bugün

entry'ler (42)

furkan doğan

cennete inanmıyorum.

inandığı bir dava uğruna
ve kimseye zarar vermiyorken ölmek,
çakal gibi yaşamaya yeğ.

ki son birkaç gündür
ömür boyu yetecek çakal gördüm
israil diye uluyan.

umarım benim ölümüm de benzer olur.

mihr

conan'dan bildiğimiz "mithra" (= güneş) adlı tanrı isminin ses değişimi (th -> h) sonucu aldığı şekil.

gerçek furkan

şöyle bir baktım da, kitabın çoğunda isim vermeden -müslümanlık karşıtı tipik evanjelist söylemleriyle- hz muhammed'e giydiriyor. bir agnostik olarak muhammed'i savunuyor durumuna düşmeden not edeyim: evanjelistlerin, kafasını karıştırabildiğim kârdır düsturundan hareketle ortaya attıkları bir proje: büyük ortadoğu, armageddon falan.

bu lafım da müslümanlara: "bir ayetinin benzeri yapılamaz" kuralı ağır kaçıyor hakikaten. kuran'da geçiyor biliyorum da, göz de var izan da var.

ek: bu kitabın getirdiği dinin müslümanlık-yahudilik-hristiyanlık sentezi olduğu belirtilmiş de, o da yalan. hiç alakası yok. sadece tipik alabama evanjelist hristiyanlığının arapçası. o kadar.

arda turan ın 100 milyarlık plakası

(bkz: zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış)

gazali

gazali dürüst bir filozoftur; agnostisizm düşüncesinin aklın son kertesi olduğunu nedeniyle niçiniyle anlatmıştır. son kertede, imanını aklına tercih etmiştir: ona göre hiçbir şeyi bilmek mümkün değildir, ama muhammed'in nuru ona bu vesveselerden allah'a sığınma gücü vermiştir (5 dakika önce varlığının bilinemeyeceğine ulaştığı allah).

biraz daha yaşasaydı (belki 1000 yıl kadar), o zekaya hammadde olarak girecek biraz daha geniş dünya bilgisi (ilim deyince adamın hala aklına fıkıh geliyor, benim aklıma da tavuk ilmi geliyor) olsaydı, o çevreden öğrenilmiş dogmatik imanla (bkz: blissful ignorance) tatmin olacağına sonuna kadar gider, orada da kalırdı.

taksiratı da kendiyle birlikte gitmiştir, affedecek bir şey yoktur.

ceren tugen

çok nefis bir sesi var kendisinin. hayalim bir gün kendisini canlı dinlemek:

eskimişliğin yüzünden belli
benim gibi senin de benzin solmuş
bilirim dinmez özlemin geçmişe
sen de onla yaşamayı öğrenmişsin, istanbul

kimse senin derdini anlamadan
herkes sana şarkı yazıp durmuş
ama bu kez üstüne alınma
bu şarkı sanırım bana yazılmış, istanbul

burrito

börito da denir.

kızarmışı da çimiçangadır.

ayrıca (bkz: taco bell)

ve dahi (bkz: beaner)

ve hatta (bkz: fasülyeci)

chimichanga

ing. kızartılmış burrito (börito).

türkçe'de "çimiçanga" denebilir herhalde.

anladığım kadarıyla "zamazingo" kelimesiyle köken olarak alakalı.

betazoid

betazed gezegeninden olup telepati yeteneğine sahip kişiler. kocaman kocaman gözleri vardır.
(bkz: deanna troi)

betazed

star trek evreninde betazoidlerin gezegeni.

nastasha

rusça "nastasia" isminin sevimlilik hali. (nastasyacık)

(bkz: natasha)

natasha

rusça natalia (ya da natalya) isminin küçüklük ya da sevimlilik belirtir hali. "natalyacık" gibilerden.

yar

star trek tng'de atılgan'ın güvenliğinden sorunlu hatun kişinin soyadı.
(bkz: tasha yar)

yar

hot fuzz adlı filmdeki çam yarması şahsın ingilizce "evet" deme biçimi.
(bkz: yes)
(bkz: yeah)
(bkz: ja)

bibik

"bip" sesi cikaran duduk.

tsan chan

http://ikorid.blogspot.com adresinde çiziktiren kişi.

anasının nikahı

bir şey için mantıksız derecede yüksek bir karşılık / fiyat istendiğini belirten "anasının nikahını istemek" deyiminde geçer.

firstborn

ing. ("first born" diye de yazılır) ilk doğan çocuk. (ilk doğan erkek çocuk anlamında da kullanılır)

ingilizce'de birisi için çok değerli olan bir şeyi (ya da karşılığında çok fazla şey istenen bir şeyi) ifade etmekte kullanılır.
(bkz: anasının nikahı)

bir de masalı var tabii: (bkz: rumpelstilskin)

sigilbaz

sihirbaz kurbağa.

captain kirk

(bkz: kaptan kirk)