bugün

entry'ler (152)

arkadaşları toplayıp adam dövmeye gitmek

Özsaygısını kaybetmek istemeyenlerin kaçınması gereken korkaklık. neden dövmek istersin birini? Diyelim ki haddini bildirmek için. Tek bir kişi. Döveceksin kararlısın. Arkadaşlarını almışsın tembih ediyosun siz geride kalın mevzu olursa dalarsınız diye. E ibne, bu götü sağlama alma çabası neden? Korkuyor musun dayak yemekten? Madara olmaktan korkuyosan bu dayak işlerine ne sikime giriyosun?

Sevgilim herifin tekine mesaj atmış sonra da silmiş o mesajları beni mi aldatıyor lan yoksa diyorsun. Buraya kadar tamam. Git döv dövmek istiyosan. Ben sonra arkadaşlarınla geçen muhabbeti merak ediyorum.

"Yengeniz birine veriyor diye şüphelendim, herifin ifadesini almaya gidiyorum ama götüme güvenemedim ya gidip dayak yersem? iyisi mi siz de gelin ama bekleyin.tek başıma halledebilirsem övünme hakkım saklı kalsın. Baktınız dayak yiyorum girersiniz."

Adamlık 101: öleceğini bilsen teke tek kavganı yalnız ver ki götünün vücudundaki en nazik yer olduğunu çakmasın kimse. Bi fark ederlerse sikiverirler alimallah.

ben bu yazıyı sana yazdım

oldu mu? ödeştik mi artık? belki öleceksin. ölümden dönersen ödeştik mi artık? sen ölmeden ödeşemez miyiz?
ama sana bişey diyim mi?
gitme! kaybedince daha çok seveceksin.
bu arada (bence artık sen de ben gibisin.)

bir kaçış yolu olarak kitaplar

kendi hayatından, düşüncelerinden, üzüntülerinden sıyrılıp bir başkasının hayatına gözlemci olma olanağı sağlar. sanki hiç var olmamışsın, bedenin yok, yalnızca bilinç düzeyinde varlık kırıntısı gösteren bir silik ruhmuşsun gibi olmak, uzaklaşmak... evet, böyle tarif edebilirim.

birine gözlerini hediye etmek

atıf yılmaz'ın kambur filminde de örneği görülen eylem.

babaya sözlüğü anlatmak

gayet edepli usturuplu bir film seyrederken dahi, 140 dakikalık filmin hepi topu üç dakikasını oluşturan öpüşmeli sevişmeli sahneler geldiğinde odaya aniden giren baba, aynı istikrarı, sözlükte nadiren denk gelen * * sikişli sokuşlu küfür içeriğine sahip bir yazının okunduğu anda, al kırdın kırdın videosundaki anne misali, başını yana eğmek suretiyle bilgisayara arkadan yaklaşma konusunda da sürdürür.

dolayısıyla bu tür babaların, buraların goygoycu mekanı * olduğu konusundaki önyargısını kırmaya çalışmak, yani babaya sözlüğü anlatmakimkansız olmamakla birlikte zordur, yıpratıcıdır.

31 mart 2014 recep tayyip erdoğan balkon konuşması

içinde bir yerlerde ''peki bunlar kaybedince ne diyecekler? ben söyleyeyim: biz kazandık diyecekler. genel müdür çıkıp biz kazandık diyecek.'' minvalli sözler geçen konuşma. o zaman ne demek istediğini pek anlamamıştım. ama basbayağı işler kendileri için kötü giderse oy çalacaklarının sinyalini veriyormuş, ön alıyormuş aklınca. hırsız olduklarını biliyorduk zaten de böyle göstere göstere, özellikle ankarada seçime hile karştıracakları fikri, a.k. partisi için bile absürd gelen bir fikirdi.

chp ve mansur yavaş oylarına sahip çıkamazsa şu dakikalarda, artık sağduyu sahibi insanlar bile demokrasinin süresiz askıya alındığını farkeder. bunların kaçı sokağa iner bilemiyorum ama artık kendi kendimize demokrasicilik oynamayamayız. anladık ki bundan böyle kurtuluş sokaklarda. son olarak:

Anarşi mi istiyorsun, Kamooon!

köylü ekrem

içinde kurtların yaşadığı bir ceviz ağacını yontup kanserli gülümseyen bir kadına çeviren sanatçı, bir köylü adam. çevresindeki insanlardan bazılarının kendisini put yapmakla itham ettiğini, çalışmalarını sunduğu bazı ünvanına köle insanların da o eserleri eğitimsiz bir köylünün yapmış olmasına dudak büktüğünü söyleyen, kendisinin farkına varabilmiş, kimliğinden utanmaması gerektiğinin bilincinde bir adam. kıymeti bilinmeli.


