bugün

rahmetli peyo'nun muhtemelen çizmeyi unuttuğu şirindir. çizseydi eğer belki de bugün o minik şirinler cehennemde yanmış olmayacaklardı. muhtemelen şakirt şirin tarafından namaza başlayabilecek, tek katlı camilerinde her gün ibadetlerini huzurlu bir şekilde yapacaklardı.

hiçbir şey öyle sanıldığı gibi kolay değildir. her yerde olduğu gibi şakirt şirinin önüne bir sürü engel çıkacaktı. en başta güzel ve "çağdaş" şirine onun güzel huyuna ve lider ruhuna aşık olacak belki de onu davasından vazgeçirmeye çalışacaktı;
"ne olursun şirinim, kahramanım, gel bütün şirinleri kurtarmak sana mı kaldı"
"hadi kaçır beni, gidelim bu diyarlardan" gibi laflar edecekti.

şakirt şirin bunun yanında aşçı şirinle birlikte maklube yapıp diğer şirinlere ziyafet çektirdikten sonra gargamel'in tarlasında halı saha maçı yaptıracaktı. herzaman ki gibi somurtkan şirin "top oynamaktan nefret ediyorum" diyerek top oynamaya gelmiyecekti.

iğrenç ve bayat espri yapan şakacı şirin ve genç yaşta göbeği dışarı taşmış olan obur şirinleri de unutmamak gerekir ki şakirt şirinin en iyi arkadaşlarından olacaklardı.

nihayet şirin baba.
artık kırmızı zındık işi şapkasını çıkarıp bizim şakirte tâbi olmaya başlayacaktı. yüzüne nur gelecekti. iksir ve büyü işlerini bırakıp tek katlı camide ibadetini yapıp, öbür şirinlerin derdini dinledikten sonra arta kalan zamanlarında tek katlı mantar evinde inzivaya çekilecekti.

ve bizim şakirt şirin huzurlu bir şekilde bir şirin köyünden ayrılıp başka bir şirin köyüne doğru yola çıkacaktı.*
yurt dışına mantardan okullar kurmaya giderdi büyük ihtimalle kendileri. arkasında amerikalı şirin - zındık şirin ve münafık şirin tarafından ağlayan şirin olarak da adlandırılır- gibi bir finansmanı olduktan sonra rahat rahat hizmet edebilirdi. liseli şirinleri şirin topu oynamaya götürür, ardından şirin çilekleri yedirirdi. askeri lise sınavlarına hazırlık aşamalarında liseli şirinlere kondisyon çalıştırırdı.

ya da şirin babaya uyupta seküler şirin olurdu zat-ı muhterem.
şakirt şirin cemaat evinde bulaşık yıkar, yerleri temizler, evin kedisinden kaçar. yağmur ormanlarında şirince öğrenmek isteyenlere şirince öğretir. oranın şirinlerinin zengin olanlarının çocukları için okullar açar. o okullarda okuyan ülkesi fakir ama kendisi zengin şirinlere eğitim verir. sonra çıkar bir de yarışma yapar ki dillere destan.. devlet ricali çok sever bu şirincazı. yerlere göklere sığdıramaz. iktidar peşinde koşar, politikaya yön verir. bide enfazla kadrolaşmayı bu şirin yapar. tehlikelidir efenim kendisi.
komşusu x şirin de hemen peşinden gelecektir. ecnebilerin empati dediği hemhâl olmak, öğrenmemekte direndiğimiz mevzuların en önemlisi kanımca. aslında çok da basit temellere dayanır; sen bir başkasının (sana göre doğru ya da yanlış olabilir) sevdiği, değer verdiği kişilere, kavramlara hoş olmayan tarzda yaklaşırsan o insan da senin sevdiğin, değer verdiğin kişilere, kavramlara aynı tarzda yaklaşacaktır. bu entry de anlaşılamadan kaybolup gidecektir.
köyün tek eksiğidir.
http://www.youtube.com/watch?v=M7ZDmyU7z8M

vardır efenim onlarda vardır.
Kürt şirinin kankulisidir.