bugün
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması12
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır11
- erkeğe ne hediye alınır23
- kanınıza rengini verir misiniz15
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır8
- uzağı göremeyen insan19
- anın görüntüsü20
- türkiyede çok abartılan arabalar24
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- evlilik14
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız13
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
entry'ler (341)
türkçe'yi doğru telaffuz eden erkektir. sanıldığının aksine türkçe, yazıldığı gibi okunan bir dil değildir. türkçe tellaffuzda gelecek zaman ekinin ilk ünsüzü yani bu durumda -e > -ı/-i'ye dönüşür. -ğ ve beraberindeki -i ise yutulur. sonuç olarak geleceğim > gelicem, geleceksin > geliceksin, gelecek > gelicek, geleceğiz > gelicez, geleceksiniz > geliceksiniz, gelecekler > gelicekler şeklinde telaffuz edilir. kural bütün benzer örnerklerin telaffuzunda bu şekilde bir dönüşüm izler. son bir dipnot olarak ise zaman anlamındaki gelecek kelimesi telaffuzda aynen söylenir, bu kelimenin de "gelicek" şeklinde telaffuz edilmesi yanlış bir kullanımdır.
yakışıklı olmasına rağmen belki de ismail yk sendromundan muzdariptir.
(bkz: ismail yk)
(bkz: şappur şuppur)
--spoiler--
beni beğeneni ben ben beğenmem
benim beğendiğimi ise beni beğenmez
--spoiler--
(bkz: ismail yk)
(bkz: şappur şuppur)
--spoiler--
beni beğeneni ben ben beğenmem
benim beğendiğimi ise beni beğenmez
--spoiler--
sanatçılığına bok atanların, sanat anlayışını ve sanata bakış açısını merak ettirendir.
çok iyi bir sanatçı ve sanat destekçisi olduğu gibi iyi de bir fikir adamıdır.
çok iyi bir sanatçı ve sanat destekçisi olduğu gibi iyi de bir fikir adamıdır.
kolay kolay beğenmeyen, beğeni eşiği ve gözü yükseklerde olan hırslı insandır; ama memnuniyetsiz, züppe, gösteriş budalası değildir. bendir.
bir fena değil insanı olarak örneklendirmem gerekirse:
-offf! abi hatuna bak, taş.
+abartma olm, fena değil o kadar.
-kanka, bu nasıl oldu yakıştı mı?
+fena değil; ama daha iyileri de olabilir.
-kaan, bu hafta çok başarılı oldun, helal olsun.
+teşekkür, fena değildim; ama daha iyi de olabilirim.
-ulan adi, herkes kalmış sen ba ile geçmişsin.
+fena değil tabii; ama aa olsa daha iyi olurdu.
-oğlum para durumun ne alemde, para vereyim mi?
+gena değil ya, halledelim ben gerek yok.
-aşkım, 1 ayı bitirdik ve hiç kavga bile etmedik, ne kadar uyumluyuz diğ mi?
+fena sayılmayız işte, sen de suyunu çıkarma.
fena değil insanının hayatındaki bu diyaloglar zamanla yerini şunlara bırakır:
-aga, karıya bak!
-ya da bakma lan, nasılsa fena değil di mi? hahahaha
-bu mont on numara oldu, ne dersin?
-fena değil di mi? hahahaha
-yine ba almışsın, fena değil ha! hahahaha
-hayatım, şu çanta nasıl fena değil diğ mi?
bir fena değil insanı olarak örneklendirmem gerekirse:
-offf! abi hatuna bak, taş.
+abartma olm, fena değil o kadar.
-kanka, bu nasıl oldu yakıştı mı?
+fena değil; ama daha iyileri de olabilir.
-kaan, bu hafta çok başarılı oldun, helal olsun.
+teşekkür, fena değildim; ama daha iyi de olabilirim.
-ulan adi, herkes kalmış sen ba ile geçmişsin.
+fena değil tabii; ama aa olsa daha iyi olurdu.
-oğlum para durumun ne alemde, para vereyim mi?
+gena değil ya, halledelim ben gerek yok.
-aşkım, 1 ayı bitirdik ve hiç kavga bile etmedik, ne kadar uyumluyuz diğ mi?
+fena sayılmayız işte, sen de suyunu çıkarma.
fena değil insanının hayatındaki bu diyaloglar zamanla yerini şunlara bırakır:
-aga, karıya bak!
-ya da bakma lan, nasılsa fena değil di mi? hahahaha
-bu mont on numara oldu, ne dersin?
-fena değil di mi? hahahaha
-yine ba almışsın, fena değil ha! hahahaha
-hayatım, şu çanta nasıl fena değil diğ mi?
genelde asla yapmam denilen zamandan çok kısa bir süre sonra yapılması da ayrıca ilginçtir.
