bugün

entry'ler (67)

yalnızlar mektebi

mart itibariyle istanbul, ankara, izmir ve diyarbakır başta olmak üzere birçok şehirde bulunabilecek bir fanzin çıkaracak edebiyat blogudur. özellikle miraç ağca'nın hikayeleri okunasıdır.

nihat genç ve fenerbahçe yazısı

dün sky türk'teki ne var ne yok programında yaptığı açıklamalardır.

az önce açtığım (bkz: ulusalcıların şike operasyonunu sahiplenmesi) başlığında anlattığım ulusalcının tam tersi bi açıklama yapmış kendisi.

--spoiler--
Fenerbahçe aşılamaz bir takımdır.

Yani biz Fenerbahçe ile maç yapan takımlarız bu gerçeği buraya koyalım.

Çünkü yüzyıl geçti hâlâ Fenerbahçe'yi yenmek bayram, neşe... Herkes toplanıp Fener'i yenmek için bir araya geliyor. Türkiye ligi her ne kadar 34 haftadan oluşuyorsa da, aslında bir sezon boyunca her takımın iki kere Fenerbahçe ile karşılaştığı bir süreçtir.

işte bu yüzden Fenerbahçe’siz bir lig ne Galatasaray'a ne Beşiktaş'a ne de Trabzon'a yakışır. Dahası Fenerbahçesiz bir lig hiçbir takıma gerçek bir lig gibi gelmez.

iddialar ağır.

Fenerbahçe yönetimine karşı savcılık resmen şike ve rüşvet suçlamasıyla bir soruşturma yürütüyor.

Ben savcılığın da durduk yere elinde hiçbir kanıt olmadan Fenerbahçe gibi bir takımın yönetimine karşı böyle bir soruşturma başlatacağına inanmam.

Bu durumda geriye iki seçenek kalıyor:

Eğer savcılık iddialarını ispat ederse bu Fenerbahçe camiasına kara bir leke, birinci lig için de;öksüz bir sezon demektir.

Çünkü Fenerbahçe’siz bir lig, öksüz kalmış bir ligdir.

Eğer iddialar boş çıkar ya da Aziz Yıldırım başta olmak üzere Fenerbahçe yöneticileri aklanır serbest kalırsa bu defa da haksız yere atılmış bir lekenin izi kalacaktır.

işte hepimiz için zor olan budur.
--spoiler--

ulusalcıların şike operasyonunu sahiplenmesi

çelişkinin dik alasıdır amınakoyim.
şimdi bu şike davasını zekeriya öz yaptı.
kim bu adam? ergenekon iddianamesini yazan adam.
bu ulusalcılar kendi adamları içeri alınınca çarşaf çarşaf zekeriya öz'ü boka batırdılar (ki haklılar da o konuda)
şimdi fenerbahçeli olmayan ulusalcılar "davanın üzerine gidilsin" diye götlerini yırtıyor.
hayır, zamanında liberal yazarlar "ergenekon'un üzerine gidin" dediklerinde bunlar liberallere "faşist orospu çocuğu" demedi mi?

titreyin ve egonuzu bi kenara bırakın ibneler.
sırf takım tutuyorum diye kişiliğinizden ödün vermeyin.

not: vamos bien grubundanım.

sözlük yazarlarının ilginç özellikleri

kaybedenler kulübü filmini beğenmedim.

istanbul depremi için ibb ve devletin aldığı önlem

-üst kat komşunuzda kalın
-başkanım onu sel felaketinde söylemişti i. melih gökçek
-o zaman alt kat komşunuzda kalın.

