bugün

entry'ler (38)

gs nin türk milli takımınıda şikayet edecek olması

son zamanlarda adalet bekçiliğine soyunan galatasarayın türlü maç ayarlama, teşvik primi verme gibi olaylara karışan türk milli takımını da yakında fifaya şikayet edecek olması durumudur.

şu günlerde fenerbahçeyi şampiyonlar liginden etmesiyle övünen galatasaray yönetiminin yakında türk milli takımını şikayet ederek avrupa şampiyonası ve dünya kupasından da men ettirecektir.

çünkü kendileri evrensel hukuk kurallarına son derece saygılı, hukukun üstünlüğüne inanan , herhangi bir olaya adları karışmamış klüptür, herşeyin şeffaf olasını isterler ve hasır altı edilmiş her olayın da gün yüzüne çıkarılmasını isterler.

sadece kendi çıkarlarını düşünen ve bu tip olayların başına gelmeyeceğini düşünen bir klüpten açıkçası beklenen bir davranıştır. artık iyice uefanın yancısı ve yalakası olmuşlardır.

gs formasından türk armasını çıkartmalıdır

uefa ya yapmış oldukları şikayet neticesinde türk futbolunun yerlerde sürünmesine neden olmuşlardır. bu galatasarayın ilkokul çocuklarından farkı yokmuş, hocam bunlar kopya çekiyor der gibi ispiyon etmişlerdir. madem öyle biz şike yaptık, beşiktaş şike yaptı, tarabzon şike yaptı birkaç anadolu klübü bu işe bulaştı madem tek namuslu sizsiniz çekilin türkiyeden kendi liginizde oynayın, kimin ne olduğunu bilelim.çıkartın o armayı fransız armasını takın artık.

fb için söylenen gereği yapılmalı yavşaklığı

gereği yapılmalı = ligden düşürülmeli

bunlar olayın ne olduğunu bilmeden hukuk hakkında en ufak bilgileri dahi olmadan fenerbahçe gibi bir büyük camiayı aziz yıldırım üzerinden vurmaya, küçük düşürmeye çalışmaktadırlar.

en nihayetinde federasyon şike hakkındaki kararlarını açıklamadan; ne mi olacak tabi ki fenerbahçe düşürülecek, o kadar belge var görüntü var anlayışında idiler ve bu suretle de kamuoyu oluşturma çabasındaydılar.

sürekli bu çapulcular, leş yiyiciler ya emniyetin günahı ne savcının günahı ne, o kadar gece gündüz çalışmışlar sen onların emeğini neden görmezden geliyorsun diyerek akıllarınca fener şike yaptı bunu federasyonda biliyordu ama düşürmediye getiriyorlar, hemde polisin ve hukukun adını kullanıp olayları başka yerlere çekmek istiyorlar.

en vahimi bu keneler ligden düşürülmeliydi demiyor da hep gereken yapılmalıydı, federasyon topu taca attı gibi kelimeler kullanmaktalar. korkmayın açıkça düşürülmeliydi diyin, fenerbahçe şike yaptı diyin, kusun kininizi ne bok olduğunuz, milletin gözündeki değeriniz zaten belli.

bu dandik kadroyla kümede kalan gs şike yapmıştır

kadrosunda sabri, pino, stancu, kazım, cana, zapata, servet, gökhan zan gibi kalas, yeteneksiz topçularla ligde kalmayı başarmış olmasından dolayı akla gelen ihtimaldir.

savımı da bu deliller güçlendirmektedir, işte deliller.

1- yukarıda aklıma gelen kalas ve yeteneksiz oyunculara sahip olması, ayrıca bir başarısızlık abidesi olan bir teknik direktöre sahip olup ligde kalabilmek.

2- yıllarca klübü hep fakir göstererek dışarıya bunlar para veremez, şike yapamaz havası yaratarak olası bir emniyet takibini ve savcıların takibini engellemek.

3- olayın klüp içinde anlaşılmasından ötürü, buna sebebiyet verenlerin başta adnan polat ve adnan sezgin gibi kişilerin klüpten uzaklaştırılmaları.

