar para neye yetmedi de 1,75 yapıyorsunuz . işin kötü yanı sosyal medyada bu duruma ilişkin hiçbir şikayet, protesto amaçlı bir şeyler göremedim. bir şeyler planlamak için görükleden birileri irtibata geçebilir. maalesef gençlik dayatılan şeylere karşı çıkmayı bilmiyor.

görükle de pensesi olup ödünç verebilecek

birisi var mı ?

tuvaletimizin küçük musluğu bugün işlevini yitirdi bunun üzerine gidip nalburdan aynı işlevi yerine getirecek bir musluk aldım.
Her şey bunun üzerine gelişti çünkü eski musluğu söküp yenisini takma işlemi için gereken bir alet vardı; pense.

yolda elbet bir yerlerden bulurum yeaa diye diye eve geldim. önce 2 yıldır ev ihtiyacımızın %70 ini karşıladığımız markete girdim penseleri varsa 15 dakikalığına ödünç verebilirler mi diye sordum. aslında kasiyer abiyi severim iyi adamdır ama pense yok dedi pek de ilgilenmedi açıkçası. darıldım biraz. en azından yalandan da olsa bir yerlere bakabilirdi. neyse suyumu da aldım apartmana girdim. elimde hala önemli bir seçenek vardı. bizim sitenin ya da bloğun görevlisi. aslına bakılırsa bu adama bu yıla kadar hiç işim düşmemişti aidatlarımızı her kapımıza geldiğinde ödemiş 2 yıldır apartman adına hiç sorun çıkarmamıştık. geçen evin dondurulmuş internetini anında açamayan superonline yüzünden internetsiz kalmıştım ve bu görevli abiye binanın interneti için şifreyi verebilir mi diye sordum. ( 2 yıldır burda kendi internetimizi kullanıyoruz apartmana ait internet biz geldiğimizde ücretsizdi yine de sorunsuz bir internet için kendimiz bağlatmıştık )

meğer 2 yılda internet paralı olmuş aylık 10 lira neyse. kapısına gittim rahatsız ediyorum ama bizim musluğu değiştirmek için pense lazımda verirseniz hemen işimi halledip getireyim dedim. cevap ilgisiz bir şekilde "yok" oldu. peki dedim daireme çıktım. son çare komşular kalmıştı ama açıkçası pek ümitli değildim. sorduklarımda yoktu ve biraz ümitli olduğum emekli amca ve teyze de evlerinde yokturlar.

özet: sonuç olarak musluk değişimi için ihtiyacım olan bir pense ve 2 yıldır yaşadığım yerdeki sözde esnaf ve sözde apartman görevlisi bana yardımcı olmak istemedi. aranızda görükle de olan ve pensesi olan varsa iletişime geçebilir mi musluğu değiştirip hemen getireceğim pensenizi söz.

not : bu arada boşuna dememişler köylüye ve çocuğa yüz vermeyeceksin diye . 2 yıl boyunca sitenin içine etsem çıkarmadığım sorun kalmasa büyük ihtimal bu görevli hemen çıkarır verirdi penseyi. ama yok efendiyiz sessiziz diye yok . öyle olsun be ...

unutursun için yana yana

alkollüyken dinlenilmemsi gereken bir şarkıdır.

not: işbu entry normal kafayla geçirilemeyecek bir gecede girilmiştir.

birdman

filmin iyi kötü olayına girmiyorum. bana göre orta düzey bir filmdi. emma stone ve edward norton olmasa kötü derdim sanırım.

interstellar dururken nasıl olur da bu filme en iyi film ödülü vermişler gerçekten anlamak zor. yok illa biz interstellar a ödül vermiyoruz kafasındaysalar bari gidip boyhood a vereydiler. innaritu arasını iyi tutumuş anlaşılan yetkili kişilerle. yoksa bu filmle aldığı ödüller ve bu yıl revenantla en iyi yönetmen ödülünü alması kesinlikle açıklanamaz.

filmi izlemeyi düşünenler için de şöyle söyleyeyim; izleyecek sağlam filmleriniz kalmadıysa ve kafanızda da başka bir film yoksa oturup izleyin. onunu dışında pek film izlemeyen bir tipseniz hiç bulaşmayın derim.