derviş ahmed

az önce okuyup vay amınakoyim dediğim kitap pasajıdır. *
--spoiler--
IV. Murat 1638 yılında Bağdat seferine çıktığında Sakarya dolaylarında Derviş Ahmet adında biri, bağlı olduğu dergâhın şeyhini öldürüp "ahır zamanda ortaya çıkacak mehdi benim”…diyerek isyan etti. Etrafına topladığı müritleri gittikçe çoğaldı. Eskişehir Kadısı durumu padişaha bildirince iki kez bastırılması için asker gönderildi ise de, mehdiye inanan cahiller gittikçe artmaya başladı; öyle ki mehdinin çevresine biriken sekiz bin kişilik kuvvet Osmanlı Ordusunu yendi. Epey kan döküldü, bazı paşalar şehit oldu. Sonunda Şeyh Ahmet, ala düşürülüp yakalandı, padişahın huzuruna getirildi. Bu Şeyh Ahmet’in göğsünden ve omuzlarından ince ince derisi yüzüldü, parmaklarını mafsal mafsal kestiler. Fakat Şeyh Ahmet bu arada bir tek "of" bile demedi. Hatta Şeyh Ahmet, Cellât Kara Ali'ye seslenerek, "acele etme cellât ağa, evme"; deyip asla boyun eğmeyeceğini ve işkenceyi önemsemediğini gösterdi. izleyenleri de kendine hayran bıraktı. Başında büyük bir imame ve sarık olduğu halde, bir eşeğe çırılçıplak bindirilerek şeyhi ordu içinde dolaştırıp ibret olsun diye gösterdiler. Sonra da burnunu, kulaklarını, ellerini ve ayaklarını kestiler. Ordunun içine bıraktılar. Böylece can verdi.
Günümüzün artmakta olan sahte peygamberlerini de siz sayınız. Toplumu, demokrasiyi bu tür hastalıklı sahte peygamberlerin sakatlamasını istemiyorsak, insanlarımıza biat düşünceli hurafe ile değil, bilime, laik ve hür düşünceye dayalı bir eğitim vermeliyiz. Aksi halde, bilimsizlik, hurafe ve cehaletle Osmanlı nasıl yıkılmışsa, sonumuz kaçınılmaz son olur; en azından çağdaş dünyadan geri kalır, emperyalist ülkelere muhtaç yaşarız.
--spoiler--

kaynak: 2- Osmanlıda Karşı Düşünce-Rıza Zelyut

jack kerouac

(bkz: yeraltısakinleri) kitabıyla tanıdığım yeraltı edebiyatı insanı

yaşamdan dakikalar

an itibariyle sky türk'te banttan verilen programdır.
4 adam birbirini yağlamaktadır.

yazarların okuduğu gazeteler

(bkz: birgün)
(bkz: özgür gündem)

savcılığın gazetecilere muhbirlik teklif etmesi

savcılığın gazetecilerden, hopa'da yaşamını yitiren metin lokumcu'nun cenaze törenindeki bütün görselleri isteme olayıdır.

goethe üzerinden espri yapmak

"yıl olmuş 2011"le başlayan cümle kurmaya iten eylemlerdir.

90 larda çocuk olmak

(bkz: 90larda orospu çocuğu olmak)

tarama ucu

ilkten çok zor gelir, o yüzden karikatürden soğutur.
ama az çok tekniği çözünce ders notlarını bile tarama ucuyla yazasın gelir.

amına kodumun beygiri

uykusuz'un bu sayısında, yiğit özgür'ün çizdiği çakmaktaş ve moloztaş karikatüründe barni moloztaş'ın repliğidir.

lcw maymunlu kazak

nostalji olarak anılan kazaktır. gitti gidiyor'da bir adam bu kazaklarndan satmaktadır.

yalnızlığı tek cümleyle açıklamak

(bkz: uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum)

filmi çekilesi kitaplar

(bkz: kürk mantolu madonna)

aya bak yıldıza bak replikas

haramiler'den daha güzel yapmışlar gibi

http://fizy.com/s/180sdv

sözlük yazarlarının en son dinlediği şarkı

(bkz: aya bak yıldıza bak - replikas)

pontiaka

rum olmama rağmen hala öğrenemediğim ama çat pat anladığım dildir.