4- hukuk profesörü olup ve bu yapılmış işlerin doğuracağı sonuçları bildiği için sürekli yönetim karşısında cephe alan mehmet helvacının davranışları.

5- rakibi olan fenerbahçenin müthiş performansın üzerlerinde yarattığı baskı sonucu ezik psikolojisine kapılıp şike yapmaları.

6- kümede kalamazlarsa rakiplerinin, basının ve taraftarlarının önünde küçük düşecekleri için şike yapmış olmaları.

islamın pasifizme karşı olması

kuran , mutlak bir pasifizme karşı olmakla beraber bağışlamayı cezalandırmaya üstün tutar . örnek vermek gerekirse ;
'kim sabreder ve ve bağışlarsa , şüphesiz bu , azme değer işlerdendir ' 42-şura ,43

kuran bağışlamayı üstün tutar , fakat her durumda pasif kalmayı onaylamaz . müslümanlar , saldırıya uğradıklarında ve yok edilmek istendiklerinde savaşa çağrılmıştır . mutlak pasifizm , saldırganların azgınlığını arttıracaktır ve bu ; çocukların ,kadınların ve yaşlıların öldürülmesine izin verilmesi anlamına da gelir . bu yüzden böyle bir pasifizm hem sağduyuya aykırıdır hem de etik açıdan sorunludur .

fenerbahçe nin şampiyonluğa 2 ay sevinmesi

(bkz: bir sezonda iki kez şampiyonluk kaçıran takım)
(bkz: 2010-2011 sezonu)
(bkz: trabzonspor)

bir sezonda iki kez şampiyonluk kaçıran takım

2010-2011 sezonunu şampiyonluğunu kaybeden ve tam şike soruşturması başlamış ve aziz yıldırm , şekip mosturoğlu , cemil turan ... gibi üst düzey fenerbahçelilerin tutuklanmasından sonra şampiyonluğun kendisine verileceğini zanneden (bkz: trabzonspor) dün federasyonun açıklamalarından sonra adeta ikinci kez şampiyonluğu kaybetmiştir ve lig tarihine geçmişlerdir .

alın şampiyonluğumuzu verin şampiyonluklarımızı

sözde adalet olarak yapılan ve alınmasına herkesin kesin gözüyle bakılan şampiyonluğumuzun alınıp, madem adalet istiyorsunuz (ki istediğiniz sadece fenerbahçenin zarar görmesi) o zaman da denizlide ve geçen sene trabzonda elimizden alınan şampiyonluğu da hak eden, gerçek sahibine teslim edin. ancak bu fenere gelince adalet anlayışına sahip olanların böyle erdemli bir davranışta bulunmayacağı da apaçık bir gerçektir.

(bkz: götü yiyen maziyi araştırsın)

1977

aklınca yazarların hakkında entry girerek, böylece kendi hakkında da entry girilip, ününü artırmaya çalışan, sözlük ortamlarında yazarak kendini bir şey zanneden, sanal alem ürünüdür.

(bkz: evir çevir kıvır çevir salla)

gerçekten de şike olduğunu sanan hamsi kafa

bu hamsi kafaya sahip olan leş kargası fenerbahçe gibi büyük bir camianın şike yapıp şampiyon olduğu zannetmektedir.

(bkz: salak yemin ediyorum gerizekalı bu çocuk ya)
(bkz: size her yer tava)
(bkz: kupanın sapını trabzona verelim)

hayatı öğrensin diye oğlunu testereye veren baba

(bkz: bu adam benim babam)

fb nin şampiyonluğunun iptalini bekleyen enayi

(bkz: serdar bali)

(bkz: ahmet gökçek)

(bkz: şenol güneş)

(bkz: telegol ekibi)

(bkz: sadri şener)

kupanın sapını trabzona verelim

sevinsin garibanlar.

