bugün

"birini tanımanın en iyi yolu onunla oyun oynamaktır. oyun oynarken beni güvenilir bir insan olduğuna inandırmaya çalışırsan bunu anlarım. ayrıca oyun insanları birbirine yakınlaştırır."

alper canıgüz ün yeni nesil romancılığa tartışmasız yeni bir soluk getirdiği, psiko-absürd-romantik-komedi konulu kitabı...

bir başka güzelliği için;

(bkz: gizliajans)
her gece sevgiliye atılan son mesajın son iki kelimesidir.
Alper canıgüz'ün, "hele bir yere açın bakalım ağalar, beyler!!!" diyerek edebiyat dünyasına kontrolsüz dalış yaptığı merhaba eseri... Oğullar ve rencide ruhlar, daha sonra ise gizliajans ile kısa zamanda o ağalardan, beylerden biri olacağı, serüvenperver yolculuğunun ilk adımı... An itibarı ile fark ettim ki çok sikindirik benzetmeler ile süslemeye başladım yazıyı. "merhaba eseri", "Yolculuğun ilk adımı" filan nelerololoyo. Neyse. Alper canıgüz'ü tersten okumaya başladım ben. Zügınac repla olarak değil hayır, eserlerini kronolojik olarak sondan başa okudum. Tatlı rüyalar'ın diğer iki eserin kalibresinde olmaması bence üzücü değil. bu canıgüz'ün motorunu giderek açtığının buz gibi bir kanıtı. Daha neler, ne günler, ne mavralar, ne hayaller görcez bakalım. Bekliyoring.

Kişisel bir detay: kitabı okuduğum dönemde, piyasaya girecek yenice bir tatlısal ürünün bir alt markası için isim çalışıyordum. Kitaptan aldığım ilhamla -arak değil- alternatiflerden birine de tatlı rüyalar'ı ekledim. -yok lan ilham değil, bildiğin arak galiba- Edebiyatın besleyici özelliğini kafa göz yara yara kanıtlamak istiyordum. Bakalım proje gerçellenir, müşteri de kabul ederse falan filan... o zaman ürünün arkasına "tatlı rüyalar okurken, tatlı rüyalar yiyenler geceleri birbirinden tatlı rüyalar görür. bu bir garantidir. boru değil." gibi bir ibare de ekletmek için canhıraş bir şekilde çalışacağım. Bu densizliği de yaparım, bilmezsin.

Şimdi biraz yorgunum. Rüyam geldi, uyumaya gidiyorum. çalışıyormuş gibi yapıp uyumaya... gözlerim açık bir şekilde, konuşurmuş gibi yapıp uyumaya. tavsiye ederim. kimse çakmıyo. kendiniz bile. ama uyuyosunuz. Herkese datlı rüyalar!
alper canıgüz'ün 2. kitabıdır. bir oturuşta bitirmişimdir ve keşke unutsam içerigini de yeniden okusam diye düşünmekteyimdir.
"Zeki müren'in zeki müren olduğu filmlerde canlandırdığı karakterlerin gerçek zeki müren'le ilgisi ne kadarsa,bu kitapta sözü edilen kişi ve olayların gerçekle ilgisi o kadardır."' la başlayan bir kitaptan bekleyebileceğiniz her şeyi barındıran ve bu girizgahla kapak tasarımında yer alan psiko-absürd,romantik,komedi tanımlarına dahi ihtiyaç duymayan,"sanıldığı gibi sadece gerçekler rüyaları etkilemez,rüyalar da gerçekleri etkiler" cümlesi üzerine oturtularak hikayeleştirilen ve tahminimce psikoloji üzerine yapılan hemen hemen tüm geyiklerin yerli yerinde kullanıldığı güzel bir kitaptır.
--spoiler--
"Ne kazandım ki ben?"
"Bir düşle bir dünya yaratılabileceğini öğrendiniz,yetmez mi?"
"Anlaşılan o dünyayı yaratan benim değil sizin düşlerinizmiş,"dedi.Şevket adeta sitemkar bir tavırla.
"Bu doğru değil,"dedi Panş."Birisini düşlerinize kattığınız anda o kişi farkında olmasa bile ruhunun derinliklerinde bunu anında hisseder ve sizinle birlikte o düşü örmeye başlar.Yani olup bitenlerde benimkiler kadar sizin düşlerinizin de önemli bir rolü vardı.Hem kim bilir,belki farkında bile olmadan siz de bir dünya yaratmışsınızdır."
Profesör yıllar boyu düşlerine konu ettiği kadınların tüm rezil fantezilerinden haberdar olduğunu düşünerek titredi."Siz neler söylüyorsunuz! insan salt düşleriyle bir başkasının yaşamını nasıl etkileyebilir?"
Panş,Profesör'e döndü."Profesör,aslında bir diğerinin yaşamını etkileyebilmenin tek yolu budur.Dünyayı değiştiremezsiniz ama yeni bir dünya yaratabilirsiniz."
--spoiler--
okunası alper canıgüz eseri. inception un yıllar önce yazılmış basit bir versiyonu. ama kısa gibi geldi.
alper canıgüz e bir sorum olacak .
sen neler yazmışsın böyle arkadaş .

