Bu her kıza göre değişir bir genelleme yapılması yanlıştır. Ayrıca doğru tedavi için doğru teşhise ihtiyaç vardır. Bunun içinde ayarlanmak istenen hatun kişi iyi incelenmelidir her kız temelde aynı olmakla birlikte farklı nüansları vardır esas oğlan bunları belirleyip bu alanlara yoğunlaşmalı yoksa bütün kızlar için genel geçer bir tavlama kuralı yoktur. Zaten kızlar kendi başlarına birer istisna iken bunlar için genelgeçer kurallar olduğunu sanmak büyük bir yanılgıdır. Ama yinede bir kaç temel kuraldan bahsetmek gerekir; En başta gizemli olmak gerekir kızlar gizemi sever. Konuşmalarınız kısa olmalı gerektiğinden fazla asla konuşmamalısınız geri kalan sözleri onun hayal gücüne bırakmalısınız hep ona söylemek isteyipte söyleyemediğiniz bir şeyler olduğunu sanmalı. Bu suskunluğunuz karşısında ısrar edip sorununuzu öğrenmek istediğinde aşk acısı çeken biri gibi davranmak gerekir hiç dayanamazlar. Sonra size yavaş yavaş yaklaşmaya başlayacaktır ama hep kendinizi geri çekin ki size daha çok bağlansın onun tamamen savunmasız bir şekilde size bağlandığını gördükten sonra...bundan sonrası size kalmış...tabi bunlardan daha önemli kaderin onu karşınıza çıkarması gerek...

köpüklü türk kahvesinin yanında italyan kahvelerinide yapmayı biliyorsa baristadır...

onu düşündüğünde nefesinizin kesilmesi...çaresizliğinizin iliklerine kadar işlemesi fakat hiç bir şey yapamamaktır. gece uykuya dalmadan önce aklınıza onun gelmesi nefes nefese uykudan kalkıp saatlerce düşünmek ancak düşüncelerin içinde boğulmaktır. sadece onu yanınıza alıp, geri kalan her şeyi bırakıp gitmek istemektir. onu görme ihtimaliniz milyonda bir olsa bile, saatlerce birlikteyken gezdiğiniz yerlerde yürümek ve ona rastlamak için dua etmektir...
Özlem aynı zamanda bir sınavdır...Her aşkın tabi tutulduğu çok zor bir sınav. ne kadar süreceği bilinmeyen bir sınav. eğer gerçekten seviyorsanız bu sınavı kesin kazanırsınız...aşksınız gerçektir kavuşursunuz...
Umarım herkez özlediğine kavuşur...

biraz yetenekli ancak eğitimsiz olmasına rağmen böyle kısa bi sürede bu kadar büyük paraları bulmasından dolayı aşırı şımarmış...daha yıldızı parlamadan sönmüş ölü ozanlar derneğine kaydı yapılabilecek cinsten bir oyuncu...yazık keşke ondanda bir hakan şükür bir tugay kerimoğlu olabilirdi.aslında tek suçu yanlış zamanda yanlış yerde bulunması...inşallah düzelir...

Dünyanın en kötü duygularından biridir ayrılık duygusu,bide taraflar uzun süredir birlikteyseler ve artık birbirleri için sevgiliden çok alışkanlık olmuşlarsa, kopmak daha da zordur.Her şeyin eskisi gibi olacağını varsayarak bir çok kez yeniden başlamışlar.Ancak hiç bir şey istedikleri gibi olmamıştır.Bunun aksine sonuç hep aynı olmuştur;hüsran yine hüsran...Bişeyler yanlıştır ama yanlışın ne olduğunu iki tarafta bulamaz...kendilerini suçlarlar olmaz,karşılarındakini suçlarlar yine olmaz...Bu içinden çıkılmaz durum ayrılana kadar devam eder.Ayrılınca her şeyin değişeceğini zannederler ancak ayrıldıkları halde hiç bir şey değişmemiştir.En sonunda kız yada erkek biri diğerinden daha az sevdiği için büyük sancılara rağmen tamamen vazgeçer...artık her şey size onu hatırlatır bi parkta oynayan küçük bi kız çocuğu,rüzgarın size getirdiği bi koku ne kadar taş gibi sinirlerim var derseniz deyin sizi altüst eder...bu böyle bir iki yıl devam eder.tabi kişinin durumuna görede değişir bu süre...bu sancılı alışma süreci geçtikten sonra anılar kalır sadece geriye hafızası daha zayıf olan taraf rahat eder.çünkü az hatırlar...hafızası güçlü olan çok hatırlar ama artık oda bişey yapmaz...akıllarında kalan en önemli şeyde birbirlerini ilk gördükleri andır...bence hiç kimse böyle bir deneyimi tatmamalı...sağlıklı ilişkiler kurmalı.Bir defa biten bişeye daha iyi olacak diye yeniden başlamamalı...zaten iyi olacak bi şeyler kalmışsa ayrılınmazdı...her şey iyi olurdu...

En büyük düşman en son bakacağın yerdedir...