bugün

(bkz: bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum)
abartılı her çeşit kimlikten oluşan sınıflarda ders verdiğimizi bilmeyen zihniyetlerin, bunu da öğrenmesi temennisiyle... sizin gibi muslukları adam etmeye çalışıyoruz, toplum içinde daha fazla su kaçırmayasanız diye.
(bkz: Sıkıyosa yap)
öğretmenliğin ne demek olduğunu bilmeyen bir bünyeden çıkmış cümledir. adama sorarlar ulan salak bir öğreten olmasa tesisatçı nasıl olacaksın?
tanımdan önce bir örnek vererek konuya açıklık küfürlerime geçerlik vermek istiyorum.

a harfini öğretmeye çalışıyorum ve yapılan işlemleri sırasıyla buraya yazıyorum

* a harfiyle ilgili tekerleme söyledim, söylettim, öğrettim.
* a harfiyle ilgili tiyatro izlettim pcden.
* a harfiyle ilgili müzikli bir video izlettim.
* a harfinin sıkça geçtiği şarkı buldum dinlettim.
* kum havuzu yaptım tek tek geldiler kum havuzunda a çizdiler.
* oyun hamuru aldım a yaptılar.
* tahtaya devasa a çizdim. yol gibi yani sırayla çocuklara tahtada a nın içini doldurttum.
* a4 kağıdına kocaman içi boş a çizdim fotokopi çektim çoğaltıp dağıttım içini doldurdular.
* kitaplarına bir sayfa a çizdiler.
*a ile ilgiili çalışma kağıdı hazırladım bi sayfa onu yaptılar.
* defterlerine sayfalarca a çizdiler.

ertesi gün a yı sorduğumda e dedi çocuk ya. e dedi. naparsın sevgili sözlükçü. sabredersin. öğretmensin çünkü. öğretmelisin. bunca emeğine rağmen hala öğrenemediyse sabredersin ve yeni yollar ararsın. öğrenmeli çünkü. öğretmen sabretmezse uğraşmazsa şuraya bile yazamazsın sayın sözlükçü. neyse lan.
öğretmenliği sadece geçimini sağlamak için yapan kişilerin sebep olduğu bir yanılgıdır. öğretmeni olmasa da öğretmenliği kutsal saymak, onun gereğini yerine getirmede hassas davranmak açısından önemlidir. öğretmen olarak söylediklerinizden çok yaptıklarınız makes bulur körpe yüreklerde. işte bu sebepten kutsal bir noktada durmaktadır. çocuk "öğretmenim böyle dedi." dediği için, "öğretmenimiz böyle yaptı." dediği için kutsaldır. kutsal olmak zorundadır öğretmenlik.
salak birşeyi savunmak ancak bu kadar oluyor demek ki.

(bkz: entry girdikçe boka batmak)
(bkz: kafa iyi galiba)
"heykeltıraş mermere ne ise; öğretmen de çocuğa odur."
ama;
(bkz: nato mermer nato kafa)
tamam 1. sınıf öğretmenin işi zordur. ancak ondan sonraki dönemlerde o kadar değildir diye düşünmekteyim. ayrıca öğretim üyeliği daha zor bir kavramdır bence. öğretmen kendini geliştirmeye bile açık değil ülkemizde. öğretim üyeleri mecburdur. öğrenci gelip bir şey sorsa sınıfta rezil olur g.t olur o rezaletle nası yaşar bilinmez tabi.
abi meslek güzel ona bi lafım yok. ama şöyle bir durum da var baya bi abartılıyor. sadece bir meslek abi. hintlilerin inekleri kutsallaştırması gibi öğretmenliği de zirveye oturtmayalım.
bu sadece öğrenciler tarafından böyle bilinir. çünkü öğretmenler saygı bekledikleri için sürekli bu iddia da bulunurlar.
bizlere okuma yazmayı öğreten,
konuşmayı, hitap etmeyi, müsaade istemeyi, insan olmayı öğreten,
bizler, dünyayı bilmezken kuşlardan böceklere kadar kadar bilmediğimiz çok şeyleri öğreten,
karnımız ağrırken midemizin nerde olduğunu öğreten,
bulunduğumuz yeri haritada öğretirken dünyanın ne kadar büyük olduğunu gösteren,
göklerde uçan metal yapılı uçakların nasıl uçtuğunu, bizlere gösteren,
bize şiirler, kompozisyonlar yazmayı, duygularımızı ve düşüncelerimizi ifade etmeyi öğreten
ve