"oğullar ve rencide ruhlar" dan sonra , "tatlı rüyalar " ı okumaya başlarken acaba demiştim ,
aynı tadı alırmıyız .
aldığım gün okumaya başladım kitabı ve son 15 sayfa kaldı bıraktım .
bitmesin istedim kitap .
yeni eserler bekliyoruz kendisinden .
okurken son 10 sayfasına geldiğimde elimde dibi gelmiş nutella kavanozu tutuyormuş gibi hissettim . bitmesini istemeye istemeye sıyırdım kavanozun dibini. hala tadı damağımda...
olasılıksızın zipli hali. daha kısa ama aynı şekilde büyük bir dikkat ve heyecan içinde okurken kendinizi kitabın içinde buluyor, bazı yerlerinde ters köşeye yatıyorsunuz.
film olabilecek bir hikayeye sahip alper canıgüz kitabı.
duyu aktarmasıdır.
tesadüf eseri kendi kendime "ulan acaba rüyayla transa geçip başka hayata atlanır mı ki?" diye düşünüp durduğum zamanda okudum. hoş bir duygu idi. (bkz: adamlar yazmış abi) *
diğer kitaplarına nazaran biraz daha acemiliği dikkat çekse de sağlam bir kurgusu vardır.

yine de en harika kitabı gizli ajans'tır.
Duyulmadiginda uykuyu da geceyi de zehir eden soz. Her seyden dah guzeldir sevgiliden bir tatli ruyalar mesaji almak. Yalnizlikta en cok ozlenen...
uyumadan önce insanların birbirlerine söyledikleri temenni.
tadı damakta kalan bu günlerde yeniden okumayı düşündüğüm üç alper canıgüz kitabından biri.
diğerleri:
(bkz: gizliajans)
(bkz: oğullar ve rencide ruhlar)
ne güzel sözdür "tatlı rüyalar". bir insanın rüyalarının dahi güzel olmasını dileme samimiyeti. yüzeysellikten uzak bünyenin lafı. soyut şeylere kıymet verir mi insan. verir işte varlığı, ne olduğu şaibeli bir an'a güzellik dilemek. pek severim.
iyi başlayan anca devamı ve finalinde pek aceleyle yazılmış hissi yaratan kitap. bi' oğullar ve rencide ruhlar değildir doğal olarak.
hızlı okunan bir alper canıgüz romanı
detaylı yorum için:
http://cunkubenbunadegeri...lestiri-tatl-ruyalar.html
keşke senaryolaştırılıp filmi çekilse dediğim kitap. uyumadan tatlı rüyalar gördüren, arada bir dur kim nerede idi? derdirten, yazarın yaratıcılığına bir kez daha hayran bıraktıran afili filinta eseri.

bir oğullar ve rencide ruhlar olmasa da hakkı yenilmemesi gereken eğlenceli roman.
Sözlük kızlarına söylediğim söz.
(bkz: baklavalı rüyalar)
seçici bir sözdür. Bir erkeğin başka bir erkek için söylediği görülmemiştir. Genelde karşı cinsler arasında kullanılır ve arkadaşlıktan öte veya o tarafa meyilli insanlar arasında kullanılır.
adı gibi tatlı bir kitap. başladığın gibi bitiyor. çıtır. ama ben başka bir noktaya parmak basıcam.
-alper canıgüz'ün sevdiğim yönü : psikanaliz merakı.
-alper canıgüz'ün sevmediğim yönü : bunu kitabın içerisinde gösterme şekli.
bu kitap için bakarsak üniversitedeki ders bölümleri sırf bunun için konulmuştu. oğullar ve rencide ruhlardaki son rüya sahnesi gibi. (#12370128)

kitaptan birkaç alıntı ;

--spoiler--

# evet , bir insanı gerçekten anlamak ve ona gerçekten de yardımcı olmak çok zor bir şey. Çoğu insanın kafası çelişkilerle , ruhu komplekslerle dolu ve ne istediğini bilmiyor. ama yine de , onun (kafka'nın) söylediklerini anlamaya çalışmak söylemedikleri hakkında fikir yürütmekten daha doğru geliyor bana. samimiyet , en azından onun kendisini yalnız hissetmemesini sağlayacaktır. ve bence hepimizin tek derdi profesör , bu dünyada yalnızız ; çok yalnızız.

# (bir anektodu freud'a göre yorumlarken sonuç olarak)
bunu anladığınıza göre , belki şunu da anlayabilirsiniz: "bazen bir penis sadece penistir"

# öte yandan ona karşı belli bir sempatisi olduğu da gerçekti. belki ara sıra görüşebilirlerdi ; iki eski arkadaş olarak. şevket hayli birikimli ve dost canlısı bir insandı. yalnız başına yürümesi pek zor yaşam yolunda birbirlerine destek olabilirlerdi. mesela şevket gelip , iyice demode kalmış ve son günlerde epeyi sorun çıkaran bilgisayarını bir elden geçirebilirdi. bilgisayarcı değil miydi? gelsin yapsındı pezevenk. eline mi yapışırdı yani?

--spoiler--

"okurken komikti şimdi söyleyince..." tadında oldu ama güzel kitap. *
tatlı rüyalar.
Özlenilen rüyalardır. Tatlıyı geçtim, normal rüya görmüyorum lan ben.