bugün

merak ettiğim bir olay.

pringles başlığını görünce aklıma geldi.

lan ben bir futbol topu almak için 6 ay para biriktirdim ve 10 milyona top aldım.

hiç unutmuyorum babama ikinci ayakkabı deyince suratıma bir bakışı vardı ki anlatamam hala unutmam.

şimdi ki gençlere bakıyorum ellerinde ipad'ler ayaklarda nike'ler bakkaldan isterse pringles alıyor isterse kinder alıyor. lan ben bu yaşıma gelene kadar hiç rahat kinder süpriz alamadım.

hala bakkala girdiğimde pringles'a özlemle bakıyorum. hayatımdaki en güzel menü bakkaldan aldığım yeşil uzun fruko gazoz ve yanına alabildiğim küçük cipsti. onu da dedemin verdiği para ile alırdım. ve arkadaşıma da alırdım tabi ki arkadaş unutulur mu böyle konularda.

neyse yine dertlendim biz ne güzel çocukluk yaşamışız arkadaş.

esenlikler dilerim. bilim ile ilim ile büyütün çocukları.
Eskiden fakirdik, hala fakiriz..
şimdi körüz, eskiden de kördük belki.
biz hep fakirdik. ruhumuz fakirdi terkedildik.
Şimdiki çocuklarin gorupte alamadigi hiç bir şeyyokk .
işte 80 ve 90 ların farkı da burada başlıyor.

Şimdiki nesillere göre yokluk olarak adlandırılabilir bu anlatacaklarım.
Lakin 80 li 90 lı nesillerin Yokluk içinde varlık sürmesiydi. bizim varlığımız hayallerimizi süsleyen ufak ama bizi bir o kadar mutlu edebilecek hediyelerdi , almaya imkanımız olmayan hayaller.!

Bazen hayallerini kurduğumuz futbol maçını yapmak için gereken bir toptu.

Bazen bir pazar sabahı babanız bakkala ekmek almaya gönderdiğin de kalan parayla çikolata alıp ailen görmesin diye yolda yenilen çikolataydı.

Bazen ise atılan bir goldü sevincimiz.
bazen ise erik araklayıp haylazlıktı.
bazen soba basında aileyle yenilen meyve gibiydi mutluluğumuz.

Bazen ise eve gelen akrabalarla aileden habersiz gece geç saate kadar oturmaktı.

Biz hep mutluyduk çünkü , ufak şeylerle mutlu olmasını bilen bir nesildik biz.

Ne oldu da bu kadar tatminsiz ve neşesiz olduk biz.?

Biz eli donunda gezen pasaklı çocuklar ne ara bu kadar ümitsiz ve cool olduk.!

yokluğumuz şimdi başladı , cebimizde paramız olsada artık bizi mutlu eden ufak hayallerimiz yok.
(bkz: anne biz fakir miyiz)
Max almak en buyuk hayalimdi lan bi zamanlar. Sabahlari sahandaki yumurtanin dibini kim siyircak tartismasiydi abim ve ablamla aramizdaki tek sorun. Parlement pazar gecesi sinemasini uyuyakalmadan izleyebilmekti yegane basari.
Hakkaten eskiden fakirdik. Simdi o fakirligin ezikligiyle herseye saldiriyoruz.
eskiden fakirdik ,cebimizde para yoktu ama sermaye tüketilecek malı getirmişti.

şimdi yine fakiriz ,cebimizde bize ait olmayan bir para ile tüketiyoruz ve borçlanıyoruz.
Büyüklerimizin cimri olmasıydı. Evet.
Eskiden elalem pringless yerdi 5 liraydı ben elalemin eline bakardım yoksulluk sefalet içinde büyüdük tabi hele o toto vardı göt kadar şey küçücüktü 3 liraydı içinden oyuncak çıkıyordu ondan hiç yemedim anneme alırmısın dedigimde bir sert bakış atardı hayata küstürürdü beni hatta bir gün annem max aldı bana 50 kuruşa magnum istedim bagırdı bana az olanla yetinmeyi bil diye fırça attı o günden sonra dahada dondurma yemedim magnum dondurmasını görünce markette o bagırışını hatırlarım o günden sonra hevesim kursagımda kaldı yemin ettim dondurma yemeyecegime yemedim.

(bkz: Fakirligin gözü kör olsun)
eskiden gönlümüz zengindi, cebimiz fakir.
şimdi cebimiz zengin, gönlümüz hakir...
Kendimi bildim bileli simit yiyorum.

Sevgiler.
hep fakir ama umutluydum, simdi yine fakir ama umutsuzum. kendim icin degil. ulkem icin.
Fakirlik kalpte. Eskiden çok çok çok zengindik aslında. O kadar zengindik ki harcamalarına izin verdik.