ve hz.alinin bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum sözünün üzerine

buralarda onların kutsallığını eleştiren yazı yazmamızı sağlayan
öğretmenlerimizi şükranla anıyoruz.

(bkz: lan sizi uzaylılar mı yetiştirdi)
aynı şey diğer meslekler için de geçerli değil midir? o hakim diye gözümüzde büyüttüğümüz insanların yüzde doksanı adliyede ne işlerle uğraşıyor görseniz gülersiniz. avukatlığı neresi itibarlı. doktorlar her gün bir ton küfür yiyor. mühendislerimiz bildiğin kalfalık yapıyor.
ben anadolu lisesinde okurken bir çok öğretmen öğrencilerin bile gerisindeydi. öyle saygı sevgi edebiyatı yapmak kolay, en zor şey öz eleştiri yapmak.
(bkz: sktr lan ordan mal mal olma)

insanı zorla sövdürürler.
ülke sınırında güzel Türkçemizi, anadilini kullanamayan 50 kişilik öğrenci güruhuna ingilizce öğretmeye, konusturmaya çalışmaktır ki... düşmanıma dilemem.Uğraşlarım sürüyor!
aslında hiç de abartılmış bir iş değildir. iyi öğretmen vardır kötü öğretmen vardır ona bi lafım yok. ama doğru düzgün konuşamayan, düşünemeyen, aklı bir karış havada öğrencilere bi şey anlatmaya çalışmak zor iş.
(bkz: sistemin yeniden üretilmesi)

(bkz: devletin ideolojik aygıtları)
birey üzerinden toplum inşa etme sanatına eğitim/öğretim, inşa eden sanatçılara da öğretmen denir.
meslek açısından bakıldığında bin küsür meslekten biridir.
puan tutmadı bari eğitim fakültesine kapaklanalım diye başlar bir çoğu. ilk zamanlar mistik bir motivasyonla dünyayı değiştirme mücadelesine girilir. derken öğretmenler odasında eğitimsen muhabbetine bulaşılır.
okul idaresinin kurs için belirlediği saat başı ücretlerden şikayet edilir.

her sabah özenle yeniden bağlanan kravatlar bir süre sonra açılmadan kafadan geçirilmeye başlanır. milli eğitim bakanlığının verdiği lap toptan sahibinden com'a girilmiş araba fiyatlarına bakarken arada bir sesiz diye bağrılır.
"öğretmenliğin aslında abartılmış bir iş olması" cümlesini bir araya getirip yazmayı ve daha fazlasını yapmayı öğreten mesleğe yazılabilecek hakaret cümlesi
(bkz: yediğin kaba tükürmek)
polislerin, eğitimcilerden daha fazla maaş aldığı, daha fazla saygınlık gördüğü bir ülkenin sözlüğünde açılabilecek saçma iddaa.

kolluk gücü olup halka saldırmak, öğrenci dövmek varken öğretmen olup insan yetiştirmek neymiş değil mi?
Hiç öğretmenlik yaptın mı diye soruyla cevap verilmesi gereken kelime grubu.
(bkz: bilmiyorsan konuşma)
eserinin üzerinde imzası bulunmayan yegane sanatkarlar öğretmenlerdir.
Devlete kapat atmanın halk tarafından en makbul sayılan türü.
yazıklar olsun denilesi başlıklara örnektir, bu da.! ve çokta yanlış bir düşüncedir.! bunun üzerine denilecek fazla da söz yok işte.

böyle düşünen(ler)e; yazıklar olsun ve birkez daha düşünün, derim.!