bugün

muhsin ertuğrul versiyonundan ziyade lütfi akad versiyonunu daha çok beğendiğim; tam manasıyla ünlüler geçidi olan sadece yılmaz güney, nazım hikmet, lütfi akad... gibi ustalara saygı için bile izlenmesi gereken türk sinemasının yüz aklarındandır.

filmde oyunculuklar, çekimler, senaryo, yönetim, müzik... kısaca her şey üst düzeydir.

filmin orhan kençebay tarafından yapılan müzikleri de esere ayrı bir güzellik ve etkileyicilik katarak izleyicinin dolan gözlerinden yaşların akışını kolaylaştırır.

filmde tek beğenmediğim ve nazarımda eğreti duran şeyse nilüfer koçyiğit'tir; ama o kadar da olsundur. ayrıca yapımda ve yayında emeği geçenlere de helal olsundur.
muhsin ertuğrul' un yönetmenliğini yaptığı, 1946 yapımı siyah beyaz türk filmi. senaryo nazım hikmet ran, yapımcı fuat rutkay, oyuncu kadrosu cahide sonku, hadi hün, nevin seval, mahmut moralı, vasfi rıza zobu, müfit kiper, perihan çakıl tedü, suzan yakar, ismail dümbüllü, mümtaz ener, haluk sarıcı, yaşar nezihi özsoy, muammer karaca, kadri ögelman, mehmet karaca, tevfik ince, perihan yanal, ahmet güldürür, behzat butak, muazzez ülkerer, sabriye toksöz, neşe çiğdem, şaziye moral bulunmakta.
ömer lütfi akad 'ın harikulade filmi. 1967 yapımı. bu öykünün 1946 yapımı muhsin ertuğrul versiyonu da mevcuttur lakin ben onu izlemedim. yıllar sonra da (1993) 3. versiyonunun çekildiğini bilmekteyim.
izlediğim lütfi akad klasiğinden bahsedecek olursam müziği orhan gencebay 'a ait olup feodal yapının çıkmazıyla yoğrulmuş ve gerçekçiliğini bu coğrafyadan alan bir yapıt kuşkusuz. müzikleriyle, şiirselliğiyle orhan gencebay ve nazım hikmet sularına açılırken yılmaz güney ve kadir savun 'un güçlü oyunculuğuyla, sınırlayıcı törelere ve feodalite içinde gücüne güç katıp haraç kesen ağalara uzanmaktayız.

--spoiler--
bir tarafta haraç kesip duran ve gücüne güç katan abdi ağa var. diğer tarafta hüseyin ağa'yı görmekteyiz. aslında mevcut obaların abdi ağaya mecburen işleri düşmekte. çünkü bir nevi tefecilik durumu söz konusu. şartlar abdi ağanın ekmeğine yağ sürmekte. hüseyin ağa'nın karısı gereksiz bir tiptir ve üvey kızına pek göz açtırmamaktadır. gel zaman git zaman hüseyin ağa'nın obasında çobanlık yapan ali haydar bu ağa kızına abayı yakar. kız da ali haydar'a aşıktır. buluşurlar nehir kenarında. aşk tazelerler. fakat mevzu hüseyin ağa'nın kulağına gidince ali haydar'ın savunması istenir. erenler, ağa minimal bir mahkeme heyeti oluştururlar. ve çobanın koyunlarını 3 gün tuzla besledikten sonra onların su içmeden nehir karşısına geçmesini şart koşarlar. ancak böylece sevenler kavuşabilecektir. çobanın koyunların dilinden anlayan duygu yüklü kavalı amacına ulaşmış koyunlar onca tuza rağmen istenileni yapıvermiştir. fakat abdi ağa tayfasından ahmet'in de ağa kızında gönlü vardır ve mühim de bir güçlülük vardır ortada. hüseyin ağa ne yapacağını bilemez çoban hakkından, sevgisinden feragat edip topu ağa'ya atar. ağa razı olmaksızın ahmet'e boyun eğer.(aslında abdi ağa'ya)ve ahmet kızı atlılarıyla beraber alır götürür. sonra ağa kızının obaya kurban verildiği düşünülüp kızın geri getirilmesi fikri ortaya atılır. ve çoban hüseyin ağa'dan onayı alır almaz kızı kurtamaya peşine düşer. sonra mı? neyse, bu kadar yeter.vurucu finali izleyip görmek lazım. (anlatmak yakışık almaz.)
--spoiler--
sonuçta buram buram halkı sömürerek güçlenmeye dokunduran türk sinemasının yüz akı diyebileceğimiz filmlerinden. gencebay'ın etkili müzikleri, erenler ve can dede (görmemesine rağmen geleceği sonsuz gören)ile birlikte tam bir halk edebiyatı yansıması...
10 üzerinden 8,5!
edit: ömer lütfi akad'ın vesikalı yarim 'le beraber ilk dönem klasiklerinden. sonra gelin düğün diyet gelmekte efendim. türk sineması deyince akad'tan bahsetmemek olmaz. çok farklı çok...
müziklerinde orhan gencebay katkısının bulunduğu 67 yapımı, lütfi akad filmi. orhan gencebay'ın gerçek anlamda söylediği türküler vardır...

http://www.youtube.com/watch?v=aDjyDIV4lH4&feature=related