--spoiler--

hala gülümsediğine bakmayın, çok acılar çekiyor.

--spoiler--

yatakta kendi kendine düşünürken lafın lafı açması

bazen, yorgunluktan kırılsanız bile, beyninizin ufak şımarık bir çocuk gibi ''uyumicam ki, ehe'' şeklinde inat etmesiyle başlayan, günün muhasebesini, ertesi günün planlarını yapmak ya da içinizi hoş edecek olayları ve insanları hayal etmek suretiyle devam ederek içinden çıkılmaz bir hal alan durum. bunca zamandır bu illete maruz kaldığımdan kendimce bazı yollar geliştirdim. içinizden bir kişi bile ertesi gün işe uykusuz gitmek zorunda kalmasa kardır diyerek sizlerle paylaşayım:

- baktın düşünmekten uyuyamıyosun, kalk. derhal kalk. git evin içinde biraz dolan. televizyon (bilgisayara sakın bulaşmayın, daha fena oluyor) varsa aç, biraz izle. sigara kullanan birisiysen yak bir tane. sonra geri yatağa dön.

- illa bilgisayar açacam diyorsanız ve az buçuk anladığınız yabancı bir dil varsa, aç bir dizi, konuşulanlara konsantre olarak anlamaya çalış. bir süre sonra sızma ihtimaliniz yüksek.

- evde halletmeniz gereken bir iş söz konusuysa, o işin başına geç, o anda halletmenin imkansız olduğunu gözlerinle gör, sonra tekrar yatağa dön. vicdan azabı, uykuya dalmana izin verecek kadar yakanı bırakır.

- sabah karga bokunu yemeden uyanmam lazım, ben niye hala uyanığım amına koyim diyorsan, deme. bu seni paniğe sürükler, uyuman zorlaşır. yarın biraz uykusuz kalacağın gerçeğini kabullen, sinirden stresten sıyrıl. stres uykunun düşmanıdır.

- bu tavsiyelerin halihazırda uykusu olanların uyumasına yardımcı olur, uykusu olmayanın uykusunu getirmez. bunu aklından çıkarma.

- tavsiyeler işe yaramadığı takdirde, uyuyamamanın suçlusu benmişim gibi bana sövme.

- son olarak hepinize tatlı rüyalar...

kaan sezyum

isim soyisim kombinasyonu murat menteş romanlarındaki karakterlerinkileri aratmayan ama anımsatan yazar.

recep tayyip erdoğan ın yüce divanda yargılanması

şu an hala inanmaya cesaret edemediğim ihtimal. ancak kendini koruma içgüdüsü gelişmiş olan insanların şaşırtıcı ve dönemsel olarak anlam verilemeyen davranışlarının birer işaret olduğunu düşünürüm. son iki ayda tayyibin kurmaylarının ve yalaklarının (son olarak fatih altaylı'nın 5n1k' daki söylemleri mesela) davranışları da beni tayyibin gidici olduğu yönünde ikna eden gelişmeler. bu tip insanların içgüdülerine güvenmek gerekir. kolay kolay kendi başlarını yakmaya cesaret edemezler zira.

91 in 7 ye tam bölünebilmesi

bravo demek birilerinin dikkatini çekti dediğim inanılması güç gerçek. rengini belli etmemekte müthiş bir dirayet gösteren bu 91 denen sayı zamanında finallerden birinde bana asal olduğu izlenimini ustalıkla vermiş, ardından yaptığım çeyrek sayfa çözümü, demek ki böyle değilmiş bu dedirterek sınav kağıdından kazırcasına silmeme neden olmuştu.

el birliğiyle 91'in gerçek yüzünü gösterelim dostlar. yok öyle 90'la 92'nin arasına saklanıp ''ben asalım ki, hehe'' izlenimi uyandırmak. düpedüz sahtekarlık bu.