çok yakın bir arkadaşımla sıhhıye köprüsünün altındaki dönerciden asla döner yemeyiz, diye başlayıp içip içip kimseye yazmayız, diye devam ederek sarhoş olunca sokaklarda deliler gibi şarkı söylemeyiz, diye sonlanan konuşmamızın üzerinden bir gün, evet tam bir gün sonra asla dediklerimizin hepsini yapmamız ve yaptıklarımız yüzünden her anlamda 1 ay pişmanlık duyarak acı çekmemiz; buna verilebilecek en iyi örneklerden olsa gerek.
çok yakın bir arkadaşımla sıhhıye köprüsünün altındaki dönerciden asla döner yemeyiz, diye başlayıp içip içip kimseye yazmayız, diye devam ederek sarhoş olunca sokaklarda deliler gibi şarkı söylemeyiz, diye sonlanan konuşmamızın üzerinden bir gün, evet tam bir gün sonra asla dediklerimizin hepsini yapmamız ve yaptıklarımız yüzünden her anlamda 1 ay pişmanlık duyarak acı çekmemiz; buna verilebilecek en iyi örneklerden olsa gerek.
insanın aç olmasıdır kesinlikle.
ne demiş yılmaz erdoğan:
hiçbir lahmacun da
o, okul yolundaki üçüncü sınıf lokantadakinin
tadını vermeyecek bir daha
çok daha iyilerini yedim sonra
bizzat urfa'da hatta
ama hiçbirinde
o kadar aç oturrnadım sofraya
ne demiş yılmaz erdoğan:
hiçbir lahmacun da
o, okul yolundaki üçüncü sınıf lokantadakinin
tadını vermeyecek bir daha
çok daha iyilerini yedim sonra
bizzat urfa'da hatta
ama hiçbirinde
o kadar aç oturrnadım sofraya
en asil duyguların insanıdır. hatta bu kalıbın en iyi oturduğu insandır da kanımca.
ayrıca, amirime kurban ol sen la.
ayrıca, amirime kurban ol sen la.
kaygısızlardan hatırladığım, berber ismail'e traş olma yöntemi aklıma çok yatmıştı vakti evvelinde.
önemli bir çoğunluğu:
içeri girdiğimde memelerini sıvazlıyordu,
bana poşetlerini taşıyıp taşıyamayacağımı sordu,
asansörde göz göze geldik ve...
gibi klişelerden oluşan fantazilerdir.
içeri girdiğimde memelerini sıvazlıyordu,
bana poşetlerini taşıyıp taşıyamayacağımı sordu,
asansörde göz göze geldik ve...
gibi klişelerden oluşan fantazilerdir.
kutsal annelerin, mucizevi formülü. norveçli balıkçılarınkinden bile daha etkili.
kraldır aga, dayımdır da ayrıca kendisi. giyer babam pijamayı, bir yandan vıcık mandalinayı soyar, diğer yandan da bıyıklarını burur. kim tutar be dayım seni.
(bkz: tabutta rövaşata)
(bkz: candy)
(bkz: the pursuit of happyness)
(bkz: yeo-haeng-ja)
(bkz: umut) (bkz: yılmaz güney)
(bkz: kızılırmak karakoyun)
(bkz: canım kardeşim)
(bkz: hotel rwanda)
(bkz: lorenzo s oil)
(bkz: the truman show)
(bkz: gelin) (bkz: ömer lütfi akad)
daha uzayıp, gider.
(bkz: candy)
(bkz: the pursuit of happyness)
(bkz: yeo-haeng-ja)
(bkz: umut) (bkz: yılmaz güney)
(bkz: kızılırmak karakoyun)
(bkz: canım kardeşim)
(bkz: hotel rwanda)
(bkz: lorenzo s oil)
(bkz: the truman show)
(bkz: gelin) (bkz: ömer lütfi akad)
daha uzayıp, gider.
bu bölüm oldukça teoriktir. kim ne derse desin, gerçek bir edebiyatseverin büyük umutlarla gelip hayal kırıklığına uğramasına ve o çok sevdiği edebiyattan soğumasına neden olur.
benim naçizane tavsiyem: eğer edebiyatı gerçekten seviyorum, tutkunum ona diyen ve sırf bu yüzden edebiyat okumak isteyen varsa tez yoldan vazgeçsin bu fikrinden.
benim naçizane tavsiyem: eğer edebiyatı gerçekten seviyorum, tutkunum ona diyen ve sırf bu yüzden edebiyat okumak isteyen varsa tez yoldan vazgeçsin bu fikrinden.
tabii ki ve tabii ki (bkz: the bucket list)
insanın bokuna yabancılaşması, hatta bokun metalaşmasıdır. felsefi ve sosyolojik açıdan çok büyük önem taşır.
belki günün birinde "başkentte bir sürrealist" olarak anılabilecek ergendir. kim bilir?
nedense bana bayhan'ın bakışlarını hatırlatandır.