2010 2011 sezonu gönüllerin şampiyonu trabzonspor

o zaman (bkz: kupanın sapını trabzona verelim).

gs ye 36 bjk ye 28 puan takan büyük fenerbahçe

(bkz: öyleyse bağırın ulan fenerbahçe çok yaşa diye)

ne olduğunu bilmek

bence insan ne olduğunu bilmekte dikkatli olmalı, iyi tarafını da kötü tarafını da aynı titizlikle ortaya çıkarmalıdır. eğer ben kendimi iyice olgun gösterseydim bunu bağıra bağıra söylerdim. kendini olduğundan alt düzeyde göstermek tevazu değil, budalalıktır; kendine değerinden az paha biçmek korkaklıktır, pısırıklıktır. hiçbir iyilik, sahtelikle bir arada gitmez, doğru hiç bir zaman yanlışa yer vermez.

evrenin başlangıcının felsefi açıdan ispatı

astronomi ve fizik alanında incelediğimiz gelişmelerin yansımadığı dönemde; kozmik fon radyasyonunun bilinmediği, evrenin gelişmesinin gözlenmediği, entropiden ve radyoaktif elementlerden insanın haberinin olmadığı zamanda evrenin bir başlangıcı olduğu akılcı argümanlarla açıklanmış, savunulmuştur.

bunları sizlere şöyle özetleyebilirim ,

1-her var olmaya başlayan, başlangıcı için bir sebebe muhtaçtır.
2-evrenin bir başlangıcı vardır.
3-o halde evrenin var olmaya başlamasının bir sebebi vardır.

ikinci madde bu argümanların kalbini oluşturmaktadır. buna göre evrendeki hareket ve evrendeki zaman sonsuz olamaz, zaman kavramının başlangıcı evrenin de başlangıcıdır.evrendeki zaman, evrendeki hareketin ölçüsüdür, hareket eden evrenin parçaları, yani evrenin kendisidir. hareketin olmadığı bir evren düşünülemez. öyleyse evrenin başlangıcının zamanı varsa, bu başlangıç evrendeki hareketin ve evrenin kendisinin de başlangıcıdır. bu başlangıç, evrenin kendisinin dışında bir sebep'e ihtiyaç duyar.

sonsuzluk geçilebilir mi sorunsalı

bizim sonsuz zaman geçtikten sonra bu noktada olduğumuzu söylemek; sonsuz + 1 olabileceğini, sonsuzun geçilebileceğini demektir ki, bu sonsuzun tanımına aykırıdır. sonsuz kavramı kurgusal olarak kullananlar bunu gözden kaçırmışlardır. bunu kısaca şöyle özetleyebiliriz.

1-sonsuz sürekli olarak ilerleyen ve ilerlemeyle tanımlanmayan demektir.
2-evrendeki geçmiş zamanın sonsuz olduğu söylenmektedir.
3-o zaman bizim bu noktada var olabilmemiz için sonsuzun geçilmiş olması lazımdır. (2. maddeye göre)
4-sonsuz geçilemeyeceğine göre (1. maddeye göre) ve bizim var olmamız inkar edilemeyeceğine göre, evrendeki geçmiş zaman sonsuz olamaz.
5-öyleyse evrendeki zamanın başlangıcı vardır.

(bkz: caner taslaman) bunu maddelemiş kitabından alınmıştır.

sonsuz kavramının yanlış kullanılması düzeltilirse görüldüğü gibi evrenin zamanının bir başlangıcı olduğu da anlaşılacaktır. bir kere daha belirtmeliyim ki matematiğe, evrende var olmayan kurgusal unsurlar katılması değil, bu kurgu ile evrendeki gerçeğin karıştırılması yanlıştır.

david hume

her ne kadar bilinemezciliğin kökeni ve tarihsel başlangıcı eski yunan'a kadar götürülse de, bu görüşün en ünlü temsilcilerinden gösterilir.

edwin hubble

başlangıçta boksör olmayı düşünüyordu.onun gözlemleri evrenin sabit, durağan bir yapıda olduğunu düşünen bir yığın bilim adamını tabiri caizse nakavt etmiştir.