rte nin habertürk ü sansürlediğini kabul etmesi

anayasal suç işlediğini itiraf ettiğini gösterir. ama adam olaya böyle bakmıyor. sürüsü de böyle bakmıyor. koskoca başbakan olmuşum, bir altyazıya da müdahale edemeyecek miyim diye düşünüyor. seçmenleri de aynı şekilde. cumhurbaşkanının görevini yapmaya davet edilmesi kendisinin gözünde ana bacı düz gitmekle eşdeğer olmalı ki birtakım hakaretlerin edildiğini, buna kayıtsız kalamayacağını söylüyor. bu adamın dünyayı algılayış şekli incelenirse magalomani hakkında aydınlatıcı tezler yazılabilir.

anamur alanya ortaklığında bir il

gerçekleşmesi dahilinde, ülkemiz sınırlarında birbirine komşu olup şehir merkezleri birbirine en uzun mesafede olan iki il ünvanını mersin ve antalya'dan alacak olan girişim. belki mantıklıdır ama nedense pek desteklemiyorum. anamur'u, bozyazı'yı, mersin'in görülmesi gereken güzelliklerinden olduğunu düşünmemden ve bunun böyle kalmasını istediğimden olabilir.

stv nin hz muhammed e kamyon kaçırtması

izlemediğim videoda yer alan olay(mış). lakin başlığın akla getirdiği hababam sınıfı diyaloğu:

- ne? ekrem bey at mı kaçırdı?

- hayır, at ekrem beyi kaçırdı.

habertürk ten anket manipülasyonu skandalı

yalaka fatihler ile hanedan ailesinden teyyip ve küçük oğlan bilal'in baş rollerde olduğu bir diğer ses kaydının ortaya çıkardığı gerçek. malumun ilamı.

bu ülkede yakın gelecekte seçim olacak. bu ülkede yakın geçmişte seçimler oldu. hangisinin güvenirliği var? yapılmış olanın mı, yapılacak olanın mı?

siktiriboktan bir anket sonucuyla oynamadan duramıyor adamlar. alenen ''manipüle edeyim'' diyor. daha ne söylenmesi lazım? daha ne yapmaları lazım?

ülkenin yarısının haberi yok. gerçi benim akitlerden umudum yok. duysalar ne olacak? duyanları görüyoruz işte, videoların altındaki ak kullanıcı yorumlarını okumaktan midem kalktı. ak seçmenler birer prototiptir. al birini, ne tepki veriyor bak. geri kalanı da aynı tepkiyi verir. seçtiği adamların koyun dediği insanlardan koyundan farksız davranmasını neden beklersem ben de...

mommo kız kardeşim

ayşe ile ahmet'i, bir de dedeyi anlatan film.

dedeyi oynayan mete dönmezer bana büyükbabamı hatırlatıyor. kullandığı kelimeler, lafa başlamadan kaşını çatıp bir süre beklemesi, ağlaması...

mommo kız kardeşim'i izlemek film izlemek gibi değil, sanki yıllar önce büyükbabamın köyünde kayda aldığımız videoları izlemek gibi. sanki senaryo yok gibi. olan bitene bir kamera gizlice tanıklık etmiş gibi.

gülfatma babaannemin çiçeği gibi.

mommo'nun çıkacağı kara deliğe benzer bir oyukluk bizim eski köy evinde de var. ben oraya jelibon saklardım.

ne zaman bu filme rastlasam, artık içinde yaşayanı kalmayan, yıllardır gitmediğim o eve gitmiş gibi olurum.

soyut matematik

içinde barındırdığı bir mantık konusu vardır ki kendisine p ise q diyorum ya da a ise q diyorum, başka da bir şey demiyorum.

yeter ismindeki inanılmaz mantık hatası

türk insanının ''yeter'' ismini bir doğum kontrol yöntemi olarak görmesinden kaynaklanır. burada kullanılan ''yeter'' ünlemi, ''biz bundan böyle seks yapmayacağız, yeter'' anlamında değil; ''bundan böyle sevişsem de, kocam içime boşalsa bile hamile kalmayayım artık, yeter'' manasındadır. böyle bakınca olayda bir mantık hatası yoktur aslında.

''yeter'' denince artık spermin yumurtayı döllemeyeceğine bel bağlayan türk insanı, yine son doğan kız çocuğuna ''dönüş'' ismini koyarak olası bir hamilelikte, xx kromozomunun xy'ye dönüşeceğine de inanır.

müslüman olmayanlardaki mevlana aşkı

mevlana'nın tevazusundan ileri gelir.

tantuni sevmeyen mersinli

tantuni sevmediğini kendisine böyle bir nickname seçerek deşifre etmesi hiç de hoş olmayan yazar. görmez olaydım.