edit: bak şimdi aklıma geldi The Grand Budapest Hotel alsa tamam derdim. anca whiplash'le başa baş gider bu film zaten müzikleri de çok benziyor. Bateri sevmeyenler için kafa s*kici olmuş biraz. Tamam anladık arkadaş güzel solo çalıyorda herkes solo bateri dinleyicisi değil ki kardeşim. film bittiğinde şöyle bir 5-10 dakika kulaklarımı dinlendirdim bir ohhh çektim.

bu filme neden bu kadar sinirlendim ben de bilmiyorum :) sanırım bu kadar basit olmamalı bazı şeylerin sonu.

bursadaki dolu yağışı

Görükle de aynı durumda. dolu değil gerçi sağanak şeklinde yağış ve hiç durmadan Çakan şimşekler var. elektrikler bütün Görükle de gitmiş gibi gorebildigim kadarıyla. yalnız ben ben olalı böyle bir ışık ve ses şovu görmedim.

bir ateisti nasıl tanırsınız

biri şeytanı referans gösteriyor diğeri kendince küçümsüyor. kusura bakmayın ama en boş kafalı ateist bile sizden iyidir. en azından içinde cesaret vardır. siz anca klavye başından din koruyuculuğu yapar kendinizce sizin inandığınız bir şeye inanmayanları aşağı görürsünüz.

merak ediyorum hiç diyanetin sitesinden açıp kuran'ın türkçe mealini okudunuz mu ? yoksa siz de geri kalan diğer çoğu müslüman gibi ya hiçbir şey anlamadan arapçasını okuyan ya da hiç okumayıp ama inananlardan mısınız ? bana soracaklara hemen cevap vereyim açıp diyanetin sitesinden okuyorum boş vakitlerimde. öyle önyargılı filan da değil gayet objektif bir şekilde okuyorum ve her seferinde bunun -eğer varsa- milyarlarca ışık yılı genişliğindeki evreni yaratan yaratıcının bir kitabı olduğu olduğuna inanmıyorum.

albion online

1,5 günde 22 saat oynadığım şaheser oyun. f2p olmasa dedirtir.

league of legends

artık oynamadığım oyundur.

avrupa serverında gold hesabım var ilgilenen pm.

sweetest devotion

adele'in 25 albümünden hoş bir şarkı. insan eşlik edemeden edemiyor.

million years ago

Adele'in 25 albümünde yer alan 9. şarkıdır.

sözleri gerçekten durduk yere insanı değişik ruh hallerine sokabilecek türden.

i only wanted to have fun
learning to fly…
learning to run…
i let my heart decide the way
when i was young…
deep down i must have always known
that is would be inevitable
to earn my stripes i’d have to pay!
and bear my soul

i know i’m not the only one
who regrets the things they’ve done
sometimes i just feel it’s only me
who never became who they thought they’d be
i wish i could live a little more
look up to the sky, not just the floor

i feel like my life is flashing by
and all i can do is watch and cry
i miss the air, i miss my friends
i miss my mother; i miss it when
life was a party to be thrown
but that was a million years ago
when i walk around all of the streets
where i grew up and found my feet
they can’t look me in the eye
ıt’s like they’re scared of me
i try to think of things to say
like a joke or a memory
but they don’t recognize me now
in the light of day…

i know i’m not the only one
who regrets the things they’ve done
sometimes i just feel it’s only me
who never became who they thought they’d be
i wish i could live a little more
look up to the sky, not just the floor
i feel like my life is flashing by
and all i can do is watch and cry
i miss the air, i miss my friends
i miss my mother, i miss it when
life was a party to be thrown
but that was a million years ago

a million years ago!

albümdeki en iyi parça desek yeridir.

25

adele'in beklentilerimi karşılayamamış yeni albümü.

hello'nun önden verilmesinin nedeni anlaşıldı. zekive bir ticari hamle. açıkçası albümün açık ara en iyisi hello. tabi bu rekorlar kıran parçanın ardından insanlar albümü de alacaklardır, alsınlar da zaten. hala adele diğerlerinin bir kaç gömlek üstüdür her türlü de...

bir kaç parçanın dışında adele işi diyebileceğim pek şarkı yok. genel olarak bir taylor swift (demet akalın da desek olur) havası hakim şarkılara, sözlere. sürekli bir eski,yeni sevgiliye hitaben söylenmiş şarkıları sevenler vardır belki ama ben gerçekten direk soğuyorum o işten.

bu kadar olumsuz eleştiriden sonra biraz da övmek gerek.

-river lea. işte adele'den beklediğim şarkı diyebilirim. söyleyiş tarzı da bir o kadar kendine has ve güzel bir şarkı. hello'nun hemen ardından bu şarkı gelir benim için.

-sweetest devotion. tam olarak olmasa da hoşuma gitti. gölgede kalacaktır ama dinlenebilir.

-million years ago. ilk dinleyişte aşık olunan şarkılar arasına direk girebilecek kadar güzel şarkı ve yorum . adele işte sen busun be yaa. süper.
bak kararım değişti hello'nun ardından büyük ihtimalle yağmurlu bir havada klibi çekilecektir.

-all i ask. bu da gayet güzel.

sonuç olarak bana göre en iyi şarkılar;

hello'yu koymaya gerek yok.

(bkz: million years ago)

(bkz: river lea)

(bkz: all ı ask)

(bkz: sweetest devotion)

all you leave behind

benim de shameless dizisi sayesinde bulup, beğenerek dinlediğim pek hoş bir şarkı.

bu tarz başka müzikler bilenler mesaj atarsa sevinirim.

görükle de son tango

öhh neler dönüyormuş la bizim köyde. yalnız inşallah benim ev değildir orası işkillendim şimdi, bu kızdan her şey beklenir.

hikayede bir nokta dikkatimi çekti. mekan isimlerini çekirdek kafe - pia vs. yazmışsın fakat yemek yediğiniz yeri bi restoran deyip geçmişsin. adana sofrasında filan yediniz de söylemeye mi çekindin ? açıklama bekliyorum görükle de restoran var da biz mi bilmiyoz laa. yoksa katık mı bak katık da olabilir.

breath away

duffy'nin dinlediklerim arasında açık ara en iyi şarkısıdır.

tabi sevgilisini başkasına kaptırmış bir kız olsam eminim daha bir severdim ama böyle de gayet hoş.

sözlük yazarlarının yalnızlık seviyesi

cumartesi akşamı arka fonda schubert çalıyor açmışım biramı yudumlayıp garip garip sitelerde geziniyorum amaçsızca.

he bir de sabahtan beri 2 tane sineği elimle öldürdüm. geliştiriyorum kendimi bu konuda. telefonum çalınca hiç panik yapmıyorum annem arıyor nasıl olsa, o da pek aramıyor bu aralar gerçi garip.

hizdahr zo loraq

a song of ice and fire serisinden bir karakter.

--spoiler--
hahaha dany'den ayar yemek mi ? köle, adalet sözleri dışında söyleyecek bir şeyi olmayan, ejderhaları olan fakat haklarında tek bir kitap okumadan, bilgi sahibi olmadan, büyüyüp direk ona itaat etmelerini bekleyen salak kızdan mı bahsediyoruz ? o mu ayar verecek ?

bir kaç bölüm sonra dövüş çukurlarını açılınca da aynı arkadaşları burda görmek isteriz.
--spoiler--

eskiden mi fakirdik şimdi mi zenginiz

şimdi körüz, eskiden de kördük belki.

yaşar

son haftalarda sürekli şarkılarını dinlediğim sanatçıdır. çok garip ve güzel şarkıları var ben de garibim sanırım bundan baya bir dinliyorum.

Burkar içimi bir sızı içim boğulur
Sanki peri padişahının kızı

şu sıralar sürekli dilimde şu 2 mısra. tam oturuyor şu anda ki arzu halime.

öğrenci evindeki terlik

öğrenci kısmının evde olduğu vakit boyunca ayaklarına giydiği terlik çeşididir.

genelde tabanları siyah, sert plastik olur. geri kalanı koyu renk, ne olduğu belli olmayan ama sıcak tutan maddelerden oluşur. tabanlarının altı siyah olsa da giderek toz tabakasının oluşturduğu grimsi renk terlikle bütünleşir. bu terlikler evin içinde istisnalar dışında çıkarılmaz. kullanımları öğrencilik dönemi bitene kadardır ve bugüne kadar sahibini yarı yolda bırakmış bir öğrenci evi terliği bulunmamaktadır.

kitap okumanın vakit kaybı olması

hayır hayır arkadaşlar, bizler ki en boş vakitlerimizde bile atom parçalamaya uğraşan insanlarız kitap okumakta neymiş? dünyada çözülecek onca sorun varken "insan olmak" sorunu hiç de önemli değil! değil mi?